Serxwebûn yurtdışındaki yayın hayatının 31. yılına giriyor. Tabii ondan önce üç buçuk yıllık ülke yayıncılığı da var. Elbette yasal değil, ülkedeki illegal olarak. Bu anlamda özgür Kürdün sesi Serxwebûn 34. yayın yılında bulunuyor. Serxwebûn aylık bir yayın organı. Hem dergi, hem gazete denebilir. Şimdi yurtdışındaki yayın hayatının 361. sayısı çıkıyor. Ondan önceki ülke yayıncılığında da bir genel, beşten fazla da özel sayı olarak yayınlanmış.
ÖZGÜR KÜRT’ÜN SESİ
Serxwebûn yurtdışındaki yayın hayatının 31. yılına giriyor. Tabii ondan önce üç buçuk yıllık ülke yayıncılığı da var. Elbette yasal değil, ülkedeki illegal olarak. Bu anlamda özgür Kürdün sesi Serxwebûn 34. yayın yılında bulunuyor.
Serxwebûn aylık bir yayın organı. Hem dergi, hem gazete denebilir. Şimdi yurtdışındaki yayın hayatının 361. sayısı çıkıyor. Ondan önceki ülke yayıncılığında da bir genel, beşten fazla da özel sayı olarak yayınlanmış. Yurt dışındaki otuz yıllık yayın hayatında 360 sayının yanında 158 kitap, çok sayıda özel sayı ve şehitler albümü çıkarmış. Yani Özgür Kürt beyninin en büyük birikimi oluyor.
Serxwebûn’un ilk sayısı Ekim 1978’de çıkmış. O tarihten bugüne Kürdistan devriminin sesi oluyor. Merkezi uygarlığın ve kapitalist modernitenin kararttığı tarihi aydınlatıyor. Kürdistan’a ve Kürt toplumuna dayatılan gericiliği yıkıyor. Bir özgür ses olarak her türlü karanlığı yırtıyor.
Serxwebûn otuz dört yıldır duyarsıza duygu, sağıra işitme organı, köre gören göz, bilmez ve anlamaza en yüksek düzeydeki bilinç oluyor. Kapitalist modernitenin yarattığı Kürdistan karanlığını aydınlatarak tüm insanlık gerçeğini açığa çıkarmış bulunuyor. Serxwebûn otuz dört yıldır özgür Kürt’ün sesi, özgürlük aşığı Kürt kadınının çığlığı, özgürlüğe koşan Kürt gençliğinin haykırışı, tüm ezilenlerin ve insanlığın özgürlük bilinci olarak rol oynuyor. Önder Apo ve parti gerçeğini kadrolara ve halka taşıyor.
Serxwebûn Kürt tarihinin en uzun süreli yayın organı oluyor. Aylık bir yayın olarak otuz yıl boyunca kesintisiz yayınlanan başka bir Kürt dergisi veya gazetesi bulunmuyor. Elbette bu başarısını Önderlik ve parti gerçeğine, binlerce kahraman şehidin yarattığı büyük özgürlük mücadelesi gerçeğine dayanarak elde etmiş oluyor.
Serxwebûn Kürdistan tarihinin en kritik sürecinin tanığı durumunda. Kültürel soykırıma karşı Kürt’ün var olma ve özgür yaşama mücadelesini gün gün, ay ay belgeliyor. Gericiliğin kararttığı Kürt ve insanlık tarihini aydınlatıyor. Serxwebûn Kürdistan devriminin ışığı konumunda. Kırk yıllık devrim tarihimizi aydınlatıyor.
Büyük bir bilgi ve bilinç birikimi olan Serxwebûn, şimdi bunu içeren arşivini internet üzeri aydınlara ve halka açıyor. Bu değerli hazinesini toplumla ve insanlıkla paylaşıyor. Artık tarihe ve Kürdistan devrimine ilişkin ne aranırsa internetteki Serxwebûn sitesinde bulunabilir.
