18 Mayıs 2025 Pazar
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
YIL:44 / SAYI: 520 / NİSAN 2025
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
Anasayfa AMARA HARUN

KÜRTLER VE ADAR

Amara Harun

KÜRTLER VE ADAR

Baharın gelişini müjdeleyen ilk cemre toprağı ısıttığında yaşam sonsuz devinimini bir yaprağın tomurcuğunda, bir sürgünün kırılan yerinden tekrar boy verişinde, yeşilin tarifi mümkünsüz binbir renginde sürdürmeye devam eder. Bahar mevsimlerin en cesuru, yerini sarı, kavurucu yaza bırakacağını bile isteye yaşamı damarlarına çeker, kapısında kara kışı misafir eden hazanın koynunda sakladığı tohumlara can vere vere ilerler. Her bahar yaşam yüreklerimizde yenilenir, payizların solgun baharında toprağa düşen her tohum bilinç taneleri olarak beyinlerimizden fışkırır. Bahar, isyan kıvılcımlarının dağ zirvelerinde özgürlük  ateşine dönüştüğü mevsimdir. Bahar, var olmak isteyenlerin çığlıklarını nehirlerin, kuşların, evrenin yaşam çığlıklarıyla birleştirdiği mevsimdir. Ve bu mevsimde öyle bir ay vardır ki adına Mart denir. Kürtler’in Adar dediği, baharın ilk ayıdır Adar. Eğer her halkın bir ayı olsaydı; Adar Kürtler’in olurdu. Adar’ın bağrında taşıdığı canlılık, özgürlük ve var olma istemi; dağ başlarını kendine mesken etmiş Kürt çocuklarına, hele hele Kürt kadınlarına ne de çok yakışır evvelden beri.  O yüzden bir teşbihin ötesindedir Adar’a Kürt Adar’ı demek, Martlar’a kadın ayı demek.

Mazlumdan, Zekiyelere, Zekiyelerden, Rahşanlara Semalara, Ronahî ve Bêrîvanlardan tarihin derinliklerinde saklanmış Hürremler’e, Mazdeklere oradan Zerdüşti geleneğin taşıyıcıları olan Maglara kadar Kürtler’in özgürlük mücadeleleri varolagelmiş ve Mart aylarında da zirveleşmiştir.

Mazlum Doğan arkadaş özgürlük kıvılcımını bedeninde tutuşturduğunda mevsimlerden bahar, aylardan Mart’tı. Zekiye alkan arkadaş; Mazlumun çağrısına bir yanıt olmak istiyorum, dediğinde Amed Surları’nda ağaçlar tomurcuklanmış, Mart yeşilden, kırmızıya binbir rengiyle güneşe gülümsüyordu. Sema Yüce arkadaş, Zekiye Alkan arkadaş’ın ebeliğinde doğumunu gerçekleştirdiğinde yine bir Mart ayıdır. Adar, Kürtler’in özgürlük direnişinin, var olma savaşının, yaşam ve canlanmasının ayıdır. Bu nedenledir ki iktidarın karanlık ruhu bu ayı Kürtler için bir katliam ve ölüm ayına dönüştürmek istemiştir.

Magamoni felaketi

Kurdistan tarihinde bir başaşağı gidişi ifade eden Magamoni Kürt aklına, Kürt manevi yaşamına vurulan ilk darbedir. Kürtler açısından Mart’ın en karanlık günü olarak anılması gereken 13 Mart Kürt halkının büyük bir katliama tanıklık ettiği bilinen ilk günlerden biridir. Tarihsel olarak millattan önce 500’lü yıllar Med’lerin güçlerini zirvede yaşadığı yıllar olarak bilinir. Toplumsal olarak gelişmiş yüksek felsefik bir kültürü yaşayan Med’ler; dualist evren anlayışını ilk keşfeden Zerdüşt’ün iz düşümlerinden yürümüşlerdir.

