Newroz’un Kürt halkı için olduğu kadar insanlık içinde de çok önemli ve anlamlı bir yeri var. Newroz gibi topluma dayalı bir halk bayramı ve bu kadar uzun tarihi süreç boyunca yaşamış olan bir bayram herhalde yok denecek kadar azdır. Baharlaşma anlamına da gelen Newroz; direnişi, özgürlüğü, yeni bir yıla girişi temsil ediyor. Kürt varoluşunu en iyi temsil eden, özgürlük ve direniş ruhudur. Bu bakımdan da insanlığın politik-ahlaki gerçeği ve yine demokratik komünal yaşamı açısından çok büyük bir anlama ve değere sahiptir.
Newrozları Newroz yapan ulusal kahramanlarımız Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz yoldaşlar ile Ronahî ve Bêrîvan yoldaşlar şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.
Günümüzde kutlanan bayramlar daha çok yakın zaman dilimini ifade ederken, esas olarak da devlete ve egemen sisteme dayanmaktadırlar. Bu bayramların çoğunluğu toplumların yarattığı değerler olmasına rağmen iktidarcı-devletçi sistemler tarafından yozlaştırılıp, marjinal hale getirilmiş bulunuyorlar. Bu duruma gelmeyen, iktidarlaşmayan, yaratıldığı gibi toplum değeri olarak kalan ender bayramlardan birisi de Newroz özgürlük ve direniş bayramıdır.
Bu bakımdan Önder Apo ‘Newrozlaşan bir halk gerçeğine ulaşıldığını’ ifade etmiştir. Kürt halkını ‘Newroz halkı’ olarak tanımlamıştır. Newrozların PKK ile daha güzel, daha anlamlı yaşandığını ve kutlandığını belirtmiştir.
Kürdistan özgürlük mücadelesi sadece Newrozları daha anlamlı yaşanabilir güzel hale getirmedi, bir Newroz gerçeği olarak doğdu. Newroz özgürlük ve direniş ruhunu, geleneğini, gerçeğini yeniden canlandırdı. Kendisi çağımızın Newrozu oldu. İyi biliyoruz ki, PKK’nin temelleri bir Newroz döneminde atıldı. Önder Apo’nun özgürlük ve demokrasiyi etkili kılmak için çıkış yapmaya karar verdiği dönem bir Newroz dönemidir. Her ne kadar PKK’nin resmi kuruluşu 1978 de olsa PKK’nin temelinin Newroz’da atıldığı, Önderliksel doğuş iradesinin Newroz’da oluştuğu tartışmasızdır. Bunlar tarihimizin hala canlı yaşayan, bilinen gerçekleridir. İnkar ve imha sistemi, kültürel soykırım rejimi karşısında bir Newroz’da doğuş yapıldığı gibi, 12 Eylül faşist askeri darbesi karşısında da yine bir Newroz’da doğuş yapıldı. PKK’nin ikinci doğuş hamlesinin çok belirgin boyutu da bu olmaktadır. Yurtdışında Önder Apo’nun çabaları, zindanda ise Mazlum doğan öncülüğündeki o büyük kahramanlık direnişi 12 Eylül faşist askeri rejimi karşısında Kürt halkının varlık ve özgürlüğünü nasıl yaşayacağını, temsil edeceğini, geliştireceğini ortaya koydu.
1973 Newroz’unda örgüt kurmak bazı değerleri temsil etmek anlamına geliyor
30 Mart 1972’de Kızıldere’de Mahir Çayanlar katledildikten sonra, 8 Nisanda Önder Apo Ankara’da bu katliamı protesto etmek için bildiri dağıtımına öncülük yapmıştır. Önder Apo o dönemde aktifleşen bir sempatizan konumundadır. Bildiri dağıtma eylemi sonucunda tutuklanıyor. 7 ay Ankara Mamak Cezaevi’nde kalıyor. Bu dönem önemli bir süreci ifade etmektedir. 1972’de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan Mamak Cezaevi’nde idam ediliyorlar. Ankara’da tutuklanan sol örgütlerin bütün kadroları, hayatta kalan liderleri Mamak Cezaevindedirler. Önder Apo cezaevinde onları tanıma imkanı buluyor. Örgütlerin gerçeğini biraz daha yakından tanıyor. Yoğun bir düşünce muhakemesi yaptığı süreç oluyor. Devrimci yükselişin görkemini yakından tanıyor. Diğer yandan devrimin ezilmesine, devrimci önderlerin katledilmesine tanıklık ediyor. Yanı başında devrimci önderler ordu saldırılarıyla katlediliyor. Önder Apo tüm bunları sorguluyor, nedenleri üzerinde duruyor ve “Öyle bir örgüt olmalı ki, karşı devrimin saldırıları karşısında ezilip yenilmemelidir” kararlaşmasına gidiyor.
