Serxwebûn gazetesinin yeni sayısı okuyucularıyla buluşuyor. Bu sayıda 3. Dünya Savaşı’na mercek tutuluyor; bu çerçevede Uluslararası Komplo bir kez daha değerlendiriliyor. Ayrıca kapitalist moderniteye karşı mücadele alanlarına ilişkin değerlendirmeler yer alıyor.
Serxwebûn gazetesinin 514. sayısında Önder Apo’nun savunmalarından alınan “Komplo çemberindeki bir halkın Özgürlük Savaşçısı olmak” yazı dizisinin 1. bölümünde komplonun iç yüzü çözümleniyor. Bu bölümde komplonun sorumlularını ele alıştaki yanılgılar da ele alınıyor.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, 28. yılına girilen Uluslararası Komplo’yu ve buna karşı yürütülen mücadelenin düzeyini yazdı. Bayık, 10 Ekim 2023’te başlatılan Küresel Özgürlük Hamlesi’nin stratejik adım olduğunu ve bu hamlenin kapitalist modernist yaşama karşı demokratik modernite devriminin geliştirilmesinin de hamlesi olduğunu belirtiyor. Eşbaşkan Bayık, tecride veya komploya karşı mücadelenin sadece dostlar tarafından sahiplenilmesi ve artık onlar tarafından yürütülmesi biçiminde anlaşılmasının yanılgılı ve mücadeleyi zayıflatan tehlikeli bir yaklaşım olarak ele alıyor. Kalkınma Yolu Projesi’ne de değinen Bayık, bunun ekonomik-ticari bir proje olmadığını, hedefinde Kürt Özgürlük Hareketi’nin tasfiye edilmesi olduğunu tüm yönleriyle ortaya koyuyor.
PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan ise “Üçüncü Dünya Savaşı, Uluslararası Komplo ve Kürt özgürlük mücadelesinin önemi” başlığıyla kaleme aldığı yazısının II. bölümünde “3’üncü Dünya Savaşı’ndan çıkışın, onun kriz ve kaosundan kurtuluşun gerçek alternatifinin Kürt özgürlüğü temelinde Demokratik Türkiye, Demokratik Ortadoğu ve Dünya Demokratik Konfederalizm yolunda ilerleme olduğu” tespitinde bulunuyor. Bunun da bilinç, örgütlülük ve onun eylemini geliştirmekle gerçekleşebileceğini belirtiyor.
ÖNDER APO’NUN FEDAİ DİRENİŞİ
PKK Yürütme Komite Üyesi Duran Kalkan, ayrıca bu sayı için de “Özgür Kürt varlığı 9 Ekim 1998’den bu yana Önder Apo’nun fedai direnişi ile sağlanıyor” başlıklı bir yazı daha kaleme aldı. Kalkan, “Mücadeleyi olabildiği kadar daha etkin hale getirme, bölgeye ve dünyaya Küresel Özgürlük Hamlesi temelinde daha fazla yayılma ve bununla da küresel kapitalist modernite sisteminin tümden egemen olma, kendisini hakim kılmasına karşı demokratik modernite alternatifini bir ölçüde geliştirmeye hizmet edeceğinin” altını çiziyor.
KÜRT KADININ MÜCADELESİ
Bu sayıda, Ali Haydar Kaytan’ın “İnsanlığa heyecan veren Kürt kadınının özgürlük mücadelesidir” yazısını da yer veriliyor. Kaytan, “Jin û Jiyan” yaşam ve kadın özdeşliğini “hakikat aşktır, aşk özgür yaşamdır” bağlamıyla bütünleştiriyor ve Özgürlük Hareketi yürüyüşünü de özgür kadına doğru bir yürüyüş olarak ele alıyor.
JIN JIYAN AZADÎ’NİN İDEOLOJİK ÖNCÜ GÜCÜ
PKK Merkez Komite Üyesi Dilzar Dîlok, “Ekim Şehitleri Jin, Jiyan, Azadî Devrimi’nin ilk inşacılarıdır” başlıklı yazısında Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne katılan ilk kadınları, Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi’nin ilk adımlarını atan ve Özgürlük Hareketi’nin soy damarlarını oluşturan kadınlar olarak ele alıyor ve bugünkü ‘Jin Jiyan Azadî Devrimi’nin ideolojik öncü gücü olduklarını belirtiyor.
DEMOKRATİK MODERNİTEDE KÜLTÜR VE SANAT
Orhan Kendal, “Demokratik modernitenin kültür ve sanatını geliştirmek” başlıklı yazısında sanatın, yaratıcılık ve akışkanlık özelliklerinin topluma hızlı ulaşabilme ve nüfus edebilme kapasitesi ile önemini ve etki gücünü analiz ediyor. Sanatı ve kültürü, kimlerin ve hangi amaçla kullandığına ve oluşturduğuna dikkat çeken Kendal, özellikle kapitalist modernitenin sanat ve kültür alanlarında eline geçirdiği-geçirmeye çalıştığı hegemonyasının, ahlak ve kültür adına ne varsa tükenmekle yüz yüze bıraktığını örneklerle anlatıyor.
AB ÜLKELERİNDEKİ KÜRDİSTANLILAR
PKK Merkez Komite Üyesi Nedim Seven “Kapitalist modernite merkezinde yurtsever olmak” başlıklı yazısında, 1980’lerden günümüze kadar AB ülkelerine göç eden Kürdistanlıların Kürdistan’daki devrimci mücadeleyi her anlamda destekleyen ve yurtseverlik görevlerine sahip çıkan bir anlayışı esas aldıklarını belirtiyor. AB ülkelerindeki Kürdistanlıların günümüzde de hem kapitalist modernitenin kişiliksizleştirme ve kimliksizleştirme politikalarına karşı direniş içinde olduğunu hem de 40 yılı aşan Devrimci Halk Savaşı’nı destekleme rolünden bir adım geri atmadığını vurguluyor.
ENDÜSTRİYALİZM VE EKOLOJİ
Xelîl Poyraz, “Endüstriyalizminyol açtığı ekolojik sorunlar ve toplum üzerindeki etkileri” başlıklı yazısında, endüstriyalizmin ekoloji düşmanlığı olduğunu ve önce insana müdahalesiyle başladığını belirtiyor. Poyraz, “Endüstriyalizmde toplumun ve insanın bir bütün olarak ekolojiye yabancılaşması ve kayıtsız kalması derinleştirilir” tespitinde bulunuyor.
Gazetenin 514. sayısında Halk Savunma Merkezi Karargah Komutanlığı’nın TUSAŞ’taki fedai eylemle ilgili açıklamasına da yer veriliyor.