6 Haziran 2025 Cuma
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
YIL:44 / SAYI: 521 / MAYIS 2025
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
Anasayfa MURAT KARAYILAN

AÇILIŞ KONUŞMASI -II-

Murat Karayılan

AÇILIŞ KONUŞMASI -II-

PKK’nin 12. Kongresi’ni açıyoruz. PKK’nin 12. Kongresi, Önder Apo’nun hazırlık ve emeği sonucu oluştu. Toplanma ve kongrenin gelişimi için Önder Apo büyük bir emek verdi ve çok çaba gösterdi. Öncelikle kongre delegeleri adına Önder Apo ve amansız İmralı direnişini selamlıyoruz. Bağlılık ve saygımızı belirtiyoruz. Bütün devrim şehitlerini Fuat (Ali Haydar Kaytan), Ali Rıza Altun ve Sırrı Süreyya Önder yoldaşlar şahsında anıyoruz. Bütün Kürdistan şehitleri anısına iki dakikalık saygı duruşuna davet ediyoruz.

 

Şehitlerin anıları yolumuzu aydınlatacaktır.

 

Direnişimizin temel taşlarındandı

 

Mayıs ayı şehitler ayıdır. Bütün Mayıs ayı şehitlerini ve devrim şehitlerini, Haki Karer arkadaş şahsında Fuat yoldaşa kadar bütün şehitleri saygı ve minnetle anıyoruz. Önder Apo, PKK’yi şehitler partisi olarak belirtti. Çünkü PKK adı bile yasak olan bir coğrafyada tarih sahnesine çıktı. Her şey emek, direniş ve kanla kuruldu. Bu yüzden PKK şehitler partisi olarak tanımlandı. Her şey Önderlik ve şehitlerin emekleriyle oluşturuldu. Bu tarihi süreçte bu kongreyi toplayabildiysek, bu kahraman şehitlerin ve Önder Apo’nun emeklerinin sonucudur. Kuruluştan bugüne bütün çalışmaların yürütülmesinde temel rol şehitlerin oldu. Biz her ne kadar üzerine konuşsak da yetmeyecektir. Son şehitlerimiz ve ilk şehitlerimiz birbirine çok benziyor. İlk şehidimiz Haki yoldaş ve Kemal Pir, Önder Apo’nun ilk tanıdığı arkadaşlardı. Sonra Kürt olarak ilk tanıdığı kişi Heval Fuat’tı. Hepsi 1972’de tanıştı. Rêber Apo’nun bu arkadaşları tanıması grubu kurmasının zemini oldu. Bu yüzden çok anlamlıdır. İlk tanımada, ilk merhabada aralarında derin bir yoldaşlık oluştu, gruplaşmanın ve daha sonra da PKK’nin mayası oldu. Burada hem enternasyonal yoldaşlar olarak Haki ve Kemal arkadaşların rolü vardır, hem de Dersim’de katliamdan geçen bir yoldaş olarak grubun kurulması ve yürütülmesinde bugüne kadar Fuat arkadaşın rolü oldu. Şüphesiz burada geniş bir şekilde açamayız ancak Fuat arkadaş direnişimizin temel taşlarındandı. Birçok kişi gibi örgütsel ve maddi bir otorite olmaya çalışmadı; manevi bir otoriteydi. Hepimiz için maneviyat kaynağıydı. Örgütsel, ideolojik ve felsefi açıdan sorun yaşandığında Fuat arkadaşa başvurulurdu. Ben kendim öyleydim, biliyorum birçok arkadaş da ona danışıyordu. Manevi bir güç, PKK’nin ruhu ve özüydü. Her şeyiyle katılıyordu. PKK’liliği bir aşktı. Bunu Fuat yoldaşta görebilirdik. Aşk bir insanı nasıl daha fazla PKK’li yapar, tanıtır ve öğrenir onda bunu görüyorduk. Önderliği ve Fuat arkadaşı birbirinden ayıramayız. Hangi saatte yanına gitseniz onun yanında Önderliğin kitaplarını görürdünüz. Yaşamda ve harekette Önderlikle bir olmuştu. Bu yüzden büyük bir maneviyattı. Önderliğin felsefesini öğretme noktasında çok derindi, hepimiz ondan çok öğrendik. Üzerimizde emeği çok fazladır. Teorik olarak derindi, şiirsel, edebi yönleri vardı; felsefede derinleşmişti ve bunların hepsini yoldaşlığın hizmetinde kullanıyordu. Gece gündüz öğretmek için büyük çaba harcıyordu. Gerçekten de Önderliğin ve çizginin güçlü bir sözcüsüydü. Zaten son olarak Önderliğin görevlendirmesi de bu çerçevedeydi. Yani KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi olarak Önder Apo’nun yardımcısı olarak belirlenmişti. Çok şey söylenebilir. Hem grubun ilk oluşum aşaması hem de PKK’nin kuruluşunda öyleydi.

