Dilzar Dîlok
Kürdistan ve dünya kamuoyunun da bildiği gibi PKK MK yıllık toplantısı yılın başında gerçekleştirildi. Kürdistan halkı ve dostları PKK şahsında 2021 yılında yapılanları, yürütülen mücadeleyi değerlendirerek sonuçlar çıkarmış ve 2022 yılı için özgürlük iddiasını pratikleştirmenin kararlarını almıştır.
Sıkça söylenir: PKK’nin başarısı, kesintisiz mücadele yürütmesindendir. Bu doğru bir belirleme olduğu kadar, tek başına söylendiğinde eksik kalır. Çünkü kesintisiz olmak kadar kendini yenileyen bir parti olarak PKK 1978’den bugüne öncülüğünü korumaktadır. Kuşkusuz bu toplantının salt ilanının dahi düşmana verdiği mesajlar vardır. Düşman dönem dönem birbirini boşa çıkaran tutarsız bilançolar veredursun, PKK yaptığı toplantıyla ve bu toplantının ilanıyla düşman söylemlerinin bir boş sözden ibaret olduğunu kanıtlamıştır. Aynı şekilde KCK toplantısının yapılması, YJA Star ve HPG toplantılarının yapılması ve en temel sonuçlarının ortaya çıkan iddia düzeyiyle birlikte halkımızla paylaşılması da hem halkımıza büyük moral vermiş hem de düşmana büyük bir darbe vurmuştur. Büyük düşünürlerin dillendirdiği “söylem, eylemdir” sözü bu ilanlarda bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz söylemin gücü, eylemselleşmesindendir. PKK yıllık toplantısında ortaya çıkan değerlendirme düzeyi, geçen yılı tahlil edilerek yapılamayanların özeleştirisinin verilmesi, eksikliklerin belirlenerek ortadan kaldırılmasının yol ve yönteminin aranması ve yeni yıla dair iddianın ortaya konulması bu eylemselleşmenin önemli parametrelerini de ortaya koymuştur.
Bu toplantının en önemli yönü özeleştiri ve iddia toplantısı olmasıdır. Önderlik gündeminin özel olarak ele alınıp tartışılması, bu toplantının özeleştiri gündeminin temel gündem olmasını sağlamıştır. Önder Apo’nun başta PKK olmak üzere, tüm kürtler için yarattığı büyük özgürlük imkanlarının ne kadar değerlendirildiği, bunun Önderliğin fiziki özgürlüğüyle ne kadar birleştirildiği konularında derinlikli tartışmalar yürütülmüştür. Her çalışma sahası ve her parti komitesi kendini Önderlik gerçeği, Önderliğin üzerindeki tecrit ve Önderliğin özgürlüğü temelinde ele alarak çözümlemiştir. Bunu yaparken önceki yıl toplantısında alınan kararların yeniden ele alınması, ne düzeyde pratikleştirildiğinin tartışılarak yapılamayanların ortaya konulması da temel çözümleme ivmesini yaratmıştır.
2021 yılı, özgürlük mücadelemizde en önemli yıllardan biri olmuştur. Özgürlük tarihi, halkların direniş tarihi 2021 yılına özel bir sayfa ayıracaktır. Çünkü bu yıl mücadele tarihimizin en büyük ve kapsamlı direniş yıllarından biri olmuş, keskin savaşların yürütüldüğü bir dönem olmuştur. 2021 yılında en başta İmralı’da benzersiz bir direniş yürütülmüş ve Önderliğin İmralı direnişi yıla damgasını vurmuştur. Bu anlamda Önder Apo’nun zindanın mutlak tecrit koşullarında özgürlük mücadelesine önderlik ettiği gerçeği bir kez daha görülmüştür. İmralı direnişine paralel olarak zindanlarda PKK ve PAJK’lı tutsaklar büyük bir direniş göstermiş, düşmanın kendi yargısına rağmen infaz-idam uygulamalarına karşı onurla durmuş ve iradeyi bilemişlerdir.
