6 Haziran 2025 Cuma
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
YIL:44 / SAYI: 521 / MAYIS 2025
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
Anasayfa DURAN KALKAN

‘ÖNDERLİĞE BAĞLILIK, HAKİKAT VE KUTSAL YAŞAM SEMBOLÜ’ FUAT YOLDAŞ PKK’DE GERÇEKLEŞEN KİŞİLİK DEMEKTİR

Duran Kalkan

‘ÖNDERLİĞE BAĞLILIK, HAKİKAT VE KUTSAL YAŞAM SEMBOLÜ’ FUAT YOLDAŞ PKK’DE GERÇEKLEŞEN KİŞİLİK DEMEKTİR

Önder Apo’nun ilk yol arkadaşları, PKK’nin kurucu kadroları, Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin sağlam soy damarları Şehit Fuat Ali Haydar kaytan ve Şehit Ali Rıza Altun Yoldaşları derin özlem sevgi ve saygıyla anıyorum. Amaçlarını başarmak ve anılarını yaşatmak için insan soyundan bitecek ne varsa hepsini harekete geçirerek mücadele edeceğimi belirtiyorum.

Her iki yoldaşın şahadetinin PKK 12. Kongresi ile birlikte ilan edilmesi gerçekten anlamlı olmuştur. Hele hele 12. Kongrenin PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yönetiminin sonlandırılması kararlarını almış olması, PKK’nin ilk kurucu kadrolarından olan Fuat ve Rıza yoldaşların şahadetlerinin ilanı ile birlikte yapılması daha da anlaşılır ve olayı anlamlı hale getirir olmuştur. Hem şehitler gerçeği hem de parti gerçeği üzerinde yoldaşlar, halkımız, dostlarımız, bu temelde daha fazla düşünme, yoğunlaşma, Fuat ve Rıza yoldaşlar şahsında Önderlik ve PKK gerçeğini daha derinden anlamak için güçlü çaba harcama tutumuna girmişlerdir. Bu da hem şehit yoldaşlar gerçeğini hem de Önderlik ve parti gerçeğini daha derinden anlaşılır, kılmıştır.

Yine Fuat ve Rıza yoldaşların şehitler ayımız olan mayıs ayında şahadetlerinin ilan edilmesi hem şehitler ayının daha güçlü karşılanması hem de şehit anmalarının toplu ve daha derin yapılması sonucunu doğurmuştur. Fuat ve Rıza yoldaşlar gerçeği bu temelde daha derinden anlaşıldığı gibi, ilk büyük şehidimiz Haki Karer ile başlayan ve günümüze kadar gelen sayıları 40 bini aşan kahraman şehitlerimiz gerçeğini de şehitler gününde ve ayında daha doğru ve derinlikli anlaşılması ve özümsenmesini getirmiştir.

Bu bakımından hem Mayıs Şehitler Günü ve ayı daha anlamlı karşılanmış hem de Fuat ve Rıza yoldaşlar da Mayıs Şehitleri kervanına bu biçimde katılmışlardır. Bu temelde Haki Karer yoldaştan Fuat ve Rıza yoldaşlara kadar uzanan tüm kahraman şehitlerimizi, her gününde onlarca şehit bulunan mayıs ayını yaşadığımız bu süreçte bir kez daha saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Amaçlarını başarıma ve anılarını yaşatma sözümü yineliyorum.

Bilindiği gibi Fuat ve Rıza yoldaşlar ABD ve KDP destekli, AKP-MHP ittifakının 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren uygulamaya koyduğu ‘çöktürme eğlen planı’ temelindeki topyekun faşist sömürgeci- soykırımcı saldırganlığa karşı gerilla öncülüğünde yurtsever halkımızın gençlik ve kadın hareketlerimizin ve dostlarımızın kahramanca yürüttüğü büyük direniş içinde şehit düşmüşlerdir. Fuat yoldaş 3 Temmuz 2018 akşamı saat 9 civarı faşist soykırımcı güçlerin hava saldırısıyla şehit düşerken, Rıza yoldaş 25 Eylül 2019 günü sabah 9 civarı faşist soykırımcı güçlerin vahşi hava saldırıları sonucunda şehit düşmüştür. Dikkat edilirse her iki şehadet de 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren uygulamaya konan çöktürme eylem planı çerçevesindeki topyekun faşist soykırımcı saldırganlığa karşı kahramanca direniş döneminin şehitleridir.

 

Çöktürme planını çöküşe götürenler

 

Bu anlamda geçen on yılda çöktürme eylem planını çöküşe götüren karamanca direnişin yaratıcıları, öncüleri, sembolleri olmuşlardır. On yıla yayılan bu büyük direnişin özgürlük mücadele tarihimizin, yine gerilla savaş tarihimizin en keskin yaygın sert dönemi olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. Dış dünyanın ve iç ihanetin desteğini ardına kadar alan AKP-MHP faşist iktidarı, böyle bir süreçte gerillayı ezmek PKK’yi tasfiye etmek, Önder Apo’yu örgütsüz bırakmak, böylece Kürt soykırımını sonuca götürmek için Türkiye’nin iç ve dış imkanlarını sonuna kadar kullanarak ve yine hiçbir ahlaki ve hukuki kural dinlemeden her türlü savaş aracını ve yöntemini barbarca kullanma temelinde saldırıda bulunmuştur. İşte çöktürme eğlen planı saldırısı böyle topyekun bir ezme ve imha et ve amaçlı saldırıyı ifade etmektedir.

