Adı soyadı: Yavuz ŞAN
Kod adı: Sîpan Mazî
Doğum yeri ve tarihi: Şemrex, 1982
Mücadeleye katılım tarihi: 2003
Şehadet tarihi ve yeri: 20 Nisan 2008, Kağızman
Mücadele içerisinde tanıdığım Şemrexli Rubar yoldaş vardı; 2007 yılında Garisa’da yedi yoldaşıyla birlikte şehit düşmüştü. Yine 1997 yılında daha önce birkaç yıl Colemerg’de kalıp da, Garisa’ya giden Cigerxwîn yoldaşımız vardı. Bir de 1994 yılında Güneybatı Eyaleti’nin Beritler eteğinde şehit düşen Xalo’muz vardı. (Kod ismi Selim, asıl ismi Ahmet Bakış)
Bu Şemrexli yoldaşların ortak yönleri; oldukça soğukkanlı ve savaşkan olmalarıydı. Çalışkanlık ve fedakarlıkta üstlerine yoktu. Tüm birliklerimiz içerisinde belirgin olarak öne çıkan özellikleri ise, daha yapıcı olmalarıydı, uyumluydular.
Bastırılmış ve kendisi olamamış toplumlarda bireyler asabi, dar, tepkici, didişmeci olur. Sağlıklı olarak bir arada çalışma yürütemezler. Bu, baskılanan tüm toplumlarda ortaya çıkan karakteristik özelliklerdir. Bastırılmamış toplumlarda bireyler sorunların çözümünün özüne yönlendirilirler; ancak baskılanmış toplumlarda ise bireyler içe doğru yönelirler. Bu egemenlerin toplumları yürütme ve yönlendirme tarzlarıyla bağlantılı bir gerçekliktir.
İşte, yukarıda belirttiğim hususları Şemrexli yoldaşta bulmak mümkün değildi. Şemrexli yoldaşlar bulundukları ortamlarda her zaman kabul gören ve sevilen yoldaşlardır. Bir gün mücadele içerikli sertleşmeler dışında bir tartışmaya girdikleri görülmemiştir. Öyle ki, yapıları uyuma daha yatkındır. Yukarıda isimlerini verdiğim yoldaşlar, her zaman suni çelişkilerden kaçmasını da bilmişlerdir. Bir yerde sorun varsa oraya el atarlardı. Eğer sorun çözülemeyecekse bizim uyguladığımız kestirme yol ve yöntemlerden uzak dururlardı. Eğer bir soruna el atarlarsa mutlaka çözmesini de bilirlerdi.
Sîpan, işte böyle bir yoldaştı. Sevilen, sayılan, saygı uyandıran, saygı yaratan bir yapısı vardı. Bunun için gittiği her yerde sevilen biri olmuştur. Sîpan yoldaş, aynı zamanda oldukça olgun bir arkadaştı da. Sabırlı, tutturduğu ölçüler takdire şayandı.
Sîpan, bu özelliklerinin yanı sıra oldukça pratikçi bir yoldaş olarak da bilinirdi. El attığı her işi iyi yapmaya özen gösterirdi.
Sîpan yoldaş, lise yıllarından beri iyi bir araştırmacıydı. Araştırıp, inceleyen, teorik birikime de önem veren bir yoldaştı. Eğitimlerde, bulunduğu her ortamda destek sunan bir pozisyondaydı. O, aslında her ortamda tam da aranan militandı. Hangi alana gitmişse oraya erkenden adapte olmuş ve o alanın en eskisi gibi karşılanmıştır. Bu Sîpan yoldaşa has bir özellik olsa da, yörede PKK’nin özelikleriyle buluşmasının ve harmanlamasının da bir sentezi olduğunu söylememiz yanlış olmaz.
Sîpan yoldaş, henüz yeni bir militan iken kendisini kuzey eyaletlerine önermiş, fedai eylem yapmak istediğini bir raporunda dile getirmişti. O da diğer tüm yoldaşları gibi PKK’nin fedai bir savaşçısı olmak istiyordu.
Fedailik PKK’de bir yaşam biçimidir, bir çizgidir. Sadece bir eylem çizgisi değil, ideolojik bir duruşun ismidir.
