2023 yılı hem genel, hem de gençlik mücadelemiz açısından her açıdan önemli gelişmeleri de içinde barındıran nefes nefese bir mücadele yılı olmuştur. Şehit Erdal ve Şehit Rojhat şahsında kahramanlık çizgisi 2023 mücadele yılına damgasını vurmuş, halkımızın ve Kurdistan gençliğinin zafer ve intikam yeminini daha fazla bilemiştir. Yanı sıra sömürgeci, faşist Türk rejimi her türlü kirli savaş yöntemleri ile var olan soykırım konseptini en üst düzeyde başta Önderliğimiz şahsında tüm halk ve Hareketimiz üzerinde uygulamayı esas almış, bunun için her türlü özel ve psikolojik savaşı sınırsızca kullanarak mücadelemizi her yönden bitirmeyi önüne koymuştur. Varlık-yokluk savaşı olarak da belirttiğimiz bu süreç hem var olan soykırımcı düşman gerçekliğinin ömrünü uzatmak için her türlü kirli yönteme başvurduğu bir süreç olurken aynı zamanda mücadelemiz için de zaferi garantilemenin ve Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamanın mücadele zemini olmuştur. Bu açıdan var olan sürecin keskinliği de buradan gelmektedir. 2023 yılı faşist soykırımcı AKP-MHP rejimi açısından her türlü soykırımcı politikalarını uyguladığı bir yıl olurken bizler için ise var olan bu konsepti boşa çıkarmanın ve düşmanı yenilgiye uğratmanın yoğun ve kesintisiz mücadelesi ile geçmiştir. Bu anlamda 2023 mücadele yılını anlamak hem genel hem de gençlik mücadelesi açısından gerekli sonuçları çıkarmak önümüzdeki mücadele yılı açısından gereklidir. 2023 yılının yetersizliklerinden ve hatalarından doğru sonuçları çıkarmak, 2024 yılı mücadelesinde bizleri zafere ulaştıracaktır. Şüphesiz zaferi de ancak var olan görev ve sorumluluklarımızı daha iyi bilince çıkarıp daha sonuç alıcı planlamalara gitmekle sağlayabiliriz.
Mücadelenin rotasını Önderlik ve gerillanın sergilediği direniş belirlemiştir
2023 mücadele yılına Özgürlük Hareketimiz açısından damgasını vuran Önder Apo’nun emsalsiz direnişi ve kahraman özgürlük gerillasının düşmanı Kurdistan topraklarından atmak için verdiği kutsal mücadelesi olmuştur. Mücadelenin rotasını tüm alanlarda belirleyen Önderlik ve gerillanın sergilediği direniş olmuştur. Önderliğimiz ve Kurdistan özgürlük gerillası yıl içerisinde dayatılan konsepti her yönü ile boşa çıkaran esas güç olmuştur. Bu açıdan 2023 yılı mücadelemizi doğru anlamak, doğru sonuç çıkarmak istiyor isek verilen bu mücadelenin esas kaynağına yoğunlaşmak önemli olacaktır. Soykırımcı faşist düşman bu gerçekliği bildiğinden yıl içerisinde Önderliğimiz üzerinde İmralı işkence sistemini ağırlaştırmış, gerilla alanlarına dönük kimyasal saldırılarını aralıksız sürdürerek bu şekilde sonuca gitmeyi hedeflemiştir. Yine tüm mücadele alanlarımızda baskı, tutuklama, sindirme ve imha politikaları bu konseptin en önemli parçalarından olmuştur. Direnişin ve verilen mücadelenin büyüklüğünü anlamak var olan imha ve tasfiye konseptinin büyüklüğünü anlamaktan geçmektedir. 2023 yılı mücadelesinin önemini anlamak için verilen bu destansı mücadeleyi doğru temelde anlamak ve bilince çıkarmak kadar düşmanın soykırımcı zihniyet ve saldırılarını kavramaktan geçmektedir.