Buna karşı en başta kahraman gelirle güçlerimiz her gün şehitler vererek, Medya Savunma Alanlarında Kuzey Kürdistan’da, Başûr’da, Rojava’da, Rojhilat’ta dört parça Kürdistan’da dağda olduğu kadar şehir de, gece olduğu kadar gündüz de, yaz olduğu kadar kış mevsimlerinde de kahramanca direniş yürütüm büyük şehitler vererek bu saldırganlığı kırmayı, çöktürme eğlen planını başarısız kılıp çöküşe götürmeyi başarmıştır. Tabi sadece gerilla direnişiyle bu başarılmamıştır. Gerilla direnişi öncülüğünde gençlik ve kadın örgütleri her gün dilenişi yürütmüş halk dilenişine öncülük etmiştir. Kürt halkı dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında çöktürme eğlen planına karşı sürekli bir özgürlük direnişi içinde olmuştur.

10 Ekim 2023 tarihinde ilan edilen ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü hedefleyen küresel özgürlük hamlesinde görüldüğü gibi Kürt halkının dostları da söz konusu faşist sömürgeci-soykırımcı imha ve tasfiye saldırısına karşı Kürt halkıyla birlikte tarihin en önemli ve anlamlı bir mücadelesini ortaya çıkarmıştır. Topyekûn faşist sömürgeci-soykırımcı saldırganlığa karşı Kürt halkı, gerillası, Önderliği, kadın ve gençliği, dostları birlikte topyekûn özgürlük dilenişi yürütmüştür. Bu direnişin binlerce kahraman şehidi vardır. İşte Fuat ve Rıza yoldaşlar da böyle tarihi bir topyekun direnişin şehitleridir. Bu dilenişin öncüsü en kararlı gücü sembolü konumundadırlar. Önder Apo, Agit yoldaş anısına değerlendirme yaparken ‘şehitler şehidi’ tanımını kullanmıştı. Gerçekten de Fuat ve Rıza yoldaşlar da çöktürme eylem planına karşı bu büyük dilenişin şehitlerinin sembolü, şehitler şehidi olmayı başarmışlardır.

Dolayısıyla Ekim 2024’ten bu yana yaşanan yeni gelişmelerin Önder Apo’nun 27 Şubat tarihinde açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını ortaya çıkmasının ve bugün Kürt özgürlüğü temelinde Türkiye ve Ortadoğu demokratikleşmesi için çok önemli çalışmaların yürütüldüğü bir düzeye gelinmesinin de yaratıcıları olmuştur. Aslında geçen on yıllık dilenişin şehitleridirler ama bugün yeni başlangıçlar yapma Barış ve Demokratik Toplum dönemini açma tamamen geçen on yıllık dilenişin sonuçları üzerinde yükselmektedir. Eğer 24 Temmuz 2015 tarihinde başlayan çöktürme eylem planı saldırısına karşı karamanca dilenilmese, şehitler verilerek bu saldırı planı kırılıp boşa çıkartılmasaydı, AKP-MHP faşizmi çöküş noktasına getirilmeseydi kuşkusuz yaşamakta olduğumuz yeni süreç yani Barış ve Demokratik Toplum Süreci gelişmeyecekti. Yeni arayışlar gündeme gelmeyecekti. Eğer AKP-MHP faşizmi bir kere daha Önder Apo’nun kapısını çalmak zorunda kaldıysa ve Önder Apo’ya inisiyatif tanıma mecburiyetini hissettiyse bu durum kesinlikle çöktürme eylem planına karşı gerilla öncülüğünde halkımızın ve dostlarımızın yürüttüğü karamanca mücadelenin direnişin sonucunda olmuştur. Bu dilenişi de en başta İmralı’da Önder Apo yürütmüş onunla birlikte başta Zap etrafında gelişen Medya Savunma Alanları dilenişi olmak üzere gerilla güçlerimiz her gün şehitler vererek sürdürmüştür. Kısaca söz konusu çöktürme eylem planını çöküşe götüren, bizleri bugüne getiren, barış ve demokratik toplum sürecini gündemleştiren gerçek güç İmralı dilenişi ile kahraman gerilla ve halk dilenişimizin gerçekleştiricisi olan şehitlerimizdir. İşte Fuat ve Rıza yoldaşların şehadetini bir de bu temelde anlamak, güncel gelişmelerle bağını iyi kurmak, dolayısıyla geleceğe yön verici gerçekliğinin birincine derinden varmak gerekir.

 

Ömürlerini Apocu çizgiye adadılar

 

Bu nedenle Önder Apo şehitlerimizi anmak üzere yayınladığı mesajda ‘bu yoldaşların daimi yol göstericiler olduğunu’ belirtmiştir. ‘Yeni paradigma temelindeki mücadelenin esin değerleri olarak sürekli rol oynayacakları, yaşayacak ve yaşatacakları’ ifadesini kullanmıştır. Bunlar kahraman şehitlerimizin esas olarak yeni sürecin yaratıcıları olduğu gerçeğini net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Aslında şu açık bir gerçek ki, şehitler üzerine değerlendirme yapmak, söz söylemek öyle kolay bir husus değildir. Hele hele bir de söz konusu şehitler tüm yaşamlarını, Apocu çizginin ve Kürt özgürlüğünün başarısına adamış Fuat ve Rıza yoldaşlar olunca bu durum daha da zorlaşmaktadır. Dolayısıyla şehitler gerçeğini bu temelde değerlendirmeye çalışmak yerine kahraman şehitlerimizin ortaya çıkardığı değerleri anlamaya çalışmak, onların değerlendirmelerini bilince çıkartıp özümsemek, kendilerini nasıl ifade etmiş olduklarını değerlendirmeleri ve eylemleri çerçevesinde görmek daha doğru ve anlamlı bir yaklaşım olur.