Bu temelde mevcut hareketlerin teorik-ideolojik çizgilerini sorguluyor. Ortaya çıkan sonucun arkasında yanlışların yattığını biliyor. Tarih yaklaşımları yeterli değildir. Orduyu devrimci görüyorlar. Böylelikle ordunun kendilerine saldıracağını hesaplayamıyorlar. Türkiye’yi tahlil etmede, özellikle Kürt sorununu, Kurdistan’ı tahlil etmedeki yetersizlikler söz konusudur.
Önderlik bütün bunların hepsini sorguluyor, ciddi bir durum değerlendirmesi yapıyor. Aslında hem demokratik devrim yükselişinin hem de ezilişinin eleştiri-özeleştirisini yapan tek kişinin Önderlik olduğunu söyleyebiliriz. Önderliğin doğru dersler çıkardığı 12 Eylül öncesi çalışmalarından da rahatlıkla anlaşılabiliyor. ’68 kuşağı devrimcilerinin yaşadığı örgütsel yenilgiyi tekrar etmeyecek bir tarzla direnişi sürdürmesinde de bu görülebiliyor. Dolayısıyla direnişin yenilgisini önlüyor.
1973 yılı Newroz’unda da Önder Apo Ankara’nın Çubuk Barajı’nda ilk gruplaşma adımını atıyor. Cezaevinde oluşan düşünce birikimini 1972-73 kışında Haki ve Kemal arkadaşlarla birlikte kaldığı evde okuyor, inceliyor; edindiği düşünceleri bir sisteme kavuşturduktan sonra bu düşünceleri pratiğe geçirecek örgüt kurmak üzere ilk gruplaşma adımını atıyor. PKK’nin ilk çekirdeğinin kuruluşudur. PKK’nin örgüt çekirdeğini oluşturuyor. PKK demek, örgüt demek, Önderliğin düşüncelerinin pratiğe geçirileceği bir örgütsel yapıya kavuşturulması demektir. Kendisi ile birlikte 6 kişilik gruptur. Bir grup olarak hareket etme kararı alınıyor. Önderlik düşüncelerini ortaya koyuyor, çıkardığı sonuçları, devrimci yükselişten, önderlerin katledilmesinden, devrimin bastırılmasından çıkardığı sonuçları, hata olarak gördüğü durumları, özellikle de Kürt sorununun daha çok gündemleştirilmesi için küçük bir gurup olarak hareket oluşturmaya karar veriyor. Önder Apo ulaştığı ve sistemleştirdiği görüşlerini açıklıyor ve “Biz de bu görüşleri savunalım, yeni bir grup olalım, bir mücadele geliştirelim” diyor. Bu da grup olmanın ilk adımını atma, çekirdeğini oluşturmadır. PKK’nin temellerinin atılışı böyledir. Önderlik bir düşünce gücü olarak kalsa, örgütlenmeye adım atmasa bu bir önderlik çıkışı olamayacaktı, fazla etkide de bulunamayacaktı. Düşüncelerinin bir entelektüel etkisi olabilirdi ama eylem için grup örgütlemeye kalkmak tabii ki bir entelektüeli aşıyor, siyasi ve askeri etkiye dönüşüyor.
