İyiki varsın Serxwebûn
“Serxwebûn yıllar önce Ağrı Dağı‘nda mezara gömülen Kürt halkını tekrar yeryüzüne çıkartan bir umut ışığı gibidir. Yüreklerinin hatta beyinlerinin derinliklerine kadar işlemiş olan kendine inançsızlığı ve düşmandan duyulan korkuyu kazıyıp, halkı yeniden dirilten en temel araç Serxwebûn ve yazıları olmuştur. Kürt halkına unutturulmak istenen ve onun şahsında bütün bir coğrafyanın tarihi belleğini silmeyi hedefleyen bütün Arap, Fars ve Türk-Turancı projeler önünde diz çökmek zorunda kalmışlardır. Tarihi silmek artık mümkün olmayınca bu kez de o bilinci taşıyan ve uyanışı gerçekleştiren Kürt halkını fiziki olarak ortadan kaldırma çabaları günümüzde sürmektedir. Halkı mezardan kaldıran, üzerindeki ölü toprağını atarak onu canlandıran Serxwebûn’un bu imha saldırılarını da yenmekte büyük bir güç ve misyon olarak tarihi rolünü oynayacağından şüphemiz yoktur.”
İyi ki doğdun, iyi ki varsın Serxwebûn
Reutlingen DTKM aktivisti, yazar M. Mehmet Ünver
Gerillalar köylülere Serxwebûn gazetesi okuyordu
Öncelikle Serxwebûn ile ilgili bir anımı anlatmak istiyorum. Her Serxwebûn’u okuduğumda o anı hatırlıyorum. 1992 yılında Muş’un bir köyünde yaşıyorduk. Kış aylarıydı köyde gizemli kaygılı bir hava vardı. Herkes birbiriyle gizli konuşuyor herkesin gözünde anlayamadığım bir korku vardı. Akşam üstü küçük gruplar halinde köyün erkekleri bizim eve doğru geliyorlardı. Meğer o gece bizim evde bir toplantı olacak ve bu toplantıya PKK gerillaları katılacaktı ve köylülere Serxwebûn gazetesi okutulacaktı. Serxwebûn’u ilk burada duymuştum ve çok sevinmiştim. Kürtçe bir gazetenin ismini ilk defa duyuyor olmanın mutluluğu içindeydim. Bir an önce görmek istiyordum. Gerilla rupları bizim köye iki tane Serxwebûn bırakarak gittiler. Küçük bir kitapçık halinde yazısı çok küçük yazılmıştı zor okunuyordu. Kürt Özgürlük hareketinin diriliş mücadelesini objektif bir şekilde anlatıyordu. Çok büyük bir gizlilikle Serxwebûn’dan bahsedilirdi. Yasaklıydı çünkü yok edilmiş diri diri gömülmüş bir halkın ancak örgütlü bir mücadele ile özgür ve insanca yaşamayı sığdırmışlardı o satırlara.
Serxwebûn’un bendeki etkisi ve önemi; Kürt Özgürlük hareketini tanımamı ve kadın kimliğimi fark etmemi sağlamış, mücadeleye dâhil olmamı Serxwebûn ve bize onu ulaştıran arkadaşlara borçluyum.
Ben Serxwebûn’u her elime aldığımda Serxwebûn’ün Kürt halkı ve ezilen toplumlar için ne kadar büyük bir eğitim çalışması olduğunu anlıyorum.
Kürdistan ve Ortadoğudaki sorunların çözümü konusunda siyasi ve politik gelişmeleri bütün baskı ve zorluklara rağmen 40 yıldır büyük bir emekle bizlere ulaştırıldı. Serxwebûn tüm halkların sesi oldu.
Bir kadın ve bir Kürt bireyi olarak Serxwebûn ile gurur duyuyorum. 40. Yılında başarılarının devamını diliyorum. Yaşasın Serxwebûn!
Hannover-Serxwebûn
Hülya Doğan
Serxwebûn emeğin temsilidir
Serxwebûn Örgüt ve halk arasındaki köprüdür, hareketin ideolojik besinidir. Hangi eve girerse hangi kişiye ulaşırsa ideolojik anlamda okuru besleyen bir öneme sahiptir. Serxwebûn hem ismi ile hem uzun vadeli tarihi ile emeğin temsilidir. Yurtseverliğin ruhunu temsil eden buram buram Kürdistan kokmakta, duygu olarak onurlu Kürdün temsili anlamına gelmektedir. Benim için Serxwebûn bu anlamı ifade ediyor.