Bu noktada pratikleri bilinmeyen, yine yaptıklarını değerlendirmemiş olan yoldaşlar değillerdir. İki yoldaş da hem uzun devrimci yaşamlarını ve yürüttükleri pratikleri çok yönlü değerlendirmelere tabi tutmuşlar hem de yaşadıkları süreçte duygularını ve anlam güçlerini çok değişik biçimlerde yoldaşları ve halkı bilinçlendirmek üzere sözlü-görsel-yazılı değerlendirmeye tabi tutmuşlardır. Bu çerçevede bize en zengin mirası bırakmışlardır. Kendimizin bu yoldaşlar yerine konuşmak yerine onların yaptıklarını ve söylediklerini tekrar tekrar dinleyerek okuyarak onları anlamaya çalışmamız ve bu temelde kendimizi eğitip düzelterek pratikleştirmemiz daha doğru bir devrimci tutum olmaktadır.

Bu anlamda en zengin mirası bırakan yoldaşlar oldukları rahatlıkla ifade edilebilir. Zaten şehadetlerinin ilanından bugüne çok değişik biçimde yaptıkları değerlendirmeleri çeşitli basın organları vermektedir. Birçok değerlendirmeleri kitaplar haline getirilmiştir elimizde eğitim materyali olarak sürekli kullanılmaktadır. Bir de söz konusu yoldaşlarla en çok tartışma yürüten, onları en iyi tanıyan ve çözümleyen Önder Apo’nun kendisi olmuştur. Bu anlamda özellikle Fuat arkadaşla tartışmaları, Önder Apo’nun Fuat arkadaşla dönük çözümleyici değerlendirmeleri şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yoldaşların, Kürt gençlerinin, kadınlarının, emekçi Kürt insanının çözümlenmesi ve doğru yaşama ulaşmasında sürekli eğitici materyaller olarak rol oynayacaklardır. Şimdiye kadar oynadıkları bu rol bitmemiştir. Bundan sonra çok daha etkili bir biçimde söz konusu roller oynanmaya devam edecektir. Bu açıdan Fuat ve Rıza yoldaşlar gerçeğini bir, kendi söz ve eylemlerinden, değerlendirmelerinden anlamak; iki, Önder Apo’nun değerlendirmelerinden anlamak, dolayısıyla hep onları araştırmak, incelemek en doğrusu olmaktadır.

Bizimki şahadetlerin ilanı üzerine kısa da olsa bazı yönleriyle önemli gördüğümüz hususları anladığımız kadarıyla değerlendirmeye çalışmak olabilir. Nihayetinde yapılan değerlendirme bize aittir. Fuat ve Rıza yoldaşlar gerçeğini anladığımız kadarıyla ifade edebiliriz. Oysa onları en iyi kendileri anladılar ve kendi kendilerini ifadeye kavuşturdular. Yine onları en iyi Önder Apo anladı ve en doğru çözümlemeleri Önder Apo yaptı. En eğitici değerlendirmeleri Önder Apo yaptı. Demek ki söz konusu yoldaşları anlatmaya çalışmaktan ziyade anlamaya çalışmak, Önder Apo’nun değerlendirmelerinden ve kendi ifadelerinden Fuat ve Rıza yoldaşlar gerçeğini anlamaya çalışmak daha doğru olmaktadır. Bu çerçevede Rıza arkadaşın anısına ayrı bir değerlendirmede daha somut bazı hususlar belirtmiştik. Yine Fuat arkadaşın yaşamına ilişkin de daha önce şehadetinin ilanı için yapılan hazırlıklar kapsamında aslında görsel olarak çok kapsamlı değerlendirmeler yapmaya çalışmış, bu temelde duygu ve düşüncelerimizi o dönemin koşullarında değerlendirmeye çalışmıştık. Aslında onlar daha kapsamlıdır. Duygu ve düşüncelerimizi daha fazla yansıtmaktadır. Fakat şehadetleri yeni ilan edildiği için geçmişteki değerlendirmeleri de dikkate almak kaydıyla burada bu biçimde kısa da olsa bazı hususları Fuat arkadaşa ilişkin belirtmek isterdik.

Herkes biliyor ve çokça ifade ediliyor; Fuat arkadaş, Önder Apo’nun ilk yol arkadaşıdır. 1973 Newroz’un da Çubuk Barajında PKK’nin örgütsel temellerini atan toplantıya katılan bir yoldaştır. Hatta Önder Apo dışında o toplantıya katılıp da sonuna kadar o toplantıda ortaya koran görüşlere bağlı kalan, onları hayata geçirmek için tüm yaşamını ortaya koyan, mücadele eden ve bunu şehadete kadar vardıran tek kişiliktir. Bu bakımdan da aslında Apocu Hareketin çıkışına katıldığı gibi PKK’nin örgütsel temellerinin atılışına katılmış, PKK’nin temellerini atan toplantıda yer alıp PKK’nin örgütsel yapısını fesheden 12. Kongreyle de şehadetinin ilanı gerçekleşmiştir. Buradan baktığımızda Fuat arkadaşın hem Apocu Hareketin tüm dönemlerinde yer alan bir yoldaş olduğunu görürüz hem de PKK tarihiyle yaşamının özleş olduğunu görürüz. Zaten Fuat arkadaş da hep böyle değerlendirirdi. Kendi doğum tarihini Önder Apo ile tanıştı tarih olarak verirdi. PKK’nin kuruluşuyla da örgütsel temellerinin atılışıyla da doğduğunu kendisi de kabul ve ifade ediyordu.

