Sal: 40 / Hejmar: 470 / Sibat 2021
Serxwebûn 40. yılında “Hiçbir şey özgürlük ve bağımsızlıktan daha değerli değildir”Çile 2021
Dilzar Dîlok Önder Apo’nun Kürdistan gerçeği içinde doğuşunun ve bu doğuşun Kürt halkıyla buluşmasının anlamı tarihseldir. Bu buluşma yarım yüzyıldır süren özgürlük mücadelesini oluşturup yönetirken sonrasındaki yüzyıllara da etki edeceğini şimdiden ilan etmiştir. Bu hakikat, halkımızın özgürlük iddiasının öncülüğünde yürütülen mücadeleden bilindiği kadar, bu iddianın Önder Apo paradigması yoluyla dünya düşünce insanlarına, aydınlarına, sosyalistlerine söylettiği sözlerden biliniyor. Önder Apo düşüncesinin, doğuşunun örgütlenip bir toplumsal mücadele ve varoluş ifadesi aracına dönüşmesi ardından, bu ifadenin başta Kürt halkı olmak üzere dünya insanlığıyla buluşması Serxwebûn gazetesi sayesinde olmuştur. Bu anlamıyla Serxwebûn gazetesi, özgürlük öncülüğünün toplumsallaşmasının aracı olmuştur. ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ adlı manifestoyla yayın hayatına başlayan Serxwebûn gazetesi, yayın çizgisinin nasıl olacağını zaten bu ilk yayınıyla ilan etmiştir. Kürdistan’da devrim olmalıdır, devrimin yolu da mücadele etmekten, soykırımcı Kürt düşmanlarına, sömürgecilere karşı savaşmaktan ve onları yenmekten geçecektir. Bu ilan şüphesiz büyük bir iddiayı barındırmaktadır. Bu büyük iddiayı gerçekleştirecek Kürtlerin olmadığını düşünenlerin çokluğuna rağmen bu iddia, kendini gerçekleştirecek Kürtleri de varederek kendini gerçekleştirmiştir. Bu anlamıyla Serxwebûn hem Kürt’ün özgürlük iddiasının ilanıdır hem de bu iddiayı gerçekleştirecek özgür Kürt’ün yaratılmasının en temel aracıdır. PKK, Bakurê Kurdistan’da darbe koşullarında doğmuştur. 1971 darbesinin ölümden başka bir şey vermediği bir dönemde, hiç kimsenin varolanı söylemeye-yapmaya cesaret edemediği bir siyasal atmosferde, Apocu ideolojik grup doğmuş ve örgütlenmesini yapmıştır. Bakurê Kurdistan’da Kürtlüğün yok sayıldığı, adını anmanın dahi ölümle ve büyük korkularla özdeşleştiği böyle bir siyasal atmosferde ortaya çıkmış, Kürt’ün var olduğunu iddia etmekle birlikte Kürt’ün varolması için Kürt soykırımcılarına savaş ilan etmiş, çağının çok ötesinde bir iddianın sahibi bu hareketin tarihsel belgesi de Serxwebûn olmuştur. Bu anlamıyla Zerdüşt gataları değerindedir. Kutsal kitap Kur’an’ın yazılmış ilk nüshası değerindedir. Kürt halkı da bu değeri bilerek mücadele etmiş, zorlu imtihanlarından geçmiş ve Serxwebûn gazetesine bilinen kutsal kitaplardan daha büyük bir kutsallık atfetmiştir. Bu kutsallık ilk çıkışından bugüne kadar büyük bir iddia ve ısrarla, çağın özgür insan bilincini yenileyerek, büyüterek ve tüm dünya insanlığına taşıyarak varlığını sürdürmüştür. Önderliğin, Önderlik sahasının, Önder Apo felsefesi ekseninde yürütülen eğitimlerin adım adım tüm halka sunulması, Serxwebûn sayesinde olmuştur. Bir anlamda Önderlik sahasında üretilen bir damla, Serxwebûn gazetesiyle tüm Kürdistan’a