Serxwebun gazetesinin Aralık sayısı
‘Katliamların da Tecridin de Kilidini Kıracağız’ manşetiyle çıktı.
Bu sayıda Reber Aponun “Demokratik Moderniteyi Yeniden İnşa Görevleri” başlıklı değerlendirmesine yer verilmiş. Bu değerlendirmesinde Reber Apo “Ahlaki ve politik toplumla bağlantısı olmayan tüm düşünce ekolleri ile bilim, felsefe ve sanat akımlarının sakat doğduklarını, er ya da geç sakıncalara yol açacağını belirtmeye çalışıyorum. Bağlı kalınması gereken tüm yöntemlerin, bilgi, etik ve estetik ürünlerinin mutlaka ahlaki ve politik toplumu esas almalarını ilk koşul olarak belirliyorum” şeklinde değerlendirmede bulunuyor.
Ayrıca Serxwebun gazetesinin bu sayısında Duran Kalkan’ın “Birikim Yılından Zafer Yılına” başlıklı yazısına da yer veriliyor. Söz konusu yazısında Duran Kalkan “2022 yılını Kürdistan ve Türkiye’de belirleyen Zap, Avaşîn ve Metîna savaşıdır. AKP-MHP faşizmi Zap, Avaşîn ve Metîna’da gerillayı ezmek, PKK’yi tasfiye etmek için geliştirdiği işgal saldırısı gerilla direnişi ile başarısız kalmıştır. Türkiye ve Kürdistan’daki bütün ekonomik, siyasi, askeri gelişmelere damgasını vuran, siyasi olay ve süreçleri belirleyen kesinlikle bu durumdur’ değerlendirmesinde bulunuyor.
YJA STAR 21. YÜZYILIN KADIN DEVRİMİ YÜZYILI OLACAĞINI MÜJDELİYOR
Hêvî Nûda imzalı yazıda “Önderliğimiz 21. yüzyılı, kadın özgürlük yüzyılı olacağını ve bu yüzyılın asıl çelişkisinin cins çelişkisi olduğunu belirtmiş, sadece söylemde kalmayıp aynı zamanda bunun çözümünü ve alternatifini de Kadın Özgürlük İdeolojisi temelinde geliştirdiği birçok proje ile ortaya koymuştur. Kadın Kurtuluş İdeolojisi ilkeleri, Sonsuz Boşanma, Erkeği Öldürme teorileri ve tabii Jineoloji bilimi ile tüm sorunların kaynağının kördüğüm haline gelmiş kadın sorunu olduğunu ve Jineolojinin özgür kadını, özgür toplumu yaratmada esaslı rolü oynayacağını göstermiştir” değerlendirmeleri bulunuyor.
ZAMANIN RUHU RADİKAL DEMOKRASİ HAREKETLERİNDEN YANADIR
Hêlîn Ümit Türkiye’de 2023 yılında yapılacak olan seçimlerle ilgili olarak “Turnusol kağıdı görevini gören Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesi karşısındaki tutumları bilinmekte, soykırım siyaseti konusunda hiçbir açıklama yapamamaktadırlar. Çözümü, çareyi başkalarından bekleyemeyeceğimize göre çare, çözüm kendimiz olmak durumundayız. Bu anlamda Emek ve Özgürlük İttifakı temsil ettiği değerlere güvenmeli ve bunlara dayanmalıdır. Tüm bunlar olurken AKP-MHP faşizminin, radikal demokrasiyi temsil etme iddiasında olan Emek ve Özgürlük İttifakı’na göz yumacağını, alan açacağını beklemek safdillik olur. Böyle bir beklenti olduğunu da sanmıyoruz. Sistematik olarak yıpratma saldırılarının süreceği, başta HDP olmak üzere bu ittifakta yer alan siyasi partilere ve hareketlere yönelik başta algı operasyonları olmak üzere her türlü daraltma faaliyetinin oluşacağını biliyoruz.’diyor.
ORTADOĞU’DA PKK ÖNCÜLÜĞÜ
Yine bu sayıda Ali Haydar Kaytan PKK’nin doğuş ve gelişim süreçlerini değerlendirdiği yazısına da yer verilmiş: “Önder Apo’nun “Üçüncü Önderliksel Doğuş” olarak tanımladığı, paradigma değişimi ve yeni paradigma temelinde geliştirilen, Demokratik Modernite Kuramı, bunun öngördüğü demokratik özerklik ve demokratik konfederalizm çözüm modelidir. Uluslararası komplo saldırısı karşısında Önderlik, PKK ve Kürt halkı sadece saldırılara karşı direnerek bir eylem gücü biçiminde kendisini bölge ve dünyaya duyurmamış, aynı zamanda uluslararası komploya karşı mücadele temelinde Kürt sorununa iktidar ve devlet paradigması dışında, ekolojiye ve kadın özgürlüğüne dayalı demokratik toplum paradigmasıyla bakma ve bu temelde demokratik ulus çözümünü bir ideolojik politik çizgi olarak tanımlaması, bunun gerektirdiği teorik çözümlemeleri yapmasıyla da tüm ezilenlerin kurtuluşlarının önünü aydınlatarak da kendisini bölge halklarına ve küresel düzeyde insanlığa tanıtır olmuştur.’
KÜRT ROMANI YAZILMADAN KÜRT EDEBİYATI GELİŞTİRİLEMEZ
Duran Kalkan “roman-edebiyat” içerikli yazısında “Eğer doğru yapılabilirse roman gerilla kadar derinleştirici bir araçtır. İyi kullanılır ve doğru işlenirse gerilla düzeyinde birey ve toplumun devrimci değişimine hizmet eder, onu gerçekleştirir. Bu bakımdan derin ve güçlü bir araçtır. Mutlaka kullanabilmek gereklidir. Zap’ta savaş tünellerinde yaşanan direnişleri toplumun görüp anlaması için özüne uygun anlatılması gerekiyor. Bunun için roman ve diğer edebiyat türleri bunu çok güçlü yapmalıdır.’ diyor ve ‘iyi bir devrimcinin iyi bir romancı olmak zorunda” olduğunu belirtiyor.
Bu sayıda ayrıca Cemal Şerik’in ‘Katliamcılara Bırakmadan, Kendi Tarihini Yazmanın Zamanı’ başlıklı yazısı, Gulan Fehim’in ‘Jin-Jiyan-Azadi Demokratik Bir Yeni Yaşamın Manifestosudur’ başlıklı yazısı ve Firaz Garzan’ın ‘Sansürün Kaynağı Tecrittir’ başlıklı yazısı yer alıyor.
Serxwebun gazetesi ayrıca ikinci Paris Katliamına ilişkin olarak Sozdar Avesta’nın kaleme aldığı ‘Evin Yoldaşların İzinde Zafere Yürüyeceğiz’ başlıklı yazısını arka kapağına taşımış.