Dikkat edilirse PKK’nin örgütsel yapısı demek, bunun tarihsel gerçekliği demek, aynı zamanda Fuat arkadaşın yaşa mı demektir. Kendisini PKK gibi yarım asır kesintisiz mücadele etmiş ve büyük gelişmeler yaratmış bir büyük özgürlük hareketinin tarihiyle özdeşleştirmeyi bilen bir arkadaş olmuştur. Basın veriyor, ‘bir selam verdi, bir ömür boyu yürüdü’ diyorlar. Gerçekten de bir merhaba demiş, Önder Apo ile 2,5-3 saat ayakta yürüyerek dinlemiş, ondan sonra da bir ömür boyu, 52 yıl en küçük bir engel tanımadan, kayma yaşamadan, tereddüt duymadan, her türlü dalgalı ortamda her zaman Önder Apo’nun yanında yer almayı bilerek yürümeyi başarmış bir kişiliktir. Dolayısıyla Fuat kişiliği demek aslında PKK’de gerçekleşen kişilik demektir. Fuat arkadaş hakikatini anlamak peki gerçeğini, Apocu çizgiyi tüm yönleriyle ve derinlikli bir biçimde anlamayı ifade eder. Her şeyden önce bu gerçeği görmek, işin bu yönüne dikkat çekmek önemlidir.

Diğer yoldaşlar gibi Fuat arkadaşı ben de bu süreçte tanıdım. 1973 güzünden itibaren tanıdığımı ve en çok birlikte çalıştığımız yoldaş olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Daha 1974 ocağında genel af ilan edilince cezaevinden çıkan bazı devrimcileri birlikte karşılayacak kadar birbirimizi tanıyor ve birlikte hareket ediyorduk. Ondan sonraki süreçte de ideolojik grup çalışmalarından ülkeye dönüş ve günümüze kadar mücadelelerin gelişim süreçleri içerisinde en fazla birlikte çalışan, ortak alanlar yönetimlerde yer alan, aynı çalışmalarda görev sorumluluk üstlenip pratik yürüten arkadaş olduk. Bu bakımdan birbirimizi Önder Apo kadar olmasa da çok yönlü tanıyıp değerlendirebilen bir durumu yaşadık.

Biliniyor Fuat arkadaş Çubuk Barajı toplantısına katıldı. 1976 ocağındaki Kürdistan’a dönüş kararı alan Dikmen toplantısına katıldı. Kürdistan’da ilk önemli çalışmalarını Dersin ve çevresinde yürüttü. Partileşme çalışmaları içerisinde yer aldı. PKK’nin birinci kuruluş kongresine delege olarak katıldı. Parti kuruluşundan sonra Dersim alanında 1979 yazında basın çalışmalarında, yine aynı yılın güzünde Adıyaman alanındaki pratik örgütsel çalışmalarda yer aldı. Fuat arkadaş 80-81 kışında 12 Eylül darbesinden sonra bir grup yoldaşla uzun bir yürüyüş ardından Suriye’ye oradan da Lübnan-Filistin sağa geçti. Bütün bu geri çekilişi de iyi biliyorum. Rojava Kürdistan’a geçiş yaptıklarında gruplarını ilk ben karşılamıştım. İlk tartışmaları birlikte yürüttük ve sonra Lübnan-Filistin sahasına eğitim için gitti. O sahada teorik-askeri eğitimlere katıldı. Birinci Konferans ve 2. Kongrede delege olarak yer aldı. Bir dönem Birinci Konferans ve 2. Kongre arasında Avrupa çalışmalarında bulundu. 2. Kongre ardından da ülkeye yeniden dönüş sürecinde ülkeye dönüş yapıp çalışan ülkede gelirle mücadelesinin gelişmesine katılan parti kadrolarından biri oldu. 1983-85 döneminde sınır üzerinde Lonan’dan Heftanîn’e kadar olan sahada yine birlikte çalışma yürüttük. Aynı yönetimin içinde yer aldık. Daha çok propaganda- ajitasyon çalışmaları, basın faaliyetleri, eğitim ve basın faaliyetlerimizde Fuat arkadaş yer aldı. 3. Kongreye birlikte gittik ve birlikte katıldık. 3. Kongreden sonra Avrupa alanında birlikte çalıştık ve 6 yıl Almanya zindanlarında aynı hücrede değil ama birlikte kaldık. Düsseldorf davasının içinde bulunduk. Apocu çizgiyi Kürt varlığını ve özgürlüğünü Düsseldorf mahkeme sahsında kapitalist modernite sistemine ve NATO’ya karşı güçlü bir biçimde savunmaya çalıştık. Fuat arkadaşla birlikte zindandan çıktık, tahliye olduk Önderdik sahasına 1994’te geri geldik ve 94 yaz Partinin Merkez Okulu Devresinde birlikte yer aldık. Fuat arkadaş, Önderdik sahasındaki çalışmalarını bir süre daha devam ettirdi. Daha sonra 1995 yazında ülkeye döndü Anakarargâh komutanlığı yaptı, gerilla faaliyetlerine katıldı.

Komplo karşısındaki mücadelede de en aktif bir biçimde yer aldı. Şehadetine kadar görev ve sorumluluk nerede üzerine düşüyorsa orada olmaya, Apocu çizgiyi doğru anlayarak başarılı yürütmeye çalıştı. Fuat arkadaşı tanıyanlar bilirler. Gerçekten deyim yerindeyse zor bir kişilikti. Yani iç çelişki ve çatışmaları çok yoğun olarak yaşıyordu. Bunu zaman zaman dışarıya da yansıtıyordu. Uzlaşmacı yanları azdı, daha çok mücadeleci kişiliği öndeydi. Zor kişilik olması iki nedenden kaynaklanıyordu. Birisi, çok büyük bir öfke kişiliğiydi. İkincisi ise çok derin bir duygusal kişiliğe sahipti. PKK’nin şairiydi. Şiirlerini şimdi daha yaygın olarak herkes basında okuyor ama geçmişte de şehit düşmeden önce de söz konusu şiirleri basında yeri yayınlanıyordu, arkadaşlar tarafından okunuyordu.