Almanya-Fed-Kurd Eşbaşkanı Kerem Gök
Gençlere yol gösteren gazetemizin 40. yıl dönümünü kutluyorum
Tarihsel olarak Kürt halkının neler yaşadığına bakıldığında, Kürt halkını hak ve özgürlükler bağlamında ileriye taşıyan birçok ahenk taşına rastlamak mümkündür.
Her türlü baskı ve sindirme politikasına karşı Kürtlerin ve Özgürlük Mücadelesi’nin sesi olmuştur Serxwebûn. Serxwebûn yayın hayatı boyunca, her günün sabahında Kürt halkının yetişen yeni nesli için bir ayna görevi görmüştür. Avrupa’da her eve ulaşması binbir emekle gerçekleştiği gibi halk tarafından sahiplenilmesi de binbir emekle gerçekleşmiştir.
Kürt halkının kendi hak ve hukukunun gasp edilmesi bağlamında, olan biteni sorgulaması, mücadelesine böylesi bir yayın organı ile sahip çıkma şansının yaratılması bile takdire şayan olmuştur. Dolayısıyla Serxwebûn gazetesinin Kürt halkının geleceğinde oynadığı rol ve hizmeti birkaç satırla anlatmak yeterli olmaz. Zira soykırım kıskacında olan bir halkı şimdi dünyaya devrimsel pratik olarak ve aynı zamanda ideolojik olarak öncülük etmesinde Serxwebûn gazetesinin payı yadsınamaz. Kendi hayatımda ismimden kaynaklı da toplumsal bağın yanında özel bir bağda kurdum. Bunu Serxwebûn arşivine bakarken daha çok hissetmiştim. Bu vesileyle tüm ezilen halklara özellikle 90’lar sonrası Avrupa’ya gelen ailelerin gençlerine yol gösteren gazetemizin 40. yıl dönümünü kutluyorum.
Biji Serxwebûn û Azadi!
Frankfurt’da bir Serxwebûn okuyucusu-Serxwebûn Akinci
Serxwebûn güneşin her gün doğuşu gibi her ay halkımızın halklarla buluşan ışığı oldu
Serxwebûn’un 40. yıl dönümü ki öncesi de var, halkımıza ve insanlığa kutlu olsun.
Serxwebûn doğuşundan beri hakikati savundu ve güneşin her gün doğuşu gibi her ay halkımızın halklarla buluşan ışığı oldu. Kürdistan’da önderliksel, partisel ve halksal doğuş ve güçlenişin dili ve eylemi ve her koşulda şehitlerin, direnişçilerin ve mücadele edenlerin sesi ve takipçisi oldu.
Düşmana olduğu kadar sosyal şoven, ilkel-milliyetçi, işbirlikçi, ihanetçi ve tasfiyeci çıkışlara karşı da daima devrimin ve özgürlük çizgisinin yılmaz savunucusu oldu.
Serxwebûn kuşkusuz halkımızın sıfırdan başlayan ideolojik, politik ve örgütsel diriliş, gelişim ve güçlenişine hem tanıklık etti hem de onu onurla işleyip kaydetti. Bu anlamda halkımızın tarihsel ve toplumsal hafızası olmayı başardı.
Köyde, şehirde, zindanda ve dağda hem bu kırk yılın hem de öncesinin onurla direnen kahraman şehit ve savaşçılarımızın intikam sesi olmuştur. Serxwebûn gazetesine, bundan böyle de Özgür Kadın ve Demokratik Ekolojik toplumu yaratma mücadelesinin yılmaz savunucusu ve yol göstericisi olacağına olan inancımla iyi ki doğdun, varsın ve var olacaksın diyor başarılar diliyorum. Not: Ali Aktaş, 1984-1999 yıları arası Almanya’da cezaevinde kaldı. 1984’de Dramsdat cezaevinde kaldığı zamanlarda çalışarak Serxwebûn gazetesine maddi destekte bulundu.