Zap, Metîna ve Avaşîn’de ortaya çıkan savaş, insanlık tarihinde bir direniş ruhu yaratmıştır
Yine Medya Savunma Alanlarında Nisan ayından bu yana yürütülen direniş tüm dünyaya örnek olmuştur. Birçok analist Medya Savunma Alanlarında yürütülen bu savaşın bugün dünyada görülen savaşları, Ermenistan ya da yakın dönemde Ukrayna’da yürütülen savaşları kat be kat aşan bir savaş yürütüldüğünü belirtmiştir. Zap, Metîna ve Avaşîn’de ortaya çıkan savaş, kuşkusuz tüm insanlık tarihinde yerini alacak bir direniş ruhu yaratmıştır. Bu direnişler insan oğlunun bilemeyeceği ve ilan edemeyeceği kadar büyük bir güce sahip olan özgür insanın nasıl olması gerektiğini ortaya koymuştur. Dağların kalbinde kendine yer yapan, kendini dağın kalbine yerleştirerek düşmana karşı duruşun anlamını, arayışını, yöntemini yaratan Kürt genç kızları ve oğulları, düşmanın en güçlü olduğunu sandığı anlarda düşmana vurarak halkımızın büyük moral ve güç kaynağı olmaya devam etmiştir. Bu yıl içinde Devrimci Halk Savaşı kapsamında YPS ve HBDH örgütlülükleri kapsamında da yerel örgütlenmeler geliştirilmiş, milis güçleri büyük eylemler başarmış, düşmanın şehirlerdeki temsilcilerini uykuya hasret bırakmıştır.
Halkımızın tüm Kürdistan parçalarında ve yurtdışında adeta tek bir gün meydanları boş bırakmamacasına yürüttüğü özgürlük mücadelesi de yıla anlam katan önemli bir özellik olmuştur. Yine bu yıla anlam katan, yıl boyu direniş azmini büyüten, direnişi güzelleştiren ve kültürleştiren de kuşkusuz özgürlük iddiasındaki kadınlar olmuştur. Kadınlar tüm kadın düşmanı erkek egemenlikli saldırılara karşı direnmiş, kadın katliamlarına karşı seslerini yükseltmiş, dağ başlarında eylemlerini büyütmüş ve erkek egemenliğinin devletleşmiş yüzüne büyük darbeler vurmayı başarmıştır. Toplamda 2021 yılı özgürlük zamanı hamlesinin güçlü eylemleriyle dolu yaşanmış ve büyük zaferin zeminini yaratmıştır. Kadınlar 2021 yılında kadın özgürlük değerlerini daha fazla büyütmüş ve tarihselleştirmiş, tanrıça kültürüne daha fazla yakınlaşmışlardır.
Tüm bunlar büyük başarılar yaratarak 2021 yılını zaferin iyi bir zemini haline getirmiştir. Kuşkusuz daha iyi yüklenilseydi, daha büyük mücadele verilseydi 2021 yılı, zaferin zemini değil ta kendisi olacaktı. Çünkü yarın geç olabilir diyebileceğimiz bir dönemden geçmekteyiz. Ancak en başta şunu belirtmek lazım. Tüm dünya egemenlerinin Kürt düşmanlığında ortaklaştığı, dünya halklarının da Kürtlerin özgürlüğünde ve bu özgürlüğün dünya halklarının özgürlüğü olacağında ortaklaştığı bir dönemden geçiyoruz. Amansız bir mücadele veriyoruz. Eksiklikleri ya da yanlışlıkları mutlaka olacaktır. Ancak bu yanlışlara bakarak yılı yetersiz değerlendirmek, başarılarımızı görmemek, büyük başarıları küçük hataların gölgesinde bırakacak tarzda ele almak, bizim işimiz değildir, dost işi de değildir. Bu tarz bir yaklaşım yetersiz bir yaklaşım olacağından yılı doğru değerlendirmek, başarıların hangi düşmanın karşısında neyin uğruna yaratıldığını iyi bilmek gerekir.
