Önderliğimizin ve hareketimizin bütün barışçıl çabalarına rağmen Kürt sorununun çözümünde savaş, şiddet ve baskı yönteminden vazgeçmeyen AKP hükümeti Önderliğimize ağır tecrit, hareketimize savaş, halkımıza ve Kürt siyasetine ise polis terörü, işkence ve tutuklama ile başlattığı topyekun taarruzu sürdürmektedir. Bu çerçevede 17 Ağustos’tan bu yana, taşeronluk karşılığında uluslararası güçlerden elde ettiği teknoloji ve istihbarat imkanlarına dayanarak hareketimize karşı hava saldırılarını devam ettirmektedir. Bu hava saldırılarında daha önce HPG’nin kamuoyuna açıkladığı gibi Haftanin’de 5, Zagros’ta 3 ve Xakurke’de 4, Xinere’de 1 kaybımız yaşanmıştı.
En son 10 Ekim tarihinde Xakurkê-Xinere alanına dönük gerçekleştirilen bir hava saldırısında, içinde hareketimizin yönetim üyelerinin de bulunduğu ağır bir kaybın yaşanmış olduğunu derin üzüntüyle ifade etmek istiyoruz. Bu alçakça saldırıda KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rüstem Cudi (Rüstem Osman), HPG Askeri Konsey Üyesi Çiçek Kıçi (Guhar Çekirge), HPG Askeri Konsey Üyesi Alişer Koçgiri (Yücel Halis) ve HPG’nin değerli militanlarından Nazlıcan, Eşref, Roj Amara ve Dr. Amara arkadaşlarımız şehit düşmüşlerdir. Ayrıca 8 Ekim günü Kato Marinos alanında yaşanan çatışmada şehit düşen, KCK Yürütme Konseyi eski üyesi değerli komutan Baz Mordem ve Bager Tatvan arkadaşların şehadetleri de yaşanmıştır.
Bu değerli öncü konumundaki arkadaşlarımızın şehadeti bizler için ciddi bir kayıp ve acı verici bir olaydır. Bu değerli komutan ve savaşçı arkadaşlarımızın şehadetinden dolayı başta aileleri olmak üzere tüm Kürdistan halkına başsağlığı diliyoruz. Onların anısını, Özgürlük mücadelesini yükselterek yaşatacağımız sözünü tüm kamuoyun önünde veriyoruz.
Yurtsever Kürdistan Halkı!
HPG yönetimi, bu değerli arkadaşların anısına misilleme eylemi yaptıktan sonra kamuoyuna açıklanmasını karar altına almış ve bu amaçla Çelê alanına dönük ‘Şehit Çiçek Harekatı’ ile başarılı bir biçimde kapsamlı bir devrimci operasyon gerçekleştirerek bu kahraman öncü militanların anısına nasıl sahip çıkılacağını herkese göstermiştir. Kan dökmekten vazgeçmeyen sömürgeci AKP devletinin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, bu hareketin her konsey üyesinin şehadeti karşılığında Çelê eylemi gibi eylemler sürekli yapılacaktır. Hareketimizin ulaşmış olduğu askeri performans ve tecrübe yoğunluğunun Çelê eylemini katbekat aşacak düzeyde eylem kapasitesine sahip olduğu kesindir. Kürdistan halkının öz evlatları olan HPG komuta ve savaşçısının bu fedai ruhu ve performansı olduğu müddetçe hiç kimse Kürt halkının iradesini yok sayamaz ve istediği gibi saldırı yapamaz. Bu büyük devrimci eylemde şehadete ulaşan 7 HPG savaşçısının direnişi ve kahramanlığı büyük bir gerçeği ifade etmiş ve bu yiğitlerin şahsında büyük bir başarıya imza atılmıştır.
