PKK’nin feshi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma, demokratik sosyalizmin amacı olan “Barış ve Demokratik Toplum İnşa”sını temel stratejik mücadele paradigması olarak belirleyen PKK 12. Kongremiz başarıyla gerçekleşti. PKK’nin tüm çalışma alanlarından temsilen yoldaşların katılımı oldu. Önderliğin Kongre için gönderdiği temel perspektifler, Kongre tartışmalarını ve yoldaşların güçlü katılımını belirledi. Uzun bir süreden sonra Önderliğimizden haber almak, sağlığına ilişkin bilgilenmek, yeni dönemin mücadele yöntemlerini doğru anlamak, insanlıkta ve sosyalizmde ısrarlı olmanın duruşunu ve mücadelesini geliştirmekte önemli bir yoğunlaşma ve sorgulama sağlayarak büyük bir moral, heyecan ve coşku yarattı.
Elbette “PKK’nin feshi” kavramı, duygularımızı zorlayan bir kavram oldu. Ancak PKK 12. Kongremiz; 1970, 1980, 1990 ve 2000’li yıllarda PKK’ye katılmış, kendisini özgürlük mücadelesine adamış dört kuşaktan yoldaşların ortak emeğinin, mücadelesinin, yoğunlaşmasının, iradesinin ve kararlılığının birleştiği bir kongre oldu. Kongre salonunda, mücadele tarihimizin değişik dönemlerinde özgürlük çizgisine öncülük etmiş, Kürt halkının varlığını sağlamak için düşmanın inkâr-imha konseptine karşı büyük direniş pratiğini sergilemiş olan çok sayıda şehidimizin resimleri, Kongre’ye katılan tüm delege yoldaşlara yeni sürecin görev ve sorumluluklarını yüklemiştir.
Fuat ve Rıza Altun yoldaşların şehadetini birçok arkadaş bu Kongre’de yeni öğrenmiş oldu. Başta Fuat-Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun yoldaşlar olmak üzere Mayıs ayı şehitlerimizi minnet ve saygıyla anıyor, anıları önünde eğiliyorum. Elbette duygusal anlar ve hüzünlü bir atmosfer de oluştu. Ama hepimiz şu gerçeğin farkında ve bilincindeydik: Bugünlere gelmemizde, Kemaller’den Zilanlar’a, “Canımdan başka verecek bir şeyim olsaydı onu da verirdim, yaşamı uğruna ölecek kadar seviyorum” diyen binlerce kahraman şehidimizin mücadelesi oldu. Şehitlerimiz, özgürlük mücadelemizi ayakta tutarak canları pahasına her türlü fedakârlığı yaptı. Onlar, yaşamları ve şehadetleriyle PKK’li olmanın, devrimci ve sosyalist olmanın, en önemlisi de doğru insan olmanın ölçülerini ve ilkelerini ortaya koydular. Hesapsız, tereddütsüz, kendini düşünmeyen şehit yoldaşlarımızın kişilikleri, bizler için insanlıkta ısrar etmenin ve sosyalizmden vazgeçmemenin ölçüsü olmaktadır. Şehitlerimiz, Önderlik çizgisinde derin bir güvenle yaşamış, güzel ve onurlu bir yaşam için ölüme giderken de bu güvene lâyık olmanın çabasını sergilemişlerdir. Onlar, kendi özgürlük arayışlarını Önderlik çizgisinde bulmanın somut ifadesi oldular.
Bir de tabii ki halkımızın mahkûm edildiği yaşam dışılıktan, kimliksizlikten ve kaynağını bilinçsizlikten, cehaletten alan tüm acılardan kurtulma şansını ve özgür yaşam ufuklarını yaratan Rêber Apo’nun ve yine hem savaş hem de barış sürecinde büyük bir fedakârlık ve özveriyle özgürlük mücadelemizin her aşamasında rolünü oynayan halkımızın özgürlük tarihinde yarattığı 52 yıllık değerler ve kazanımlar var. İnsanlık tarihine devredilen bir miras söz konusu.
Acılarla çelikleştik
PKK için “Kürt sorununun siyasi ve demokratik çözümü ve barış” gerçeği her zaman çok büyük bir anlam ifade etti. İnkârın ve imhanın, en şiddetli savaşın ve katliamların kurbanı yapılmak istenen bir halk ve onun öncü gücü PKK olarak, meşru savunma temelinde uzun yılları kapsayan bir savaşımı yürüttük. Var olma, direnme ve kurtuluşa gitme mücadelesi verdik. Şiddet ve savaş, halkımız açısından bir kader haline getirilmek istendi. Ama biz, savaşımızla barışın ve demokrasinin yolunu açmanın mücadelesini verdik hep. Barışa, özgürlüğe ve demokrasiye en çok özlem duyan bir halk ve parti olarak, bunu en fazla da kendi amansız çabalarımızla sağlamak gerektiğinin derin bilinciyle yaklaştık ve büyük bedeller ödedik. Ama en değerli yoldaşlarımızın şehadetlerinin belleklerimizden hiç çıkmayan anılarıyla, şiddetli baskılarla ve katliamlarla karşı karşıya kalan, yaşamı adeta cehenneme çevrilen halkımızın acılarıyla çelikleştik. Mücadele de, özgür yaşam da, barış da bizim için daha bir anlam kazandı ve biz savaşırken bile anlamlı bir yaşamı, kişiliği ve barışı yaratma amacında olduk. Bu amacımızın anlamı ve yüceliğinden aldığımız güçle barış mücadelesini verdik ve bugünlere kadar geldik. PKK’nin yürüttüğü mücadele ile Kürt halkı, çok zorlu da olsa doğmayı ve tarihinin büyüklüğüne yaraşır şekilde tarih sahnesine yeniden çıkmayı başardı.