Bunun büyük Kürt aydınlanmasını tüm topluma yayacağı kesin. Önder Apo ve PKK gerçeğinin daha doğru ve yeterli öğrenilmesine yol açacağı ortada. Tarihsel araştırma ve inceleme çalışmalarını daha kolay ve hızlı hale getireceği açık. İsteyen herkes internetteki Serxwebûn sitesinden PKK ve özgürlük mücadelesine dair aradığı her şeyi kolaylıkla bulacak. Önderlik ve gerilla gerçeğine dair her türlü bilgiye kolayca sahip olacak.
Örneğin 1970’lerin dünya, bölge ve Türkiye gerçeği ile Kürdistan’da yaşanan soykırım olayını tüm açıklığıyla görecek. ABD-Sovyet çatışmasının dünyayı nereye getirmiş olduğunu, ulus devlet diktatörlüklerinin Ortadoğu’yu nasıl bölüp kan gölüne çevirdiğini, TC devletinin faşist, militarist ve oligarşik yapısıyla Kürtler üzerinde inkar ve imhaya dayalı nasıl bir sömürgecilik uyguladığını bütün yönleriyle anlayacak.
Tabii en önemlisi de inkar edilen ve yok edilmeye çalışılan Kürdistan’ın tarihsel ve toplumsal gerçeğini tüm yönleriyle görüp anlamak olacak. Kapitalist modernite sisteminin Kürdistan’ı nasıl bölüp parçaladığını ve Kürtlere nasıl bir soykırım dayattığını, bu soykırımın katliamcı ve asimilasyoncu gerçeğini görecek. TC ve diğer ulus devletlerin Kürdistan’da gerçekleştirdikleri vahşi katliamları ve onlara karşı verilen direnişlerin tarihi anlamını tanıyacak.
Buradan sıra PKK’nin tarihsel yerini ve rolünü görmeye gelecek. İmhanın eşiğinden nasıl mucizevi bir biçimde dönüldüğünü ve PKK militanı olmanın nasıl bir cesaret ve fedakarlık gerektirdiğini anlayacak. Bütün bunlar da Önderlik çıkışının baştan itibaren nasıl büyük bir deha ve cesaret işi olduğunu gösterecek. İnceleme yapanlar Önder Apo’nun derin dehasına ve bükülmez iradesine tanık olacaklar.
Serxwebûn’un internet sitesini inceleyenler, 12 Eylül faşist karanlığının nasıl nefes kesen bir mücadele ile gün gün yırtılarak aydınlığın hakim kılındığını görecekler. Öncelikle 24 Aralık 1978 Maraş katliamından 12 Eylül faşist-askeri darbesine nasıl planlı bir çaba ile gelinmiş olduğunu öğrenecekler. 12 Eylül darbesinin nasıl NATO karargahlarında hazırlandığını ve ABD çıkarlarını savunmayı esas aldığını anlayacaklar. 12 Eylül rejiminin nasıl bir işkence sistemi olduğunu ve başta Kürtler olmak üzere tüm ezilenlere nasıl zulmedip kan kusturduğunu görecekler.
Bunlarla birlikte 12 Eylül faşizminin Önder Apo tarafından nasıl doğru ve derinlikli çözümlendiğini ve bu temelde PKK’nin zindanda ve dağda direnişi nasıl geliştirdiğini görecekler. Yani Diyarbakır zindan direnişini ve gerillayı öğrenecekler. Yani Önder Apo’nun çizgisinde ve büyük şehit Haki Karer’in izinde yürüyen Mazlum Doğan’ı, Kemal Pir’i, M. Hayri Durmuş’u, Ferhat Kurtay’ı ve Mahsum Korkmaz’ı tanıyacaklar. PKK’nin zindan mücadelesinde ideolojik zafer kazandığı gibi, yurtdışı sınavından da başarıyla geçmiş olduğunu görecekler.