Yazar Ali Aktaş-Almanya-Giessen
Serxwebûn özgürlük çığlığıdır
Serxwebûn başta Kürtler olmak üzere ezilen halkların özgürlük çığlığıdır. Yarım yüzyıla yakındır yayın hayatını sürdüren Serxwebûn’u ülkede sürekli olarak online siteden okumak zorunda kalıyordum. İlk defa Almanya’da yaşamaya başladıktan sonra direkt okuma fırsatım oldu. Sayfaları çevirirken eski manşetleri gözümün önünden geçiyordu ve bu hissi sözcüklerle anlatamam.
Serxwebûn teorik anlatımları, yazıları ve anıları ile halkı Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ile buluşturmaya ve bir akademi vazifesi görmeye devam etmektedir. Yayın perspektifi ile gerçekten özgürlük ve bağımsızlıktan daha değerli bir şeyin olmadığını bize öğretmiş oldu.
Frankfurt DTKM Eşbaşkanı Fırat Vural
Serxwebûn aynı zamanda bir eğitim okuludur
Serxwebûn gazetesi örgütlü tarihimizin en önemli mirasıdır. Söz konusu Serxwebûn olduğunda benim için akan sullar durur. Aydınlanmanın adresi olduğu gibi mücadele tarihimizin en zorlu süreçlerine tanıklık etmiş ve yayınlanan makale, perspektifler ile yanlış yerde durmamızı engelleyen, sürekli yol gösteren bir misyon ile bizleri Önderliğe yakın tutmuştur. Bu açıdan benim için bir bilgi hazinesidir. Karanlık tarihimizi aydınlığa kavuşturan Serxwebûn sadece bir yayın değil aynı zamanda bir eğitim okuludur.
Serxwebûn eşittir, Önderliksel yaşamdır.
FED-DEM Almanya federasyonu Eşbaşkanı Mehmet Latif Karkaş
Serxwebûn yol gösteren bir fenerdir
Serxwebûn, direnişin amansız zamanıdır. Kürdistan halkı uzun aradan sonra kavuştuğu bu yol gösteren fenerini söndürmemek ve özgürlüğe ulaşmanın, düşmana vurmanın ve feneri tutuşturmanın aracı haline getirilecektir. Serxwebûn, yeni yıllara doğru kararlıca ilerlerken, Partimizin düşünceleri ışığında mücadelemiz ve halkımıza klavuzluk yapmaya devam edecektir.
İsveç’ten bir okuyucu
Küçükken ilk duyduğum gazete Serxwebûn’du
Benim için Serxwebûn gazetesi Kürdistan tarihine özlü bir bakış anlamında bir mana taşıyor. Birbirinden farklı makaleler ve kadının özlü tarihine doğrudan ön açıcı perspektifleriyle ufkumuzu açıyor. Ben küçükken ilk duyduğum gazete Serxwebûn’du. Benim için her ne kadar duygusal bir bağı temsil etsede ama bir insanda bırakacağı güzel izlerden söz edebilirim. Kadın Kurtuluş ideolojisine dönük bütünleyici perspektiflere ihtiyaç duymak istediğinizde kesinlikle Serxwebûn derim. Benden öncekiler ve benim jenerasyonumda olanların bir çoğu karanlığı aralamaya çalıştığında Serxwebûn’da yer alan birbirinden farklı makale ve perspektifler ile kendini buldu. Bu anlamda Serxwebûn aydınlık demektir.
Benim için Serxwebûn’a dokunmak tarihe dokunmak gibidir.
