Besê Erzincan
İnsanlık tarihinin görebileceği en büyük bir devrimin içinde yaşıyoruz. Kürdistan devrimi Rêber Apo’nun düşünceleri temelinde bir güneş gibi Ortadoğu’da doğmuş ve filizlenmiştir. Devrimimiz insanlığın günümüzde yaşadığı tüm krizlere cevap olabilecek evrensel bir perspektife sahiptir. Kürdistan devrimi insanlığın, kadınların özgürlük bayramı niteliğinde bir devrimdir. Bu anlamı ile PKK günümüzde insanlık, kadınlar açısından da karanlıklar içinde bir ışık ve eşitlikçi, adaletli özgürlükçü, güzel yaşamın umududur.
PKK bir şehitler partisidir. Kadın özgürlük çizgisi, şehitlerin yarattığı değerler üzerinden kendini yapılandırmış inançla, irade ile özgür yaşam felsefesi ile kendini donatmış bir partidir. Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi başlangıcından itibaren Rêber Apo öncülüğünde onun büyük emeği ve ısrarı ile gelişip büyüdü. Kadınların kadrolaşması ve toplumun öncüsü haline gelebilmesi için çok büyük çabalar, emekler sarf etti. En önemlisi de bizim için ekmek su kadar değerli olan kadın özgürlük çözümlemelerini geliştirdi. Kadın özgürlük çözümlemeleri temelinde de kadın kadroları eğiterek çetin yaşam ve savaş pratiklerine hazırladı. Çetin bir yaşam içerisinde kadınların irade ve karar gücü olmalarını sağladı. Bu yönüyle de Önderliğimiz Kadınların yaşamları üzerinde inşa edilen egemen erkek dünyayı ve köle kadın tiplemelerini reddetmiştir. Verili yaşam kalıplarını kabul etmeyerek köklü ve radikal bir sorgulamaya tabii tutmuştur.
Toplumsal özgürlük ancak kadınların özgürleşmesinden geçer
Önderliğimizin kendisinden başlayarak çevresindeki insanları eğitme, değiştirme ve dönüştürme çabası yeni insanı yaratma, yöntemi de kadın özgürlük mücadelemizin stratejik yöntemidir. Önderliğimiz verili yaşam düzeneklerini aileyi, aşk ilişkilerini, günlük yaşamdaki toplumsal cinsiyetçi anlayışları kapsamlı eleştirmiş ve kadını köleleştiren yaşamı kabul etmemiştir. Önderliğimiz geleneksel kadın-erkek ilişkilerini, aileyi “Kürdün kördüğümü” olarak nitelendirdi. Kadınların zihniyette ve günlük yaşam anlarında bunlardan kendisini kurtararak, aşarak özgürleşeceğini belirtmiş, “Hakiki toplumsal özgürlük ancak kadınların özgürleşmesinden geçer” demiştir.
Önderliğimizin sevgi ve aşk anlayışı sistem anlayışından çok farklıdır. Önderliğimiz sevginin gelişebilmesi öncelikle özgür bir ülkenin yaratılması kuralını koymuştur. Bu da büyük bilinç, emek, irade temelinde mücadele ile mümkündür. Özgürleşmenin yurtseverlikle, ulusal kimlikle, kadın kimliği ile bağlantılarını güçlü kurmuştur. Kendine ait olan, toplumsal mücadeleye kendini adamış bir kadın tiplemesini ortaya çıkarmıştır.
Bu yönüyle belki de tarihe bakıldığında kadınları en fazla geliştiren, büyüten, irade sahibi haline getiren önderliklerin başında gelmektedir. Önderliğimizin kadın ile gerçekleştirmiş olduğu yoldaşlık kadına büyük bir irade, direnme gücü kazandırmıştır. Önderliğimiz kadına büyük güven duymuş ve özgürlüğe bağlamıştır. Hareketimiz için de gurup döneminden itibaren yoldaşlık ruhu çok güçlüydü. Kadınlarla geliştirilen yoldaşlığın ise manevi gücü, yapıcı etkisi ise çok daha derinliklidir, sarsıcıdır. Kadınla doğru yoldaşlık özgür yaşamın yaratılmasının temelidir. Bu temelde Önderliğimizin kadınları ele alışında büyük bir sevgi, saygı, eleştiri, büyütme, geliştirme, mülk olmadan çıkarma, yaşamın öznesi haline getirme vardır. Önderliğimizin sevgisi büyüten, geliştiren sevgidir. İnsanlık tarihinde kadınları böylesine bir ele alış yoktur. Bu nedenle bugün milyonlarca kadının gönlünde, Önderliğimiz vardır. Önderlik sevgisi ve aşkı en büyük aşk ve sevgidir.