ve dünyaya yayıldı. Serxwebûn gazetesi her eve giren bir Apocu militan olmuştur Bilindiği gibi, ideolojik öncülüklü olan örgütlerin en fazla önem verdikleri alanların başında yazılı basın-yayın araçları gelmektedir. Fakat Serxwebûn gazetesi PKK için salt yazılı basının bir aracı değildir. Apocu ideolojik grup, tez elden bir basın yayın aracı oluşturmaya yönelmemiş, ideolojinin kök hücre düzeyinde bir grupta gerçekleşmesi ve toplumu örgütlemeye başlamasıyla birlikte bunu anlatmanın bir yolu olarak basın araçlarına yönelmiştir. Bu anlamda Serxwebûn, atılan tohumların filiz vermesi ardından ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyişle, kökleri sağlamdır. Çıktığı ilk günden itibaren farkını korumuş, saldırılara uğramış, yazan, okuyan, dağıtan herkesin büyük bir varlık yokluk sürecine tabi tutulduğu bir özgürlük iddiasının da aracı olmuştur. Tüm bunlara rağmen varlığını korumuş, bir dil yaratmış ve bu dili yaşamsallaştırmıştır. Serxwebûn gazetesinin bir dili vardır. Bu dil, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin yaratmak istediği anlam dünyasının bir yansımasıdır. En sadesinden Önder Apo’nun dilidir. Yoldaşlık, arkadaşlık, mücadele arkadaşlığı ile başlayan ve dilin bütününe yansıyan yeni özgür yaşam farklılığıyla, kendine özgü oluşuyla büyük umut vermiştir. Kürtler, ilk çıkışında gördüğü farklılığı sevmiş, benimsemiştir. Zorlu savaş yıllarında zorluklara nasıl anlam verileceğini buradan görmüş, anlamış ve bilince çıkarmışlardır. Düşmanın fiziki saldırıları kadar soykırım politikaları kapsamında uyguladığı özel savaş saldırılarının, yalanlarının iç yüzünü Serxwebûn gazetesinden öğrenmiştir. Bu anlamda Serxwebûn gazetesi, her eve giren bir Apocu militan, her eve giren, her Kürt’e ulaşan bir Apocu güç olmuştur. Düşmanın yalanlarının içyüzünün anlaşılmasında, Kürt halkına doğruların anlatılmasında, özel savaş saldırılarının boşa çıkarılmasında öncü rol oynamıştır. Özgürlük Hareketimiz PKK, halkımızın öncü partisidir ve yarım asırlık bir özgürlük mücadelesi yürütmektedir. Bu mücadele Bakurê Kurdistan’dan doğarak hızla tüm Kürdistan’a yayılmış, dünyanın her yerine dağılmış olan Kürtlere hızla ulaşarak tüm Kürdistan halkının sahiplendiği bir öncü parti haline gelmiştir. PKK sayesinde adeta dünyanın her tarafındaki Kürtler nefes almış, ülkesi için yeniden özgürlüğü solumaya başlamıştır. PKK’nin özgür Kürtlüğü yaşatan, savunan ve temsil eden tek güç olarak Kürdistan halkının öncü partisi haline gelmesi ve halklaşması, Kürdistan halkı içinde, kendini tek başına halkıyla özdeşleştirebilen büyük yürekli militanlar yaratmasını da getirmiştir. PKK çizgisi, çok değerli insan örnekleri, toplumsal-tarihsel kişilikleri ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanda tarihsel-toplumsal kişilikler olarak şehitlerimiz, pratikleriyle, yaşamlarıyla, duruşlarıyla ve Parti’ye kattıklarıyla Parti’yi vareden, büyüten ve süreklileştiren bir güç olmuşlardır. Direnen