Heilbronn DKTM Eşbaşkanı Gulistan Ateş
Serxwebûn 40. yılında, ve bizleri aydınlatmaya devam ediyor
Serxwebûn denildiğinde ilk aklıma gelen Hareketimizin çekirdek kadrolarının toplum-yaşam ve ahlaki politik değerlendirme ve analizleridir. Bir insan aç ve susuz kaldığında ihtiyacı olana hemen koşarya işte, Serxwebûn benim için bu anlamı taşıyor. Serxwebûn ahlaki ve politik değerlerin nasıl yaşanılabilinir konusunda insan ufkunu açacak bir bilgi kaynağıdır. Geçmiş ve gelecek arasında o tarihsel bağı kurmada önemli bir rol oynadı ve halende bu misyonu gelecek jenerasyona taşımaya devam ediyor. Serxwebûn 40. yılında, ve bizleri aydınlatmaya devam ediyor. Minettarız…
FED-KURD Federasyonu Menderes Canbek
Serxwebûn’u okuma, okutma arzusunu geliştirmek gerekiyor
Serxwebûn gazetesi, genel anlamda halkların, toplumların ve bireylerin aydınlanması, doğru bir anlayışa ve kavrayışa ulaşmasında en temel araçlardan biridir. Özellikle soykırım kıskacında olan halkımız açısından önemi bir o kadar daha artmaktadır. Serxwebûn 1982’nin Ocak ayında yayın hayatına başladığında sanki dünya bizim olmuş ve güçlü bir silaha kavuştuğumuz inancı doğmuştu. O yılları hiç unutmadım. Aynı zamanda gazetenin sorumluluğu da bana aitti. İlk anda bu sorumluluk iki yıl devam etti. O dönem kim eline bir Serxwebûn geçirmişse, satırı satırına okuyarak, öğrendiklerini de çevresindeki herkese anlatmaya çalışırdı. Eğer sen okumamışsan onun karşısında utanırdın. Böyle bir hassasiyet ve duyarlılık vardı. Ne yazık ki, günümüzde bu hassasiyeti yeterli oranda göremiyorum. Serxwebûn’u okuma, okutma arzusunu geliştirmek gerekiyor. Çünkü halkımızın en güçlü silahlarından biridir. Kısaca bunları belirtmek istiyorum ve Serxwebûn çalışanı arkadaşlara sonsuz başarılar diliyorum. Ayrıca uzun soluklu devam eden ve 40. yılına girecek olan Serxwebûn’u yürekten kutluyorum.
Kürt Siyasetçi – Muharem Aral
Serxwebûn Kürdistan’lıların sesi olmuştur
Ben İlk kez Serxwebûn ismini ceza evlerindeki siyasi tutsakların yazdığı bir gazete de okumuştum. Yılar sonra Avrupa’ya bir programa geldiğimde Serxwebûn gazetesine ulaştım, dokundum ve okudum. Doğrusu ilk buluşmamızda çok duygulanmıştım. Ceza evlerinde siyasi tutsakların büyük katkılarıyla çıkan Serxwebûn artık bütün Kürdistanlıların evlerinde ve ülkedeki devrimci mücadeleyi, yaşananları burdan öğreniyorlardı. Serxwebûn dünyanın birçok yerinde yaşayan Kürdistan’lıların sesi olmuştur. İdeolojik, politik çizgisi birçok devrimcinin yetişmesine vesile oldu.
Paris-Hûnermend Farqîn Azad
Serxwebûn yolumuzu aydınlatan bir gözdür
Serxwebûn gazetesinin büyüklüğü davasına gösterdiği tutarlılıkla doğrudan bağlantılıdır.
Kuşkusuz Serxwebûn bizim için bu anlamlı yolda yürürken bize ışık olup yolumuzu aydınlatan bir gözdür. Birçok emek ve değerlerle kurulup Kürt halkının siyasal ve politik gündemini evlere taşıyan ideolojik bir bilgi kaynağıdır. 43 yıl öncesine kadar çamura batmış ve tanınmaz hale gelen bir halk bugün sadece kendisini değil, aynı zamanda da Ortadoğu’nun kaderini ve geleceğini tayin edecek çok yönlü bir siyasi donanıma sahip olmuştur. Serxwebûn gazetesi aynı zamanda Önderliksel değerleri ve ahlaki toplumsal maneviyatı diasporada yaşamsallaştıran ilk ve son mirastır. Bu uğurda canla başla tasfiyecilik gibi unsurlara karşı çok yönlü mücadele etmiş bir pozisyonda mücadeleye olan sürekliliğini günümüze kadar devam ederek örnek bir miras bırakmıştır. Söz konusu Serxwebûn oldumu küçüklükten beridir hep merak ettiğim ama nihayetinde sürgünde olmamdan dolayı buluştuğum Serxwebûn iyiki varsın. Aydınlanma yolunda bizleri yalnız bırakmadın. Bu anlamda Serxwebûn çalışanlarına teşekkürler ediyorum. Son olarak da Rebêr Apo’nun bir sözüyle bitirmek istiyorum; “Yakın tarihimiz, düşürülmüş bir halkın kendi öz gücüyle yeniden ayağa kalkışının görkemli direnişine tanıklık etmiştir.”