Devrimci önderlerin anısına sahip çıkmak
Çubuk Barajı toplantısının önemi böyledir. Çubuk Barajı toplantısı Önderliksel doğuşun kanıtı, Önderlik olarak ifade ettiğimiz ideolojik-politik çizginin felsefe ve düşüncenin örgüte dönüştürülmesinin başlama süreci ve yeri oluyor. Düşünceyle eylem orada birleşiyor. PKK’li grubun temellerini atıyor. 1973 Newroz’unda örgüt kurmak bazı temel ölçüleri, değerleri temsil etmek anlamına gelir. Çünkü dönem 12 Mart 1971 faşist askeri darbesinin devam ettiği, saldırılar yürüttü bir dönemdir. Darbe ortadan kalkmamış, baskıcı etkisi yok olmamıştır. Dolayısıyla öyle bir ortamda örgüt kurmaya kalkmak darbeye meydan okumak anlamına geliyor. Kurulu örgütlerin hepsi dağıtılmış, darbeciler örgütlere ulaşamasa bile, örgüt mensupları örgütlerini dağıtmışlardır. Çünkü her yerde tutuklama ve baskı var. Bütün örgütler yasadışı ilan edilmişlerdir, terör örgütü sayılmışlar ve ezilmeleri için her türlü baskıya maruz kalmaktadırlarlar. Örgütü olanlar, var olan örgütü dağıtırken Önderlik hiç yoktan örgüt kurma işine giriyor. Bu çok cesur bir girişimdir. Öyle sıradan, herkesin yapabileceği bir iş değildir. Örgüt kurmanın idam edilmek olduğu bir ortamda örgüt kurmaya karar vermek çok önemlidir. Önder Apo darbe baskısının geçmesini bekleyebilirdi, dikkat edilirse bunu yapmıyor, kendi değerlendirmesine göre ölümü göze alarak o adımı mutlaka atması gerekiyor ve bu adımı atıyor. Devrimci önderlerin şehadetlerinin anısına sahip çıkmak için sorumluluğun kendine kaldığını, ona sahip çıkarak şehitlerin anılarını sahiplenme ve darbeye karşı örgütleri, liderlerin varlığını devam ettirme girişimi oluyor. Önderliksel çıkış Mahirlerin, Denizlerin, İbrahimlerin anılarının yaşatılması, sahiplenilmesi çıkışı oluyor. Diğer yandan örgüt olmanın en ağır suç olduğu bir ortamda o suçu göğüsleyerek örgüt olmaya adım atma var. Cesaret, fedakarlık düzeyi, kararlılık düzeyi bu çerçevededir.
1973 baharında, bir darbe ortamında devrimci örgüt kurmaya, grup oluşturmaya karar veren cesaret, fedakârlık, kararlılık ve irade PKK’yi temsil eden iradedir. Bütün zor koşullara rağmen, onu yenilmez kılan, bugüne kadar getiren bilinç ve irade, orada temelleri atılan bilinç ve iradedir. Üzerine birçok şey eklenmiş, örgüt büyümüş, eylem büyümüştür ama orada temsil edilen değerler, özellikler temel bir Önderlik ve PKK gerçeği olarak var olmuş, günümüze kadar bütün gelişmelerin temelinde yer eden özellikler olarak varlığını korumuştur. Onlar yaşıyor, devam ediyor, PKK onlarla var. PKK’yi zindanlarda o kadar direnişçi kılan, gerilla olmaya götüren, on binlerce şehit verecek bir fedekarlık hareketi haline getiren esas cesaret, fedakarlık ve kararlılığın temelleri 73 Newroz’unda atılıyor.
Sonrasında ise Büyük Zindan Direnişi PKK’yi, PKK yapıyor. Onun direniş ruhunu, özgürlük ruhunu, eylem çizgisini, cesaret ve fedekarlığını, kararlılığını, fedai militan ruhunu ortaya çıkartıyor. 12 Eylül faşizmine vurduğu öldürücü ideolojik darbeyle de Kürt varlığının ve özgürlüğünün zaferini ilan ediyor. Bugün gelinen aşamada ise Newroz meydanlarında milyonlarca insanın beyninde, ruhunda, yüreğinde, dilinde yaşıyor. Kadın-erkek, genç-ihtiyar tüm topluma ruh veriyor, duygu kazandırıyor, öncülük ediyor. Etkisinin azalması bir yana her geçen yıl etkisi çok daha fazla artıyor. Önder Apo bunun için de “Çağdaş Kawa direnişçiliği” demiştir. Mazlum Doğan gerçeğini PKK gerçeği olarak ilan ederek ‘Parti Mazlum’dur’ demiştir.