Fuat arkadaşın büyük öfke kişiliği olması kesinlikle sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyasetle bağlantılıydı. Dersim soykırımıyla bağlantılıydı. Büyük öfkesi bu soykırım kişiliği neydi? Aynı zamanda gerçekten çok derin duygusallığı vardı. İfade ettik. PKK’nin şairi ve edebiyatçısıydı. Hayalleri derindi. Arayışları çoktu. Yeni yaşam tasarımları fazlaydı. Önder Apo’yu özellikle bu yönleriyle daha çok anlamaya, özümsemeye ve ona göre bir katılım ve devrimcilik oluşturmaya çalışıyordu. Fakat söz konusu hayalleri, özlemleri, tasarımları pratikte gerçekleşecek imkan zemin bulamayınca faşist sömürgeci-soykırımcı saldırılarla karşı karşıya gelince işte bu durum öfkesini daha da büyütüyordu. Gerçekten de büyük bir öfke kişiliği olarak zorluklar içinde yaşıyordu. Bu öfkeyi nasıl örgütleyecek, eyleme dönüştürecek onun arayışı ve zorlukları hep bir gerginlik durumu Fuat arkadaşın yaşamında gerçekleşiyordu. Önceleri bu nedenleri yeterince anlama çözümleme durumunun zayıf olduğu dönemlerde çok daha fazla gerginlik ve sıkıntı etkeni oluyordu. Ama giderek Önder Apo’nun çözümlemelerini özümseme temelinde kendi anlam gücünü buna göre derinleştirmeyle, bunun nedenlerini çözdükçe bu büyük öfkenin ne anlama geldiğini ve yine derin duygusallığı nasıl bir biçimde nasıl örgütleyip eylemli kılacağı konusunda bilinç düzeyi geliştikçe, derinleştikçe hem öfkesini hem duygularını örgütleme, planlama dolayısıyla devrimci üretime dönüştürme yönü gelişti. Sürekli bu arayışı ve bir iç mücadelesi söz konusu oldu. Bu da önderliği anlama, kavrama, özümseme yönünde derinleşmeyi ve bunu hem anlatma hem de uygulama da giderek gelişme göstermesini ortaya çıkardı.

Bu bakımdan 70 yıllık ömrün 50 yıllık büyük mücadele içerisinde geçen hayatın her dönemi aynı değildi. Yaşamı anlamlandırdıkça, tarih bilinci derinleştikçe, Önderlik çözümlemelerini özümsedikçe Fuat arkadaşın da bu büyük öfkesini ve derin duygusallığını örgütlü ve planlı kılarak daha fazla devrimci çalışmaya ve üretime dönüştürmesi, Önderliği daha çok anlayan, daha derin anlatan, Önderlik çizgisi temelinde yoldaşların halkın eğitimine daha çok katılan bir konum kazanması gelişti. Böylece gerçekten de bilge bir kişilik ortaya çıktı. Arkadaşlar ‘dağın devrimci filozofuydu’ diyorlar. Evet ‘dağın bilgesi’ dağın ‘filozofu’ gerçekten de ‘teorisyeni’ , ‘ideoloğuydu’ Böyle bir mücadeleci kişilik ortaya çıktı. Fuat arkadaş bir şiirinde ‘…bazen bela kesiliyorum’  diyor ya, işte bu öfke kişiliği derin duygusallıkla birleştiğinde öyle bir konum kazanıyor. Hele bu bir de örgütlü ve planlı duruma geldiğinde gerçekten de düşman karşısında bela kesilen, her türlü gerilik gericilik karşısında bela kesilen, en küçük bir uzlaşmayı kabul etmeyen keskin mücadeleciliği eğitip örgütleyiciliği esas alan bir yaşamın ortaya çıkmasını sağlıyordu.

Fuat arkadaşın devrimci gelişimi açısından çok şey söylenebilir. Kendi değerlendirmeleri de çoktur. Önder Apo’nun da değerlendirmeleri var. Bizim tasnif etmemiz ne kadar doğru olur bilinmez ama yine de birkaç husus bu noktada belirtmekle yarar olduğunu düşünüyorum.

 

Apocu çizginin savunucusu

 

Fuat arkadaşın devrimci gelişiminin birçok dönemi olsa da iki temel dönemin Fuat arkadaş da nitelik düzeyinde gelişme yarattığını hem bilinç oluşturma, anlam gücü geliştirme hem de bu temelde pratikleşme de iki büyük dönemeç yaşadığını rahatlıkla ifade edebilirim. Bunlardan bir tanesi 3. kongre süreciydi. Fuat arkadaş 3. Kongrenin en aktif üyesiydi. 3. Kongre çözümlemelerini o koşullarda hem en çok anlayan hem de en fazla benimseyendi, adeta kendine yeniden gelmişti. Büyük bir moral, coşku, heyecan içerisinde her türlü yanlış eğilime parti dışına karşı Apocu çizgiyi savunmada büyük bir coşku ve heyecanla 3. Kongre tartışmalarına, çalışmalarına katıldı. Bu da elbette 3. Kongrenin gerçekleştirdiği çözümlemelerden Fuat arkadaşın en çok sonuç çıkardığı anlamına geliyor. Özellikle de savaş karşısındaki duruş, parti örgütü karşısındaki duruş, provokatif tasfiyeci eğilimler karşısında parti çizgisini sahiplenme ve uygulamadaki duruş. Özellikle de kadın özgürlük çizgisi, kadın özgürlük sorununa, kadın ve aile sorununa yaklaşımdaki 3. Kongrenin çözümleyici gerçeği Fuat arkadaş da büyük bir zihniyet devrimi, duygu devrimi, düşünce devrimi gerçekleştirdi.