Kürdistan devriminde kadın fedailiğinin temelinde Önderliğimizin özgür yaşam felsefesi esaslarında kadınlarla geliştirmiş olduğu yoldaşlık ilişkisi vardır. Önderliğimiz için geliştirilen fedai eylemliliklerinin de kökeninde bu özgürlük düşünceleri, tutkusu, Önderliğe duyulan inanç vardır. Rêber Apo’nun kadın özgürlük çizgisi mücadelemizin fedailik çizgisini geliştiren temel yön olmaktadır. Kadın şehadetlerinde Önderliğimize bağlılık temel bir nokta olmaktadır.
Bu vesile ile Kürdistan devriminde Ekim ayı en fazla kadın arkadaşların şehit düştüğü bir aydır. Bu nedenle Ekim ayına kadın şehitleri ayı demekteyiz. Bu ayda çok sayıda değerli öncülerimizi, komutanlarımızı şehit verdik.
Bu şehitlerimizden Bêrîtan, Azîme, Delal Amed, Azê Malazgirt, Meryem Çolak, Zeynep Agir, Sarya, Hêlîn Çerkez, Canda Türk, Andrea Wolf, Gülnaz Ege, Dîlan Cîzre, Leyla Kaplan, Güler Ortaç, Aynur Artan, Arap Rojbîn, Rûken Bingöl, Selamet Menteş, Tekoşîn Koçgiri, Tanya Dersim, Rojîn Gevda, Berçem Cilo, Roza Dêrik, Çîçek Gabar, Rozerîn Dêrik, Arîn Mirkan, Hemrîn Xelef arkadaşların şahsında tüm kadın şehitlerimizi sevgi ve saygı ile anıyoruz. Anılarına bağlılığın gereği olarak özgür yaşamı yaratma, çalışma ve çabalarımızı daha güçlü bir şekilde yürüteceğimizin sözünü veriyoruz. Kadın özgürlük tarihimizde, Kürdistan devriminde verdiğimiz şehitler özgürleşmenin hangi yol ve yöntemlerle gelişebileceğini bizlere somut anlatmaktadır.
Sakine Cansız’lardan başlayarak günümüze gelen kahramanlıklarla dolu bir tarihimiz vardır. Bu tarihte kadın hareketimiz çok çeşitli evrelerden geçerek günümüze kadar gelmiştir. PKK’nin kuruluşunda Sakine Cansız arkadaş vardı. Sonrasında ise kadın özgürlük mücadelemiz giderek büyüdü ve gelişti.
Bu anlamıyla tarihimizin Kadın ordulaşması evresinin çok daha iyi anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Kadın ordulaşması, kadın özgürlük tarihimizin gelişiminde bugün dünyaca örnek alınmasında mihenk taşı rolünü oynamıştır. Ve halen de oynamaktadır. İnsanlık tarihine bakıldığında erkek ordular, erkek gerillalar çoktur. Ancak böylesine sömürgeleştirilmiş, köleleştirilmiş bir halkın kadınlarının ayağa kalkıp, kendi örgütlülüklerini kurup büyüttükleri ve mücadeleyi yürüttükleri görülmemiştir. Elbet bunda Önderliğimizin direk öncülüğü, yönlendirmesi ile oldu. Kürt halkı açısından olduğu gibi Kürt kadınları açısından da Önderliksiz bir Kürt kadın hareketi tarihi düşünülemez. Kadın ordulaşması talimatı Önderliğimiz tarafından 1993 yılında verildi. Bu, çok cesaretli bir karardı. Kadın ordulaşmasının başlaması aslında kadın özgürlük tarihinde yeni bir evredir. Dikkat edilirse kadınların en uzak tutulduğu alan askerliktir. Askerlik bir erkek işi olarak görülür. Kadının yeri evidir. Çocuklarının yanıdır. Savaş ve devrim süreçlerinde kadınlar toplumsal yaşama katılsalar da sonrasında evlerine geri gönderilmişlerdir. Önderliğimiz PKK içinde kadının tüm alanlarda olmasına önem verdi ve örgüt içinde de egemen erkek yaklaşımlarına karşı sürekli bir mücadele içinde oldu. 1990 yılında Önderliğimizin şöyle bir belirlemesi olmuştu. “Sizler kadınlar olarak çabuk ve erkeklere fark ettirmeden gelişmelisiniz. Erkek eğer fark ederse sizin gelişmenize izin vermez engel olur” demiştir.