Kürdistan halkı, direnen kadim tarihiyle, toplumsallığıyla PKK ile bütünleşerek, çağın insanlık değerlerini de kendi toplumsallığına ekleyerek dünya insanlığının özgür yaşam öncülüğünü yapma iddiasındadır. PKK’nin bu iddiası ve gücü, Önder Apo ve şehitlerimiz sayesindedir. Tüm bunları Kürtlere, dünyaya, dosta ve düşmana anlatan da Serxwebûn olmuştur. Serxwebûn, dili kesilmiş, konuşmayı unutmuş bir halkın adeta kendini yeniden yaratarak konuşmaya başlaması gibidir. Kapitalist modernitenin bugün en büyük saldırısı orduları, silahları, füzeleriyle gerçekleştirdiği saldırılar değildir. En büyük saldırı ideolojik cepheden yapılmaktadır. En başta ‘ideolojiler çağı bitti, ideolojiler öldü’ denilerek, dünya halklarının özgürlük inancı ve umudu zayıflatılmak istenmektedir. Ancak kapitalist modernite ideolojilerin öldüğünü belirtse de, tüm saldırılarının kökenine ideolojik saldırıyı koymuştur. Kapitalist sistemin kullandığı, yaygınlaştırdığı tüm araçların ideolojik bir kökeni, dayanağı vardır. Örneğin; bugün Koronavirüs üzerinden yapılan ideolojik saldırının, mikrop ve salgın kadar insanlarda yarattığı umut kırılmasıyla ölümlere yol açtığı, umudu kırılan insanın bağışıklık sisteminin iflas ettiği herkesçe bilinmektedir. Serxwebûn denince ilk akla gelen Mazlum Doğan Yoldaştır Yine ‘sınırsız bilgi paylaşımı’ sloganıyla başlayan internet dünyasının belli bilgiler sunmakla birlikte tüm dünya insanlığını nasıl esir aldığı da gözler önündedir. Sunulan bir iletişim imkanın arka planında, anı anına sistemin kontrolüne tabi tutulma gibi bir bedel vardır. Bu durum insanlarda “kapitalist sistemin dışına çıkamama” korkusunu yaratmakta ve bu korku bir yılgınlık, umutsuzluk ve yaşam coşkusundan vazgeçiş olarak somutlaşmaktadır. Bir boyutu da bilgiye kolay ulaşma yanılgısıdır. Bu yanılgı insanlarda bilgiye ulaşmak için emek verme olgusunu çökertmiştir. Ve bu durum da, insan belleğinde büyük boşluklar bırakmaktadır. Oysa ki kapitalizm, “İnsanlara kendi tükürüğünü dahi bedava vermeyen” bir sistemdir. Bir cümlelik bilgi kırıntısı karşılığında reklamlarını, kendi içeriklerini vermekte ve insanları sanal olmayan yaşam zemininden koparmayı da bir zafer olarak görmektedir. Örneğin; son on yılda tüm dünyada okuma oranlarının düştüğü bilinmektedir. Bu durum kapitalizmin insanları, toplumları kendi geçmişlerinden, geleceklerinden koparma saldırısının bir sonucudur. Bilinmektedir ki, insanları hafızasız, tarihsiz ve geleceksiz yapmak, ideolojik bir saldırıdır. Okuma oranlarının düşmesiyle ideojiler çağının bittiği söylemi, paralel bir sürecin sonucudur. Burada, gazetelerin okunmamasını bir doğal sonuç olarak görmenin büyük yanılgı olduğunu ve kapitalizmin saldırısı sonucu olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca bunu kabullenmek, kapitalizmin en büyük yalanı olan “ideolojiler çağı bitti” söylemine teslim olmak anlamına gelir. Bundan dolayı, Serxwebûn gazetesinin özgür yayıncılıkta ısrarı, başlı başına