Elbette bu durum sadece Fuat arkadaş da olmadı. 3. Kongreye katılan herkeste değişik düzeyler de yaşandı. Ben de katıldım 3. Kongrede yer aldım. Gerçekten de 3. Kongrenin zihniyet ve ideolojik devrim gerçeğini o biçimde yaşamasaydım ondan sonraki süreçlerde yürüyebilmem, bugüne kadar Apocu çizgi içinde mücadele eden bir militan olarak karabilmem çok zor olurdu. Benim için de bir dönemeç oldu. Çok büyük bir zihinsel açılımı, devrimsel hamle yapmayı yaşattı. Bütün yoldaşlarda ortaya çıkardı. 3. Kongre kararlılığı böyle bir zihniyet devrimine dayandı. Düşünsel çözümleme ile ortaya çıktı. Nitekim 3. Kongre sonuçlarının pratiğe aktarımı 1987 gerilla hamlesiyle bilinen güçlü tarzla geliştirilmesini tamamen 3. Kongrenin zihniyet devrimi yarattı. Yoksa bazı askeri teknikleri öğrenme, gücü biraz büyütme, askeri anlamda yapılacaklara dair bazı kararlar almalarla bu gerçekleşmedi. Temelinde o büyük zihniyet değişimi, dönüşümü, devrimsel hamle vardı. Önder Apo “Burada çözümlenen birey değil topluğum, bir an değil tarihtir” dedi. 3. Kongre böyle büyük bir çözümleme kongresi oldu. En büyük çözümlemesi de bütün iktidar ve devlet sisteminin, onun kapitalist modernite düzeninin bütün verili yaşam ilişkilerinden kopma, o ilişkileri parçalamayı ifade etti. 3. Kongre çizgisi özgür yaşama ulaşabilmek, özgür ilişki geliştirebilmek için önce kölelik ilişkilerinin, egemenlik ilişkilerinin hepsinin kopartılması, parçalanması gerektiğini ortaya koydu. Bu her türlü ideolojik, taktik, örgütsel konularda olduğu gibi yaşamsal konularda da insan ilişkilerinde, özellikle de kadın-erkek ilişkilerinde, aile ilişkilerindeki çözümleme düzeyle kendini ortaya koydu. Fatma’yla mücadelenin geldiği nokta, Önder Apo’nun Fatma’yla ilişkilerinin bu kadar tartışılıp değerlendirilerek çözümlenerek bir sonuca götürülmesi özgür yaşamın, devrimci yaşamın, gerillaya yürüyüşün nasıl olması gerektiği konusunda insanların beyninde, hepimizin beyninde birer düğüm olan o gerici düzen ilişkilerini yıkarak özgür düşünceye doğru adım atma düzeyini geliştirdi. ‘Putların yıkılmasından’ kasıt buydu. Bütün verili düzen zihniyet kalıpları bir bir 3. Kongre tartışmalarında, özeleştirisinde, değerlendirmelerinde kırılıp atıldı. Müthiş bir zihniyet açılımı, zihniyet devrimi, düşünsel gelişme yaşandı. 3. Kongre her türlü gerici, tutucu, egemenlik ve kölelik kokan yaklaşım ve ilişkileri eleştirip mahkum etti. İşte bu durum Fuat arkadaşta da müthiş bir zihniyet devrimine, açılımına, gelişmeye yol açtı. Bir anlamda rahatlamaya yol açtı. Fuat arkadaş daha önceki süreçte çok daha gergindi, öfkesi çok daha büyüktü. Yaşananlara tam anlam veremiyordu, çözümü göremiyordu, çünkü çözüm partide de ortaya çıkmış değildi. Parti çözümünü Önderlik çözümü temelinde 3. Kongre ortaya çıkartınca Fuat arkadaş bu çözüme dört elle sarıldı. Bu çözümü en erkenden en çok kavrayan, en güçlü sahiplenen anlayan ve bu temelde yeni bir sürece yürüyen oldu. 3. Kongre sonrası Fuat arkadaşın pratik yürüyüşü, düşünce düzeyi öncesinden farklıdır, adeta köklü bir değişiklik durumu ortaya çıkardı.

İkinci dönem olarak da uluslararası komplo karşısındaki mücadele demek çok isabetli olmayabilir ama o ortamın yarattığı paradigma değişimidir. Yani iktidar ve devlet paradigmasının eleştirilip aşılarak kadının özgürlükçü ekolojik demokratik toplum paradigmasının geliştirilmesi ve savunmalarda bunların izaha kavuşturulmasıdır. 3. Kongrede yaşadığına benzer, ondan çok daha derin ve güçlü bir zihniyet gelişimini Fuat arkadaş paradigma değişimi temelinde yaşadı. Paradigma değişimi de 3. Kongre gibi şu ya da bu düzeyde bütün militanları etkiledi. Herkes böyle bir durum yaşadılar. Ama aynı düzeyde olmadı, düzeyler farklı oldu. Hepimiz için büyük bir açılımı, çelişkilerden kurtulmayı, zihniyet gelişimini paradigma değişimi temelinde demokratik modernite paradigmasının tanımlanması kesinlikle yarattı. Ben de öyle bir gelişmeyi yaşadım. Yeni paradigmanın özelliklerinde adeta arayışımı, özlemlerimi, kişiliğimi buldum diyebilirim.