Kadın ordulaşmasının ilanın yapıldığı 1993 yılında kadınların gerilla saflarında öncü temelde rol oynayacaklarına, komutanlaşacaklarına hiçbir şekilde inanılmıyordu. Hatta ilk ordulaşma tarihimizde erkek komuta kademesi, kadınların savaşçı olarak bile dağlarda yürüyeceklerine, savaşacaklarına, kendilerini koruyacaklarına inanmamışlar ve bu temel de Rêber Apo’ya görüşlerini, önerilerini götürmüşler ve kadın ordulaşma kararına karşı çıkmışlardı. Erkek komuta kademesi 90’lı yılların başında kadınların eylemlere aktif katılmasını kabul etmiyordu. Kadın gerillalar eylemlerde saldırı guruplarına katılmak için çok büyük mücadeleler vermiş, ısrarlı bir yaklaşım içinde olmuşlar ve ancak bu temelde gerilla eylemliliklerine katılabilmişlerdir. Kadınlar Önderliğimizin vermiş olduğu özgürleşme fırsatını bu temelde kullanmışlardır.
En zor ve riskli görevlere, eylemlere gitmekten çekinmemiş, en zor anlarda yüksek bir fedakarlıkla yaşama katılmışlardır. Gerillada kadınlar sürekli olarak irade ve bilinçlerini büyüttüler. Emekleri, inatları ile zorlu süreçleri aşmayı bildiler. Dolayısı ile her kadın gerillanın yaşamı çok öğretici, ilham verici bir romandır. Bir kadın gerillanın mücadelesinde tüm kölecil dünyaya karşı çıkış vardır. Şehit Bêrîtan arkadaş sadece binlerce örneklerden bir tanesidir.
Kürt kadın hareketi özel de ordulaşma ile birlikte kendi kendini eğiten, yöneten bir duruma gelmiştir. Önderliğimiz kadın özgürlük çalışmalarında sürekli olarak “erkeğin gölgesi dahi olmamalı” demiştir.
Bu anlamı ile Kürt kadınlarının kendi ordusu, partileşmesi, kendi sistemini kurması gerektiğini belirtmiştir. Dolayısı ile şehitlerimiz kadın ordulaşmasının şehitleridir. Hepsi de Türk devletine karşı verilen savaşta şehit düşmüşlerdir. DAİŞ de aslında Türk devleti demektir. Rojava’da ekim ayında şehit düşen arkadaşları da bu temelde ele almak gerekir.
Kadın şehitlerimiz yaşamları ile özgür bir ülkenin nasıl yaratılacağını göstermişlerdir
Kadın ordulaşmamızdan çıkan irade ile bizler toplumsal alana yöneldik. Bugün 4 parça Kürdistan’daki kadın örgütlerimizin temel çıkış kaynağı da kadın ordulaşmasıdır. Dolayısı ile temel özgürlük kaynağımız dağlarda yürütülen kadın mücadelesidir. Çünkü kadınların egemen erkek sisteminden en fazla koptuğu, kendisini güçlü ve zayıf yönleri ile tanıdığı alanlar dağlardır. Kadın gerillalar burada kendisini tanıyor. Kendisini biliyor. Kendisine ait olmayı öğreniyor. Kadınlar arası birlikten, kolektivizmden, sevgiden nasıl bir yeni dünya yaratılabileceğini görerek, yaşayarak öğreniyor. Kürdistan coğrafyasını tüm benliği ile yaşıyor. Yurseverlik duyguları gelişiyor, güçleniyor. Dolayısı ile yeni bir toplumsallaşmaya adım atıyor. Kadın toplulukları içinde nasıl yaşanabileceğini öğreniyor. Kadın şehitlerimizin mücadeleleri ve emekleri, yaşam duruşları da bunların tümünü bize öğretiyor.
Kadın şehitlerimizin içinde Ortadoğulu halklardan kadınlar vardır. Türk, Arap, Laz, Çerkez, Alman arkadaşlar vardır. Bu da kadın özgürlük çizgimizin Kürdistan devrimimizin evrensel yanını temsil etmektedir. Bugün demokratik ulus ile ifadelendirdiğimiz hakikatin esas kökeni PKK kuruluşunda, kadın özgürlük çizgimizin ve şehitlerimizin özünde temsilini bulmaktadır. Çeşitli halklardan Önderliğimizin yanında kalan, eğitim gören çok sayıda Türk, Çerkez, Arap kadın arkadaşlar vardır. Bu arkadaşlar Önderliğimizin kadın özgürlük çizgisine, yaşam anlayışına katılmışlardır. Kürdistan devriminde Ortadoğu’da yaşayan tüm kadınların ve halkların devrimlerini görmüşlerdir. Rojava Devrimi ile bu özümüz dış dünyaya güçlü yansımıştır. Rojavaya gelen enternasyonalist arkadaşlar Kürdistan Devrimi’ni, kadın devrimini kendi devrimleri olarak gördüler. Kadın devrimimizin tüm Dünyaya yayılması gerektiğine yürekten inandılar ve böyle katıldılar. Yüzlercesi böyle şehit düştü.