2021 yılında bu anlamda yetersizlikler de ortaya çıkmıştır. En temel yetersizlik, partimiz PKK’nin gerçekleştirdiği stratejik değişimin tam olarak ve doğru bir yeterlilikte anlaşılmamış, ona göre yeniden örgütlenip dönüşümü tamamlamamış olmaktır. Partimiz PKK, paradigma dönüşümünden sonra başlattığı demokratik mücadele stratejisi temelinde büyük değişimler yaşamış ve bu doğrultuda bir mücadele başlatmıştır. Ancak ortaya çıkan sonuçlara bakıldığında, Kürt soykırımcılarının ve Kürt düşmanlarının bu strateji temelinde bir değişime yanaşmadıkları görülmüş ve stratejik durum yeniden ele alınmıştır. Bu temelde 1 Haziran 2010 tarihinde Devrimci Halk Savaşı Stratejisi ilan edilmiştir. Devrimci Halk Savaşı, halkın özgür varlık ve özgür yaşam anlayışıyla, her koşulda ve her durumda kendini koruması, özsavunmasını yaparak özgür toplumsallığını sağlamasıdır. Bunun için gerektiği yer ve zamanda örgütlenmek, kurumsallaşmak, gerektiği kadar komün ya da meclis kurmak, bununla birlikte gerektiği kadar direnişi örgütlemek gerekmektedir. Bu temelde düşmanı tüm Kürdistan’dan söküp atmamış olmak, adeta kağıttan bir iktidara dönüşen AKP-MHP iktidarını devrimci yumruğu vurarak tümden devirmemiş olmak bizler için en temel özeleştiri konusudur. Bunun sonucu olarak yaşanan saldırılar olmuştur, işgaller, katliamlar olmuştur. Ancak hepsinin karşısında büyük bir direniş sergilenmiş, gerilladan en küçük birime, halkımızın en örgütlü kesiminden normal yurtsever kesimlere kadar herkes düşmanla yaşanmayacağını bir kez daha görmüş, bilince çıkarmış, kararlılaşmış ve düşman karşısında özgürlük mücadelesini büyütmenin anlam ve öneminde ortaklaşmıştır.
Savaştık ve varolma savaşını bir kez daha kazandık
Tüm bunlarla birlikte hiçbir hata ya da yetersizlik, yanlışlık ya da eksiklik, 2021 yılı direnişinin tarihsel anlamını ve önemini zayıflatamayacaktır. Bu anlamıyla 2021 yılını tüm yetersizliklerimize rağmen, tüm anlam verme eksikliklerimize rağmen büyük direniş ve özgürlük yılı olarak yaşadık, savaştık ve varolma savaşını bir kez daha kazandık. Bu anlamda yaşanan zorlukları gözünde çok büyütmek, karamsar davranmak, yaşanan durumlara direniş tarihi bağlamında bakmadan kapitalist modernitenin yarattığı yüzeysel insan gözüyle bakan durumlar kuşkusuz yetersiz yaklaşımlar olacaktır. Aynı zamanda bu tarz yaklaşımlar mücadele dinamiğini de zayıflatacak yaklaşımlardır. Özünde düşmanın yarattığı umutsuzluğun, demokrasiyi kirletmenin ve sosyalizme yönelik karalama saldırılarının sonuçlarıdır. Bizler şunu bilmekteyiz: Binyıllardır insanlık tarihinde mücadele veren, bedel veren, anlam yaratan insanlar, kurumlar, örgütler ve halklar vardır. Her bir insanın ya da kurumun, halkın direnişi insanlık tarihine büyük anlamlar katmaktadır. Ancak bilmekteyiz ki her biri salt kendisi sonuç alıp rehavet içinde yaşasın diye bedel vermemiştir. Biliyoruz ki, Mazlum Doğan ve Kemal Pir yoldaşlar, hiç göremeyeceklerini bildikleri bir özgür toplum ve çağ için kendilerini feda etmişlerdir. Bunu anlamak, evrendeki özgür varoluşu ve bunun gerektirdiği bedelleri anlamakla mümkündür. Bu büyük duruşlara anlam vermek, bu büyük duruşlara saygı duymak ve onların yarattığı bugünü ve imkânları doğru değerlendirmek de bizim görevimizdir.