bir mücadeledir. Bu başlı başına yayıncılık da, kapitalizm karşısında durmaktır ve anlamı büyüktür, kazanımı büyüktür. Serxwebûn gazetesi deyince ilk akla gelen şüphesiz Hareketimizin öncülerimizden Mazlum Doğan Yoldaştır. Mazlum Doğan Yoldaş ve Duran Kalkan Yoldaşın büyük bir çaba, özveriyle başlattıkları bu çalışma, ideolojik grubun Önder Apo ile buluşmasının en güzel kanıtıdır. Öyle bir gerçekliktir ki, Mazlum Doğan Yoldaş çok okuması, çalışması, büyük bir aydınlanma devrimini kendi kişiliğinde gerçekleştirmesiyle tanınır. Kendi kişiliğinde zihniyet devrimini büyük bir emekle gerçekleştirmiş, kendi belleğine tüm evren tarihini sığdırmayı başarmış, adeta kütüphane denilen bir düşünce denizinin taşıyıcısı olmuştur. Bu karakter, hem Önder Apo’nun düşünceye verdiği önemi hem de ideolojinin insan varoluşundaki anlamını da ortaya çıkarmaktadır. Şüphesiz bu güzellik, kendiliğinden ortaya çıkmamaktadır. Büyük emekler pahasına gerçekleştirilen bu düzey, özgür Kürt’ün de prototipi olmuştur. Bu anlamıyla çok çalışmak, emek vermek ve düşünceyi özgürleştirmek konusunda başlangıçların en büyük tanığı da Serxwebûn gazetesi olmuştur. Çok çalışmayı basite almamak gerekir. Çok çalışan insan, az çalışmanın en başarılı halini, en sonuç alıcı, en verimli halini de bulabilecek kişidir. Bu anlamıyla kadirbilirlik, emekbilirlik, insanbilirlik için büyük ve bilinçli emek vermek gerekmektedir. Mazlum Doğan arkadaş en çok çalışan, okuyan, insanın değişimine, evrenin yaşadığı devrimler gibi devrimler yaşayacağına, güzelliğin insanın eseri olarak tüm dünyaya hakim olacağına, tüm dünyanın özgür yaşayacağına ve bunun da devrimcilerin çalışmasıyla birlikte gelişeceğine inandı. Anlamlı ve güzel yaşama inandı ve bunun için çalıştı. Apocu gruptan arkadaşları arayıp bulduğunu kendi anlatımlarında ifade etmiştir. Ki bu örnek de, Mazlum Doğan karakterindeki özgürlük iddiasının durdurulamazlığının kanıtıdır. Mazlum Doğan gerçeğine yaklaşan bir öncü yoldaşımız da Kasım Engin arkadaştır Mazlum Doğan arkadaşın yaşam serüvenini, bir koşuya benzetebiliriz. Devrimciler için “maraton koşucusu” derler ya, Mazlum arkadaş maratonu kendi hayatına sığdıranlardandır. Devrim mücadelemiz içinde hızlı koşan, çok koşan, büyük koşulara katılan, büyük finallere yetişen çok arkadaşımız olmuştur. Her biri benzersiz bir kahramandır. Bu örneklerden en fazla Mazlum Doğan gerçeğine yaklaşan bir öncü yoldaşımız da Kasım Engin arkadaştır. Kasım Engin arkadaş da Mazlum Doğan çizgisinde kendini var etmiş, tüm Kürdistan dağlarında silah çatmış, düşmana darbe vurmuştur. Yine Kasım Yoldaş da kendi ömrüne birkaç maraton sığdıran nadide yoldaşlardandır. “En hızlısıydı hepimizin” der şair. Kasım arkadaş öyleydi; en hızlısıydı hepimizin. Kasım Yoldaş, ölümü asla düşünmezdi. Hiç ölmeyecek gibi koşar ve çalışırdı. Durmak bilmezdi. Üst üste birçok çalışmayı yapar, “Dur heval, biraz dinlen” diyenlere elindeki işi göstererek, “Şunu da bitireyim, sonra