Tüm Türkiye halkı ve kamuoyu bilmeli ki, her iki taraftan yaşanan tüm bu kayıpların tek sorumlusu çözüm aşamasına gelmiş olan Kürt sorununda şiddet, katliam ve tasfiyeden vazgeçmeyen AKP hükümetidir. Katliam amaçlı karadan ve havadan geliştirdiği askeri operasyonlarla birlikte, Önderliğimiz üzerinde hiçbir ahlaki anlayış ve hukukta yeri olmayan tecridin yanı sıra, halkımız üzerinde sınırsız bir baskı ile, teslim olmayı reddeden onurlu duruşu esas alan tüm Kürt siyasetçilerini tutuklayan AKP hükümetinin topyekun savaş kararı bu kayıplara yol açtığı gibi, bu şiddet siyasetinden vazgeçmemesi halinde kayıpların daha da artacağı da açıktır. Kan dökerek sonuç almak isteyen, anaların gözyaşlarına yol açan bizzat Başbakan olmasına rağmen, çok pişkin bir biçimde başkalarını bununla suçlaması, gerçeklerin ters yüz edilmesinden başka bir şey değildir. ‘İntikamımız büyük olacaktır’ diyenler bilmeli ki, Kürt halkı ve onun özgürlük hareketi kendini savunabilecek ve sömürgeci saldırılara gereken cevabı verebilecek güçtedir. Artık eskisi gibi Kürt halkını tek taraflı olarak katlederek, teslim alarak başkalaşıma uğratma zamanı geçmiştir.
Kürt özgürlük hareketine karşı 1990’ların tasfiye konseptini aşan düzeyde faşist uygulamalar ve ilan edilmemiş Olağanüstü Hal durumu ile savaşı derinleştirmek isteyen sömürgeci AKP sistemine karşı Kürt halkının özgürlük direnişi gelişecek ve daha da yükselecektir. Sömürgeci ırkçı bir zihniyetle, empati yapmaktan uzak, özgürlük savaşçılarının ve Kürt halkının katlini reva gören, böylece halkımızı iradesizleştirerek köleleştirmek isteyen bu sömürgeci saldırıya karşı halkımız; Rüstemlerin, Çiçeklerin ve Alişerlerin çizgisindeki direnişi daha da yükselterek başarıyı kesinleştirecektir.
Her biri 25 yıla yakın bir zamandır ülkenin çeşitli alanlarında değişik mücadele zeminlerinde bulunmuş olan, mücadelede değişik roller oynamış ve görevler almış, emekler vermiş, mücadelenin çeşitli aşamalarında kahramanlıklar sergilemiş, kendilerini bu alanda kanıtlamış olan siyasi ve askeri konsey üyelerimiz Rüstem Cudi, Çiçek Kıçi ve Alişer Koçgiri arkadaşlar ile başta Baz arkadaş olmak üzere diğer şehitlerimiz gibi yaşamının tümünü halkının özgürlüğüne adamış olan devrimin büyük emekçilerinin şehadeti tüm Kürdistan halkı, gençliği ve hareketimizin tüm kadroları için bir direniş mesajıdır. Onlar yaşamları boyunca yüksek bir kararlılıkla bu mücadelede yer alarak eylem ve yaşamlarıyla her zaman yolumuzu aydınlatacak örnek pratiğe sahip Apocu hareketin yılmaz militanları konumuna yükselmiş değerlerdir.
Yurtsever Kürdistan halkı
Mücadelemiz, tarihinin en önemli bir aşamasına gelmiş bulunmaktadır. Bu süreçte kendini dayatan siyasal çözüme gelmeyen ordu gücüne ve arkasındaki uluslararası güçlere güvenerek şiddetle mücadelemizi bastırmayı önüne koyan sömürgeci AKP hükümeti bugün sadece Özgürlük hareketine değil, tüm yurtsever halkımıza karşı özel savaş yöntemlerini uygulayarak ve siz değerli halkımızı polis terörüyle sindirerek sonuç almak istemektedir. Bu cani zihniyet halkımızın öz evlatlarını katletmek için her türlü saldırı biçimini geliştirmektedir. Buna karşı meşru misilleme hakkı kullanıldığında ise bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan hareketimizi ve halkımızı tehdit etmekte, faşist paramiliter güçlerini halkımıza karşı kışkırtmakta ve linç girişimleriyle sonuç almak istemektedirler. Amaç halkımızı korkutmak ve sindirmektir. Buna karşı tüm yurtsever Kürdistan halkı bulunduğu her yerde her düzeyde iç örgütlenmesini geliştirerek öz savunmasını güçlendirmeli ve toplumsal Serhildan hareketini daha da yükselterek gereken cevabı vermelidir. AKP’nin resmen ilan ettiği sömürgeciliğin topyekun savaşına karşı topyekun yurtseverlik direnişini yükseltmeye ve özgürlüğü kazanmaya çağırıyoruz.