Apocu gençlik açısından Önderliğimizin İmralı tecrit sistemindeki her anı bizler için özeleştirisi verilmesi gereken bir konu olmaktadır. Gençlik, Önderliğimizin içinde yaşadığı koşulları her an beyninde ve yüreğinde hissetmeli, ona uygun yaşamalı, çalışmalı ve 24 saat mücadele içinde olmalıdır. Apocu gençlik hareketi olarak tüm mücadele alanlarında çeşitli eylemselliklerle bilinçlendirme ve eğitim çalışmaları yürütülerek Önderliğimizin düşüncelerinin doğru anlaşılması, İmralı tecrit ve işkence sistemini daha iyi bilince çıkarılması hedeflenmiştir. 10 Ekim tarihinde Önder Apo’ya Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm Kampanyası ile eylem hattı daha fazla genişlemiş ve Apocu gençlik birçok mücadele alanında hamleye öncülük yapmanın çabası içerisinde olmuştur. Şüphesiz eylem tarzlarında rutin, alışılmış eylem tarzlarını aşmak ve sonuç alıcı eylemler geliştirmek bir öncülük görevi olmaktadır. Önümüzdeki mücadele sürecinde bu anlamıyla yeniliğe gitme ve sonuç alıcı eylemsellikler geliştirmek hamlenin başarısı için kritik önemdedir.
Kritik ve tarihi süreçler doğru öncülük ve güçlü sonuç alıcı hamleler istemektedir
İçerisinde olduğumuz mücadele sürecinin tarihi ve kritik önemini herkes değerlendirmektedir. Böylesi kritik ve tarihi süreçler doğru öncülük ve güçlü sonuç alıcı hamleler istemektedir. İdeolojik ve örgütsel anlamda güçlü duruşa sahip olmak başarının kilididir. Bu temelde gençlik hareketi olarak 2023 yılında daha büyük hamleler gerçekleştirmek amacıyla 1. PKK Gençlik Konferansı gerçekleştirilmiştir. “Bi Rihê Apoyî Xwe Nû Bikin, Cenga Azadiyê Serbixin” şiarı ile gençlik hareketi olarak 2023 yılında yapılan gençlik konferansımızın vermiş olduğu heyecan, iddia ve kararlılık düzeyi ile girilmiştir. Yıla ideolojik ve örgütsel anlamda güçlü bir yoğunlaşma ve kararlılık düzeyi ile girilmesi sağlanmıştır. Yapılan konferansımız partileşmede ve kadrosal anlamda Apoculaşmayı yakalamanın tüm çalışmalarda ve mücadelede zaferin teminatı olduğu vurgulanmıştır. Bu gerçeklik ekseninde dönem görev ve sorumlulukları yeniden tartışılarak netliğe kavuşturulmuş, yıl içerisinde pratikleştirilmesi esas alınmıştır. Konferansta Önderlik tarzı, temposu ve üslubunda ve parti ideolojisinde derinleşmenin başarıya götürecek esas yöntem olduğu belirtilerek, öncülük bağlamında yaşanılan sorunların aşılması hedeflenmiştir.
Yeni mücadele yılında ekseriyetle aşılması gereken sorunların başında gençlik mücadelesini dar ele alan, sınırlı bir kesime hitap eden, belli bir alanda örgütlülüğü sağlamak ile yetinen anlayış ve yaklaşımlar gelmektedir. Bu anlamı ile gençlik mücadelesinin kimlik olarak evrenselleşmesi ve dinamizmi ile kapitalist sistemi yıkmasının önü açılmalıdır. Var olan ideolojik ve paradigmasal gerçekliğimiz kapitalist modernitenin krizde olduğu böylesi bir süreçte sadece belli bir kesime hitap etmeyi değil tam aksine bütünlüklü ve küresel yaklaşmayı gerekli kılmaktadır. Gençlik kimliğini doğru zeminlerde ve ortak amaçlar etrafında örgütlemeyi gerekli kılmaktadır. Paradigmamız, kapitalist sistem ve yaşam tarzının açığa çıkardığı tüm sorunlara bir cevaptır. Bu anlamda dünya halklarının ve gençliğinin yaşadığı sorunlara çözüm olacak bir yaşam ve örgütlenme zemini sunmaktadır. Bu bilinçle yaklaşmak gerekir. Öncelikle Önderliğimizin ortaya koyduğu ideolojik ve paradigmasal gerçekliğe yoğunlaşmak ve düşünce dünyamızı genişletmek yaşanan dar yaklaşımları aşmanın başlangıcı olacaktır. Gençlik mücadelemiz açısından en büyük tehlikelerin başında dar yaklaşımlar gelmektedir. Bu durum ideolojik gücümüzün farkında olmama durumudur. Önderlik gerçekliğimiz sadece Kürt ve Kurdistan toplumunun sorunlarına değil tüm insanlığın sorunlarına çözüm gücü olmayı amaçlamaktadır. Kurdistan halkının özgürlüğünün dünya halkının özgürlüğünden geçtiğini vurgulamıştır. Yine insanlığın özgürlüğünün de Kurdistan’ın özgürlüğünden geçtiğini tikel-evrensel bağlamında birbirine bağlı olduğunu belirtmiştir. Ezilen, sömürüye, adaletsizliğe ve gericiliğe mahkum edilmek istenen tüm halklar, inançlar ve kimlikler Önder Apo’nun geliştirdiği paradigmada ve ideolojide özgürlüklerini bulabilirler. Özgürlük sorunu başta olmak üzere tüm sorunlara karşı kendilerini çözüm gücü haline getirebilirler. Bundan kaynaklı yetersiz çalışma tarzına rağmen dünyanın neresinde olunursa olunsun Önderliğin düşüncelerinin en ufak bir esintisi dahi toplumlarda, inançlarda, kimliklerde karşılığını bulmakta ve fırtınalara dönüşebilmektedir. Bu durum gençlik mücadelesi ve çalışmaları açısından daha fazla kendini hissettirmektedir. Gençlik kimliğinin isyancı, arayışçı ve dinamik yapısı; Önderliğimizin ideolojik gerçekliğini kendinde oluşturmaya ve yaymaya daha büyük zemin olduğunu göstermektedir. Bu anlamıyla doğru bir yoğunlaşma, yaşam ve çalışma tarzı büyük başarıların kapısının bizlere açık olduğunu göstermektedir.