bakayım” derdi. Burada bir örnek daha vermek isterim. Kasım arkadaş çalışma ve bir maraton niteliğindeki devrim koşusunu büyük bir disiplinle gerçekleştirdi. Bir gün yemekten sonra çayı beklemeden çalışma yerine geçmek üzere kalktığında ona, “Heval çay iç, öyle git istersen, çay soğuyacak” dedi bir arkadaş. Şöyle bir cevap vermişti: “Olsun, hele şu işimi bitireyim, çay soğuk da içilir.” Kasım arkadaşı hiçbir gerekçe işlerini yapmaktan alıkoymazdı. O günler Önderliğin tarih anlayışı temelinde çalışmalar yapıyor ve bunu propaganda sahasında yansıtma temelinde çalışıyordu. Kaybedecek bir saniyesi bile yoktu. O hep düşmana vurmaya, düşmanı zayıflatacak eylemleri büyütmeye, ideolojik olarak alt etmeye koştu. Kürdistan gençliğinin soykırım sisteminden kopartılarak devrim saflarında kendilerini yaratması eylemine koştu. Onun anlayışında ölmek yoktu. Bir bitiş çizgisi yoktu; sürekli koşmak vardı. Zamanın durması, zamanın onu yaşlandırması, zamanın onu yenmesi diye bir şey olmadı. Hep kendini genç yaşında hissetti, bunu ifade etti ve yaşamsallaştırdı. Sürekli bir moral, coşku ve çalışma halinde oldu. Önder Apo’nun, “Ölüm yoktur aslında…” diye başlayan tarihsel deyişi gibi, o ölümü reddetmişti ve hiçbir zaman da ölüm başta olmak üzere hiçbir engel için, “şuna rağmen, buna rağmen” vs demedi. Ölüme rağmen, yorgunluğa rağmen, zorluklara rağmen… gibi söylemler onun ferhenginde asla yer bulmadı. Kasım Engin Yoldaşın Serxwebûn gazetesine yazdığı yazılar da bunun örneğidir. İdeolojinin gücüne, zihniyet devrimine sonsuz inancı vardı. Bundan dolayı Serxwebûn gazetesini önemsedi, Serxwebûn için yazdı, yazılanları sürekli okudu ve okuduklarını da her zaman anlattı, paylaştı. Dozdar Yoldaş Serxwebûn yazılarının örgütlenmesinde büyük emek veren bir arkadaştı Kürdistan’ın kadim kenti Efrîn’den Zagros dağlarına, Kobanê’den Qendîl’e kadar Mazlumca bir yürüyüşün sahibi olan yoldaşlardan biri de Dozdar Hemo Yoldaştır. Dozdar Yoldaş, Serxwebûn gazetesinin örgütlenmesinde, yayına hazırlanmasında, yazı yazarak PKK ideolojisinin süreklileşen ve kesintisiz mücadeleyi yaşamsallaştıran gerçeğinin tüm Kürdistan ve dünya insanlığına anlatılmasında öncü düzeyde rol oynayan arkadaşlardan biridir. Özgür Kürdistan dağlarında Serxwebûn gazetesinin anlam ve öneminin bilincini derinden yaşayan, bu gazeteye kaynaklık eden yazıların ulaştırılmasında büyük emek veren bir arkadaş oldu. Kendisi Serxwebûn’un bir aydınlanma aracı olduğuna, karanlık çağda bir çıra olduğuna inandı, bu inançla çalıştı. Köken olarak ideolojinin gücüne olan inancın somutlaşması ve Serxwebûn gazetesi aracılığıyla görünür olmasıydı; bunu da yaptı. Dozdar arkadaşın ideolojilerin gücüne, düşüncenin gücüne olan inancı, onun kişiliğinin şekillendiği topraklardaki komünal kültürel değerlerden, özden kaynaklanmaktadır. Efrîn’de doğup büyüyen Dozdar arkadaş, Efrîn’in özgür Kürtlük değerlerinden, tarım devriminden, Aryenik inanç değerlerinin ısrarla