Sömürgeci Türk devleti, sadece Kuzey Kürdistan’ı değil, diğer parçaları da tehdit ve şantajla etkisiz kılmaya, Kürt yurtseverliğini parçalamaya çalışmaktadır. Bu amaçla Güney Kürdistan üzerinde kurduğu baskıyı bizzat askerini de harekete geçirerek daha da ileri düzeye getirmeyi hedeflemiş bulunmaktadır. Biz burada açıkça şunu belirtmek istiyoruz: Türk devletinin Güney Kürdistan’daki hiçbir operasyonu başarılı olamayacak ve girdiği her yer batakhaneye dönüşecektir. Bunun farkında olan Başbakan, Güney Kürdistan siyaseti üzerinde durarak sonuç almaya çalışmaktadır. Tarihin bu önemli aşamasında Kürt siyaseti büyük bir imtihanla karşı karşıyadır. Eğer Kürt siyaseti sömürgeci güçlerin baskıları karşısında geri adım atmayıp ulusal birliği güçlendirme yönünde tavır sahibi olursa bu önemli tarihi halkada sömürgecilerin yenilgiye uğraması ve Kürt halkının özgürlüğe kavuşması mümkündür. Hiç kimsenin Türk sömürgeciliğine umut ve cesaret vermemesi önemlidir. Bu konuda başta Federal Kürdistan Bölge liderliği olmak üzere tüm Güney Kürdistan siyasetçilerinin rolü ulusal duruşun gelişmesi açısından çok önemlidir. Özellikle yurtsever fedakar Güney Kürdistan halkının olumlu tutumunun ulusal birliğe ve direnişe güç katacağı kesindir.
Yaşadığımız çağda 20 milyonluk bir halka anadilde eğitim hakkını bile vermeyen, hiçbir statü tanımayan, farklı bir biçimde asimilasyonu dayatan ve barışçıl çözüm imkanlarına rağmen devlet terörüyle sonuç almak isteyen Türk sömürgeciliği, halkımızın haklı davasını terörizm gibi göstererek tüm dünyayı kendisiyle beraber Kürt halkını bastırmaya çağırmaktadır. Uluslararası ve bölgesel güçleri Türk devletinin gerçekleri çarpıtan bu gerçeğini görmeye ve geliştirdiği şiddet politikasını değil, Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümün gelişmesini desteklemeye, bu konuda insani görevlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Mücadele tarihimizde yaşanan tüm büyük şehadet halkaları yeni bir hamleye dönüşerek büyük gelişmelere yol açan direnişler olmuşlardır. Şimdi de Rüstemlerin, Çiçeklerin, Alişerlerin ve yurtsever gençlik önderi Bazların şahsında yaşanan yeni şehadetlerin zafer hamlesine dönüşmesi temel bir görev durumundadır. Bu değerlerimize sahip çıkmak, bu kahraman öncü militanların yoldaşı olmaya layık olmak, ancak ve ancak Apocu çizgide devrimci hamlenin yılmaz bir kadrosu olmak ve mücadeleyi başarıya taşırarak anılarını zaferde yaşatmakla mümkün olacaktır. Hareketimizin bütün komuta, kadro ve savaşçılarını, tüm değerli sempatizanlarını, mücadelenin her alanında kahraman şehitlerimizin anısını yaşatmaya, gerillada ve serhildanda mücadeleye tüm gücüyle katılmaya, Kürdistan gençliğini gerilla saflarına katılarak kahraman şehitlerimizin anılarına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
20 Ekim 2011
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı
*******************
Halkımıza ve komuoyuna
10 Ekim 2011 günü Xakurkê-Xinêre alanlarımıza dönük TC işgalci güçlerinin kapsamlı bir hava saldırısı gerçekleşmişti. Bu alçakça saldırıda KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rüstem Cudi (Rüstem Osman), HPG Askeri Konsey Üyemiz Çiçek Botan (Guhar Çekirge), HPG Askeri Konsey Üyemiz Alişer Koçgiri (Yücel Halis), Bölük komutanımız Nazlıcan (Rındaxan Kayra), Eşref Argeş (Ömer Çetinkaya), Roj Amara (Rabia Atan) ve Dr. Amara Çiya (Gülistan Çiftçi) arkadaşlarımız şehit düşmüşlerdir.