 

Bilindiği gibi PKK 2002’de feshedildi. Daha sonra PKK’nin yeniden inşası gündeme girdiğinde, yeniden inşa komitesinde yer aldı. Viyan, Nuda ve Doğan arkadaşlarla birlikte büyük bir emek verdiler. Zor bir süreçti, ideolojik ve örgütsel sorunlar, örgüte yönelik saldırılar vardı. Heval Fuat bu saldırılara karşı esas sütunlardandı. Bir kez daha PKK kuruluşunda temel bir rol oynadı. Ne kadar dile getirsek azdır. Zaten belgelerle geniş bir şekilde işlenecektir.

 

Önder Apo’nun çizgisini korudu

 

Heval Rıza da PKK’nin kurucularındandı. Daha ideolojik grup döneminde, ideolojik çalışmalarda önce Haki Karer arkadaşı ve Önderliği tanıdı. Ankara Tuzluçayır’da çevresi vardı. Grup küçüktü, grubun yerleşmesi için annesi ve ailesiyle birlikte önemli bir rol oynadı. Grubun oluşturulmasında ve partileşmede büyük bir emeği oldu. Rıza arkadaş ilk yıllarda duruş ve askeri eylem boyutuyla öne çıktı. O zaman düşman da çok gündemleştirdi. Ortaya dev bir şirket adına çıkmıştı. Kürdistan’ın birçok yerinde eylemlere katıldı. Siverek direnişine katıldı, sorumluydu ve esir düştü. Esir düştüğü zaman düşman 120 gün soruşturmada tuttu, Kürdistan’ın her yerini gezdirdi; çünkü her yerde çalışmış ve eylem yapmıştı. Ancak o kadar direndi ki düşman bir şey tespit edemedi. Tarihimizde önemli bir yeri vardır. Hem zindanda hem de dışarıda yer aldı ve emek verdi. Belki bazen eleştiri geliyordu, eksiklikler oluyordu, hepimizin oldu ama heval Rıza kendini çabuk toparladı hareketin eleştirilerini dikkate aldı. Böylece Önder Apo’nun çizgisine bağlılığını belirledi. Önder Apo’nun çizgisini korudu; duruş, emek ve çabasıyla bağlılığını ispatladı.

 

Düşman için bir hedefti şüphesiz. Son olarak dış ilişkilerde sorumluydu. Birçok arkadaş tanıyor; tartışmalarda, politik yaklaşım ve manevralarda uzmandı. Çabuk anlama, cevap verme ve tutum geliştirme noktasında ustaydı ve bu nedenle hedefti. Düşman dış ilişkiler komitesini hedef aldı ve saldırı sonucunda ilk arkadaşlarımızdan Sinanê Sor, Serhat, Navdar komite üyesi arkadaşlardı ve bir arkadaş daha şehit düştü. Rıza arkadaş yaralandı fakat bir süre sonra Baz arkadaşla birlikte başka bir saldırıda şehit düştü. Bizim için önemli bir kayıptı.

 

Bu arkadaşların PKK’nin kurulmasından şimdiye kadar büyük emekleri oldu ve asla unutulmayacaktır. Hareketin kuruluşunda temel direklerdendirler. Yalnızca bir toplantıda yerini almadılar, bütün ailelerini ve yaşamını verdiler. Heval Fuat ve Heval Rıza her şeylerini devrimin hizmetine koydular. Başka bir platformda bu arkadaşları daha fazla anlatabiliriz, burada ne kadar anlatsak da az kalır.

 

Sosyalist bir insandı, yaşamı da öyleydi

 

Diğer bir arkadaş Sırrı Süreyya Önder özel bir kişidir. Daha önce Dev-Sol’da, askeri kanatta yer almıştı. Esir düştü, 7-8 yıl zindanda kaldı. Birçok açıdan yetenekliydi; yazarlık ve sanatçılık noktasında, kültür derinliği açısından derindi. Ben de yakından tanıyordum. Her geldiğinde illa bir gece kalıyordu; sabaha kadar tartışmalar yapıyorduk. PKK ve Önder Apo’yu tam anlamak ve tanımak isteyen bir arkadaştı. Rêber Apo’ya çok bağlıydı ve etkilenmişti. Geldiğinde kendisinin kanser olduğunu ve ömrünün 2-5 yıl arası kaldığını söylemişti. Ancak çözüm çalışmalarında yer alacağını söyledi. Kalp hastalığı da vardı. Fakat müdahale edildi mi bilemiyoruz, şüpheler var zaten örgüt açıklama yaptı. Araştırma konusudur. Önemli bir rol oynadı, becerikli bir insandı. En krizli dönemleri yumuşatma, diyalog ve çözüm üretme yeteneğine herkesle konuşabilme kabiliyetine sahipti. Diyalog uzmanıydı; kültür derinliği en üstten en alta kadar herkesle konuşmasına zemin veriyordu. Sosyalist bir insandı, yaşamı da öyleydi. Tüm sanatçılar zenginleşiyor, o da sanatçıydı ancak bir sosyalist olarak yaşıyordu, maddiyata önem vermiyordu. Fakir bir ailedendir, babası küçükken vefat ediyor ve Önder Apo gibi emeğiyle okuyor ve çalışıyor. Kendini böyle geliştirmişti. Enternasyonal bir arkadaştı, Türkmen olarak Ermeni, Kürt, Asuri, Süryani halkların direnişine sahip çıkıyordu. Bizim için büyük bir kayıptır. Bugünden itibaren halkımız şehirlerde onun için üç gün yas tutacak. Dün zaten büyük bir merasim yapıldı. Ona layık şekilde gerçekleştirildi. Önder Apo hastanedeyken ve şehit düştükten sonra iki kere mesaj gönderdi “Barış ve Demokrasi şehididir” dedi. Büyük emek verdi. Yine örgütümüz de açıklama yaptı. Türk ve Kürt, sağ ve sol herkesi topladı ve birleştirdi. Önyargı ve mevcut bariyerlerin yıkılmasında bu hastalık ve şehadet önemli bir rol oynadı ve oynamaya da devam edecek. Kürt halkının mücadelesine olan önyargı ve bariyerlerin yıkılmasında, Sırrı Süreyya Önder arkadaşın duruşu, direnişi ve mücadelesi önemli bir rol oynadı. Çalışmalardayken hastalandı. Şimdi dünya ve birçok kişi ondan bahsediyor. Müstesna ve güzel bir insandır. Önder Apo’ya, gönül vermiş bir insandır; bağlıdır. Bu yüzden kendi yaşamını bir tarafa koymuştu. Tedavisini olması gerekiyordu ancak bir kenara bıraktı ve Önder Apo’nun talimatlarına göre hareket etti. Onu da minnetle anıyoruz, bu örgütün bir kadrosu gibi rol oynadı ve çalıştı. Bu temelde bu arkadaşlar şahsında tüm kahraman şehitlerimizi bu yoldaşlarımız şahsında saygı ve minnetle anıyoruz.