yaşamsallaştırılması temelinde korunmasından kaynaklanan bir gücün taşıyıcısı olmuştur. Emeğin ve toprağın farkındalık ve toprağa emek vermenin yaşam yaratıcı yanı, bunun bilinci, bilincin yeni yaşam üretimlerine vesile olması, Dozdar arkadaşta doğal bir ideolojik duruş yaratmıştır. Şîlan Yoldaş kapitalizme inat sosyalist olmakla onur duydu Sosyalizmi salt yaşam üstü bir ideal olarak ele almayanlardan biri de Şîlan Yoldaştı. Yaşarken sosyalizmin bayrağını taşımak kadar bu taşımayı bilmek ve anlatmak gerekliliğine en fazla inananlardandı. Şîlan Yoldaş, kadın özgürlük çizgisinde derinleşmiş, kadın özgürlük çizgisini yaşamsallaştırmanın bu yüzyılın sosyalizmi olduğu bilinciyle mücadele etmiştir. Adeta Önder Apo’nun, “Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır” sözünü her an söylercesine bir sosyalist mücadele içinde olmuştur. Başta kendisinde sosyalist ilkeleri yaşamsallaştırmayı esas aldı. Sosyalizmi bilmek, anlamak kadar yaşamsallaştırmak ve anlatmak, onun yaşam felsefesiydi. Önder Apo’nun sosyalist ideolojide yaptığı açılımlarını anlamanın büyük çabasındaydı. Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nin sosyalizme açılım yapmak amacını anlayan bir öncü yoldaştı. Kendisine Sosyalist Şîlan denilmesini severdi, bu hitapla onur duyardı. Kapitalizmin her gün sosyalizmin ölümünü ilan ettiği, dünya insanlığında umutları tükettiği, adeta dünya insanlığını anı anına bir mateme sürüklediği bir çağda, kapitalizme inat sosyalizmi severek yaşadı, sosyalist olmakla onur duydu. Bu onurunu Serxwebûn gazetesindeki çalışmalarıyla somutlaştıran Şîlan Yoldaş, her bir eylemi, emeği, tamamladığı işi büyük bir bilinç ve anlamla yapmış ve sonuç da almıştı. Kapitalist modernitenin saldırılarının boşa çıkarılmasında, dünya insanlığındaki umut kırılmalarının onarılmasında, dünya insanlığında sosyalizme dair umut yeşertilmesinde, bunu gerçekleştirmenin öncü gücü olan PKK çizgisinin anlatılmasında büyük emekler vermiştir. Kürdistan’ın özgürlük ve bağımsızlığının dil kazanması anlamında büyük rolü olan Serxwebûn gazetesinin geleneğinin sürdürülmesinde, yer aldığı PKK basın ve yayın faaliyetleri anlamında büyük katkısı olan Başûrê Kurdistan’ın Helebce kentinin yiğit evladı Militan Cûdî Yoldaşı da bu vesileyle anmak gerekir. Militan Yoldaş, Helebce kentinde dünyaya gelmiş, katliam anlatılarıyla büyümüş, benliğini özgür Kürtlük arayışıyla doldurmuş bir Kürt gencidir. Duyduğu, dinlediği her anıyı bir tarihsel bilince dönüştürmüş, deyim yerindeyse ideolojik yaşamıştır. Bu yaşayışı onu arayışlara yöneltmiş, Başûrê Kurdistan’da verili hiçbir zihniyet ya da partinin, hiçbir örgütlenmenin çizgisel olarak Kürdistan’ın özgürlüğünü gerçekleştiremeyeceğini görmüş ve PKK saflarına katılmıştır. Şüphesiz PKK ve Önder Apo’ya dair ilk duydukları, ilk okumaları ondaki arayış kıvılcımını ateşe dönüştürmüştür. Aile-aşiretinin farklı ideolojik-siyasi tercihlerine rağmen verili olana sığınmayı kabul etmemiştir. İşte