Bunu da hepimizden çok daha güçlü yaşayan, erkenden görüp sahiplenen, tüm çalışmalarını buraya veren, zamanını bu temelde harcayan yine Fuat Arkadaş oldu. İkinci büyük dönemeçtir. İkinci büyük hamleyi paradigma değişimiyle yaşadı. Bazı arkadaşlarla değerlendiriyordu. Artık gerçekten de bütün zamanını, çabasını savunmaları anlamaya, daha fazla savunmalar üzerinde çalışmaya, yoldaşların savunmaları anlaması için daha fazla eğitim çalışmalarına eleştiri-özeleştiriye önem vermeye yöneldi. İki çalışma oldu. Bir, kendi eğitimini yapmak için savunmaları özümsemek; iki, kendinden çıkardığı sonuçları tüm yoldaşlara aktarmak için eğitim yapmak. Hemen bütün okullarda akademilerde eğitim veriyordu, takip ediyordu. Özellikle de zihniyet derslerine katılıyordu. Hakikat dersini veriyordu. Bir eğitim devresinde ya hakikat dersini ya da Önderlik Gerçeği dersini alıyordu. Her ikisinde de zihniyet devrimi üzerinde duruyordu. Mevcut iktidar ve devlet sisteminin, erkek egemenlikli düşünce ve sistemin, kaderci dinlerin, bilimin, cinsiyetçiliğin, milliyetçiliğin yarattığı düşünce kalıplarını yıkmak için Kadın Özgürlüğü temelinde, toplumsal ekoloji temelinde, toplumsal gerçekliği politika ve aylak temelinde doğru ve yeterli anlamak için çok yoğun bir iç sorgulama özeleştiri yaşıyor ve bunu arkadaşlarla paylaşıyordu. Bu temelde yoldaşlardaki davranış durumlarını, yanlışlıklarını, hatalarını eleştiriyor doğru yolu gösteriyordu. Hep pratik yaşamda bir çoğumuzun küçük dediği şeylerden örnekler alarak aslında onların nasıl bir zihniyetin sonucu olduğunu sorgulayarak zihniyet devrimi, zihniyet değişimi ve dönüşümünü arkadaş yapımızda, parti içinde gelişmesi için durmak bilmeyen bir çaba harcıyordu. Bütün enerjisini ve gücünü böyle bir çalışmaya verdi.

 

Önderlik gerçeğini O anlattı

 

Önder Apo da ‘Fuat beni anlatsın’ demişti. Bir tür Önderlik talimatı olarak da yerine getirildi diyebiliriz. Ama diğer yandan sadece bir talimat da değil. Kendisinin zihniyet gelişimi düzeyi böyle bir çabaya kendisini yönelmeye zorluyordu. Bir de bu vardı. Bunu büyük bir insani gereklik yoldaş olmanın gereği olarak yapıyordu. Ve doğa karşısındaki insan duruşunu, tahribatları, iktidar ve devlet sisteminin tahribatlarını en geniş eleştiri ve değerlendirmelere tabi tutuyordu. Erkek egemen zihniyet ve sistemi dolayısıyla kadın özgürlük çizgisini bu çerçevede cins mücadelesinin gereklerini, ihtiyacını, anlamını, önemini her fırsatta derin yoğunlaşmalar özellikle de pratikte yaşanan olaylardan dersler çıkartma temelinde değerlendirmelere, eleştiriye, özeleştiriye tabi tutuyordu. Bu konuda derin bir özeleştirel yaklaşımı vardı. Kendinde gerçekleştirdiği özeleştirel sorgulamayı tüm parti içinde yoldaşlara dönük eğitim çalışmalarında eleştiri olarak sunabiliyor. Bu çerçevede de son derece eğitici, üretici tüm yoldaşlar nezdinde kendi pratiklerini sorgulayıcı bir durumun ortaya çıkmasına yol açıyordu.

Benzer biçimde Fuat arkadaş gerçeğini başka yönlerle de ortaya koymak, değerlendirmek kuşkusuz mümkündür. Önder Apo nasıl bir hakikat arayışcısı idiyse Fuat arkadaş da Apocu hakikatiin en derin, en güçlü, en yoğun ve hızlı arayışçısıydı. Söz konusu iki dönemdeki temel değişimin Fuat arkadaşta bu denli etkilemesinin kuşkusuz toplumsallıkla bağı var. Hakikatle bağı var. 3. Kongrenin zihniyet ve ideolojik devrimi de bizi, partiyi, daha çok özgür biri ve demokratik komün, demokratik toplum olmaya götürdü. İktidar ve devlet etkilerinden kurtarıcı, çıkartıcı özellikler taşıdı. Paradigma değişimi, demokratik uygarlık paradigmasının geliştirilmesi ise zaten bir bütün olarak iktidar ve devlet sisteminin bireyci, maddiyatçı, tüketici, egemenlikçi yalanından çıkartarak; zihnen, vicdanen ve tarz olarak bir bütün olarak özgür birey demokratik toplum yaşamına ulaşmayı ifade ediyordu. Demokratik toplum, kadın özgürlükçü toplum, ekolojik toplum, ahlaki ve politik toplum, demokratik sosyalist toplum, demokratik konfederalist toplum, bir bütün en insanlığın var oluş hakikati, yani toplumsallıkla bağlıydı.

Fuat arkadaşın bu dönemlerde bu temelde büyük gelişmeler yaşaması, hamle yapması onun toplumsal özüyle ilişkilidir. Her ne kadar katliamla, soykırımla bu kırılmaya çalışılmış olsa da kişiliğinde Kürt toplumunun, Dersim toplumunun, soykırım öncesi var olan tarihten gelen derin özgürlükçü toplumsal yaşamının özelliklerini işten içe yaşıyor olmasıyla bağlantılıdır. Yoksa böyle olmazdı. İktidar ve devlet paradigması daha çok çekici olurdu, daha etkili olurdu, onlara yönelim olurdu. Dikkat edilirse anladığı bilince vardığı her ortamda bu tür durumları Fuat arkadaş bıçakla keser gibi reddetti. Kendisi hiçbir zaman bilerek Önder Apo’dan kopmadı. Önder Apo’nun çizgisiyle çelişmedi. Ama Fuat arkadaş etrafında birçok dönemde birçok kesim çizgiden kopan anlayışlar örgütlemeye, geliştirmeye çalıştılar. Fuat arkadaşın bir gücü vardı, otoritesi vardı, bir duruşu etkinliği vardı. Kendisini zayıf görüp Önderdik çizgisini sağa-sola çektirmek saptırmak için kendinde güç göremeyen ama buna niyet edenler, Fuat arkadaşın saflığından yararlanarak Fuat arkadaşın etrafında bu tür ağlar örmeye çalıştılar. Yurtdışında oldu, Lübnan-Filistin sağasında da oldu, Avrupa sağasında da oldu. Birçok yerde oldu ama Fuat arkadaş bunu fark ettiği anda bütün bu çizgi dışılıklara neşter vurur gibi karşı çıktı, her zaman Önderdik çizgisinin yanında yer aldı. Önderdik çizgisini sahiplenen ve savunan oldu.