Soykırımcı, faşist TC zihniyet ve siyasetinin bize dönük politikalarının başında öncelikli olarak Önderliği tecrit etmeyi ve Hareketimizi her yönü ile marjinalleştirmeyi amaçlamaktadır. Bize dönük yapılan bu kadar özel ve psikolojik savaşın ardında bu gerçeklik gizlidir. Önderliğimiz savunmalarında Kürt sorununun evrensel karakterinden bahsetmektedir. Uluslararası komplo devreye konulduğu süreçte Önder Apo’nun Avrupa’ya çıkışını da bu temelde ele alıp anlamak gerekmektedir. Faşist zihniyet mücadelemizin gelişim ve büyüme diyalektiğine her yönü ile darbe vurmayı amaçladığından günlük olarak politikalar geliştirmekte, bölgesel ve küresel anlamda en ufak bir gelişmeye tahammül edememektedir. Mücadelemiz açısından yaşanan gelişmeler düşmanı çılgına çevirmektedir. Bunun önüne geçmek için düşman tüm imkanlarını seferber etmektedir. Hareketimizi tasfiye etmek için kendisini peşkeş çekmediği hiçbir güç, satmadığı hiçbir değerin kalmaması bundan ileri gelmektedir. Türkiye’de siyasi ve ekonomik kriz başta olmak üzere her alanda yaşanan krizlerin nedeni buradan kaynağını almaktadır.
Bir bütün olarak süreci ele aldığımızda görülecektir ki ideolojik ve paradigmasal gerçekliğimizin bölgesel ve küresel alanlara yayılması düşmanın en büyük korkularından dır. Önderlik tarzı bukonu da fazlası ile öğretici olmaktadır. Mücadelemizin geliştiği ilk süreçlerden günümüze kadar düşmanın Partimizi daraltmaya, sınırlandırmaya ve marjinalleştirmeye çalışmasına karşı Önderlik misli ile karşılık vererek mücadelemizin gelişim diyalektiğini ilmek ilmek örmüştür. Önderlik, bunu ‘iğneyle kuyu kazarcasına’ diye vurgulamıştı. Gençlik hareketi olarak, Önderlik tarzı esas alınmaya çalışılmış ve bunun derin sorgulamasına gidilmiş, Partimizin 45 yıllık tecrübeleri esas alınarak tarihi kararlaşmalara gidilmiştir.
Gençlik Konferansı’nda yükselen 68 devrimci gençlik direniş ruhu
Özellikle 3-5 Kasım tarihinde Paris’te gerçekleştirilen 1. Dünya Gençlik Konferansı bu açıdan önemli bir misyon ve içeriğe sahip olmuştur. 49 ülke, 95 örgüt ve 400 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen Dünya Gençlik Konferansı her açıdan ilklere, önemli kararlaşmalara ve yeni arayışlara kapı aralamıştır. Konferansın 68 gençlik kuşağı ruhunu ve dünya devrimci gençlik mirasını sürdürmesi açısından önemini göz önünde bulundurulduğumuzda yapılan çalışmanın anlam ve önemi daha fazla anlaşılmaktadır. 68 Devrimci Gençlik Hareketi’nin 55. yılında dünya gençlik devrimi açısından umutları daha fazla büyütmüştür. Yine Önderliğimizin fiziki özgürlüğü için başlatılan hamleye konferans bileşiminin katılım göstermesi ve hamleye katılım metnini Kenyalı bir genç tarafından okunması uluslararası komploya en anlamlı cevap olmuştur.