Düsseldorf DTKM aktivisti Azad İmal
Serxwebûn büyük bir umut yarattı
Bundan 40 yıl önce Serxwebun’un yayınlanması ve Kürt halkına sunulması gerçek anlamda onursal bir devrimin ilk adımı olarak kayda geçti.
Kürt toplumunun geniş bir kesimi için Serxwebûn farklı bir heyecan ve büyük bir umut yarattı. Bir yandan da ideolojik anlamda hareketi geriye çeken anlayışlara karşı büyük zorluklar ve engellerle boğuşmak zorundaydı. Serxwebûn anlam itibariyle geriye çeken anlayışlara karşı Kürt kitlesini güncel haliyle korumuş ve ihtiyaca göre bir yayın çizgisini esas almıştır. Bu anlamda Önder Abdullah Öcalan’ın büyük çabaları ve emekleriyle başarılı bir yayın sürdürmüştür. Serxwebûn geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu doğrultuda bir yayın sürdüreceğine olan inancım tamdır.
Frankfurt DTKM Bileşeni Kamil Durgun
Serxwebûn insanın elindeki ışıktır
Ilk sayisi 1979’da basılan ve günümüze kadar basılmaya devam eden Serxwebûn gazetesi Kürt Halkinin yaşamında önemli bir yere ve degere sahiptir. Kürdistan’daki önemli siyasi gelişmeler Serxwebûn sayesinde önemli ölçüde geniş kitlelere duyuruldu. Bu eksende gazetede yer alan makaleler ve yazarlarin ön açıcı öngörüleri, yorumları bizlerin Kürdistandaki siyasi gidişatı daha iyi kavramamızı sağladı. Kürt Tarihinde şimdiden yerini alan bu köklü gazete gelecek nesilleri de aydınlatarak bir bilinç oluşturacağı süphesiz görünmektedir.
“Serxwebûn bilge insanın elindeki ışıktır.”
Freiburg Nuda Kadın Meclisi Filiz Iraz Umulgan
Serxwebûn Kürdistan’ın hafızasıdır
İyiki var oldun; Serxwebûn.
Haber veren organlar en etkili kitle iletişim araçlarıdır. Serxwebûn bu görevini başarıyla yerine getirmiştir. Ülkemizin neresinde neler yaşandığını en doğru olarak Serxwebûn gazetesi bizlere ulaştırırdı. Serxwebûn bir yayın organı olmaktan çok fazlasıdır. Kürdistan’ın hafızasıdır. Kürtler seninle gururludur. Gelecek yıllarda Kürt gençleri bu zamanları Serxwebûn’dan okumaya devam edecekler.
Ozan Emekçi
Serxwebûn’un Emektarı Rojbaş (Ali Engizek) Anlatıyor
1942 yılında Pazarcık’ın Gonîg köyünde doğdum. 1970’te işçi olarak Almanya’ya geldim. 10 yıl Köln kentinde, Ford fabrikasında çalıştım.
1981 yılında fabrikadan çıkışımı aldım ve tüm zamanımı mücadeleye verdim. 2002 yılına kadar günlük olarak Avrupa çalışmalarında yer aldım.
Başlangıçta yayın organlarımız yoktu. Hatırlıyorum. 1980 yılı olmalı… Bir arkadaş Kürdistan’a izine gidiyor, dönüşte Partinin kuruluş bildirisini getirmişti. Seyîdxan arkadaş onlar bildiriyi çoğalttı. Biz de onu dağıttık. Kuruluş bildirisi iki sayfaydı ama bize koskoca bir ansiklopedi gibi geliyordu. Bize aitti. Mücadenin amacını anlatıyordu. Hevesle, sevinçle dağıtıyorduk. Partimizin kuruluşunu ilan ediyordu.
Sonraki süreçte Parti karar almıştı. Serxwebûn gazetesi aylık olarak yayınlanacaktı. 1981 yılında Köln kentinde gazetenin hazırlıklarına başladık. Arkadaşlar Ebert Meydanı’nda bir daire kiraladı. Serxwebûn çalışmaları orada başladı.
