Ali Tolhildan arkadaşın hikayesi. Anlatmak kolay olmayacak. Ama böyle büyük bir komutanı anlatmamak acı ve umutla dolu bir geleceğe ışıt tutan yaşanan tarihe haksızlık olur…
“Amara’da verdim gerilla saflarına katılmaya. Şehitlerin intikamını almaya o zaman söz verdim” diye başlıyordu gencecik yaşına sığdırdığı büyük yaşam serüvenini anlatmaya Ali Tolhildan. Yeni yaşamın habercisi Amara’da, devrimci yaşama doğru yürümeye karar vermişti. Örnek bir savaşçıydı. Ciwandı, kıpır kıpırdı. Kontrollüydü, tek seferde tüketmek istemiyordu enerjisini. Gerilla yaşamında mütevazi ve emekçiliğiyle öne çıkmıştı. Her türlü görevi büyük bir sorumluluk ve fedai bir duruşla yerine getirmeye çalışıyordu.
Türk devletinin işgal saldırıları aralıksız devam ederken Ali Tolhildan arkadaş yerinde durmuyor, her çalışmaya büyük bir istek ve moralle katılıyor, koşturuyor, arkadaşlarına zor anlarda yardım ediyordu. Savaşın içinde iradesini çelikleştiriyor, kendini yetersiz gördüğü savaş tekniği alanında tüm gücüyle gece gündüz çalışıyordu. Sabotaj eğitiminden gelip hızla mevzi çalışmalarına dahil oluyordu. Okuyor, araştırıyor, hakikat gerçeği ile buluşmaya çalışıyordu. Aynı zamanda komutanlık görevlerini de yerine getiriyordu. Kavgacı, bir o kadar da mütevazi, alçak gönüllü ve özgürlük sevdalısıydı. O, soluksuz bir serüvenin içinde, dağların sesine kulak veren, düşlerini özgürlükle süsleyen, yüreğini Güneş’in sevdasıyla ısıtan bir hakikat arayışçısıydı; bir gerillaydı.
Başarı ve zafer kişiliğine ulaşmak, kişinin kendiyle verdiği muazzam savaştan zaferle çıkmasıyla mümkün hale gelir. Bu yolla başlar anlam arayışı ve hakikat arayışçılarının anlamlı savaşı. An’da neyin yapılması gerektiğini çok iyi bilenler, zamanın akışı içinde hakikati ararken dur durak bilmeden yeniden doğuşun sancılarını çeker ve özgürlük onlar için paha biçilmez bir değerdedir. Bu hakikat en çok gerilla mücadelesinde dile gelir. En zor olanı başaran savaşçılarla özgür yaşam mücadelesine tanıklık etmekten daha anlamlı ne olabilirdi ki. Hakikat arayışçılığında An’ın devrimcilerinden biri de doğallığı ve gerillacılıktaki profesyonelliğiyle yoldaşlarının yüreğinde yer edinen heval Ali’ydi. Zafer ulaşmak için bir an bile yerinde durmadı heval Ali.
Zafer için intikam sözünü genç yaşında veren gerilla komutanı Ali
Onurlu bir yaşam için kendilerini adayan insanlardan başka kim kazanabilir ki verilen amansız savaşı. Bu savaşın amansız savaşçıları, ki bir an dahi kendilerini düşünmeden büyük yaşam amacı için yaşar, bir halkın özgürlük savaşını omuzlar, sevdikleri için mücadele eder, bir an dahi tereddüt etmeden düşman mevzisinin üzerine yürürler. Bir değil binlercesi, on binlercesi gece gündüz durmadan savaş mevzilerinde insan üstü bir direnişin, özgürlüğün ve umudun tarihini yazar ve durmak nedir bilmezler. Eylemden eyleme koşar ve gül kokan gülümsemelerini yüzlerinden eksiltmez ve büyük bir umutla yürürler zafere. İşte gerilla komutanlarından Ali Tolhildan arkadaşın yaşamı tam da böyle tanımlanabilir.