Konferans ile amaçlanan esas hususlardan biri gençliğin özgürlük mücadelesini ortak bir paydada buluşturmak ve bu şekilde ortak mücadelenin koşullarını yaratmak olmuştur. Önderliğimizin en önemli projelerinden biri olan demokratik konfederalizmi açısından önemli bir adım olmuştur. Dünya halkları ve toplumları açısından hayati bir önem arz eden bu kutsal projenin gençlik öncülüğünde mücadelesinin verilmesi ve adımlarının atılması hem büyük bir heyecan yaratmış, hem de bu projenin temelinin atılması anlamında büyük bir anlam taşımıştır. Önder Apo savunmalarında demokratik uygarlık güçlerinin kendi örgütlülüğünü gençlik ve kadın öncülüğünde geliştirmesini belirtmiştir. Doğaları gereği özgürlük mücadelesinin öncülüğünü gençliğin ve kadının yapması devletçi-iktidarcı tüm sömürü tekellerine ve faşizan güçlere karşı olmayı; bu odaklara karşı başkaldırıyı ve alternatif yaşam arayışı anlamını taşımaktadır.
Yine konferans bağlamında önemle üzerinde durulması gereken bir nokta ise 68 gençlik kuşağının devrimci ruhunun yeniden canlanması olmuştur. Kapitalist modernite zihniyet ve yaşam tarzı ile kendini alternatifsiz bir güç olarak gençliğe dayatmaktadır. Kendinden başka gidilecek bir yer olmadığını ideolojik bombardımanlar ile yaymaktadır. En çok gençlikte bu algıyı ve zihniyeti şekillendirmek istemektedir. Gençliği bu açıdan temel hedef olarak belirlemesi tesadüfi veya kendiliğinden olan bir durum değildir. Gençliğin kimliğinin sorgulayıcı ve mücadeleci yönü bilindiğinden kaynaklı öncelikle bu kesimi ehlileştirmek, umutsuzluğa sevk etmek ve hayalsiz bırakmak istenmektedir. Çaresiz ve umutsuz bırakma kapitalist modernitenin uyguladığı esas politika olmaktadır. Günümüzde gençliğe dönük uygulanan özel savaşın temel hedefi umutları kırmaktır. Devrimci gençliğin var olan bu duruma karşı en önemli karşı çıkışlarından biri 68 devrimci gençlik çıkışı olmuştur. 68 gençlik kuşağının önemi ruhudur. Tecrübesizlikleri ve alternatif sistem geliştiremeyişleri başarıyı sağlayamamalarına yol açmıştır. Buna rağmen toplumsal gelişmeye damgalarını vurmuş ve günümüze büyük bir miras bırakmışlardır. 68 gençlik hareketinde eksik kalan alternatif sistem geliştirme çalışması Önder Apo’nun paradigmada ortaya koyduğu demokratik konfederalizm anlayışı Apocu gençlik öncülüğünde yürütülmektedir. Dünya Gençlik Konfedaralizmi açısından tarihi bir adım olmuştur. Açığa çıkan irade net olarak göstermiştir ki kapitalizmin moral ve coşkudan düşürmek istediği gençlikte büyük bir moral ve motivasyon yaratmıştır. Yapılan konferans bunun en somut adımlarından biri olma özelliğini taşımıştır. Bu konferans, büyük amaçlar etrafında atılan ilk adım olmuştur. Esas olan bu adımı zafer yürüyüşüyle başarıya taşımak olacaktır. Bu konferans ile birlikte Apocu gençlik hareketi olarak görev ve sorumluluklarımız daha fazla artmıştır. Devletçi-iktidarcı-gerici zihniyete karşı mücadelenin öncülüğünü yapmak ve tüm dünya gençliğini mücadeleye sevk etmek temel görev olarak önümüzde durmaktadır. Önümüzdeki dönem dünya gençlik konferansı ile atılan bu büyük adımın dünya gençlik konfederalizmini örgütleyerek başarıya ulaşmasının çabasıyla sürdürülecektir.