Evet, Mazlum Doğan, Newroz’un yeniden yaratıcısı olmayı başardı. Çağdaş Kawa oldu. Newrozları Newroz yaptı. Ulusal Kahramanlık Günü’nü daha da çok pekiştirdi. Bu direniş ve tutumuyla bir yandan tarihi zindan direnişinin öncüsü olduğu gibi gerillanın da öncüsü oldu. Partinin direniş çizgisini, eylem hattını ortaya çıkardı. Büyük gerilla direnişi, Egîdler, Zîlanlar, Bêrîtanlar böyle ortaya çıktı. Ulusal Kahramanlık böyle oluştu. Gerilla yürüyüşü, onun büyük komutanlaşması bu temelde ortaya çıktı ve 28 Mart Ulusal Kahramanlık Günü’müz haline geldi. Mazlum Doğan direnişinden Mahsum Korkmaz direnişine uzanan hafta Ulusal Kahramanlık Haftamız oldu. İşte bu bilinç ve tarz böyle büyük bir kahramanlığı ortaya çıkardı. Onun bilincini, iradesini, cesaretini, fedekarlığını, öngörüsünü yarattı. Mazlum direnişçiliği böyle ortaya çıktı, Mahsum direnişçiliği böyle ortaya çıktı. Kürt gençliğinin bu kahramanca yürüyüşü kendisini özgür kadın yürüyüşünde ortaya koydu ve Bêrîtan direnişçiliği, Zîlan fedailiği kendini bu temelde ortaya çıkardı.
Böylelikle Önder Apo “Mazlum Doğan öncülüğünde gelişen zindan direnişinin kölelikten özgürlüğe kurduğu sağlam bir köprü var. Bu köprüden cesaretle, kolaylıkla geçilebilir ve özgürlüğe yürünebilir” biçiminde halka çağrıda bulunmuştur. Kürt halkı Önderliksel çağrıya olumlu cevap veriyor. Günümüzde de çağrının gereklerini yerine getiriyor ve özgürlüğe yürüyor. Gerilla olarak yürüyor, serhildan olarak yürüyor, Özgür Kadın Hareketi olarak yürüyor, demokratik siyaset olarak yürüyor, özgür basın olarak yürüyor, demokratik kültür hareketi olarak yürüyor. Bugün Ulusal Diriliş Devrimi temelinde bütün insanlığa cesaret veren, moral veren, ilham kaynağı olan bir demokratik ulus haline kendini bu yürüyüşle getiriyor. Bu da tarihi özgürlük yürüyüşüdür.
2024 Newroz’u, Newrozların en anlamlısı, en görkemlisi olmuştur
1973 Newroz’unda Ankara’dan başlatılan, 1982 Newroz’unda Amed Zindanı’nda başlatılan büyük kahramanlık ve özgürlük yürüyüşü bugün bütün meydanlarda, dört parça Kurdistan’da, yurtdışında ve Kürtlerin bulunduğu her yerde on milyonların yürüyüşüyle devam ediyor. Özgürlük sloganları on milyonların dilindeki haykırış oluyor. Özgürlük bayrakları on milyonların elinde taşınan yüksekte dalgalanan bir özgürlük bayrağı olarak yol gösteriyor. 2024 Newroz’u bu anlamda Newrozların en anlamlısı, en görkemlisi olmuştur. Hem coşku, iddia ve irade bakımından hem de katılım bakımından tarihin en görkemli Newrozlarından biri olmuştur. Zindan direnişi temelinde gelişen kahraman gerilla yürüyüşü, Egîdlerin,Bêrîtanların, Zîlanların kahramanlığı temelinde büyüyen gelişen bu büyük özgürlük ve kahramanlık hareketini 2024 Newroz’u bu büyük direnişin ve zaferin ruhunu ve coşkusunu temsil etmiştir.
1990’ların başından itibaren başlayan ve Ulusal Diriliş Devrimi dediğimiz, merkezinde kadın devriminin olduğu halkın özgürlük yürüyüşü, serhildanı bugün dört parça Kurdistan’da ve yurtdışında savaşan ve direnen halk gerçeği insanlığa yol gösteren, ilham kaynağı olan bir özellik taşıyor. İdeolojik, siyasi, örgütsel, askeri olarak Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin yürüttüğü bütün çalışmalar, böyle bir gerilla ve halk gerçeğiyle birleşerek Önder Apo’nun Demokratik Modernite kuramının aydınlatıcılığı temelinde bütün ezilenlere, emekçilere, halklara, özgürlük ve demokrasiye ihtiyacı olan herkese öncülük ediyor.