İşgalci TC devleti 17 ağustos 2011 gününden bu yana dış devletlerden aldıkları istihbari, askeri vb her türlü destekle aralıksız olarak alanlarımıza dönük hava saldırılarını sürdürmektedir.
Daha önce halkımıza ve demokratik kamuoyuna TC işgal ordusunun düzenlendikleri hava saldırıları sonucunda Haftanin, Zagros ve Xakurke’de şehit düşen yoldaşlarımızın isimlerini paylaşmıştık.
Bundan böyle de devrimci ilkelerimiz temelinde her zaman halkımıza ve demokratik kamuoyuna açık ve şeffaf olmaya devam edeceğiz.
Kahraman gerillamızın Colemêrg (Hakkari)’in Çelê (Çukurca) alanındaki tüm düşman hedeflerine yönelik 18-20 Ekim tarihleri arasındaki gerçekleştirdikleri devrimci harekat öncelikli olarak 10 Ekim 2011 günü Xakurke alanında şehit düşen yoldaşlarımızın intikamını almak üzere gerçekleşen bir harekat olarak bilinmek durumundadır. TC işgalci ordusuna karşı gerçekleştirilen bu harekatı bunun için bu kalleşçe hava saldırırsında şehit düşen Çiçek Botan yoldaşımızın adına ‘Şehit Çiçek Botan Devrimci Harekatı’ olarak isimlendirdik.
Bundan böyle de TC işgalci ordusunun yeşil faşist iktidarının her saldırısına karşı cevabımız Devrimci Halk Savaşı temelinde çok kapsamlı ve sert olacağı bilinmek zorundadır.
Gerillamız 19 Ekim 2011 günü gerçekleştirilen Şehit Çiçek Botan Devrimci Harekatıyla işgalci Türk ordu birliklerine ezici darbeler vurmuştur. Bundan böyle de Kürdistan özgürlük gerillası gücünü ve yenilmezliğini dost düşman herkese bu tarz devrimci harekatlarla gösterecektir. Yüzden fazla TC askerinin öldüğü ve yaralandığı, yüzlercesinin de savaşamaz duruma düşerek saf dışı olduğu bu devrimci hamleyi, özgürlük gerillamıza karşı kalleşçe kullanılan dış destekli teknolojik ölüm araçlarına karşı verilen köklü bir cevap olarak görülmelidir.
10 Ekim 2011 günü Xakurke alanımızda şehitler kervanına katılan 7 yoldaşımız: Rüstem demek disiplin ve ilke demekti
Asıl ismi Rüstem Osman olan Rüstem Cudi yoldaşımız mücadele tarihimizde oldukça saygın yeri olan bir militanımız olarak bulunduğu her alanda tüm yoldaşlarının ve halkımızın gönlünü fetheden özellikleriyle yeri zor doldurulacak bir PKK militanıdır.
Henüz gençlik yıllarında sol, sosyalist düşüncelerle tanışan Rüstem yoldaş erkenden yurtseverlik duygularıyla bu ideolojik arayışlarını buluşturur.
Rüstem yoldaşımız gençlik yıllarında önceleri başka sol hareketlere yakınlık gösterir. Ardından Kuzey Kürdistan’da gerçekleştirilen 15 Ağustos Hamlesi’yle daha köklü olarak ailesinin de derin yurtseverlik bilincinden kaynaklı özgürlük mücadelesini araştırmaya başlar. Rüstem yoldaşın bir özelliği oldum olası her zaman köklü bir araştırma ve sorgulama gücüne sahip olmasıydı. O hiçbir şeyi peşinen alan, kabul eden ve benimseyen olmayıp her zaman derin araştırmalarla doğruların peşine takılarak bulan biridir.
Nitekim bu araştırmacı yeteneklerinden dolayı erkenden Özgürlük mücadelesiyle bulaşacak ve gençlik çalışmalarında yer alacaktır. Peşinden ise işçi, öğrenci çalışmalarına katılacaktır. O Kürt Halk Önderi’yle ilk kez 1987 yılında, ileri düzeydeki özgürlük harekatı çalışanlarıyla yaptığı bir toplantıda karşılaşacak ve bu toplantı ardından profesyonel olarak PKK harekatına katılma kararı verecektir.