2023 mücadele yılının önemli bir gelişmesi de şüphesiz YCWK (Yekîtiya Ciwanên Welatparêz ên Kurdistanê)’nin ilanı olmuştur. Bakurê Kurdistan’ın mücadelemiz açısından önemi bilinmektedir. Bakur ve Türkiye gençliğinin uzun bir süredir yaşadığı çizgi ve kimlik sorununa cevaben kendini ilan etmesi buna cevap olma iddiası taşıması önemlidir. Şüphesiz mücadelelerin başarısını belirleyen izledikleri çizgidir. Bu anlamıyla açıklamalarında ortaya koydukları hedefler, faşizme karşı tutumları ve şimdiye kadar gerçekleştirdikleri eylemselliklerle yurtseverliklerini belli bir düzeyde göstermişlerdir. Soykırımcı faşist TC zihniyeti yüz yıllardan beridir, halkımız üzerinde her türlü fiziksel ve kültürel soykırım politikasını uygulamakta, en vahşi yöntemlerle katliamları halkımıza reva görmektedir. TC zihniyet ve siyaseti, Kürt kanı üzerinde kurulan soykırımcı bir sistem olmaktadır. Günümüzde de bu politikalarına hiç ara vermeden devam etmektedirler. Var olan katliam politikalarını, özel savaş ile daha derin ve yoğun bir şekilde uygulamaktadırlar. TC soykırımcı, faşist bir özel savaş rejimi olmaktadır.
Özellikle Kurdistan gençliği üzerinde yürütülen politikalar ile örgütsüz bir gençlik hedeflenmektedir. Kendisine, kimliğine, kişiliğine tamamen yabancılaşmış bir gençlik yaratılmak istenmektedir. Özel savaş uygulamalarıyla yoz ve lümpen yaşam tarzı adeta bir virüs gibi yaygınlaştırılmakta, duygu ve düşünce dünyası parçalanarak moral değerlerinden düşürülmektedir. Aile, okul, iş vb tüm kurumlar bu kişiliksizleştirme politikalarının bir aracı olarak kullanılmaktadır.
Beynimizde ve yüreğimizde düşmana dair hiçbir şey bırakmamalıyız
Bu anlamda YCWK’nin çıkışını, rol ve misyonunu doğru anlamak istiyorsak Kurdistan’da düşmanın uygulamak istediği bu politikaların bilincinde olmak gerekmektedir. YCWK, düşmanın Kurdistan gençliğine dayatmaya çalıştığı bu kişiliksizleştirmeye ve kimliksizleştirmeye karşı bir başkaldırı ve yaptıklarından hesap soran bir pozisyonda Bakurê Kurdistan’da tarih sahnesine çıkmıştır. Apocu gençliğin her anlamda kendi kültürüne, toplumsallığına, değerlerine sahip çıkmanın yaratacağı örgütlülüğün ismi olmaktadır. Kurdistan’ın yiğit ve kahraman gerillasının kemiklerine bile tahammül edemeyen bu soykırımcı zihniyetten hesap soracak esas güç YCWK’dir. İlanından bu yana yurtseverlik çizgisinde gençliğin kendi kimliğini bulduğu ve değerlerine sahip çıkarak kendisini örgütleyebileceği devrim kalesi olma yolunda ilerlemektedir. YCWK’nin bunu başarmasının yolu ise doğru örgütlenme temelinde güçlü bir öncülükle faşizme cevap olacak serhildanlardan geçmektedir. Bu hedeflere ulaşmak da ancak doğru örgütlenme ile olacaktır. Önderliğimizin de belirttiği gibi Kurdistan’da örgüt olmadan yaprak bile kıpırdamamaktadır. Bu açıdan yeni mücadele sürecinde Önderlik tarzı ile örgütlenen, kendini eğiten ve eylemselleşen YCWK, faşist soykırımcı rejime en güçlü cevap olacaktır.
Mücadele yılı içerisinde önemini her zamankinden daha fazla hissettiren diğer bir konuda eğitim çalışmalarımız olmaktadır. Düşman gerçekliğine karşı ancak Apocu ideoloji ile kendini eğiten ve bilinç, irade sahibi kılan bir kişilik doğru bir mücadelenin sahibi olabilir. Bunun için her zamankinden daha çok Önderliğin savunmalarını okumak ve özümseyerek mücadele yürütmek gerekir. Bu anlamda unutulmaması gereken temel nokta şudur; Önderlik gerçekliğimiz Kurdistan’da ne yaratmış ise eğitim ile yaratmış ve halen mücadelemiz bu kadar düşman yönelimine karşı Kurdistan ve Ortadoğu’da etkili bir güç ise bu Apocu eğitim tarzından ve o tarzın yarattığı sağlam militan gerçeklikten kaynaklanmaktadır.