 

Bu ayda PKK’nin 12. Kongresi’nin başlaması anlamlıdır. Kahraman şehitlerimizin anısına, şehitler ayında, 5 Mayıs’ta bu kongre başlıyor.

 

Değerli arkadaşlar; PKK’nin 12. Kongresi sıradan bir kongre değildir. Mücadele tarihimizde en önemli ve tarihi halkadır. Önder Apo’nun çıkışı üzerinden 52 yıl bir ay ve 2 hafta geçti. Fakat Önderlik normal bir ülkede yola çıkmadı. Yok olmanın eşiğinde, asimilasyon ve katliam politikalarının olduğu bir ülkede çıkış yaptı. Özellikle Bakurê Kurdistan’da Kürt halkını yok olmanın eşiğine getirmişti. Adeta ölüm döşeğinde inliyordu. Kimse adını bile söyleyemiyordu. Bu şartlarda Rêber Apo’nun çıkışı oldu, Heval Haki ve Fuat arkadaş’ı tanıdı, ilk arkadaşlar olarak yola çıktılar.

 

Bilindiği gibi -ilk beş yıl ideolojik çalışmalar olarak adlandırılıyor- ısrarlı ve emek verilen bir çalışma yürütüldü. Partileşmenin temeli böyle oluşturuldu. 27 Kasım 1978’de PKK resmi olarak kuruldu. 47 yıldır bu isimle hareket ediyoruz. PKK kuruluşuyla Kürdistan’da direnişi geliştirdi; Hilvan, Siverek ve Kürdistan’ın bir çok yerinde direnişi yükseltti. 12 Eylül faşist cunta müdahalesi oldu ancak o da Önder Apo’nun çabalarını ve PKK’nin yürüyüşünü durduramadı. Filistin’deki hazırlıklardan sonra yeniden ülkeye dönüş ve ölümsüz komutan Heval Egîd öncülüğünde 15 Ağustos 1984’te tarihi çıkış yapıldı. Öncesinde Mazlum, Hayri, Kemal ve Ferhat arkadaşlar öncülüğünde zindan direnişi yaşandı. Onların anısına sahip çıkış vardı. PKK dağda ve zindanda destan yazdı. Bu kendisiyle Kürdistan’ın dirilişi geliştirdi. Ölümün eşiğindeki halk ayaklandı, kendisine sahip çıktı, sokaklara döküldü, tüm tehlikelere karşı göğsünü siper eden yeni bir toplum oluşturuldu. Zihinsel, toplumsal devrim oldu. Demokratik bir toplum oluştu, bu temelde kadın devrimi oluştu. Devrimde kadın öne çıktı. Böyle büyük değişiklikler yaşandıktan sonra askeri mücadele rolünü oynadı ve başarılı oldu. 90’lı yıllarda bu rolünü tamamlamıştı. Bu çerçevede Önderliğin girişimleri oldu, 1993 yılında ilk ateşkesin ilan edilmesi gibi Kürt sorununu masaya getirdi. Fakat bilindiği gibi devlet içerisinde Önderlik “norm devlet ve gizli devlet yapıları var” diyor, gizli devlet müdahale etti. Turgut Özal Eşref Bitlisi ve bütün ekibi tasfiye edildi. Yani Önder Apo daha 90’lı yıllarda değişimi yapmak istedi. O zaman Önderliğin bir devlet kurma değil, devletle çözüm çabaları gelişti. Zaten o zaman siyasi anlamda değişim başlamıştı. Ama örgütsel ve yöntem olarak değişimin gerçekleşmesi için geliştirilen çabaların hepsi devletin saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. 95-96’da devletin saldırıları sonuç almadı, Erbakan’a mektuplar gitti ve daha sonra bir şekilde görevden alındı. 98 ateşkes çağrısı Komplo ile cevaplandı. Ancak Önder Apo değişim yaklaşımında ısrar etti, vazgeçmedi. Bilindiği gibi 99’da silahlı mücadele durduruldu. Daha sonra 2002’de PKK feshedildi, amaç değişim-dönüşüm ile yeni bir dönemi açmaktı. Ancak o da büyük müdahalelerle yüz yüze kaldı, tasfiyecilik ortaya çıktı; hem içeride hem dışarıda büyük tehlikeler oluştu. Nasıl ki 99 komplosu Önderliği esir alıp hareketi tasfiye etmek istediyse de, bu kez tasfiyecilik ile hareketi Önderliğin çizgisinden çıkarmak istediler. Bu yüzden Önderlik PKK’yi yeniden kurmaya mecbur kaldı. O komite, çare olarak tasfiyeciliğin tasfiyesi için böyle gündeme girdi. O dönem Önder Apo böyle bir çözüm yolu buldu. Yine aynı çerçevede bütün değişim dönüşüm girişimleri ve çözüm tasfiyecilik yaklaşımlarıyla yüz yüze kaldı, 1 Haziran tarihi hamlesi gündeme girdi. Daha sonra yeniden 2009, 2013-2015 girişimleri oldu. AKP iktidarı ve devleti bu süreçleri yine saldırılarla boşa çıkardı. Böylece Önderliğin 90’larda yapmak istediği değişim gerçekleşmedi.