En çarpıcı yanlardan biri olarak, gerillanın nasıl karanlıkta el yordamıyla yürüme misali adeta emekleyerek geliştiğine tanık olacaklar. Hilvan ve Siverek direnişlerinin öğretici dersleri ve Filistin gerillasının heyecan veren tecrübeleri temelinde Kürdistan gerillasının nasıl zorluklarla boğuşarak ve her türlü gerici çeteci dayatmayı aşarak gelişmiş olduğunu görecekler. Burada oportünist tutumları görmek kadar, çeteci eğilimleri tanıyacaklar. Bunlarla birlikte her türlü zorluğu yenen ve her türlü engeli aşan Apocu dehaya ve iradeye bir kez daha tanık olacaklar.
Burada net bir biçimde şunları görecekler: Faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadele, emperyalizme karşı mücadeleden ayrılmıyor. Dış düşmana karşı mücadele iç düşmana karşı mücadeleden ayrılmıyor. Yani işgalci devlet ve orduya karşı savaş, onların toplum içindeki Truva atları olan hain işbirlikçi kesimlere, ajan teslimiyetçi güçlere karşı mücadeleden ayrılmıyor. Soykırımcı sömürgeci güce ve onların uşağı olan ajan işbirlikçi yapıya karşı mücadele ile inkar ve imha sistemini oluşturan kapitalist moderniteye karşı mücadele ortak. Bunlar adeta kopmaz bağlarla birbirine bağlı.
İnternetteki Serxwebûn arşivine bakanlar, Önder Apo ve PKK gerçeğinin 1990’lardaki topyekün savaşı nasıl doğru çözümlemiş olduğunu görecekler. Bu çerçevede elbette ki Demirel-Çiller-Güreş-Ağar çete yönetimini tanıyacaklar. Hizbul kontrayı ve ‘faili meçhul” katliamları öğrenecekler. NATO düzeyindeki ABD-TC askeri ittifakı, ‘Çekiç güç” operasyonu ve bu temelde derinleştirilen kirli özel savaş hakkında bilgilenecekler. MİT’i, TİT’i, kontrgerillayı görüp anlayacaklar.
Tabii bir de tüm bunlara karşı Kürt halkının görkemli başkaldırısını, halk serhildanlarını görecekler. Cizre ve Nusaybin’den başlayarak tüm Kürdistan’a yayılan ulusal diriliş devrimini öğrenecekler. Berivan’ı, Beritan’ı ve Zilan’ı tanıyacaklar. Gerilla direnişinin bir özgür kadın direnişi olduğunu, serhildanın bir kadın özgürlük devrimi anlamına geldiğini görecekler. Soykırım sistemi altında adeta evinden çıkamaz hale getirilen Kürt kadınının özgürlük mücadelesinde nasıl destanlar yazdığına tanık olacaklar.
Bunlarla birlikte dünya çapında 1990’ların başında yaşanan değişimi ve Sovyet Bloku’nun çözülüşünü Önder Apo’nun anı anına nasıl değerlendirdiğini görecekler. Körfez Savaşı’nı, nedenlerini ve yol açtığı sonuçları öğrenecekler. Burada bir kez daha Apocu dehanın gücüne tanık olacaklar. Çok ciddi bir felsefik ve ideolojik zorlanma yaşamış olsa da, yine de hiç kimsenin yapamadığını Önder Apo’nun yapıp başardığını görecekler. Reel sosyalizmin derin, tutarlı ve çözümleyici bir eleştirisi temelinde özgürlük teorisinde en büyük devrimi ifade eden paradigma değişimini gerçekleştirişine tanık olacaklar. Böylece giderek demokratik modernite çizgisi olarak formüle edilen yeni bir sosyal bilimin şekillendiğini görecekler.
Elbette bu, devrimlerin en büyüğüdür. Zor ama büyük olan öncelikle düşüncede gerçekleşen devrimdir. Gerisi yaşanan düşünce devriminin pratikleşmesi olarak peş peşe gelir. Baştan itibaren bir ideolojik muğlaklık olarak var olan, 1990’ların başından itibarense Önder Apo’nun düşüncesinde giderek derinleşen çelişkiler 2003’ten itibaren Üçüncü Önderliksel Doğuşun gerçekleşmesi ile sonuçlanmıştır. Böylece sosyalizmin temel ilkesi olan özgürlük ve farklılıklara dayalı eşitliğin, bir baskı ve sömürü sistemi olan devlet aracıyla gerçekleşmeyeceği, ancak bu ilkelerle uyumlu olan demokrasi amacıyla gerçekleşeceği artık anlaşılmıştır. Böylece devletçi sisteme karşı demokratik toplum paradigması özgürlük ve eşitlik düşüncesinin temel gerçekleşme aracı haline gelmiştir.