Kadın ordulaşmamızın ilk komutanlarından kabul edilen Bêrîtan yoldaşı anmak, duruşu ve mücadelesini sürekli değerlendirmek gerekiyor. Bêrîtan arkadaş özgürlük çizgisini kendi şahsında somutlaştırdı. Heval Bêrîtan bir çizgidir. Bilindiği gibi 90’lı yıllarla birlikte gerillaya büyük bir kadın katılımı oldu. Önderliğimiz bu kitlesel kadın katılımına büyük değer biçti. Özgün kadın örgütlenmelerini geliştirerek kadın iradesini, rengini ortaya çıkarma kararını verdi. Kürdistan da kadın gerillaların savaş içinde kendi kendilerini yönetecek duruma getirilmelerinin tarihi oldukça ilginçtir. Burada büyük bir irade, fedakârlık, cesaret söz konusudur. Gerillada kadınların çetin savaş koşulları içinde kendilerine güvenleri gelişti. Potansiyelleri, yaratıcı güçleri, öz güçleri ortaya çıktı. Kadin gerillalar savaş içerisinde toplumsal cinsiyetçiliğin kadınların kişiliğine kodladığı tüm kölelik zincirlerini paramparça ettiler. Yeni bir yaşamın nasıl geliştirilebileceğini gördüler. Yaşam anlam ve içerik kazandı. Güzelleşti. Bu nedenle de zorluklar görülmez oldu.
En çarpıcı örneklerin başında Bêrîtan arkadaş gelmektedir. Bêrîtan arkadaşın gerilla saflarına katılması son derece heyecanlı, istekli, bilinçli temelde gerçekleşmiştir. Gerilla yaşamına uyumu ve katılımı ile erkenden görevler almıştır. Bêrîtan arkadaş Önderlik çözümlemeleri üzerine yoğunlaşan, Önderliğimizi en doğru bir biçimde anlamaya çalışan bir arkadaştı. Büyük bir iradeye, inanca sahipti. Örgüt içinde kadını küçük gören yaklaşımlarla hep mücadele etmiştir
1992 Güney savaşındaki duruşu ve katılımı, kadınların nasıl yaşama katılacağını göstermesi bakımından çok tarihidir. Güney savaşında Türkiye ile işbirliği yapan KDP güçlerine karşı amansız direnmiştir. Çatışmada son kurşunu bitinceye kadar direnmiş, kurşunu kalmayıncaya da kayalıklardan kendini aşağıya atarak şehadete ulaşmıştır. İhanetçilerin “Gel teslim ol, sana bir şey yapmayacağız” çağrılarına karşı Dersim’de Besê’lerin uçurumlardan kendisini aşağı atmasına benzer şekilde karşılık vermiştir. Bu eylemi gerçekleştirdiğinde takım komutanlığı görevini yürütüyordu. Bu onun düşman bilincindeki keskinliğini ve özgürlük mücadelesine duyduğu inancı göstermektedir.
Bu yönüyle Bêrîtan arkadaş eylemiyle, yaşam duruşu ile kadınların savaşta ve yaşamda nasıl bir öncülük yapacağını bizlere göstemiştir. Önderliğimiz Bêrîtan arkadaşın bu eylemine ve duruşuna atfen kadın ordulaşması kararına gitmiştir. Bêrîtan arkadaşın şahsında kadın ordulaşmasının gelişeceğine inanmıştır. Bu nedenle kadın ordulaşmasının, direnişinin sembolü olarak tarihimizde Bêrîtan arkadaş kabul edilmiştir.
Kadın ordulaşma tarihimizde Azîme ve Delal Amed arkadaşlara da özel vurgu yapmak gerekir. Azîme arkadaş PKK’ye ilk katılan kadın arkadaşlardandır. İlk kadın arkadaşları kadın tarihimizde çok farklı ele alıyoruz. PKK’ye ilk katılan arkadaşlar en çok zorlukları yaşayan arkadaşlarımızdır. Örneğin metrelerce kar üzerinde yürüyen bir gerilla gurubunda ilk önde yürüyen arkadaş çok zorlanır, onun ardından yürüyenler önceden açılmış patika üzeri yürüdüklerinde daha kolay ilerlerler. Azîme arkadaş kadın özgürlük mücadelemizde bizim önümüzde yürüyüp her türlü zorluklara karşı dayanan ve bize yol açan şehit arkadaşlarımızdan biridir. Kadın ordulaşmasında bu anlamıyla ilk görev alanlardandır. Tüm yaşamı direnişle sürmüştür. 1994 yılında Botan’da şehit düştü. Bu anlamı ile kadın ordulaşmasında, kadın özgürlük mücadelemiz açısından öncümüz, örnek bir kadın komutanımız ve yoldaşımızdır.