Ülkesi parçalanan, kimliği yasaklanan, inkar edilen ve imhaya tabi tutulan bir halk, bugün böyle bir kahramanlık hareketi ve özgürlük yürüyüşü ile bütün insanlığın umudu haline gelmiş bulunuyor. Newrozlaşan halk gerçeği budur. PKK’nin, Önder Apo’nun ortaya çıkardığı Kürt gerçeği, Kurdistan gerçeği, yarattığı gelişmelerin düzeyi budur. Kuşkusuz bu gelişmeler tarihin en anlamlı, en önemli olayıdır. Bunu asla hiç kimse küçümseyemez, inkar edemez.
Gelişmelerin büyüklüğü, yüceliği, kahramanlığı her geçen gün yeni kahramanlıklarla, Devrimci Halk Savaşı’yla büyümeye devam ediyor. Kürt toplumu 50 yıl önce böyle değildi. Kültürel soykırım rejimi bütün özelliklerinden düşürmüştü. Önder Apo, “teslim alınmış, kendi gerçeğine ihanet ettirilmiş toplum ve insan duruşu” diyor. Oradan bugüne gelindi. Bugün ki toplumsallık, fedailik eşi bulunmaz bir düzeydir. Bu fedailik halkta yaşanıyor, Kadın Hareketi’nde yaşanıyor, Gençlik Hareketi’nde yaşanıyor. 2024, 8 Mart kutlamalarında bu çok daha somut olarak görüldü. Kurdistan’da bütün dünya insanlığını aydınlatan kadın özgürlük devrimi şekilleniyor, gelişiyor ve yayılıyor. Gençliğin kahramanlığından görülüyor, özellikle de Zap, Avaşîn ve Metîna’daki gerilla direnişinde bu çok daha somut olarak görülüyor.
Her türlü soykırım, kültürkırım politikalarına karşı Newroz direniş çizgisi ile günümüzde dağda, ovada ve şehirde milyonların buluştuğu ateşin etrafında özgürlük halaylarına duruluyorsa bunu Mazlum Doğanlara, Dörtlere, Zekiye Alkanlara, Rahşan Demireller, Ronahî ve Bêrîtanların direnişine borçlu olduğumuzu asla unutmamalıyız. Kürt halkının en onurlu ve değerli evlatları TC faşist rejimine karşı bedenlerini Newroz ateşi ile yakarak özgür, cesur ve fedai ruhu ile Newrozlaşmayı Zirvede temsil etmişlerdir.
51. yılına girilen ve günümüzde Kurdistan, Ortadoğu, dünya hatta evreni saran bu özgürlük ateşi etrafındaki direniş halaylarının görkemliliği insan ruhuna adeta coşku seli olmayı gıpta ile bakılan ve kenetlenen bir toplumsallığı andırmaktadır.
15 Martta başlayıp milyonların katılımıyla zirveleşen görkemli Newroz kutlamalarında Kürt halkı ve dostları Önder Apo’suz ve PKK’siz yaşamayı asla kabul etmeyeceklerini haykırmışlardır. 21 Mart, 28 Mart arası Kahramanlık Haftası’nda Mazlumlar ve Mahsumların çizgisinde Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün ve Kurdistan’a statü sloganlarının milyonların tek sesliliğine dönüşen duruşu en büyük Newrozlaşmadır. Günümüzde direnmek, özgürleşmek ve zafere kilitlenmenin adı Newrozlaşmak anlamına gelmektedir.
Bu Newroz her zamankinden daha fazla aydınlatıcı ve kazanım yaratıcı olmuştur. 2024 Newroz’u özgürce var olma ve yaşama iradesini bir kez daha temsil etmiştir. Kürt halkı bu Newroz’la bir kez daha yeni bir başlangıç yapmıştır. Bunun için de Newroz’u yeni bir yaşama yürüyüş bilinci ve iradesi olarak ele almış, özgürlük bilincinin Önder Apo gerçeğiyle yeniden doğduğu, daha derinlikli ve bütünlüklü bir anlam kazandığı ve bir özgürlük çizgisi haline geldiği, 2024 Newroz kutlamalarında bir kere daha görülmüştür. Böyle bir özgürlük bilinci ve direniş ruhuyla “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm” küresel özgürlük hamlesinin zafere ulaşacağı kesinleşmiştir.