Daha sonra 1989 yılında gittiği Lübnan’daki Mahsum Korkmaz Akademisi’nde köklü bir eğitim almıştır. Burada arayışlarını daha sağlam temellere oturtarak bir müddet yeniden halk çalışmalarına gönderilecektir. İlkeli yaşam duruşu, birikimi, bilinci sonucunda halk çalışmalarında erkenden yönetim düzeyinde çalışmalar yürütecek ve ardından önce Gap eyaletine geçecek, orada 1993 yıllarında eyalet komutanı olacaktır. Peşinden de uzun yıllar Botan’da Gabar alanında gerilla çalışmalarına aktif katılacaktır. Gabar’da özelde Qûbîn, Êlîh, Misirc gibi ova alanında ayak basmadığı ve örgütlemediği bir alan bırakmayacaktır.
Rüstem yoldaş Botan alanında aktif çalışmalarını sürdürürken 1995 yılında PKK 5. Kongresi’ne katılacaktır, kongre sonrası gideceği yer yine Gabar olacaktır.
1998 yılından Botan alanından döndükten sonra uzun bir süre Rusya’da parti temsilciliği düzeyinde çalışmalar yürütecektir.
Rüstem Cudi yoldaşımız Rusya alanında döndükten sonra farklı çalışmalarda yer almaya devam edecektir. 2003 yılnda Kongra Gel yönetim üyesi olarak o yıllarda PKK harekatına karşı yaşanan ihanetçi, işbirlikçi, bozguncu çete eğilimlerine karşı en ileri düzeyde mücadele eden bir yoldaş olarak ön saflarda yerini alacaktır.
Rüstem Cudi yoldaş bu ilkeli, devrimci duruşunu da her zaman bir PKK militanı olarak koruyarak Rêber Apo’nun en iyi militanlarından biri olmasını bilmiştir.
Rüstem Cudi yoldaş derken öncelikli olarak müthiş teorik ve ideolojik birikim akla gelir. En ileri düzeyde disiplinli ve ilkeli militan akla gelir. Derin tarihi bilinç gelir. Müthiş eğitici gücünün yanı sıra müthiş bir eğitmen akla gelir. Ve de Rüstem Cudi yoldaş derken akla her zaman sol, sosyalist çizgide saygın bir militan akla gelir.
Zorlu görevlerin militanı Çiçek Botan
Çiçek Botan yoldaşımızın asıl ismi Guhar Çekirge’dir. 1975 Cizîr doğumludur. 1989 yılında gerilla saflarına en erkenden yer alan bir kadın militan olarak her zaman özgürlük saflarında minnetle anılacaktır.
Çiçek Botan yoldaş ismi gibi en çok kaldığı alanlarına başında Botan gelir. Sırasıyla Mêrdîn, Zagros, Zap, Gare, Xakurke, Kandil ve birçok farklı alanlarda gerilla pratiklerinde yer almıştır.
Çiçek Botan yoldaşımız özgürlük mücadelesi içerisinde her zaman en zorlu alanların kendisine hedef seçerek mücadele eden karakterinden dolayı çok erkenden komutanlaşmıştır. Yüzlerce kadın erkeği kendi komutasında savaşın en amansız alanlarında yürütme gücü gösteren Çiçek Botan yoldaş, bunun içindir ki Özgürlük hareketi içerisinde oldukça saygın bir yer edinmiştir. O bir kadın militan olarak hiçbir yoldaşın reddedemeyeceği, itiraz edemeyeceği pratiklere imza atmıştır. Birçok kez ölümün badiresinden geçerek yoldaşlarını kurtarmasını bilmiştir.
Kişilik olarak oldukça mütevazı, sıcak, sempatik olan Çiçek yoldaş daha önce Botan’da efsaneler yaratan büyük komutanlarının da her zaman en iyi yoldaşı olmuştur. Rojhat Bluzeri, Azime Muş, Adil Bilika, Pılıng Kıçi, Şerif Sperti, Enver Omyanus gibi nice yoldaşla kalan bir yoldaş olarak da gerilla mücadelemizin en deneyimli kadın gerillası olmuştur.