bu, ideolojinin gücüne örnektir. Bu örnek, Militan Yoldaşta ciddi bir şekillenme yaratmış, gittiği her çalışmada, yer aldığı her eylemde ideolojik bir yaklaşımı esas almıştır. Militan Yoldaş, PKK çizgisinde propaganda çalışmalarının önemini görmüş ve basın yayın faaliyetlerinde yer almıştır. Yaşamıyla, özüyle, sözüyle bir gelecek insanı, bir sosyalist, bir Demokratik Ulus insanıdır. Serxwebûn gazetesinde kendini ifade eden PKK çizgisinin Başûrê Kurdistan ve Rojhilatê Kurdistan’da yankılanması için büyük emekler vermiştir. Serxwebûn’un halkla buluşmasında en etkili yanı şehitler gerçeğine sahip çıkmasıdır Serxwebûn gazetesinde somutlaşan Mazlum Doğan ruhu Gurbetellilere ilham vermiş ve Bakurê Kurdistan’da özgür basın geleneğinin sürdürücülerini yaratmıştır. Selçuklar, Armanclar, Haliller, Nujiyanlar bu çizginin ölümsüzleşmesinin bedelleri olmuştur. PKK çizgisinin propaganda edilmesinde büyük yeri olan Serxwebûn gazetesini ele alırken, bu çizginin tek tek yaşamlarında anlatıcısı olan şehitlerimize dair verebileceğimiz örnekler çoktur. Ancak şunu belirtmek gerekir ki; nasıl ki her söylem bir eylem ise her eylem de bir söylemdir. Her eylemin bize söylediği bir söz vardır. Her eylemin bir dili, ifadesi ve bir sözü vardır. Hiç söz söylememiş de olsa şehit yoldaşlarımız, Parti çizgimizin propagandasını en çarpıcı yapmayı başarmış değerlerimizdir. Serxwebûn gazetesi, Önder Apo paradigmasının temeli olan özgürlük ve bağımsızlık çizgisinin anlatılmasının en temel aracıdır. Bir gelenektir. Dayandığı ideolojik çizgi, örgütsel temel, toplumsal yapılanma ve Demokratik Ulus anlamında bir bütün olarak bir geleneği temsil etmektedir. Serxwebûn gazetesinin Kürt halkıyla buluşmasında en etkili yanı da, PKK şehitler gerçeğine sahip çıkmasıdır. Nasıl ki PKK bir şehitler partisiyse Serxwebûn gazetesi de tüm özgürlük mücadelesi şehitlerinin yaşatılması, ölümsüzlüklerinin anlatılması, mücadelelerinin gelecek kuşaklara taşınması için önemli çalışmalar yürütmektedir. “Kürdistan’da ideolojisiz yaprak bile kımıldamaz” der Önder Apo perspektiflerinde. Bugün tüm Kürdistan, Ortadoğu ve dünyaya yayılan paradigmamızdan da güncel olarak bunu görmekteyiz. Önderlik ideolojisine dayanmayan herşeyin kapitalist moderniteye hizmet ettiğini, hiçbir şeyin nötr olmadığını dünya insanlığına yapılan saldırılardan görmekteyiz. Bu konuda kapitalizmin saldırıları, insanlığa büyük zararlar vermektedir. Bu zararın bir boyutu sosyalist ideolojinin etkisini kırmak olurken, bir boyutu da kendi ideolojisini, ideolojisiz doğal-evrensel kanunlarmış gibi vermesiyle ortaya çıkmaktadır. Kürtlerin bu çağa, çağın hakim anlayışına teslim olması istenmekte, ancak bu, kapitalist sisteme ayak uydurmak olarak adlandırılmaktadır. Hepsinin özü; Kürtlerin yok olması, teslimiyeti kabul etmesi ve Kürt düşmanlarına hizmet etmeye boyun eğmesidir. Bunu Türk devleti vahşi, kaba bir milliyetçilik ve soykırımla yaparken, KDP de artık para etmeyen Kürtlük