Bütün bunlar şunu gösteriyor: Derin bir özgür yaşam ve demokratik toplum olma bilinci, özlemi ve potansiyeli vardı. Her ne kadar iktidar ve devlet sistemi Kürt soykırımı, Dersim soykırımı bunu kırmaya engellemeye çalışmış olsa da -ki Önder Apo’nun soykırım kişiliği olarak değerlendirdi. Fuat arkadaşı bu temelde çözümledi, bütün arkadaşlara örnek gösterdi. Fuat kişiliğinden ders çıkarın dedi. İktidar ve devlet sisteminin soykırımcı saldırıların etkisi altında şekillenmiş bir kişilikti. İşte Fuat arkadaşın büyük mücadelesi bu kişiliği değiştirmek üzere kişilik devrim oldu. Büyük öfke bunaydı. Derin duygusallık soykırım zihniyet ve sisteminin ortaya çıkardığı özelliklerin altındaki tarihten gelen derin toplumsallığı bulmak ve açığa çıkartmak içindi. Bütün yaşamı bunun mücadelesiyle geçti. Bu konuda çok önemli görüşler, değerlendirmeler ve kendi yaşamında da çok önemli sonuçlar çıkardı. Soykırımı şahsında yenilgiye uğratarak Dersim’in özgür toplumcu kişiliğini yeniden Apocu çizgi içerisinde Önder Apo’yla ortak yürüyüş içerisinde yaratmayı açığa çıkarmayı bildi. Fuat arkadaşın yaşamı evet Kürdistan trajedisinde süren mücadelenin çok somut tipik bir örneğiydi. Dersim soykırımı kendisini Fuat arkadaş ve kuşağında zafere götürmek istemişti. Apocu çizgi de bunu tersine çevirmek soykırımcı zihniyet ve siyaseti kişiliklerde yenilgiye uğratarak Kürt toplumunun, Dersim toplumunun tarihi özgür demokratik toplum özelliklerini açığa çıkartıp zafer kazandırmak istiyordu. Sonuçta Fuat arkadaşın şahsında Önder Apo’nun çizgisi zafer kazandı. Özgür birey ve demokratik komün çizgisi zafer kazandı. Faşist sömürgeci-soykırımcı zihniyet siyaset ve sistem tamamen yenilgi aldı. Ne yaptıysa ne kadar hile ortaya çıkarıp saldırıda bulunduysa başarılı olamadı, sonuç alamadı. Kaybeden soykırımcı zihniyet ve siyaset oldu, kazanan Apocu özgür birey demokratik komün çizgisi oldu.

Bu anlamda evet Fuat arkadaş için daha çok şey söylenebilir. Önder Apo’yla en uzun süre yürüyendi. Önderlik gerçeği üzerinde en çok yoğunlaşandı, anlamaya çalışandı. Önder Apo gibi yaşamı anlamaya ve anlamlı yaşamaya çalışandı. Bireysel hiçbir şey istemeden aramadan tamamen bütün yeteneklerini gücünü özgür birey demokratik komün hakikatinin, Dersim hakikatinin, Kürt hakikatinin açığa çıkartılması için mücadeleye seferber etti. Her şeyini buna verdi ve gerçekten çok büyük bir miras ortaya çıkardı.

Biyolojik olarak yaşam sona ermiş olabilir ama şehitlerimiz ölmez. Fuat arkadaş gerçeği ölümsüzdür. Kendisini Apocu özgürlük çizgisinde ölümsüz kılmayı başardı. Dolayısıyla birçok yoldaş belirtiyor. Yani her an yanımızda, her an içimizde, bizimle birlikte yaşıyor. Her durumda hemen Fuat arkadaştan öğrendiğimiz bir şey oluyor. Dolayısıyla günlük olarak somut yaşıyor. Yön veriyor, eğitiyor, yol gösteriyor, bizimle birlikte oluyor. Bu açık bir gerçektir.

Bu bakımdan elbette ölümsüzlük düzeyini yaratmıştır. Bunu ayrı bir birey olarak değil, Apocu çizginin içinde eriyerek, Apocu çizginin zaferi temelinde yaratmıştır. Bu temelde her zaman yaşayacak ve yaşatacaktır. Böyle büyük bir devrimci miras, özgürlükçü mirastır. Dersim’in baş eğmez yiğitliği ve özgür yaşamının sembolüdür. Her zaman böyle anılacak, böyle kalacaktır. Fuat yoldaş kişiliği ölümsüzdür. Her zaman daimi yol göstericimiz olarak özgürlük mücadelemizde yaşayacak ve yaşatacaktır.

PaylaşTweet
Önceki Yazı

PKK’NİN YENİLMEZLİĞİNİN SEMBOLÜ ‘ÖZGÜRLÜK YOLDAŞLIĞI’ TEMSİLCİSİ RIZA YOLDAŞ İKİNCİ KEMAL PİR KİŞİLİĞİDİR

Sonraki Yazı

BİR DESTANDIR PKK

Sonraki Yazı
GÜCÜMÜZ İDEOLOJİMİZDİR

BİR DESTANDIR PKK

  • İLETİŞİM
  • HAKKIMIZDA

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!