İlk sayı Ocak 1982’de yayınlandı. Ardından her ay, düzenli olarak Serxwebûn çıktı. 1982’den 2002 yılına kadar Serxwebûn’u dağıttım. Bu 20 yıl boyunca Serxwebûn’u Bonn yakınlarındaki Meckenheim kentinde, bir Alman matbaasında çıktı. Matbaanın sahibiyle de çok iyi bir diyaloğumuz vardı. Demokrat bir insandı. 20 yıl boyunca bir gün birbirimizi kırmadık.
Serxwebûn çıkacağı gün arabalarla gider gazeteyi Köln’e getirirdik. Sonra dağıtımına başlardık. Arabayla götürürdük. Oradaki arkadaşlar değişik şehirlere dağıtırdı. Diğer ülkelere de posta yoluyla gönderiyorduk. Zamanla ABD, Kanada, Avustralya, bütün Avrupa ülkelerine göndermeye başladık.
Cezaevlerine göndermek için küçük puntolarla yazılmış, el kitabı büyüklüğünde Serxwebûn’lar çıkarmaya başladık. Kapağı kalın kitapları alıyorduk. Serxwebûn’ları kapağın içine yerleştirip cezaevlerine gönderiyorduk.
Serxwebûn örgütleme de büyük değerler yarattı. İnsanlar gazeteyi okuyup mücadeleyi tanıyordu. Bazı ailelere bedava veriyor, parasını biz ödüyorduk. Okusunlar, mücadeleyi tanısınlar diye.
Serxwebûn’u dağıttığımız için her gün yollardaydık. Yorulduğumuzda otoban kenarına park eder, tulumların içinde yatardık. Çok üşüyorduk ama zevkle çalışıyorduk. İlk yıllarda Avrupa’da küçük bir gruptuk. Türk solu bize karşıydı. Posta kutuma bir sürü tehditler geliyordu, Ama mücadeledir. Yılmadık, çabamızı sergiledik.
Bu arada, Serxwebûn ilk çıkacağı zaman 9 bin Mark ben, 15 bin Mark da yakın bir akrabam kuruma bağış yaptık. Ayrıca köyde 7 dönüm bir kavak tarlamız vardı. Ortaktık. O kavakları da kestirip bizim hissemize düşen parayı da kuruma aktardık.
Sadece ben değil, o dönemin tüm yurtseverleri mücadeleyi maddi ve manevi olarak desteklediler.
Serxwebûn 20 yıl boyunca aynı yerde basıldı
Yeri gelmişken belirteyim. Köln’deki Ebert Meydanı (Ebertplatz) bizim için önemli bir mekandır. Serxwebûn’un ilk binası buradadır.
Mücadele biraz büyüyünce gazete, dergi ve kitapları yerleştirmek için ek bir daire kiraladık. O daireye “Depo” adını verdik. Depo, Neusser Strasse sokakta Ebert Meydanı’na 50 metre mesafedeydi. Hatta Serxwebûn’un mektuplaşma adresi olarak 1984 Mart sayısından itibaren orayı verdik.
Diyarbakır zindan direnişlerini ve Türk devletinin devrimcilere uyguladığı zulmü kamuoyuna duyurmak için Diyarbakır Komitesi kuruldu. Burası mücadelenin Avrupa’da diplomasi çalışması yaptığı ilk kurumdur. Hansaring 64 numaralı adresteydi ve Ebert Meydanı’na 200-300 metre mesafededir.
1983’te de arkadaşlar Hunerkom’u kurdular. Ardından sanat çalışmalarını yapmak için bir yer kiraladılar. Orası da Ebert Meydanı’ndaydı.Yani dört kurumumuz yanyanaydı.
Evet, 40 yıl önceydi. Ben 40 yaşındaydım. Şimdi Serxwebûn 40 yaşına girdi, ben de 80 oldum. Ama halen Serxwebûn yayınlandığı ilk günkü coşkuyu taşıyorum. Serxwebûn Kürt halkı adına yayınlanan en radikal, en bağımsız gazetedir. Mazlumların, Kemallerin, Başkanın hatırasıdır. Bizim için bu açıdan kutsal bir maneviyatı vardır. Başta Selçuk arkadaş olmak üzere bütün Serxwebûn şehitlerini saygıyla, sevgiyle anıyorum…