Bu evrensel çapta bir teorik devrim demektir. Böylece tarih boyunca başarı kazanamayan, siyasal ve askeri açıdan kazansa da bu başarıyı kalıcı kılamayan özgürlük devrimlerinin başarı çağına girilmiştir. Özgürlük devrimlerinin en zor görevi, yine mücadelenin en büyük zorluklarla yürüdüğü Kürdistan’da başarılmıştır. Bu da her yeniliğin çelişkinin en yoğun olduğu yerde yaratılacağı ilkesine uygundur. Önder Apo’nun Demokratik Uygarlık Manifestosu adlı beş ciltlik kitabında demokratik modernite kuramı olarak bu devrim çizgisi ortaya konmuştur.
Serxwebûn’un internet sitesindeki arşivini inceleyenler Kürt sorununun hızlı ve kolay çözülemeyişinin temel nedenlerini açıkça göreceklerdir. Bunun merkezi devletçi uygarlıkla bağı kadar, kapitalist modernite ile bağını da görüp anlayacaklardır. Yine hem geleneksel uygarlık, hem de kapitalist modernite altında Kürt toplumunda yaratılan tahribatlarla bağını, özellikle de işbirlikçi-uşak karakterde oluşan egemen sınıflaşmayla bağını netçe göreceklerdir. Bu nedenle, büyük savaşlar verilip direnişler gösterilmesine rağmen Kürt sorununun çözülemeyişini, Kürtlerin bir ulus devlet haline gelemeyişlerini, tersine soykırım sisteminin sürekli yeni planlı saldırılar biçiminde kendini ortaya koyuşunu anlayabileceklerdir.
İşte bu küresel saldırının son halkası 9 Ekim 1998’de başlatılan uluslararası komplo olmuştur. Bu komplo 15 Şubat 1999’da Önder Apo’nun kaçırılması ve İmralı sisteminin ortaya çıkarılışıyla önemli bir aşamaya ulaşmıştır. Uluslararası korsanlık anlamına gelen bu komplocu saldırıya ilişkin en kapsamlı çözümlemeleri Serxwebûn arşivinde bulmak mümkündür.
Uluslararası komplonun doğru, derinlikli ve kapsamlı çözümlenmesiyledir ki, hem Kürdistan’ın tarihi ve toplumsal gerçeği, hem de tarihi ve güncel olarak insanlık gerçeği, hakikat değeri en yüksek bir biçimde açığa çıkarılmıştır. Bu temelde bir yandan komploya karşı mücadelenin strateji, örgüt ve taktiği ortaya konurken, diğer yandan da toplumsal özgürlüğün yolu olan demokratik modernite kuramı yaratılmıştır. Böylece Kürt toplumuna da, ezilen insanlığa da özgürlüğün yolu gösterilmiştir. Soykırıma karşı Kürt sorununun demokratik ulus çözümü formüle edildiği gibi, toplumkırıma karşı da ezilen ve sömürülenlerin demokratik toplum çözümü ortaya konmuştur. Yeni paradigma ve yeni özgürlük kuramına ilişkin en ayrıntılı çözümlemeler sadece Serxwebûn arşivinde mevcuttur.
Serxwebûn otuz yılda tüm bu gelişmelerin gözü, kulağı, dili olurken, otuzuncu yılda da Demokratik Özerklik ve devrimci halk savaşı çizgisinde yeniden direnişin önünü açmıştır. Kürt halkının yeşil Türkçü AKP ergenekonu karşısında ne yapması ve nasıl yapması gerektiğini aydınlatmıştır. AKP faşizminin maskesini düşürdüğü gibi, bu yeşil Türkçü soykırım rejimine karşı da nasıl direnilmesi gerektiğini açığa çıkartmıştır.