Bunun dışında yıllık toplantıda yürütülen pratiklerin Önderlik ve parti çizgisine göre olup olmadığı temelinde tartışmalar yürütülmüştür. Bilinmektedir ki, Önder Apo yıllar önce “yüreği bizimle olmayanın eylemi bizimle olmaz” demiştir. Bu ilke Önderliğimizin her dönemde önemle ele aldığı, salt eyleme önem vermekten ziyade eylemi önemsemek kadar eylemin özgürlük çizgisine göre, özgüce göre olmasını daha fazla önemsemek temelinde ele aldığı bir ilkedir. Bu konu bağlamında Apocu eleştiri ve özeleştiri mekanizması en temel mekanizmamız olarak işlenmiştir. Kürdistan özgürlük hareketine dayatılan dışa bağlanma, teslimiyetçi çizgiye mahrum ve mahkûm olma saldırıları da ele alınmıştır. PKK, yarım asırlık mücadelesinde kesintisiz ve kendini yenileyerek bir mücadele yürütmekle birlikte, özgüce dayanarak bunları yapmış olduğundan dolayı varlığını korumuştur. Özgüce dayanmayan örgüt ve kurumların zamanla başka güçlerin elinde kukla düzeyinde olduğunu, hatta halklar karşıtı, özgürlük karşıtı, giderek kendi çıkış amacına düşmanlık düzeyinde kullanıldığını bizler en baştan bugüne kadar bilmekteyiz. Önder Apo’nun PKK için aldığı en büyük tedbir, özgücüne dayanmasıdır. Bu anlamda TC-ABD-KDP saldırıları üzerinden dayatılan KDP’lileştirme, devletçi anlayışa mahkûm etme, küçük bölgelere sıkıştırarak devletçi anlayışla yeterlilik duygusu yaratma saldırıları yıl boyunca sürmüştür. Tüm bu saldırılar kuşkusuz PKK tarafından görülmüş, karşı mücadele yürütülmüştür. Bu anlamda özgüce dayanma konusundaki netlik bir kez daha kendini göstermiştir. Bu durumun salt iyi bir özellik, erdem olarak varolamayacağı, sürekli propagandası yapılan ve sorgulanarak yenilenen bir pratik olduğu da ortaya konulmuştur.
İdeolojik mücadele, mücadelelerin en büyüğüdür
Yıl boyunca yürütülen mücadelenin temelde zihniyete, düşünce gücüne dayandığı bilinmektedir. PKK zaten insanı düşüncesiyle, duygularıyla toplamda zihniyetiyle bir insan olarak tanımlamaktadır. Bu anlamda ideolojinin insanın özgürleşmesindeki önemi sürekli ortaya konulmaktadır. Bu anlamda başta Devrimci Halk Savaşı olmak üzere tüm mücadele sahalarının temelde ve öncelikli olarak ideolojik yaklaşımı esas alması gerektiği bir kez daha ortaya konulmuştur. Kapitalist modernite karşısında yürütülen mücadelenin en derin ideolojik mücadele olduğunu bilmek, bu bilmeyi de günlük, anlık pratiklere uyarlayabilmek önemlidir. Bu konuda kapitalist modernitenin baskısından, etkisinden kurtulmak kadar ona karşı savaşmak ve sürekli bir ideolojik mücadelenin varlığını bilerek yaşamak gerekliliğine dikkat çekilmiştir.
Kişinin kendi davranışını, dış görüntüsünü, hatta konuşma tarzını bile değiştirmesi zor değildir. Ancak duyguları ve düşünceleri değiştirmek büyük mücadele gerektirir. PKK her gün kendini yenileyen bir öncü kadro örgütü olarak, kapitalist modernitenin saldırılarına gün gün maruz kalan yeni nesilleri, kapitalist modernitenin zihinsel ağlarından kurtararak özgür birey haline getirme mücadelesi yürütmektedir. Bu anlamda PKK ile kapitalist modernite zihniyeti silahlarla yürütülen savaşlardan çok daha üst düzeyde bir savaş halindedir. PKK’li olmak bireycilikten kurtulmak, komünal yaşamı benimsemek ve yaşamak demektir. Ancak kapitalist modernite insanı bireyciliği en güzel yaşam sanmakta, onu esas almaktadır. Bu anlamda her birey öncelikle kendi varlığı, bilinci, kişiliği boyutunda kapitalist modernite ile savaşmakta, bu savaştan zaferle çıktığı oranda meydan savaşlarına yönelebilmektedir.