Delal Amed arkadaş kadın özgürlük tarihimizde kadın ordulaşmasının tüm tecrübelerini şahsında toplamış ve temsil etmiş bir arkadaşımızdır. Tüm devrimci yaşamı gerilla içinde geçmiştir. Amed, Dersim, Botan, Medya Savunma Alanlarının tümünde görev yürütmüştür. YJA-STAR Ana Karargâh Komutanlığı görevlerini başarıyla yerine getirmiştir.
Delal arkadaş yaşamda Kürdistan’ın her alanında görev almış yurtseverlik, özgürlük düşünceleri ve duruşu üzerinde sürekli yoğunlaşan bunu pratikleştiren bir arkadaştı. Askeri tecrübe, bunun zihniyetini ve duruşunu kendisinde güçlü oluşturmuş bir kişilikti. Kadın yöneticiliğinde çok önemli gelişkin bir düzey yakalamıştı. Zeki, kavrayışı güçlü ve mütevazi bir arkadaştı. Yüzlerce gerilla arkadaşın eğitilmesinde, örgütlenmesinde rol oynamış, çeşitli eylemlilikleri yönetmişti. 2017 yılının Ekim ayında Botan’da şehit düştüğünde eyalet sorumlusuydu.
Kadın şehitlerimiz yaşamları ve duruşları ile özgür bir ülkenin ve yaşamın nasıl yaratılacağını göstermişlerdir. Kadınların dar mekanlarda ve tekrar bir yaşam içinde küçük amaçlar için değil, büyük ve anlamlı bir yaşam amacı ile yaşanması gerektiğini göstermişlerdir. Bu, şehitlerimizin emekleri, kadınlara kazandırdıkları bilinç ve güven duygusu ile milyonlarca kadın toplumsal yaşamın her alanına girerek rol oynamışlardır.
Kadın şehitlerimiz insanlığın ahlak, vicdan, adalet ve güzellik ilkeleri ile nasıl yaşamalı sorularına en doğru cevapları yaşamlarında somut bir biçimde vererek örnek olmuşlardır. Şehit yoldaşlarımız kadın yoldaşlığının, maneviyatın, temiz, güzel, saf, doğal yaşamın temsilidir. Yarattıkları özgür ilişki düzeyleri ile toplumu, erkeği özgürleşmeye giden yolları açmışlardır. Kadın kurtuluş ideolojisinin bilincini, iradesini, mücadelesini, örgütlülüğünü oluşturmuşlardır. Halkımızın ve kadınların sömürgeleştirilmesi katmerlidir. Bu katmerli kölelikten kurtuluş için büyük bir mücadele yürütmek gereklidir. Şehitlerimiz şahsında bu pratikleşmiştir.
Kadın gerillalar sömürgeciliğe, erkek egemen topluma karşı isyan kişiliğidir
Şehit arkadaşlarımız ruhsal ve zihinsel düzeyde egemen erkek sistemin yaşam kalıplarından kurtulmak için büyük bir mücadele vermişlerdir. Bilindiği gibi ulus devletlerde kadınların evlilik kurumu ile kafeslenmesi ve mülk durumuna sokulması durumu vardır. Ulus devletlerin inşası kadın köleliği üzerinden geliştirilmiştir. Önderliğimiz bunu tersine çevirdi. Kadınlar için verili yaşam kalıplarının dışında bir yaşam örneği sundu. Bu çok önemliydi. Kadın özgürleşmesinin oluştuğu ve yayıldığı alanlar Önderliğimizin eğitim evleri, akademiler ve dağlardaki mücadele alanlarımızdır. Sistemin yaratmış olduğu geleneksel, köleci kadın kişiliği gerilla yaşamında parça parça edilmiş ve en doğal, akıllı, saf, iradeli, güzel kadınlar ortaya çıkmıştır. Gerilla kadın sömürgeciliğe, erkek egemen topluma isyan kişiliğidir. O yeni dünyanın, geleceğin bugünde somutlaşmış özgür kadın halidir. Geleceği bugünde yaşamaktadır. Kendi kişiliğinde geleneksel kadınlığın, köleliliğin an be an mücadelesini veren, kendini aşan, kendisini zorluklar içinde yaratan kadın kimliğine sahiptir. Duruşuyla, savaşımı ile yoldaşlığı, fedakarlığı, fedailiği ile Apocu kadın özgürlük çizgisinin en somut temsilidir.