Genç, yiğit ve savaşçı duruşu gerilla Ali’yi doruklarda büyütmüş, dağların bağrında güçlendirmiş, başarılı bir gerilla komutanı haline getirmişti. Onun azmi, direngenliği, sevgisi, fedakarlığı yoldaşlarına her zaman ışık olmuştu. Enerjik, atılgan, gözü kara yapısıyla genç yaşta gerilla komutanı olmuştu. Sabırlıydı. Büyük düşünüyor, büyük hamle için büyük adımlar atıyordu. Dağlardan öğrenmişti boyun eğmemeyi, dimdik ayakta durmayı. Agitlerin izinden yürümüş Avaşîn’den, Metîna’ya kadar uzun patikalarda direniş tarihinin tarih yazıcıları içinde yerini almıştı. Avaşîn’de, Metîna’da işgalci düşmanın kabusu olmuştu. Bu toprakların her karışında yoldaşlarının kanının döküldüğünü, bunların intikamını almadan da huzurlu olamayacağını biliyordu. Onun öfkesi ruhunun derinliklerinden gecenin ayazına karışır, şafak vaktinde parmak tetikte düşmanının enseninde patlardı. Her kalp atışında dolu dizgin, korkusuz yaşaması gerektiğini bilirdi.
Dağların Dervişi şehitlerin takipçisi
Avaşîn gibi durgundu. Yılmaz bir devrimci, bir gerilla komutanı; büyük yaşam tutkusu, onu aynı zamanda büyük bir savaşçı yapmıştı. O dağların dervişi Atakan Mahir’in ve Kürdistan şehitlerinin izinde yürümeyi kendine hedef seçmiş ve asla o yoldan yürümekten bir an bile tereddüt yaşamamış cesur ve zamanın ruhunu iyi okuyabilen bir komutandı.
Xabûr Devrimci Hamlesinde yeni dönem gerillacığındaki taktik ustalıkla işgalci Türk ordusunun ağır darbeler almasını sağlamış; hareketli timlerde komutanlık yaparak güçlü, çevik ve eylemci komuta duruşuyla halkının özgürlüğü için kendini yeniden yaratmada büyük bir çabanın sahibi olmuştu. Metîna’nın tüm alanlarından başlayarak Hakkari tepesine kadar savaşçı ve eylemci duruşuyla işgalcilere nefes aldırmamış, gerilla yaşamının her karesi onun için moral ve güç kaynağı olmuştu.
Ali Tolhildan yaşamın her anında 24 saat kendini eğiten bir duruşun sahibi oldu. Çünkü halkının onurlu davasında coşkun nehirler gibi akmaya söz vermişti ve öyle de aktı. Fedaice yaşadı, savaştı ve yıldızların yoldaşı oldu. Ölümsüzleşti.
Nice yiğitlere bağrını açtı Kürdistan dağları. Her biri bir destan, her biri yitirilmiş bir ülkenin aşkının filizlendiği bir savaşçı, her biri ülke aşkıyla, özgürlük sevdasıyla buluşan, kendilerini devrim mücadelesine adayan birer kahraman, fedai, savaşçı… Ali arkadaş da komutan Agit’in ardıllarından biriydi. Gençti, tutkuluydu, komutandı, savaşçıydı, arkadaştı, candı yoldaştı. Her yerde ve her zaman varlığını belli eden, yüzündeki gülümsemesini hiç eksiltmeyen, tüm benliğiyle kendini adamış, tükenmeyen enerjisiyle yoldaşları için güven kaynağı haline gelmiş, An’ın devrimcisi tanımına göre yaşayan kahraman bir gerillaydı.
Saygı ve minnetle anıyoruz. Emanet ettiklerinin takipçisi olacağımızın sözünü veriyoruz.
“Ey ekmek yerine düşle büyüyen
çocuk,
Al gerçeği kucakla!
Koş kavgamıza büyüsün yüreğin…
Mevsimlerin en güzelidir DEVRİM
Zafer çiçekleri topla kucak kucak
Çocukluğunun hoyratça çiğnenmiş
yıllarını
derin bir uçuruma fırlat!..
Sesini kat namluların senfonisine
Acıların kurşun kurşun
yağsın mavzerinden
İntikam sel olup taştığında
Alır götürür, zulüm adına ne varsa!
Tanıdığımızdır dağlar
Su ve toprak
Kan ve göz yaşıyla büyüyen başak
Boşuna ölmedi halkın çocukları
yıldız yıldız toprağa düştüler
Bu yüzden devrim ile randevusu
insanlığın
En kızıl anında olacaktır
ŞAFAĞIN…”
Mücadele arkadaşları adına