Çok açık ki her Newroz Kürt halkının özgürlük ruhunu, bilincini yeniliyor ve özgürlük iradesini pekiştiriyor.Kürt halkı her Newrozla özgürlük ve demokrasi mücadelesini çok daha bilinçli ve güçlü yürütmesini biliyor. Her Newrozla özgürlük coşkusu, heyecanı güçleniyor, cesaret ve fedakârlık büyütülüyor. Her Newroz yol gösteren yeni kahramanlıkları ortaya çıkartıyor. Böylece Newrozlaşan bir halk, Newrozlaşan bir hareket, Newroz ateşlerinde pişen bir mücadele haline gelmenin iradesi keskinleşiyor.
2024 Newroz’u özgürce var olma ve yaşama iradesini bir kez daha temsil etmiştir
Bu temelde 2024 Newroz’u da tarihsel anlamına en uygun bir biçimde yaşanmıştır. Tüm zamanların en görkemli özgürlük yürüyüşüne dönüşmüştür.
PKK ve Kürt halkının dostlarının başlattığı küresel çaptaki ‘Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Çözüm’ kampanyasının en temel hedefi olan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü Newroz meydanlarında milyonların büyük özgürlük buluşması olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle özellikle de son yıllarda Medya Savunma Alanları’nda faşist TC sürülerine karşı direnen, Zap, Metîna, Avaşîn gerillasının direniş ve savaşma performansı Newrozlaşmanın günümüzdeki adı olmaktadır.
Yine 2022’de Mersin’de Sara ve Rûkenlerin eylem çizgisi, 1 Ekim 2023’teki Ankara’da Erdal ve Rojhatların eylem çizgisi sömürgecilere, işgalci ve faşistlere karşı günümüzde Mazlumların Egîdlerin, Zîlan ve Bêrîtanların Newrozlaşmada tarihsel ifadeleri ve direniş-özgürlük sembolleri olmakta Kürt kahramanlığının tartışmasız zafer çizgisi olmaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle başta Newroz şehitlerimiz Mazlum Doğan, Zekiye Alkan, Rehşan Demirel,Bêrîvan ve Ronahîler şahsında tüm devrim ve mücadele şehitlerini sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Newrozlaşma çizgisinde direnen başta en amansız koşullarda 25 yıldır İmralı işkence ve soykırım sisteminde direnen Önder Apo’yu selamlıyorum. 2024 başta Önder Apo, şehitlerimiz, Ortadoğu coğrafyasında direnen Kurdistan gerillasının, kahraman Kürt halkımızın ve Newroz’u görkemlice karşılayan devrimci, demokrat ve sosyalist Kürt dostlarının Newroz Bayramı’nı yürekten kutluyorum.
Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen Küresel Özgürlük Kampanyasına herkesi katılmaya çağırıyorum. Önder Apo’nun ‘Genç Başladık Genç Başaracağız’ düsturu etrafında kenetlenerek özellikle de genç kadın ve erkeklerin günümüz açısından en temel görevi Kurdistan gerillasına akın akın katılmak olduğu bilinciyle Newrozlaşarak coşku seliyle Kurdistan dağlarında ovalarında, nehirlerinde özgürlük halayında yer alarak, mücadele ve direniş çizgisinde cesur ve kararlılıkla yürüyelim.
2024 Newroz’u özgürlük ve demokrasi mücadelesinin çok daha güçleneceğinin somut kanıtı olmuştur. Bilindiği gibi bu Newroz; Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü ve Kürt sorununun çözümünü hedefleyen “Küresel Özgürlük Hamlesi” temelinde gerçekleşmiştir. Böylelikle özgürlük hamlesi yeni bir boyut kazanmıştır. Hamlenin çok daha fazla yayılacağı ve daha zengin eylem biçimleriyle sürdürülür hale geleceğinin startını vermiştir. Dolayısıyla bu Newroz her zamankinden daha fazla Özgürlük Newrozu oluyor. Her zamankinden daha fazla Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadele etmeyi içeriyor. Her zamankinden daha fazla bizi umutlu, inançlı ve iddialı kılıyor. 2024 Newroz’u kahramanlık ruhuyla, kahramanlaşmış halk gerçeğiyle, kahramanca mücadele eden gençlik ve kadın gerçeğiyle gerçekleşmiş bulunuyor. 2024 Newroz’u somut olarak göstermiştir ki, 2024 yılı büyük özgürlüklerle dolu bir yıl haline gelecektir.