Nasıl ki bugün iktidar aklı özgürlük hareketiyle açığa çıkan Kürtler’in zihniyet öncülerini hedef alıp katlediyorsa, aynı şekilde 13 Mart 521 yılında Med’lerin toplumsal aklını ve manevi kültürünü ifade eden Maglar, bir gecede Farslar tarafından katliamdan geçirilmiştir. Kürtler’in zihniyet öncülerinden biri olan Şehit Kasım Engin; “Tarih Şimdidir” adlı tarih kitabında Kürtler’in başına gelmiş bu büyük felaketi şu sözlerle dile getirmektedir; “Bir halkın zihinsel gelişmesi böylelikle bir anda kesilip atılmak bir nevi bellekleri yok edilmek istenmiştir. Bellekleri yok edilen Kürtlerin bir daha bellek sahibi olmamaları için her yöntem denenmiştir. Kürt o gün bugündür beyin çalışmasından kaçmaktadır. O her türden pratik işe koşmaya hazırdır, ancak eğitmeye, yazmaya, çizmeye, okumaya yani zihniyet çalışmasına yoktur. Bu durum esasta kültürel olarak bir soykırımı da ifade eder. Her Kurdistanlı bu olgunun bilincinde olarak kendisini eğitmelidir. Kürdün korkulan iki özelliğinin olduğu söylenir; bunlardan bir tanesi birliğidir, diğeri ise kalemidir. Birlik işgalcilere karşı ortak bir duruşu ifade ederken kaleme sahip olmak demek zihniyet gücüne sahip olmak, yüreğiyle beynini buluşturmak, müthiş bir iç disiplin ve sorumlulukla çalışmak demektir. İşte Kürtlerin zaferi bunlar üzerine yükselecektir. Kürtler bu Magamoni sonrası süreçte uzun yıllar hep işgallere maruz kalmışlardır. Her gelen vurup geçmiştir.” Yine  Partimizin en büyük değerlerinden olan Şehit Helmet de kitabında bu tarihsel soykırıma ilişkin; “Millatan önce 521 yılında Persli olan Darius Yahudilerle işbirliğine giderek Med ülkesinde iktidar tahtına geçer. Zihinsel olarak gelişmiş ve Med ülkesinin toplumsal yaşamına yön veren Zerdüşti Maglar Darius’un ilk hedefidir. ‘Zerdeşti gelenek yayılmamızın önünde engeldir. Sistemimize karşıt bir anlayıştır’, gerekçesiyle yola çıkan Darius bir gecede 70 bin Zerdeşti’yi kılıçtan geçirerek katletmiştir. Zerdeşti gelenek esasında humanisttir, animist anlayış gelişkindir, şiddete yer vermez. Bu nedenlerden dolayı yüzbinlerce Zerdeşti’nin katliamında hiçbir beis görülmez” demiştir.

Magamoni felaketinin yaşanmasında asıl nedense aydın beyinlerin, açık zihinlerin, toplumsal yaşamda etkili olan ana tanrıça odaklı fikirlerin yayılmasını engellemek ve tekçi iktidar aklını toplumda hakim kılmaktır. Ortakçı yaşamı kendisine en büyük tehlike olarak gören iktidar aklı ikinci büyük katliamınıysa Zerdüşti geleneğin sürdücülerinden olan Hemedanlı bir Kürt olan Mazdek’in şahsında gerçekleştirmiştir. Bu kez tarih 12 Mart’tır. İktidar aklı kirli  tarihsel geleneğini devreye koymuş ve  tıpkı Önderliğimize yaptıkları gibi kirli komplo yöntemleriyle Mazdek’i esir almıştır. Olay şöyle rivayet edilmektedir. “Mazdek taraftarlarının katliamını başlatan Kavas’ın daha sonra tahta geçecek olan oğlu I. Hüsrev, Mazdek’i halkın önünde yeni dini açıklayabileceğini söyleyerek onu konuğu olarak saraya davet etmiştir. Mazdek ve 11 yoldaşı daveti kabul edip saraya geldiklerinde kurulan tuzakla etkisiz hale getirilmişlerdir. Hüsrev, Mazdek’in 11 arkadaşını ayakları dışarıda kalacak şekilde baş aşağı olarak toprağa gömmüş ‘o şeytani mezhebinin mahsulünü gör’ dedikten sonra Mazdek’i de aynı yöntemle katletmiştir. Hüsrev’in bu katliamına karşılık Mazdek’in ölmeden önce “Bütün halkı katledebilir misin?” sorduğu dile getirilir.

Neolotik’in Son Sesi Hürrem

Mazdek’in yol arkadaşı ve eşi olan Hürrem, toplumsal özellikleriyle Mazdek’in fikirlerinin geliştirilmesinde önemli roller üstlenir. Mazdek’in katledilmesinin ardından Sasani İmparatorluğu karşısında direnişe geçen Hürrem halk içinde çok derin ve gizli bir örgütlülük yaratarak toplumsallığın bozulmamış kadın özünün kök hücresinin temsili olur. Dervişane yaşam tarzıyla örnek oluşturan, kadınların eğitilmesinde, örgütlenmesinde, savaş becerileri kazanmasında öncülük yapar. Şiyar Amed arkadaş bir araştırmasındaHürrem için şunları dile getirir; ‘‘Hürrem bir simge olarak düşünülse bile neolitiğin ve Zerdüşti geleneğin İslamiyet öncesi son kadın isyanı olmaktadır.”