Rêber Apo, şimdi olduğu gibi dana daha önce de mücadelemizin yarattığı değerler nezdinde kalıcı bir barışın sağlanması için önemli bir fırsat ve şans tanıdı. Çünkü barış, bizim için bir amaç ve ihtiyaç olduğu kadar, bizden çok daha fazla yaşadığı ağır siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar nedeniyle bir sorunlar yumağı haline gelen Türkiye açısından, yine tüm bölge açısından hayatiydi.
Sıra özgürlüğü sağlamada
Kürt halkının ulusal demokratik mücadelesi, sadece Kürt halkıyla sınırlı kalmamış, en başta Türkiye zemini olmak üzere Ortadoğu’yu da kapsayan önemli değişimleri yaratmıştır. Önderliğimiz, yürüttüğü mücadeleyle birlikte Kürt sorununun açığa çıktığını, inkâr edilemez bir hale geldiğini değerlendirerek, çözümündeki aciliyetini ve hayatiyetini de ortaya koymak istedi. Sorun, artık inkâr etme aşamasından oldukça uzaklaşmıştır. Yani Kürt halkı, varlığını kabul ettirmiştir. Sıra özgürlüğünü sağlamak olacaktır. Bundan sonraki sürecin başarısını, Kürt halkının kendi mücadelesiyle yarattığı değerlere, demokratik siyaset temelinde ne kadar bilinçli, örgütlü ve iradeli sahip çıkacağı belirleyecektir.
PKK, kendi tarihsel ve toplumsal köklerine en devrimci tarzda sarılarak, ayakta kalmayı ve sağlam yürümeyi başaran bir hareket olmayı ispatlamıştır. Kendi kökleri üzerinden yeşererek tüm Ortadoğu’ya ve dünyaya mâl olmuştur. Yani yerel, bölgesel ve evrensel düzeyde insanlığa yeni değerler katmıştır. PKK, bir halkın yok oluş sürecine bir müdahale olarak doğdu ve kaderini değiştirme gücünü gösterdi. Aydınlanmanın, Kürt Rönesansı’nın güçlü bir maddi zeminini yarattı. Bugün tüm dünyada zorunlu olarak bir değişim-dönüşüm yaşanıyor. Reel sosyalizmin yıkılışından sonra bu ideolojiyle kurulmuş hareketler dağıldı, dağılmayla yüz yüze kaldı, devletler yıkıldı. PKK, bilimsel sosyalizme inancı ve bağlılığı ile ayakta kaldı. Rêber Apo, yeni perspektifleri ile sosyalist ideolojinin yenilenmesi, yeniden doğuş yapması gereken boyutlarını da çok net ortaya koyuyor.
Tarihin diyalektik akışı neyi gerektiriyorsa, PKK için neyi gerekli kılıyorsa, PKK, geçmiş tarihi mirasından aldığı güçle olması gerekeni başaracaktır. PKK, bir dönemin ruhudur, dilidir, mücadele gücüdür. Bir amacın gerçekleşmesinde üzerine düşen rolü oynayarak, işlevini tamamlama ve toplumun, insanlığın ihtiyaçlarının gerektirdiği yeni işlevlere cevap olacak oluşumlar için hem zemin hazırlıyor hem de oluşturuyor. PKK’nin feshi ve silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması ile kalıcı bir barış ortamının sağlanması, demokratik siyasetin ve demokratik değişim-dönüşümün sağlıklı gelişmesini yaratacak, demokratik bir toplumun inşasını tüm yönleriyle başarılmasını getirecektir.
Bundan hareketle, toplumun ve bireyin bilimsel düşünce gücüyle kendisini yeniden yaratması, kazanımların demokratik değerlere dönüştürülerek kalıcılaştırılması gerekiyor. Bunun için de her şeyden önce ideolojik yetkinleşme, bilimsel düşünce temelinde aydınlanma ve demokratik örgütlenmeyle demokratik siyaseti yürütme ve özgür-demokratik bir toplumu ve özgür bireyi yaratmayı başarmak gerekiyor. Bu, hem Kürt sorununun çözümünü hızlandıracak hem de başta Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu’da demokratik toplumun, demokratik siyasetin ve devletin demokratikleşmesini yaratacak önemli bir mücadele süreci ve pratiği olacaktır.
Önderliğimizin, “Tarih ve geleneği ne kadar doğru biliyorsan, günümüz ve geleceği, bu tarihi içselleştirdiğinde üzerine ekleyeceğin kadar değiştirebilir, dönüştürebilirsin. Değişim ve devrimin altın kuralı, bu büyük harfli formülün uygulanmasından geçer” belirlemesinden hareketle, bize düşen görev; şehitlerimizin ve özgürlük mücadelemizin yarattığı 52 yıllık mirası, değerleri ve kazanımları bir kez daha yürekten hissetmek ve halkların kardeşliğine, direnişin zulmü kıran öz gücüne ve öz iradesine bir kez daha inançla sarılmak ve özgürlük uğruna insan olmanın erdemlerini yükselterek tarihsel geleneğe devam ederek başarı ve zaferi taçlandırmak olacaktır.
* PKK 12. Kongre Delegesi