Çiçek Botan yoldaş bu bağlamda kadın özgürlük mücadelemiz içerisinde de en uzun vadeli savaşan ve komuta düzeyinde öncülük etmesini bilen bir yoldaş olarak da kendi emeğiyle yarattığı saygın yerini hep koruyacaktır.
Çiçek Botan yoldaş komuta duruşundan dolayı HPG Meclis Üyeliği, YJA STAR Meclis Üyeliği ve PKK Meclis Üyeliği’ne yaşamdaki duruşu, militanlıktaki keskinliği ve mücadeledeki engin deneyimleri sonucu seçilmiş ve bu unvanları hakkıyla temsil etmesini bilmiştir.
İdeolojik derinliği ile her zaman öncü Alişêr Koçgiri
Alişer Koçgiri yoldaşımızın asıl ismi Yücel Halistir. Özgür basın geleneğinden gelen Alişer Koçgiri yoldaşımız erkenden özgürlük mücadelesiyle buluşarak 1988 yıllarında PKK saflarına katılmıştır. Birçok sahada çalışmalar yürüten Alişer yoldaşımız öncelikli olarak Lübnan Mahsum Korkmaz Akademisi, Türkiye basın çalışmaları, Dersim eyaleti, Koçgiri eyaleti derken Zagroslar, Zap, Gare ve Xakurkê alanlarında gerilla çalışmalarına katılmıştır.
Alişer yoldaşımız çok erkenden Şemdin Sakık çeteciliğine karşı gösterdiği devrimci duruş ve mücadelesiyle bilinen bir yoldaş olmuştur. Şemdin Sakık’ın henüz çeteci pratikleri açığa çıkmadan örgüte bu kişinin çeteci pratiklerini, halka ve mücadeleye verdikleri zararları bildirmesini bilmiştir.
Alişer yoldaş bulunduğu her ortamda birikim ve bilinç düzeyiyle, ideolojik hassasiyetleriyle, sol sosyalist düşünce ve kimliğiyle tanınmış ve bu konularda mücadele içerisinde önemli bir yer tutmuştur.
Alişer yoldaşın birikimi, ideolojik teorik derinliği ve çok yönlü deneylerinden ve militanca duruşundan dolayı HPG Meclis Üyeliği’ne seçilmiş ve şehadetine kadar da bu görevi yerine getirmek üzere alanlarda çalışmalarda yer almıştır.
Nazlıcan Amara (Rındihan Kayra)
1979 Batman Kozluk doğumlu, Nazlıcan Aras kod isimli, Rındaxan Kayra yoldaşımız 2002 yılında özgürlük saflarına katılmıştır. Botan, Gare, Haftanin, Zap ve Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisinde kalmıştır.
Nazlıcan yoldaşımız çok erkenden özgürlük mücadelesine ve onun gerillasına adapte olmuş ve Kürdistan dağlarıyla bir olmuştur. O Kürdistan tarihinin direniş geleneğin en köklü olduğu alanlarında gelen biri olarak tarihteki Rındaxanlara layık bir militan olarak özgürlük saflarında yerini almıştır.
Kişilik olarak canlı, girişken, öğrenmeye açık, sempatik ve mütevazı kişiliği sonucu erkenden özgürlük saflarında sevilen bir militan olmuştur. Nitekim bu güçlü militan özelliklerinden dolayı erkenden komutalaşmış ve şehit düştüğünde ise özgürlük gerillasının bir bölük komutanı olmasını bilmiştir.
1994 Amed doğumlu olan Eşref Argeş (Ömer Çetinkaya) yoldaşımız 2010 yılında özgürlük saflarına katılmıştır.
Yurtsever bir ortamda gelen Eşref yoldaşımız henüz eğitimden yeni çıkmış bir gerilla adayı iken şehitler kervanına katılmıştır.
Amara Çiya (Gülistan Çiftçi)
1985 Êlîh doğumlu olan Amara Çiya (Gülistan Çiftçi) yoldaşımız 2004 yılında Adana’da özgürlük saflarına katılmıştır.
Amara yoldaşımız Xakurkê, Garê, Zap, Zagros alanlarıyla Şehit Beritan Özgür Kadın Akademisi’nde kalmıştır.