Dolayısı ile Kürt kadınları gerilla saflarında özgürleşmenin altın anahtarlarını ellerine almışlardır. Hem kendileri hem de tüm insanlığı bu özgürlük kapılarından geçirmektedirler. Bu bağlamda özgürlüğe en çok ihtiyacı olan bu nedenle de en radikal katılımı sağlayan ve savaşa öncülük edenler de kadınlardır.
Rojava Devrimi’nde YPJ savaşçıları, komutanları tüm dünyaya kadınların nasıl savaşabileceklerini gösterdiler. Arîn Mîrkan Rojava Devrimi’nde fedai eylemi ile bir sembol durumuna geldi. YPJ’li kadınlar savaşın her kademesinde yer aldılar ve komutanlık yaptılar. Ortadoğu’nun en karanlık vahşi gücüne, kadın ve halklar düşmanı DAİŞ’e karşı kadınların direnişi destansıdır. Rojava’da kadın devrimi Önderliğimizin yaratmış olduğu kadın özgürlük çizgisi ile gelişti. Önderliğimiz Suriye’de olduğu zamanlarda dahi tüm çalışmalarda kadınların etkin görev almasını bir ilke olarak uygulamaktaydı. “PKK bir kadın partisidir” derken söylenmek istenen de budur. Kadın rengini, kadın tarzının, kadınların vicdanlı, ahlaklı, adaletli dünyasının tüm PKK içinde gelişmesi, büyümesini istemekteydi. Bu yönü ile örgüt içinde egemen erkek karakterin aşılması için de çok yoğun bir mücadele yürütülmüştür.
Kadın gerillalar demokratik modernite gerillacılığında da öncülük yapmaktadırlar
2021 yılı itibarı ile Medya Savunma Alanları’nda büyük bir savaş yürütülüyor. TC işgalci devleti Metîna, Zap ve Avaşînde 23 Nisan 2021 tarihinden bu yana en gelişkin tekniklerle uçaklarla, kimyasal silahları da kullanarak vahşice bir saldırmaktadır. Bu savaşın amacı Kürt halkının soykırımını gerçekleştirmek, kadınları yeniden kölelik sınırları içine almaktır. Kimyasal silah kullanmalarının nedeni gerilla direnişini kıramamalarıdır. Çünkü; Kürdistan gerillası büyük bir iradeyle direnmektedir. Bu savaşta YJA-Star gerillalarının çok üstün bir performans sergilediği bilinmektedir. Kadın ordulaşma tarihimizin üst bir evresi yaşanmaktadır. Kadın gerillalar Demokratik Modernite gerillacılığına da öncülük yapmaktadırlar.
Bilindiği gibi Kapitalist modernist sistem kendi hegemonyasını sürdürebilmek için ideolojilerin, gerilla savaşlarının modasının geçtiğinin propagandasını yaparak tüm insanlığı mücadelesiz, öz savunmasız bırakıp teslim almak istiyor. Bu anlamda döneme uygun gerillacılığı geliştirmek isteyen Kürt gerillasına karşı en vahşi, gelişkin silahları kullanarak aslında insanlığın da umutlarını bitirmek istiyor. Kimi silahlar ilk kez gerilla üzerinde deneniyor. Buna karşılık Demokratik Modernitenin gerillacılığı HPG-YJA Star gerillaları karşılık veriyorlar. Gerillalar en gelişkin teknik karşısında bile saldırılarını gerçekleştirebilmektedirler. Hareket, üslenme tarzını buna göre yapmaktadırlar. Elbette ki bu büyük bir bilinç, irade, disiplin, inanç, sabır, dayanıklılık sayesinde pratikleştirilebilir. Çok zor koşullar altında 21. yüzyılın gerillacılığı yapılmaktadır.
YJA-Star gerilla komutanları çok etkin ve güçlü bir komutanlık temsili yapmaktadırlar. Kadın gerillalar sadece teknik bir savaş yürütmüyor. Bunun yanı sıra ordulaşmanın başlangıcından bu yana PKK-PAJK çizgisinin somut temsilini de yapmaktadırlar. Bir kadın gerilla özgür kadın çizgisi, PAJK çizgisi temelinde bir yaşam düzeyini tutturamadan savaşta da başarılı olamaz. Direnemez.
Bu anlamı ile 2020-2021 yılı itibarı ile kadın ordulaşmasının, kadın öncülüğünün TC devleti karşısında gösterdiği savaş performansını yeniden değerlendirmek gerekir. Dikkat edilirse tarihimizin en fazla özgün eylemliliği Medya Savunma Alanları’nda bu yıl geliştirilmiştir. Bu da kadın arkadaşların savaşta ne kadar yetkinleştiklerini, geliştiklerini göstermektedir. Kadın gerillalar bu yönüyle Demokratik Moderinite gerillacılığının nasıl pratikleştirilebileceğini göstermişlerdir.