 

Değişim-dönüşüm hep Önderliğin gündemindeydi

 

Burada birinci sebep devletin saldırılarıdır. Yani devlet bu değişim-dönüşüm süreçlerini kendisi için fırsat olarak kullandı ve örgütü tasfiye etmek istedi.

 

İkinci sebep bizdik. Biz de Önderliğin bu değişim-dönüşüm çabalarına istendiği kadar cevap olamadık, her şeyi yarım bıraktık ve değişim-dönüşümü istendiği gibi tamamlamadık. Biz de bu tıkanmanın bir tarafı olduk. Genel olarak sebepleri böyledir. Ancak reel sosyalizm yıkılmıştı, ulus-devlet üzerine kurulu sosyalizm kırıldı, ideolojik kriz oluştu. Bu Önderliğin yoğunlaşmasını daha da derinleştirmesine neden oldu. Önderlik İmralı’da derinleşme fırsatı buldu. Böyle söylenebilir. Yalnızca PKK ve Kürdistan değil, onların şahsında sosyalizmin bütün sorunları üzerine yoğunlaştı ve yeni bir çizgi oluşturdu. Önderlik ilk yılları 2003-2004 olarak başlatıyor, 5. Savunmaya kadar 2010-2011 sürecine kadar olan süreç yeni paradigmayı tamamlama sürecidir. Kadın devrimi, Ekolojik ve Demokratik Paradigma’nın kapitalist moderniteye karşı demokratik modernitenin inşası. Ulus devlet sosyalizmine karşı, demokratik toplum sosyalizmi üzerine kuruludur. Böylece yeni bir çizgi geliştirdi.

 

Bu çizgi artık eski ve reel sosyalizm çizgisindeki ilk çerçeve doğrultusunda yürümüyordu. Bu nedenle Önderlik değişim dönüşümü her zaman gündeminde tuttu.

 

Ancak Türk devleti son on yılda, daha önce Oslo süreci vardı iki buçuk ya da üç yıl sürdü, aslında o zaman da bir mutabakat oluştu ve protokol belirlendi ancak devlet kabul etmedi, cevap vermedi. Daha sonra Dolmabahçe Mutabakatı da aynı şekilde gelişti ve bize karşı çöktürme eylem planı oluşturuldu. Türk devleti bu planı NATO desteği ve işbirlikçi Kürt ayağıyla geliştirdi. NATO savaştaki en etkili silah olan SİHA’ları yapma formülünü Türkiye’ye verdi. Bu şekilde savaş dengesini değiştirme ve inisiyatifi Türk ordusuna vermek istediler. Biz de özyönetim direnişleri ve tarihi 2016 direnişiyle birlikte dış müdahaleler de gelişince, 2017-18 ve 19’da büyük direnişler yaşandı.

 

Aynı zamanda Rojava üzerine de saldırılar oldu. Bir taraftan DAİŞ saldırıları devam etti, başkentleri düşürüldü, Baxoz direnişine kadar gitti. DAİŞ tasfiye edildi ama aynı zamanda Türk devleti Efrîn, Serêkanî ve Girê Spî’yi işgal etti. Aslında uluslararası bir çerçevesi de vardı; kendi içinde çelişik görünüyor ama çelişik değildir. Örgütün merkezi gücünü tasfiye etmek istediler. Bu yüzden 2018’den sonra işbirlikçi-ihanetçi çizgi KDP’yi daha çok gündeme ve devreye koydular. Amaç tasfiye etmekti; 2017’de tasfiye edeceğiz diyorlardı. Ancak buna karşı devrim de direndi, taktik açılım gelişti. Yalnızca yer üstünde değil yer altında da gelişti. Düşman bizi teknikle yok etmek istedi. Düşmanın bu tekniğine karşı, teknik yoğunlaşmalar ve bu açıdan cevap olunacak yoğunlaşmalar üzerine derinleşildi. Bir düzeyde düşmanın tekniğine cevap olabilecek teknik geliştirildi. Kürdistan gerillasında da hem Apocu fedai ruhta bir yükseliş oldu hem de yöntem konusunda bir düzey oluştu. Böylece onlar da tıkandılar ve sonuç alamadılar, başaramadılar. Çünkü tamamen yok etmek istediler, olmadı, fakat tarihi bir direniş de yaşandı.