Kişilik olarak sıcak, girişken, sempatik bir yoldaş olarak bulunduğu her ortamda kendisini kabul ettirmesini bilen Amara yoldaş bir Koçer kızı olarak da her zaman inisiyatifli yapısıyla tanınmıştır.
Zeki, gözü açık ve yaratıcı özellilikleriyle de Amara yoldaş erkenden mücadele adapte olarak güçlü bir militan olmasını bilmiştir. Amara yoldaşın başka bir özelliği ise çok yönlü olmasıdır. Bu çok yönlü oluşundan dolayı bir dönem önemli düzeyde sağlık çalışmalarında yer alarak gerilla yoldaşlarına en büyük katkıyı sunmasını bilmiştir.
Roj Amara (Rabia Atan)
1981 Êlîh-Hezo doğumlu, Roj Amara asıl ismi Rabia Atan yoldaşımız 1995 yılında Garzan alanında özgürlük saflarına katılmıştır.
10 Ekim 2011 günü TC işgalci güçlerince gerçekleştirilen alçakça hava saldırısında şehit düşen PKK Meclisi ve KCK Yürütme Konseyi Üyemiz Rüstem Cudi, PKK Meclisi ve HPG-YJA Star Konsey Üyemiz Çiçek Botan, HPG Askeri Konsey Üyemiz Alîşêr Koçgiri, Bölük komutanı Nazlıcan, savaçılar Doktor Amara, Roj Amara ve Eşref yoldaşların etrafında başta Küçük Güney olmak üzere tüm Kürdistan halkını kenetlenmeye çağırıyoruz.
Gerilla güçlerimizin 10 Ekim 2011 günü şehadete ulaşan yoldaşlarımızın intikamını almak için yürüttüğü devrimci eylemler bundan sonra da yürütülmeye devam edecektir.
Bir Kürt ve PKK’li ölünce neredeyse bayram eden, ama bir Türk askeri veya polisi vurulunca da ağzından salya ve küfürler akanlara da şunu söyleyelim ki, herkesin yaşama ve özgür olma hakkı vardır. Kürtler de bu hakkı elde etme ve kullanmada herkes gibi kesin kararlıdır.
Sonuç olarak, birkez daha kahramanca savaşarak şehit düşen özgürlük mücadelesi şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Tüm Kürdistan halkını, gençliğini ve kadınlarını, değerli ve onurlu yaşamlarını Kürdistan özgürlük mücadelesine vermiş olan ölümsüz komutanlarımız Rüstem, Çiçek ve Alîşêr yoldaşların anılarına sahip çıkmaya ve direniş mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz!
Demokratik Özerkliği inşa ve Önder Apo’ya Özgürlük hamlemizin gelişerek kesin sonuç alıncaya kadar devam edeceğini birkez daha belirtiyoruz!
22 Ekim 2011
HPG Ana Karargah Komutanlığı
Adı, soyadı: Rüstem OSMAN
Kod adı: Rüstem Cudi
Doğum yeri ve tarihi: Serêkaniyê, 1965
Mücadeleye katılım tarihi: 1987 Lübnan
Şehadet tarihi ve yeri: 10 Ekim 2011 Xakurkê
Adı, soyadı: Guhar ÇEKİRGE
Kod adı: Çiçek Botan
Doğum yeri ve tarihi: Şirnax, 1975
Mücadeleye katılım tarihi: 1989,Şirnex
Şehadet tarihi ve yeri: 10 Ekim 2011, Xakurkê
Adı, soyadı: Yücel HALİS
Kod adı: Alişêr Koçgiri
Doğum yeri ve tarihi: Sêwaz, 1969
Mücadeleye katılım tarihi: 1988, İstanbul
Şehadet tarihi ve yeri: 10 Ekim 2011, Xakurkê
Adı, soyadı: Rindixan KAYRA
Kod adı: Nazlıcan Amara
Doğum yeri ve tarihi: Êlîh, 1979
Mücadele katılım tarihi: 2002, Êlîh
Şehadet tarihi ve yeri: 10 Ekim 2011, Xakurkê
Adı, soyadı: Emrah BAYER
Kod adı: Baz Mordem
Doğum yeri ve tarihi: Başkale, 1980
Mücadele katılım tarihi: 1999 Romanya
Şahadet tarihi ve yeri: 8 Ekim 2011 Kato-Colemêrg