YJA-Star gerillaları yaşamda, hareket tarzında ve savaşta öncü durumundadırlar. Dolayısı ile “Dem Dema Azadiye” hamlesi ile Türk işgaline karşı, Önderliğimizin üzerindeki tecridin kaldırılmasına da en önde, fedaice savaşarak direnmektedirler.
Aynı şekilde KJK’nin başlattığı ‘Özgür Kadın ve Toplumu Savunma Zamanı’ hamlesine en güçlü biçimde bir katılım göstermektedirler.
Dolayısı ile sürdürülmekte olan bu savaşta YJA-Star gerillalarının direnişine, şehitlerimize sahip çıkma temelinde toplumsal alan güçlerimize kadınlara, halkımıza büyük görevler düşmektedir.
TC faşist devleti arkasına kapitalist modernite ve KDP gibi işbirlikçi güçleri de alarak kendi tarihinin en kapsamlı, vahşi işgal ve soykırım saldırılarını geliştirmektedir. Hedefi Önderliğimizin, hareketimizin, halkımızın, kadınların büyük bir direniş, bedel ve emekle elde etmiş olduğu kazanımları geri almaktır. Kürt halkının Ortadoğu’da statüsüz kalması, kadınların köleci yaşam içinde tutulmasıdır. Kürt halkını soykırımdan geçirmektir. Önderliğimizin Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü paradigmasının etkisiz kılınması bitirilmesidir. Erkek egemen sistemi Demokratik Konfederalizim, Demokratik Ulus ve Kadın Özgürleşmesinden çok korkuyor. Çünkü; egemen erkekliğin uluslara reva gördüğü yönetim biçimi devletçiliktir, cinsiyetçiliktir, dinciliktir. Kürtlere, kadınlara kölelik statüsü reva görülüyor.
Dolayısı ile şimdi yürüttüğümüz mücadele çok tarihidir. Bu bir fırsattır. Çünkü; halkımızın, kadınların en örgütlü ve en bilinçli olduğu bir dönemdeyiz. Önderliğimizin mücadelesi, savunmaları ile ifade ettiği büyük özgürlük öğretisi var. Yine topluma öncülük eden PKK-PAJK var. Halkımızın, kadınların gerçekleştirecekleri direniş, mücadelenin yükseltilmesi ve bu konuda sergiledikleri ısrar, inat ve kararlılık çok önemlidir. Türkiye’de faşist Erdoğan-Bahçeli ittifakının toplumdaki karşılığı her geçen gün azalıyor. Türkiye’de sağ ve sol partiler Erdoğan’a karşı ittifak kuruyorlar. HDP kilit parti rolündedir. Rojava Devrimi’nin özerklik statüsünün tanınması içinde çalışmalar yürütülüyor. Yani gidişatı belirleyecek olan her yerde mücadelemizin yükseltilmesidir. Kadınlar olarak da bu mücadelenin öncüsüyüz. En önde mücadeleyi yürütmeliyiz.
KJK olarak 2020 Eylül’ünde başlattığımız kadın hamlemizle hedefimiz TC faşist iktidarı AKP-MHP iktidarını yıkmaktır. Bunun için KCK-KJK hamleleri çerçevesinde mücadeleye yüklenmeliyiz.
YJA-Star gerillaları bulundukları alanlarda tüm güçleri ile savaşa katılmakta ve işgalci Türk devletine karşı direnmekte ve düşmana darbe vurarak eylemler gerçekleştirmektedirler. Bu anlamı ile de hem Kürdistan savunması hem de kadınların öz savunmasını sağlamaktadırlar. Toplumsal alan güçleri de daha etkin ve aktif katılarak rollerini oynamalı sürece, şehitlere sahip çıkmalıdır.
Kürt kadınlarının öncülüğü ideolojik, örgütsel ve eylemsel alanda olmalıdır
Kadın hamlemizin birinci gündemi; Önderliğimizin üzerindeki tecridin kaldırılması, Önderliğimizin fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Önderliğimizin düşünceleri dünyada hızla yayılmaktadır. Rêber Apo’nun kadın özgürlük düşüncesi ve yarattığı kadın örgütlülükleri çok büyük gelişme sağladı. Bu anlamıyla binlerce kez denenmiş, sınanmış ve doğruluğu ispatlanmış bir mücadele hakikatimiz var. Rojava Devrimi’zle bu rolümüz tüm ilerici insanlık içinde de kabul görmüştür. Kürt kadınları her alanda diğer halklardan kadınlarla ortak gündemlerle mücadele edebilmelidir. Bu yönü ile Önderliğimizin özgürleştirilmesi ortak eylemlilikler kadar düşüncelerinin yayılması da önemlidir. Kürt kadınları olarak yaşadığımız tarihimizi, tecrübelerimizi de insanlığa mal etmeliyiz. Kürdistan, Ortadoğu ve Dünya kadınlarına bunların taşırılması, ortak örgütlenmelere dönüştürülmesi özgürlük mücadelemizin genişletilmesi gerekiyor. Kürt kadınlarının doğru bir özgürlük anlayışının, örgütlülüğünün ve eylemliliğin geliştirilmesinde tüm dünya kadınlarına öncülük etmesi önemli ve temel bir görev olmaktadır. Kürt kadınlarının öncülüğü düşünsel, ideolojik, örgütsel, eylemsel alanda olmalıdır.