maskesiyle yapmaktadır. Oysa ülkenin ve toplumun durumuna en genel hatlarıyla dahi baksak, Türkiye’deki vahşet ile KDP’nin iktidar olduğu bölgelerdeki vahşetin aynı olduğunu görebiliriz. Saldırılar, Kürtlerin katledilmesi, ormanların kesilmesi, kadınların katledilmesi, kız çocuklarına tecavüz edilmesi, hepsi birbirinin aynı uygulamalardır. KDP, Kürt düşmanı olan Türkiye cumhuriyetine, güncel olarak da AKP-MHP’ye benzemiştir. Tüm bunlar yapılırken PKK sempatizanlarına yönelik saldırılar devam etmektedir. En büyük silah da “ideolojik” silah olmaktadır. Tarih bize şunu göstermiştir; ideolojisiz yaşam, KDP’nin bugün Kürtlere layık gördüğü yaşamdır. Bu, tam da faşist Türk soykırımcı sistemin istediği bir durumdur. Serxwebûn gazetesi nerdeyse Partimiz, Parti çizgimiz oradadır Bugün PKK çizgisinin yarattığı direniş değerleri olmasaydı, tüm Kürtlük, KDP’nin öngörüp Kürtlere layık gördüğünden daha geri bir durumda olacaktı. Bu kesindir. KDP’nin de Kürtlüğün sahibi olmadığını, Kürt soykırımının bir kader olmadığını PKK’nin çıkışıyla ve yürütülen başta ideolojik mücadeleyle, onunla birlikte ideolojiyle donanıma sahip olan gerillanın silahlı mücadelesiyle tüm Kürtler anlamıştır. Serxwebûn gazetesi bu büyük mücadelede temel bir eğitim aracı rolünü oynamıştır. Tüm Kürtlerin eğitilmesinde, aydınlanmasında, düşman bilinci edinmesinde, Kürtlüğün kendine ait değerlerinin olabileceğinin Kürtlere anlatılmasında, özgürlük mücadelesinin güzelliğinin kavratılmasında Serxwebûn gazetesinin rolü büyük ve bir o kadar da kutsaldır. Kutsal kitaplar, kutsal oldukları için insanlar elleri kirliyken o kitaba dokunmazlar. Onu korur, temiz tutarlar. Bizim kutsal kitabımız niteliğinde olan Serxwebûn gazetesini en iyi koruma yöntemimiz ise onu almak, okumak, okuduklarımızı yaşamsallaştırmak, herkese anlatmak ve zaferi garantilemektir. Her Serxwebûn okuyucusunun bir tane de alıp yoldaşına, arkadaşına, en sevdiği insana verme, okutma görevi vardır. Yine bilmeliyiz ki; Serxwebûn gazetesi bu ağırlaştırılmış tecrit koşullarında, Partimiz üzerindeki ağır baskı ve saldırı koşullarında bu baskıları ve tecrit durumlarını en hızlı aşarak toplumumuza ulaşan dilimiz, yüreğimiz, aklımızdır. Bir anlamda da, kendisi tecriti aşmayı başarmış olan bir özgürlük aracıdır. Bu bilinçle yaklaşmak gerekir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde, kıtasındaki PKK militanlarının, PKK sempatizanlarının koşullar ne olursa olsun, kapitalist modernite temsilcilerinin kısıtlamaları ne düzeyde olursa olsun Serxwebûn gazetesine ulaşabiliyorlarsa, bu gazeteye ulaştıkları an düşmana bir darbe vurduklarının moral ve coşkusuyla yaklaşmaları gerekir. Nasıl ki Önder Apo, “Savunmalarım nerdeyse ben ordayım” demekte ise Serxwebûn gazetesi de Parti için aynı konumdadır. Serxwebûn gazetesi nerdeyse Partimiz, Parti çizgimiz ve Partimizin kazanımları oradadır. Bu inançla tüm Serxwebûn çalışanlarına başarılar diliyoruz. | ||
© 2021 Serxwebûn |