Yine sınıf ve cins mücadelesi konuları da ideolojik mücadele kapsamında önemle üzerinde durulan bir konu olmuştur. Kadın özgürlüğünün, tüm toplumun özgürlüğü olduğu ilkesi temelinde bu tartışmalar yürütülmüştür. Egemen sistemlerin gölgesinde kadınlara yapılan saldırılar, kadın katliamları, düşmanın özellikle Bakurê Kurdistan başta olmak üzere genç kadınlar üzerinde yürüttüğü fuhuşa bulaştırma, sahte duygu söylemleriyle genç kızları etkilemeye çalışarak kadınlık onurunu tüketme, öldürme, toplumundan koparma, intihara sürükleme saldırıları olmuştur. Bu saldırılar karşısında özgür bireyin yaratılmasının özgür düşünce ve özgür irade yaratmakla, nihayetinde Kadın Kurtuluş İdeolojisini yaşamsallaştırmakla mümkün olduğu, yürütülen kadın özgürlük mücadelesinin toplumumuzda önemli bir zihniyet dönüşümü yarattığı ve bunu yükselterek zafere taşımamız gerektiği de ortaya konulmuştur.
Demokratik modernitenin sanat bakış açısını ortaya koyacak çalışmalar yaratılmamıştır
Özgür bireyi oluşturan en önemli faktörlerden biri de özgür duygu ve düşünce bağlamında sanat ve kültür konusudur. Bu alan çalışmalarında son dönemde önemli bir gelişme vardır, ancak henüz demokratik modernite insanının sanat bakış açısını bütünlüklü ortaya koyacak çalışmalar yaratılmamıştır. Varolanlar önemli adımlardır ve büyük etki de yaratmaktadır. Ancak hem nicel olarak henüz yeterli düzeyde olmaması hem de içerik bakımından kısmi kalması toplumumuzun ihtiyacını karşılamaya yetmemesini getirmiştir. PKK mücadelesi büyük sanatçılar, devrimci sanatçılar yaratmıştır. Sanatsal inceliği en derinden yaşayan ve Kürdistan dağlarında bu duyguyla, bu yürekle, bilinçle savaşarak şehit düşen yoldaşlarımız bilinmektedir. Ancak bu mirasa doğru anlam vermek, kültür ve sanat alanında devrimsel çalışmalar yapmakla ve zihniyet dönüşümünü burdan başlayarak örmekle mümkündür. Bu doğrultuda 2021 yılında edebiyat çalışmalarımızda da büyük adımlar atılmış önemli eserler ortaya çıkarılmıştır. Yapılan birçok çalışma vardır ancak en önemlisi parti romanlarının yayınlanmasının sürmesidir.
PKK kurulduğu günden bugüne kadar toplumsal gücüne dayanan özgürlük hareketidir. Kürt halkının uyanışını ve kendini özgürlük ölçülerinde yeniden tanımlamasını yarattığı için halkımız tarafından büyük sahiplenilmiştir. Dört parça Kürdistan’da PKK gerçekliği ateşten bir halk yaratmış, iktidarlar karşısında kendi özgürlüğü için savaşan, direnen ve özgürleşen bir gerçeklik ortaya çıkmıştır. Bu sonuç, PKK’nin halka stratejik yaklaşmasının, halkı nesneleştirmemesinin-araçsallaştırmamasının sonucudur. Bu yaklaşımın yenilenerek ve derinleştirilerek sürdürülmesi demek Demokratik Ulus inşasında halkın temel kurucu öğe olması, öz iradesinin gelişmesi ve kendini örgütlü inşa gücüne ulaştırarak sistemin garantisi haline getirmesinin sağlanmasıdır. Yapılan tüm toplumsal çalışmalar bunun içindir. Halkımız içinde özsavunma temelinde örgütlenmeyi geliştirerek halkın hem sistemin kurucu inşacı gücü hem de bu sistemin esas teminatı haline getirmek gerekmektedir. Tüm çalışmalar da buna odaklanmıştır. Düşmanın da yumuşak ya da direkt karşıdan saldırıları da bunu kırmak içindir ve toplumsal alan çalışmalarımız halkın kendi özgücüne güvenmesi, özgücünü esas alması temelinde bir örgütlenme geliştirmektedir. Ancak bilinmektedir ki geçmiş dönemden kalma anlayışlar da hala etkisini göstermektedir. “Vur gerilla vur, Kürdistan’ı kur” sloganı bir dönemler Kürt halkının öncü örgütlenmesinin en temel kurumlaşması olan gerillaya verilen anlamı ve rolü ortaya koymaktaydı ve gerekliydi. Ancak bugün kendi sistemini, demokratik ulusu, Kürdistan’ı kurma görevini sadece gerillaya vermek, tüm görevleri gerilladan beklemek kuşkusuz yetersiz bir yaklaşım olacaktır. Özünde de halkın gücünün ortaya çıkarılmamasını getirecektir. Bu anlamıyla halkı irade haline getirmeme, sistem içinde yer vermekle birlikte yeterli düzeyde özgürleşmesini sağlayamama, özgücüne güvenen doğal bir özsavunma örgütlülüğü haline getirmeme konuları da Önderlik çizgisinde çözümlediğimizde yetersiz kalınan yanlar olmaktadır. Bu alanda yapılacak en doğru eylem, Apocu direniş ve fedai çizgisinde savaşan gerillanın öncülüğünde halkın topyekün özsavunmasını geliştirmek ve eyleme geçirmektir. Demokratik Konfederalizm çalışmalarının da bu temelde yürütüldükçe başarılı olacağı da bilinmektedir.