 

Önder Apo’nun paradigması dünyaya yayıldı

 

Yanı sıra bölgede çok çeşitli siyasi gelişimler oldu. Ortadoğu bir merkezdir ve onun merkezinde de Kürdistan var. Burada 3. Dünya Savaşı yürütülüyor. Bu dengeler Türk devletini korkuttu. Hem bölge değişti hem de örgütü tasfiye edemediler. Onlar cumhuriyetin 100. yılında zaferlerini ilan etmek istediler fakat yapamadılar. Sonuç alamadıkları için Ekim ayında Devlet Bahçeli, devlet adına bilinen çağrıyı yaptı. Yeni bir yol aramaya mecbur kaldılar. Önder Apo da daha önce söylediğimiz gibi zaten değişim çabası gösteriyordu ve diyor ki “bu son on yıl üzerinde çok durdum, dersimi iyi çalıştım.” Önder Apo da değişim için hazırdır. Bahçeli de çıkış yaptığı zaman Önderlik bunu bir fırsat olarak kullanmak ve uzun süredir yoğunlaştığı değişime başlıyor. Yani PKK’nin feshi olmazsa olmaz bir şekilde kaç aydır gündeme girdi. Çünkü dediğimiz gibi Önderlik yeni bir demokratik ulus ve toplumsal sosyalizm çizgisi oluşturdu. Bunun için de PKK’nin değişmesi gerekiyor. Önder Apo’nun paradigması artık Kürdistan sınırlarını aşmış ve dünyaya yayılmış. PKK’nin çerçevesi artık dar geliyordu, aşılması gerekiyordu. Bu yüzden bu fesih kaç aydır temel gündem oldu.

 

Aynı şey mücadele yöntemleri için de geçerlidir. Silahlı mücadeleyi resmi olarak 41 yıldır yürütüyoruz. Heval Haki’den Sara’ya, Delal, Atakan, Adil, Nûda, Reşit, Rojîn, Fuat ve Rıza arkadaşlara kadar, yine son şehitlerimiz Gabar, Besê ve Mitra arkadaşlara kadar büyük şehitler verdik. Çok tarihi direnişler yaşandı. Bu 41 yılda sonuç olarak toplamda 35 bin kadro-savaşçı şehit verdik. Sivil ve yurtseverleri hesaplarsak 45-50 bin şehidimiz var. Hiç unutulmayacak destanlar yazıldı. Tarih adeta defalarca yeniden yazıldı. Kürdistan’da büyük ve fedai bir ruh oluştu. Zîlan yoldaş şahsında gelişen fedai ruhun son örnekleri Asya Ali ve Rojger Hêlin oldular. Büyük ve fedai ruhun örneği olarak tarihe mal oldular. Büyük bir cesaret, yüksek bir ruhla bir mücadele yürütüldü.  Savaşçılık ruhu çok güçlü gelişti. Belki dünyada benzerleri azdır. Ortadoğu’da olmadığını biliyoruz. Devletler DAİŞ’ten kaçıyordu ancak bu ruh, bu fedai çizgi önce Kobani’de sonra her yerde DAİŞ’i yendi. Gelhat, Fazıl ve Arîn’lerin ruhu bunu gerçekleştirdi. Kolay değildi. Yani silahlı mücadele büyük ve altın harflerle insanlığa ve tarihe mal olmuş direnişler oluşturdu. Böyle bir mücadele yürütüldü.

 

PKK yenilmezliğini ispatladı

 

Sonuç olarak biz düşmanı ülkeden çıkaramadık fakat düşman da bizi yok edemedi ve güçten düşüremedi. Gerçekte pata durumu oluştu. Bu son 32 yılda, yani diriliş devriminden sonra Önderliğin değişim süreci girişimleri 93’ten bu yana yaşanan savaşların sonucu budur. Gerilla, PKK kazandı. Bunu daha 90’lı yıllarda gerçekleştirdi. Daha sonra da düşman yok etmek istedi ama başaramadı. PKK yenilmezliğini ispatladı, çünkü yenilmez bir güçtür. Ama sadece yenilmemek yetmez, kazanmak da gerekiyor. Bu süreç gelişmedi. Bizim hakikatimiz de böyledir. Şüphesiz bu bizim için özeleştiri konusudur. Bu, eksikliklerin sonucu olarak böyle oldu. Ama bu savaş ortaya çok fazla sonuç çıkardı. Her şeyden önce katliamı durdurdu, Kürt halkını yokluktan varlığa, varlığını garanti altına aldı ve yenilmez bir halka dönüştürdü. Diriliş devrimi temelinde yenilenme geliştirdi, kadın devrimi ve fikir devrimi yeni bir toplum yarattı. Bu toplum bu dönemde 21. yüzyılda dönemin fikri doğrultusunda, demokratik toplum sosyalizmiyle öncülük yapabilecek bir halk oldu. En büyük kazanımı budur. Yine siyasi çözümün yolunu açtı.