Halkın yüreğinde, ruhunda yaşayan fakat iktidar sahiplerinin adını görmezden gelerek itinayla tarihte kendisinden bahsetmediği Hürrem’e ilişkin;  Şiyar arkadaş’ın aynı araştırmasında Nizamülmülk Siyasetname adlı kitabından şu alıntı yapılmıştır; ‘‘Mazdek, mal insanlar arasında ortaktır, diyordu. Çünkü insanlar, tanrının kulları ve Ademin çocuklarıdır. Her biri ihtiyacına göre diğerinin malını kullanmalı ve hiç kimse bu haktan yoksun kalmamalıdır. Herkes malca eşit olmalıdır. Mazdek’in bu sözleri üzerine herkes malını ortaklığa koymuştu. Mazdek öldürüldükten sonra karısı Hürrem Binti Qade, iki adamıyla birlikte Medayin’den kaçtı. Rey kasabasına giderek halkı kocasının yoluna çağırdı. Peşine takılanlara Hurrem Din adı verildi. Hurrem Dinliler her yana dağıldılar ve her kentte başka bir ad aldılar ve her yerde de sürekli olarak baş kaldırdılar. Batıniler onlarla beraber oldu, çünkü her iki mezhebin aslı birdir.”

Bugüne kadar etkisini sürdüren Hürrem Din Anadolu Aleviliğinin de kök hücresi konumundadır. Daha çok Horasan illerinde bilinen Hürrem Din bügün bile Kürtçe dilinde ‘aşkın’ anlamında ‘hürdin’ olarak toplumun hafızasındaki yerini korumaktır.

Her biri ana toplumsallığının sürdürücüsü olan bu komünal düşünce ve yaşam tarzları her ne kadar büyük katliamlarla  karşı karşıya gelse de tarihsel toplum kültürleri olarak farklı inançlarda, farklı toplumsal örgütlenmelerde, toplumların ruhunda, belleğinde  yaşamaya devam etmektedirler. Neolitikte çakılı kaldığı ifade edilen Kürt toplumsal gerçekliğinin özü bu inanç ve yaşam felsefelerinin büyük bedeller ödeyerek sürdürdükleri mücadelelerle bugüne kadar taşınmış ve neolotik kültür, ana tanrıça toplumsallığı dünde olduğu gibi bugün de Kurdistan’ın dağlarında, PKK militanlarının şahsında yaşanmaya devam etmiştir. Bu nedenledir ki Mart ayları Kürtler tarafından büyük coşkuyla karşılanır, bu nedenledir ki Mart ayı Kürtler’in ayıdır. Çünkü, Kürtler’in varlık bilincine bu aylarda saldırılmıştır, toplumsal hafızası Martlarda karartılmak istenmiştir. Med dağlarından, Halepçe, Qamişlo ve Amed’e  kadar neolitiğin toplumu karanlıkta bırakılmak istemiştir fakat başarılı olunamamıştır.

Çelikten örsüyle kıvılcımlar saçan Kawa’dan, alnında savaşan yüreklerin kızıl güllerini taşıyan başı dik özgürlüğe koşan Hürrem’e, kibrit çöplerini alevlendiren Mazlum’dan, bedenini ateş topuna dönüştüren Zekiye, Rahşan, Sema,  Ronahî, Bêrîvanlara ve Surlar’ın Çiyagerine kadar binlerce, yüz binlerce özgürlük savaşçısı bilincin ışığı olarak aydınlatmaya devam etmişler ve milyonlarca ardılları bu ışığı Newroz meşalesi yaparak taşımaya devam edeceklerdir.

Karanlık hiç bu kadar aydınlıktan korkmamıştı.

PaylaşTweet
Önceki Yazı

TARİH YAZAN KOMUTAN – FAZIL BOTAN (AHMET ŞEKER)

Sonraki Yazı

KAHRAMANLIK HAFTASINDAN KAHRAMANLIK YILLARINA

Sonraki Yazı
KAHRAMANLIK HAFTASINDAN KAHRAMANLIK YILLARINA

KAHRAMANLIK HAFTASINDAN KAHRAMANLIK YILLARINA

  • İLETİŞİM
  • HAKKIMIZDA

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!