TC devletinin işgal saldırıları, halklar ve kadınlar, düşman politikaları herkesin gündemindedir. Dolayısı ile diğer önemli gündemlerimizden biri de işgalci Türk devletine karşı yürüteceğimiz mücadeledir. Türk devletinin kadın politikaları, Efrîn’de ve Kürdistan’da yaptıkları ortadadır. Bunlara karşı eylemlilikler önemli olmaktadır. Gerillaya karşı kimyasal silahın kullanılması ve PKK’nin terör listesinden çıkarılması temel çalışmalarımızdır.
KJK hamlesinin en temel boyutu ise kadınların yaşamış olduğu toplumsal sorunların kapsamlı dile getirilmesi, aşılması için mücadele edilmesidir. Kadınların yaşadığı toplumsal sorunlar insanlığın yaşamış olduğu en ağır sorunlardır. Dünyanın her tarafında kadına yönelik köleleştirme politikaları çeşitli biçimlerde yürütülmektedir. Korona virüs süreci ile eve kapanma sürecinde kadınların egemen erkek sistemin çirkin yüzünü, köleleştirme politikalarının derinliği çok daha açık ve net görüldü. Bu anlamı ile kadın hareketlerinin temel görevi yaşanan bu kadın kırımlarının önüne geçmek ve yeni bir dünyanın yaratılabileceğini inşa çalışmaları ile göstermektir. Cins çelişkisi temel bir çelişkidir. Kadınlar toplumsal anlamda kendilerini köleleştiren cendereden, evlilik kurumunun tahribatlarından kurtulmadan ülkesi için de çalışamaz. Kadına yönelik şiddet, kadın intiharları, kadınların küçük yaşta evlendirilmeleri, yoksulluk, işsizlik, aile içinde kadınların yaşadıkları kölecil durumlar, özel savaşın uyuşturucu, ajanlaştırma, düşürme, çocuklara güzel bir dünya verememe vb politikalarına karşı durulmadan bütünlüklü bir mücadele yürütülemez.
Kadınların toplumsal sorunlarına karşı etkili bir planlama ile mücadele edilmelidir. KJK olarak başlattığımız “Kadın Kırımına Karşı Özgür Kadın ve Toplumu Savunma Zamanı” hamlesini bu temeller üzerinden geliştirmeliyiz. Kadın kırımı demek aynı zamanda halkımızın da kırımı anlamına gelmektedir. Buna karşı kadın meclislerinin, komünlerinin oluşturulması, büyütülmesi çok önemlidir. Örgütlenmeyen kadın özgürleşemez. Bu anlamı ile tüm kadrolarımız, çalışanlarımız ev ev örgütlenmeye, insanları eğitmeye ve örgütlemeye ağırlığını vermesi gerekir. Toplumsal muhalefet ancak geniş örgütlenmeler ile yaratılabilir. Kadın çalışmalarımızda ev ev dolaşma, komin ve meclis çalışmalarına ağırlık verme çalışması olmadığından eylemlilikler de gelişmiyor. Kadın şehitlerimizin, kadın ordumuza layık olmak ancak ve ancak örgütlenme, eğitim, eylem çalışmalarına ağırlık vermek ile mümkün olabilir.
Bu temelde kadınlar açısından her zamankinden daha fazla çalışma, örgütlenme, direnme zamanıdır. Kadınlar olarak gelecek güzel, özgür günler bizim ellerimizdedir. Kadın öncülüğünü en etkin ve aktif biçimde temsil etmeliyiz. Kürt kadınları yaşamın her alanında özgürlük ve direniş eylemliliklerine, çalışmalarına öncülük etmelidir. Kadınlar olarak bu tarihi özgürlük fırsatını kaçırmayalım. Çok çalışarak başarılı olalım. Ancak bu temelde Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü, Kürdistan’nın kuruluşunu ve kadınlar olarak özgürlüğümüzü yakalayabiliriz. Şehitlerimizin tümüne layık olabiliriz. Özgürlük ve başarı kesinlikle direndiğimizde ve çalıştığımızda bizimle birlikte olacaktır.