 

PKK’nin direnişi olmasaydı, gerilla ve son olarak Zap direnişi olmasaydı, Apocu hareket Kürdistan’ın her yerinde emek ve mücadele sergilemeseydi, dostlarımız olmasaydı ve böyle Önderliğin tarihi duruşu etrafında bir olmasaydı, devlet bu şekilde Önderliğin yanına gider miydi? Gitmezdi. Önderliğin anlamlı, ısrarlı duruşu ve mücadelesi; gerilla ve halkın mücadelesi devleti Önderliğe götürdü. Bu şekilde Devlet Bahçeli devletin bir kesimi adına bu çağrıyı yaptı. Yani “Türkiye’ye dönük tehlikelere karşı iç barışımızı yapalım” dediler.

 

Bu temelde Önder Apo’nun çağrısı 27 Şubat’ta gelişti. Önderliğin bu çağrısı tarihi bir çağrıdır. Bu çağrı yeni bir çağın ve dönemin çağrısıdır. Ulus-devlet sosyalizmini aşma, demokratik ulus sosyalizmini geliştirme çağrısıdır. Büyük demokratik sosyalizm ve konfederalizm hamlesi çağrısıdır. Önderliğin çağrısını böyle ele almamız gerekiyor. Yeni bir başlangıçtır. Dönemin mücadelesinin geliştirme çağrısıdır. Doğrudur, içinde fesih var, silahlı mücadelenin durdurulması var. Duygusalız da açıkça belirtmek gerekiyor. Bunlar bizde duygusallık yaratıyor.

 

Tarih Önder Apo’nun haklı olduğunu gösterdi

 

2002 yılında da PKK feshedildiğinde çok duygusal yaklaşımlar gelişti. Daha sonra üzerine yoğunlaştık. Anladık ki esas olarak Önderliğin bir amacı var. Önderlik haklı çıktı. Uluslararası Komplo sürecinde komployu şiddet ve fedai eylemlerle karşılamak istedik ancak Önder Apo müdahale etti ve savaşı durdurmamız gerektiğini söyledi. Bunu gündemimize koydu. 2 Ağustos 1999’da Önderliğin çağrısı oldu, görüşlerimiz gittikten sonra Önderlik açıklama yaptı. O bir ateşkes değildi, savaşın durdurulmasıydı. Bunu çok duygusal karşıladık, kolay hazmedemedik. Ancak tarih Önderliği haklı çıkardı. Yani doğru olanın Önder Apo olduğu ortaya çıktı. Çünkü Önder Apo görüyor; farkı görme ve dönemi okuma noktasında çok derindir ve sınırları aşıyor. Birçok kez biz o sınırlara ulaşamıyoruz. Bu yüzden bizim aklımıza ve duygularımıza göre vakti değil, yerinde değil diyoruz ancak bağlı olduğumuz için tamam diyoruz. Önderliğin bu çabalarını çok zor bir şekilde karşılıyoruz. Fakat tarih Önder Apo’nun haklı olduğunu gösterdi. Şimdi de öyle bir şey var. Birçok arkadaşın da duygusal yaklaştığını biliyorum. Ancak belirttiğim gibi önceden de böyle ele alıyorduk, gelişen mücadeleler gösterdi ki Önder Apo’nun zamanında söyledikleri haklıydı, o doğru çıktı; şimdi de öyledir.

 

Önderliğin tarihi bir Önderlik olarak söylediği şeyler sınırları aşıyor bunu bilmeliyiz. Farkı görüyor bu temelde yoğunlaşıyor ve adım atıyor. Bu konuda duygusallık yaşamak, böyle yaklaşmak ya da dar yaklaşmak, tereddütlü olmak doğru değil. Bu çağrı ve dönemin yeni bir çağ için olduğunu bilmeliyiz. Ve bu çağrı yalnızca Kürdistan için değil insanlık için de önemli ve tarihi bir rolü var. Artık Kürdistan sınırlarını aşıyor. Kapitalist moderniteye karşı, demokratik modernite çizgisinin başarılı olması için bizi geriye iten ve Kürdistan’a hapseden prangaları atmalıyız. Önderlik bizden bunu istiyor ve feshi böyle ele almalıyız. Şüphesiz bu çağımızda bugün böyle geniş bir paradigma ve toplumsal sosyalizmi gerçekleştirmek ve mücadelesini yürütmek eskisi gibi silahla yürütülecek bir şey değil; bunu da görmemiz gerekiyor. Ancak biz daha başından Haki Karer’in şehadetinden bugüne varlığımız ve mücadelemiz için silah kullanıyoruz. İlk olarak Haki Karer arkadaşı kontra bir grup şehit düşürdüğünde savunma ve intikam için silah kullandık. İlk olarak PKK’nin gündemine bu şekilde girdi. Daha sonra varlığını korumak için olmazsa olmaz bir olguya dönüştü. Şimdi bırakılması gerekiyor deniliyor.