Kürt halkı, bu aydınlatma temelinde, AKP faşizminin topyekün savaş konseptine karşı topyekün direnişle durulması gerektiğini anlamış ve bu kutsal direniş içine girmiştir. Belli ki otuz birinci yıl boydan boya böyle tarihi bir direniş içinde geçecektir. Bu çerçevede Serxwebûn da, hem sömürgeci faşist soykırım rejiminin maskesini daha çok düşürecek, hem de Demokratik Özerklik direnişinin stratejik ve taktik hattını daha çok aydınlatacaktır. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde Kürt halkına yol göstermeye, özgür Kürt’ün ve Kürt toplumunun sesi, ışığı ve iradesi olmaya devam edecektir.
Serxwebûn otuz beş yıllık özgürlük devrimimizde sürekli direnişi doğru tanımlayan ve şehadeti doğru ve derin anlamlandıran bir özelliğe sahip oluştur. Bu bakımdan Önder Apo’nun ve kahraman şehitlerimizin dili ve sesi olmayı başarmıştır. Serxwebûn arşivini inceleyen herkes baştan sona kadar Önderlik ve şehitler gerçeğiyle yüz yüze gelecektir. Karanlık dünyamızı aydınlatan Önderlik ve şehitler gerçeğimizi tüm yönleriyle bulacaktır. Kürdistan halkını bilinçlendirip özgürlük mücadelemize çeken kahraman şehitlerimize dair en kapsamlı bilgi, resim ve belge ile karşı karşıya kalacaktır. Bunun bir benzerini daha başka bir yerde bulmak mümkün değildir.
Otuz yıllık zorlu mücadelesinde Serxwebûn’un sadece bir kusuru olmuştur. O da hitap ettiği ülke ve halktan uzakta yayınlanıyor olmasıdır. Gerçi iletişim tekniğinin gelişimi son yıllarda bu kusuru da önemli ölçüde ortadan kaldırmış durumdadır. Fakat yine de dışarıda, uzakta yayınlanmak bir kusurdur ve bu da üzerinde durmayı gerektirir. Elbette Serxwebûn yayıncıları bunu anlıyorlar ve üzerinde mutlaka duruyorlar. Onları belli ölçüde rahatlatan, bu kusurun kendilerinden değil, TC devletinin faşist sömürgeci gerçeğinden kaynaklanıyor olmasıdır. Demek ki bu da anlaşılır bir durumdur ve sorumlusu, suçlusu Kürdistan’da soykırım uygulayan TC faşist rejimidir.
Böyle olsa da, otuz yıldır yurtdışında yayınlanmak zorunda bırakılsa ve ülkeyle bağları koparılmaya çalışılsa da, Serxwebûn yayıncıları Kürdistanî bakmayı ve özgürlük mücadelesine bağlı olmayı başararak ve Kürt halkıyla sürekli derin bağlar kurarak sömürgeciliğin bu oyununu bozmayı ve engelini aşmayı başarmıştır. Bundan sonra da aynı çizgide yayınlanarak tarihi rolünü oynamaya devam edecektir.
Özgür Kürt duruşu, Kürt halk duruşu, Kürt demokratik ulus duruşu açısından PKK gerçeği ne ise, özgür basın duruşu açısından da Serxwebûn gerçeği odur. Bu da kimlik olma, ad olma demektir. Nasıl ki özgür Kürt kimliği PKK ile tanınıyor ve anılıyorsa, özgür basın kimliği de Serxwebûn ile tanınıyor ve anılıyor. Temelini Mazlumların, Hayrilerin attığı Serxwebûn yayıncılığı aynı çizgide ve başarıyla devam ediyor.
Özgür Kürt’ün sesi Serxwebûn susmadı, susmuyor ve susmayacak! Yeni yılda özgürlük mücadelesini aydınlatmaya daha büyük bir güçle devam edecek…