En büyük değerimiz Önderliğimiz, şehitlerimiz, yoldaşlığımız ve özgür yaşam bilincimizdir
Nisan ayından başlayarak 2021 yılı boyunca gerillanın yürüttüğü tarihsel direniş, tüm direniş alanlarına, çalışma sahalarına örnek olacak bir irade ve iddiayı ortaya koymuştur. Bu direniş, sadece bir eylem, bir dönem değildir, tüm Kürdistan halkının, PKK kadrolarının ve sempatizanlarının örnek alacağı direniş çizgisidir. Bu anlamda gerillanın tarihin en zor ve en eşitsiz koşullarında geliştirdiği Apocu direniş her alanda yeniden değerlendirilerek örnek alınarak mücadele yürütülmektedir.
PKK direnişi manevi, ruhsal, yaşamsal anlamda büyük değerler yaratmıştır. Direnişin bereketi PKK ile bir kez daha kanıtlanmıştır. Özgürlük ve direniş, kendini büyüten, zenginleştiren, onu sahiplenen herkesi de büyüten ve her anlamda zenginleştiren, güzelleştiren bir hakikattir. Bu anlamda 50 yıllık mücadele değerlerinin yarattığı yeni değerlerin daha da anlamlı ve tarihsel bilinçle ele alınarak tarihsel sonuçlara ulaştırılması gerektiği de toplantıda vurgulanmıştır. En büyük değerimiz Önderliğimiz, şehitlerimiz, halkımız ve parti kültürümüz şemsiyesi altında yarattığımız yoldaşlığımız ve özgür yaşam bilincimizdir. Bu bilincin büyütülerek anlam kazanması, tarihselleştirilmesi ve öncü kadrodan başlayarak tüm topluma yayılması ve temel toplumsal gelenek haline getirilmesi de 2022’nin önemli çalışması olmaktadır.
Tüm parçalarda kadrolar başta olmak üzere tüm parti sempatizanlarının, yurtseverlerin ve dostlarımızın büyük bir inançla, aşkla ve özgür yaşam iddiasıyla kendi sistemini inşa etme hamlesine giriş yapmıştır. 2022 inşanın zirveleştirmesi, bunun için ihtiyaç olan tüm alanlarda da kendini devletdışı bir toplum olmanın tüm gereklilikleri temelinde örgütlemekle mümkün olacaktır. Kuşkusuz bunu başarabilmek kadro öncülüğünde gerçekleşecektir. Bundan dolayı tüm PKK kadrolarının en güçlü duruşu, kararlılığı, en sonuç alıcı eylemleri gerçekleştirmesi, askeri alandan toplumsal alana, ideolojik alandan diplomasiye kadar her alanda tuttuğunu koparan ve toplumuna ait kılan bir tarzın sahibi olması gerekmektedir. Buna engel olabilecek her tür çizgi dışılığı zamanında görerek müdahale etmek, eğitsel temelde dönüştürmek, zihniyet devrimini yaratarak parti çizgisinin hizmetine koymak gerekmektedir. Bakur başta olmak üzere, Rojava, Rojhilat ve Başûr’un tüm alanlarında toplumumuzun ancak ve ancak PKK çizgisinin zaferiyle değer kazanacağını bilmek ve bu temelde KDP’nin gerilikleri, düşmanlıkları ve Kürtleri değersizleştirerek kapitalist modernitenin hizmetine sunan, köleleştiren her türlü politikası karşısında en başta ideolojik mücadeleyi geliştirmek gerekmektedir.