 

Yasal ve hukuki değişim şart

 

Kuşkusuz PKK 52 yıldır varlığını öz savunma yani silah ile sağlayan bir harekettir. Bugün bir anda silah bırakırsa nasıl yaşayacak? Bu tabi netleştirilmesi gereken bir konudur. Buna karşılık bizim tarafımızdaki değişiklikleri anlıyoruz. Yani Önder Apo’nun belirttiği gibi daha 90’larda PKK’nin ömrü sona erdi; bu doğrudur, buna tamamen inanıyoruz. Ancak bu değişim ve dönüşümü sağlamamız için karşı güçlerin de değişmesi gerekiyor. Zaten şimdiye kadar sorun da buradaydı. Yani Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla kuşku oluştu daha sonra Önderliğin emeği ve değerli şehit Sırrı Süreyya Önder ve İmralı heyetinin emekleriyle ve katkısıyla devlet yetkilileri ve toplumsal kurumlarla yapılan görüşmelerde değişim için bir zemin oluştu. Yani dönüşüm olmazsa olmazdır zaten bu kesindir. Bu kongre tarihi kararlar almalıdır. Feshetme kararı almalıdır. En azından başta inancımız bu yönlüdür. Yine, silahlı mücadele stratejisi doğrultusunda da kararlar almalıyız, bunu umuyoruz. Ancak bu karar ve silah bırakma farklı şeylerdir. Silah bırakmanın sonunda gerçekleşmesi için yasal değişimlere ve güvene ihtiyaç vardır. Önderlik değerli Şehit Sırrı Süreyya Önder’e yazdırdığında ve tarihi 27 Şubat açıklamasında okuduğunda hukuki boyutun gerekliliği ve demokratik siyaset hakkına vurgu yaptı. Gerçekten bu hareket bu kadar yıldır silah ve öz savunma kendi öz gücü ile kendini koruyor, yasaya dayanabilmesi ve inanması gerekiyor. Kesinlikle adım atılmalı ve değişim olmalı. Eğer iç barış deniliyorsa -ki onlar öyle söylüyor- o zaman düşmanlığın son bulmasına ihtiyaç vardır. Hala saldırılar oluyor ve kimyasal silah kullanılıyor. Şehit Besê ve Mitra 11 Nisan’da Zap Girê Cûdî’de kimyasal silah saldırısı sonucu şehit düştüler hem de ateşkes ilan etmiş olmamıza rağmen. Yani devlet zihniyetinde değişim olmalıdır. Bu inkar ve imha zihniyeti değişmeyene kadar iç barış hangi temel üzerine oluşacak? İç barış sağlayalım diyenler öncelikle bu imha ve inkar zihniyetini aşmalılar. Gerçekten iç barış oluşturulmalı. Yasalar da düşmancadır. Bugün Türkiye hukukundaki yasalar çoğunlukla Kürt halkının varlığını reddediyor. Bu yüzden, ancak değişim çerçevesinde devlet tarafında yasal ve hukuki değişimler olursa bu hareket silahı devreden çıkarabilir. Olmazsa çok zor olur.

 

Bir diğeri; bugün gerilla olarak silah kaldırmış herkesin ilk amacı Önderliğin özgürlüğüdür. Doğrudur, şimdi Önderlik bizden istiyor ve biz Önder Apo’ya sonuna kadar inanıyoruz, fakat bizim gerçekten silahsızlanmayı yürütmemiz için devlete de inanmamız gerekiyor. Ancak şimdi Türk devletinin yaklaşımları inanç sağlamıyor. Biz düz ve dar hep şüpheli değil gerçekçi yaklaşıyoruz. Yani her şeyden önce, temel olan yasadır. Bu konuda oluşmalı. Bunun temeli de dediğimiz gibi Önderliğin direnişi ve girişimleriyle, heyetin çalışmaları ve hareketimizin mücadelesi neticesinde kongre bazı kararlara gidebilir. Tabi bunu Kongre tartışacak.

 

Köklü bir değişimin zamanı gelmiştir

 