Sîpan yoldaşta bu meziyetler her geçen gün arttıkça, yönünü Kürdistan’ın en kuzeyine; Serhat Eyaleti’ne çevirdi.
Serhat, ne Botan’a ne de Zagros’un sert coğrafyasına benzemektedir. Daha çok yaylalık, yani çıplak ve soğuk bir alandır. Alanın soğukluğunu her ne kadar Serhat halkı yurtseverlik duygularıyla kapatsa da, yine de alana yeni giden biri için zordur.
Sîpan yoldaş, nasıl ki gittiği tüm alanlarda kendisini var edebildiyse, aynı var edişi Serhat Eyaleti’nde de sergileyerek, çok geçmeden bu eyaletin sevilen kadroları arasında yerini aldı. Halkına önemli hizmetler verirken, 2008 yılının 20 Nisanı’nda Kağızman civarında sömürgeci işgalci güçlerle girdiği çatışmada, Berxwedan Koçer (Orhan Gezici) yoldaş komutasında Brusk Arteş (Halit Altıok), Hamza Suruç (Sedat Binici) ve Şoreş Kars (Yusuf Bakaçhan) yoldaşlarla birlikte şehit düştü.
Çok özel ve militan bir yoldaşı erkenden kaybetmenin hüznü ile Sîpan yoldaş şahsında tüm şehitlerimizin iyi birer takipçisi olacağımızın sözünü tüm insanlığa vererek, ‘yolunuz yolumuzdur’ diyoruz. ‘İnadına direniş, inadına devrim’ diyoruz.
Zagros eyalet yönetimine raporumdur
Ailemde doğal bir Kürtlük bilinci var, fakat son döneme kadar tam yurtsever denilemezdi.
1999 yılı sonrasında belli bir yurtseverlik bilinci gelişti. Bu şekilde beni de etkiledi. 1999 yılı sonrası mücadele üzerinde benim de araştırmalarım, yoğunlaşmalarım oldu. Ardından legal kurumlarda çalışmaya başladım.
Sonuçta 2003’te Botan üzeri gerillaya katıldım. Tabii tüm bunlarda benim açımdan en belirleyici olan şey, 15 Şubat sonrası Önderlik şahsında Kürt halkını hedefleyen komplo karşısında yaşadığım vicdani sorgulama sürecidir.
Gerillaya katıldıktan sonra Xinêre’de yeni şervan (savaşçı) eğitiminden geçtim. Ardından Xakurkê’ye gittim, 2003’te Zagros’a geldim. Geliye Zap’a düzenlemem oldu ve halen oradayım.
Katılmadan önce biraz mücadeleyi tanıma imkanım vardı, fakat bu yüzeysel bir tanımayı aşmıyordu. Bu açıdan ideolojik, teorik anlamda biraz zorlanma yaşadım. Bunların üzerinde yoğunlaşmalarım var. Özellikle kış eğitimleriyle, hem ideolojik anlamda bir düzey sağlamamda hem de kendimi tanıma konusunda hem de Önderliği, halkı, mücadeleyi daha yakından tanıma gerçekleşti.
Diğer boyutta pratik askeri anlamda ciddi bir zorlanma yaşamadım. Zaten ciddi bir pratik savaş ortamında yaşamadım, ama bu yönde de, hem 2 yıldır Zagros’ta aldığım tecrübeler hem de gördüğüm eğitimler sayesinde belli bir deneyim sahibi oldum diyebilirim.
Özellikle son süreçte Önderliğe, gerillaya, halka karşı düşmanın geliştirdiği saldırılar ve bunlara cevap olabilme konusunda birey olarak büyük yoğunlaşma yaşamaktayım. Sürecin bireyden bekledikleri konusunda bir sonuca da ulaştığımı belirtebilirim. Bu konuda da kendimi her yönüyle de hazır ve bunu yapmaya zorunlu görüyorum. Bu temelde kendimi fedai tarzında Türkiye metropollerinde bir eylem yapmak için öneriyorum. Öncesinde bu konuda ilgili yönetici arkadaşlarla da tartışmak istiyorum”.
Devrimci Selam ve Saygılar
Sîpan Mazî
Geliyê Zap / Zagros