Yine yurtdışı alanlarda antifaşist cepheyi büyütmek, halkların diplomasisini esas alarak demokratik konfederalizmin gereği olarak çalışma yürütmek gerekmektedir. Bunun için öncü kadronun görevlerin gereklerini gerekçesiz ve engelsiz bir şekilde tümden yerine getirmesi şarttır. Bununla birlikte de başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun tüm kesimlerini bilinçlendirme, eyleme ve özgürleşmeye yöneltme görevini yerine getirmek gerekmektedir.
Başarının ölçüsü Önder Apo’nun özgürlüğü için geliştirdiğimiz mücadele iradesidir
Kuşkusuz tüm bunları başarabilmek için en başta yapılması gereken şey, Önderlik çizgisini yeterli ve doğru anlamak, dar, sığ ya da güncel yaklaşımlardan uzak durmaktır. Bunun için de Önderlik savunmalarının ve çözümlemelerinin tüm alanlarımızda, tüm birimlerimizde ele alınarak belli plan dâhilinde incelenmesi, okunup özümsenmesi gerekmektedir. Şunu bilmekteyiz ki en yeni, en güzel düşünce dahi Önderlik düşüncesinden güzel ya da yeni değildir, olamamaktadır. Çünkü Önder Apo, en son savunmalarını yazdığında, yazdıklarının ezeli ya da ebedi olmadığını, ancak iki yüzyıllık dönem için temel yaşam manifestosu olduğunu, mevcut dünyanın bunu aşmaya yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Bu gerçeği bilerek Önderlik fikirlerini, cümle cümle öğrenmek, anlamak ve pratikleştirmek hem düşüncemizi hem de pratiğimizi güzelleştirecek, nihayetinde de bizi özgürleştirecektir.
Bu temelde tüm PKK kadroları, komite ve kurumları da 2022 yılını zafer yılına dönüştürmeye hazırlanmış, pratiklerini çözümleyerek temel perspektiflerini almış, kararlılıklarını ortaya koymuşlardır. Parti toplantısının ortaya çıkardığı kararlılık ve iddia, tüm alanlarda önemli bir karşılık bulmuş, büyük bir coşkuyla, özeleştiriyle ve kararlılıkla karşılanmıştır. 2022 yılı, 2021 yılının başarılarını büyütme, yetersizliklerini aşma, yanılgılarını çözümleyerek özeleştirisini verme temelinde yılın başından itibaren başarıya kapıyı aralamıştır. Bizim için başarının ölçüsü Önder Apo’nun özgürlüğü için geliştirdiğimiz mücadele ve ortaya çıkardığımız toplumsal iradedir. 2022 yılı da en üst düzeyde bunu başarmaya adaydır. PKK bunun kararlılığını ortaya koymuş ve tüm kadrolarıyla, sempatizanlarıyla, yurtsever halkıyla ve dostlarıyla yılı karşılamanın hazırlığını yapmıştır. Hiçbir eksiklik ya da yanılgı bu kararlılığın önünü almaya yetmeyecektir. Zira bu yılın kararlılığı tüm eksiklikleri aşacak ve yanılgıları düzeltecek bir güçte ve büyüklüktedir.
Bu duyguyla, ruhla, coşkuyla ve iddiayla gerçekleşen toplantı Önderliğin özgürlüğüne odaklanmıştır. Alınacak her nefes, atılacak her adım, yapılacak her eylem Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kilitlenecek, PKK çizgisinin derinlikli inşasına odaklanacaktır. Bu temelde 2022 yılı Newrozu ‘Önder Apo’ya Özgürlük Newrozu’ olarak tanımlanmış ve 50 yıllık mücadele değerlerinin zafere dönüştürülmesinin kararlılığı ortaya çıkarılmıştır. Bizler de PKK’nin 2022 yılı toplantısının ortaya çıkardığı özgürlük iddiasını ve kararlılığını coşkuyla karşılıyoruz. Bu kararlılık doğrultusunda tüm kadro ve sempatizanların, tüm yetersizlikleri aşarak ve tüm yanlışlıkları yenerek Önderlik çizgisini ve partinin dönem kararlarını doğru anlayacağına, başarılı uygulayacağına ve Newrozla birlikte Önderliğin fiziki özgürlüğü amacıyla hamlesel eylemleri zirveleştireceğine ve 2022 yılını zafer yılı yapacağına inanıyor, başarılar diliyoruz.