Devletin şimdiki resmi olarak yaklaşımları olumsuz olsa da, olumlular da var. Belli ki, bir kesim savaştan rant elde etmek için savaşı sürdürmek istiyor. Ancak bu kesim için savaşla sonuç alamayacaklarını söyleyebiliriz. Neden? Çünkü biz de 41 yıllık savaş tecrübesi aldık, taktik açılım geliştirdik, derinleşme yaşadık; savaşı yerde, yerin altında ve havada yürütüyoruz. Onlar bizi tasfiye edemezler. HPG Komuta Konseyi toplantısında oluşturulan yeni savaş doktrini, bu temelde yenilmez olacaktır. 100 yıl geçse de ortaya aynı sonuç çıkacaktır. Bu yüzden, Önderliğimiz doğru söylüyor. Eğer onlar böyle devam ederse, bizi yenemezler. Onlar bizi teknikle zorluyorlar, şimdi biz de ona karşı teknik geliştirebiliyoruz. Bu halkın çocukları ve dostlarının geliştirdikleri yoğunlaşma yalnızca fedai ruh ve taktik açılım değil, aynı zamanda teknik alanında da bazı gelişimler yarattılar. Halkımız da bizimledir. Bu yüzden diyoruz bizi yenemezler. Bu hareket yenilmezliğini ispatlamıştır. Bu halk da yenilmezdir. Bu halk Rêber Apo öncülüğünde barışı yapmayı ve iç barışı gerçekleştirmeye gerçekten hazırdır. Bu yüzden devletin de böyle yaklaşması gerekiyor. O ‘silahla bitireceğiz, zaten bitirmişiz, savaşamayacak hale getirmişiz’ diyen zihniyet operasyonla sonuca gideceğini düşünüyor ancak bu çözüm aklı değil ve doğru değil. Şimdi Kürdistan Özgürlük Gerillası yeniden yapılanma ve Kuzey’de yeni bir gerilla oluşturma noktasında belli bir düzeye ulaşmıştır. Yıllardır bu temeli oluşturduk. Kuzey’de de yeni yöntemle, öz savunmaya dayalı savaş doktrini çerçevesinde yeni bir mücadele yürüterek her yerde gerilla savaşı geliştirilebilir. Dönemin yol ve yöntemleriyle gerilla savaşı sürdürebilir ve bir kez daha yenilmezliğini gösterebilir. Ancak Önderliğin de belirttiği gibi, artık bunun zamanı geçti. Bu nedenle değişime ihtiyaç var. Silahlı mücadele stratejisini sonlandırmaya inanıyoruz, ancak devlet kabul etmez ve gerekli yasal değişimleri sağlamazsa, savaşı ve düşmanlığı bitirme noktasında inandırıcı adımlar atmazsa, pratik olarak bu gerçekleşmez.

 

Kongre bu çerçevede tartışacak. Köklü bir değişimin zamanı gelmiştir. Önderliğin perspektifi ve talimatları bizim için esastır. Buna göre hareket etmeli ve gerekli tartışmaları yürütmeliyiz. Bütün arkadaşlar buna istendiği gibi katılmalı.

 

Bu Kongre ilk başta da söylediğimiz gibi sıradan bir Kongre değildir. Mücadelemizde çok önemli bir dönemdir. Bir çağ kapatıyor ve yeni bir çağ açıyor bu bir son değil, başlangıçtır. Ancak bu her şey eskisi gibi olacak anlamına gelmiyor. Hayır, eski şeyler yıkılacak. Fakat özgürlük ve Apocu hareket, halkımız ve bölge halkları için yeni bir çağdır. Böyle ele almamız ve yaklaşmamız gerekiyor.

 

Devrimci yürüyüşümüzün bu tarihi ve önemli döneminde tüm arkadaşların sorumlu yaklaşmasına ihtiyaç vardır. Özellikle kongrede hazır olan delege arkadaşlar sorumlu yaklaşmalılar. Her arkadaş kendini görevli görmeli ve yalnızca burada kendileri değil, geldikleri yerdeki arkadaşları temsiliyet düzeyleri de var. Önder Apo çizgisinde kongremizin başarılı olması ve sonuç alması için her arkadaş kendini sorumlu görmeli ve öyle hareket etmelidir. Bu çerçevede gereken yerde tartışmalara katılmalılar. Doğru ve yerinde kararların alınması için herkesin girişimi olmalı ve sorumlu yaklaşmalılar. Bu tarihi dönemde yeni bir çağın geliştirilmesi ve Önder Apo’nun perspektiflerinin yerine getirilmesi için hepimiz sorumluyuz. Arkadaşlar yalnızca yönetim sorumludur demesin. Hayır. Bu kongredir ve burada yönetimlik son buluyor. Divan seçildikten sonra Kongre’yi yürütecek ve yeni bir dönem başlıyor. Bu nedenle bütün arkadaşlar devrim değerleri karşısında kendini sorumlu görmelidir.

 

Biz Önderlik ve Şehitler çizgisine bağlı ve hepimiz onların temsilcisiyiz. Hepimizin yanında yüzlerce arkadaş şehit düştü. Bu çok anlamlı ve büyük sorumluluk gerektiren sıradan yaklaşamayacağımız bir gerçekliktir. Sorumluluğumuz ağırdır. Nasıl Önder Apo’nun çizgisine cevap olacağız, nasıl şehitler çizgisini doğru temsil edeceğiz? Bizim için önemli olan budur. İnanıyorum ki tüm arkadaşlar bu duygu ve düşüncelerle Kongre çalışmasına katılacak ve Önder Apo’nun perspektifleri doğrultusunda başarıyla sonuçlandıracağız.

 

Bu temelde şimdiden tüm arkadaşlara başarılar diliyorum.

 

PaylaşTweet
Önceki Yazı

AÇILIŞ KONUŞMASI -I-

Sonraki Yazı

PKK FESHİ-SİLAHLI MÜCADELE YÖNTEMİNİ SONLANDIRMA KONGRESİ’NE

Sonraki Yazı
RÊBER APO’NUN 12. PKK KONGRESİ’NE GÖNDERDİĞİ PERSPEKTİF

PKK FESHİ-SİLAHLI MÜCADELE YÖNTEMİNİ SONLANDIRMA KONGRESİ’NE

  • İLETİŞİM
  • HAKKIMIZDA

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!