Kapitalist modernite ve onun Kurdistan’daki en etkili piyonu olan soykırımcı, faşist TC rejimi kişilik ve yaşam tarzı itibari ile özüne yabancılaşan, celladına aşık, ihaneti özgürlükmüş gibi sanan, sadece güdüleri ile yaşayan ve böylesine çarpık yaşam tarzını esas alan kişiliklere dayalı özel taktik ve stratejiler geliştirmektedir. Çünkü kölelik sistemini oluşturmak için önce kölelerin oluşturulması gerekmektedir. Özellikle kapitalist modernite modern köleler yaratarak var olan kişiliksizleştirme durumunu daha fazla içselleştirmiş ve derinleştirmiştir. Söz konusu Kurdistan olunca bu durum daha fazla katmerli bir haldedir. Önderliğimiz bundan kaynaklı “kendine ihanet ettirilmemiş tek bir fert kalmamıştır’” demektedir. Bu gerçeklikten hareketle Apocu gençlik hareketi olarak Önderlik gerçekliği ile bütünleşmek yetmez yanılgılı kişiliğimizi arındırmak, sistemin tüm köleleştiren anlayış ve yaklaşımlarına karşı mücadele etmek gerekir. Düşman ile mücadele etmek ve savaşmak istiyorsak en başta duygularımızda, düşüncelerimizde yani beynimizde ve yüreğimizde düşmana dair hiçbir şey bırakmamamız gerekmektedir. PKK’liler yaşamları ve kişilikleri ile halkımızın gönlünde taht kurmuşlar ve bu kadar büyük gelişmeyi de bu özellikleri ile sağlamışlardır. Bunu da hiç kuşkusuz Apocu eğitim tarzı ile gerçekleştirmişlerdir. Bundan kaynaklıdır ki Apocu gençlik hareketi olarak amacımızı bu kadar büyük belirliyor, buna uygun kişilik oluşturup, devrimin tüm zorluklarını kaldırabilecek Apocu kişiliği hedefleyen eğitimleri geliştirmek istiyoruz.
Yine üzerinde durmamızı gereken diğer bir konu da Önderlik savunma ve çözümlemelerini okuma, okutturma ve buna öncülük etmedir. Önderliğimiz: “Savunmalarım nerede ise ben de oradayım” demektedir. Yıl içerisinde bu çalışmaya dönük Apocu gençlik hareketi olarak bir duyarlılık durumu söz konusu olsa da var olan hakikati karşılamaktan çok uzak kalmaktadır. En başta şunu belirtmek gerekir ki Önderliğimizin düşüncelerini ne kadar merak ediyor, ne kadar araştırıp-inceleyip esas güç kaynağımız yapıyoruz? Gençlik hareketi olarak kendimize sormamız ve sorgulamamız gerekmektedir. Pratikte açığa çıkan hata ve eksiklikler bu konuda yoğun bir yüzeyselliğin yaşadığını göstermektedir. Önderliğimizin düşüncelerini okumayan, Önderlik savunma ve düşüncelerini özümsemeyen bir gençlik Apocu bir karakter kazanamaz. Bundan kaynaklı Önderliği okumak ve yaşamsallaştırmak en başat görev ve sorumluluklarımız arasında gelmektedir.
2023 yılında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlama mücadelesi gençlik hareketi öncülüğünde tüm alanlara yayılarak evrensel bir gerçeklik kazanmıştır. Önderlik paradigmasını dünya halklarına yayarak düşmanın tecrit politikalarını boşa çıkarmak hedeflenmiştir. Dünyaya yayılan mücadele güçlü bir örgütlü güce ulaşmıştır. Bizi Önderliğin fiziki özgürlüğüne yakınlaştırmıştır. 2023 yılında olduğu gibi 2024 yılında da tüm mücadelemizin merkezinde Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü olacaktır. Önderliğin fiziki özgürlüğü gençlik hareketi olarak bizlerin boyun borcudur. 2023 yılında yakalanan örgütlü düzey ve kararlaşma ile 2024 yılında bunu kesin başarıya ulaştıracağız. Bu anlamda Apocu gençlik hareketi olarak 2023 yılı kazanımlarını her yönü ile bir mevzi gibi ele alıp geliştirmek gerekirken var olan eksik ve yetersizliklerden de gerekli dersleri çıkararak yeni mücadele yılına şehit Erdal ve şehit Rojhatların ruhu ile girmek zaferin temel perspektifi olacaktır.