27 Ocak 2025 tarihinde faşist TC’nin saldırısı sonucu ölümsüzlüğe kavuşan Pelîn Yılmaz arkadaşın anısı önünde saygıyla ve minnetle eğiliyor, bizlere bırakmış olduğu büyük özgürlük ve mücadele mirasını hep ileriye ve başarıya taşıyacağımızın iddia ve kararlılığını belirtiyoruz. Mücadele tarihimizin ilk gününden bugüne kadar, Haki Karer yoldaştan başlayarak büyük şehitlerimiz Fuat ve Rıza yoldaşlara kadar tüm şehitlerimiz, bize doğru ve hak yolunu gösteren pusulamız, yaşam ve mücadele manifestomuz olmuştur. KJK Yürütme Konseyi Üyesi olan Pelîn yoldaşımız da elli iki yıllık mücadele tarihinde ölümsüzleşen on binlerce şehidimiz gibi hakikat mertebesine kavuşup hak yolunun her daim yanan ışığı haline gelmiştir. Bizi yaşamlarıyla ve şehadetleriyle aydınlatan tüm şehitlerimizi Pelîn arkadaşın şahsında sevgiyle, saygıyla ve minnetle selamlıyoruz.
Işığa sabırsızca koşup parçası haline geldi
Kürdistan’da her kadın büyük bir çelişki ortamına doğar. Bu çelişki ve kriz ortamında hem ulusal hem de kadın kimliğiyle bağlantılı yaşadığı bunalım nedeniyle yoğun arayışlar içine girer. Birçok kadın bu arayış içinde özgürlük yolunu bulamaz ve geleneksel olanı seçerken, birçoğu da hiç durmayan özgürlük arayışı nedeniyle büyük bir enerjiyle koşturur. Pelîn arkadaş da bitmeyen enerjisi ile özgürlüğün peşinden koşanlardandı. İnatla, umutla, yürekle ve akılla özgürlükle çarpan kalbinin sesini dinleyerek Önder Apo’nun ve mücadele şehitlerimizin yaktığı ışığa yönelir. Önce uzaktan da olsa görmüş olduğu bu ışığa sabırsızca koşar ve giderek bu ışığın bir parçası haline gelir.
Toplumsal mayası sağlamdı
Pelîn yoldaşımız, köklü yurtseverlik duyguları ve ana emeği ile yoğrulmuş, bu anlamda toplumsal mayası son derece sağlam bir arkadaşımızdı. Kürt ulusal kimliğinin geliştirilmesi ve özgürleştirilmesi mücadelesinde önemli bir yere sahip olan Bedlîs Xîzanlı Pelîn yoldaşımız, doğup büyüdüğü Wan’da oldukça erken yaşlarda politik bir bilinç edindi. Apocu gençlik hareketi içerisinde katıldığı özgürlük mücadelesinde dinamikliği ve radikalliği ile hızla öncüleşti. Atılgan duruşu ile düşmanın da dikkatini çeken Pelîn yoldaş esir alınmış, beş yıla yakın tutuklu kaldı. Zindanda bulunduğu süreçte, gerilla saflarında özgürlük mücadelesi veren abisi Azad Serbilind şehitler kervanına katıldı. Pelîn arkadaşımız tutuklu kaldığı yıllarda zindan direniş geleneğinden taviz vermeden mücadeleci kişiliğini daha da çelikleştirdi. Burayı bir eğitim alanı olarak da ele alıp kendini ideolojik, örgütsel ve entelektüel yönden daha fazla yetkinleştirdi. Edindiği deneyim ve biriktirdiği yoğun enerjisiyle zindandan çıktığı gibi, stratejik bir dönemde kadın hareketi mücadelesi ve demokratik siyaset alanında önemli sorumluluklar üstlendi. Başta ulusal düzeyde olmak üzere Ortadoğu ve dünya çapında kadınlar arasında demokratik ilişki ve ittifakların geliştirilmesinde büyük rol oynadı. Demokratik Konfederal Kadın Sistemi’nin inşasında büyük emekler sarf etti, bulunduğu her yerde kadının örgütlülük düzeyini büyüttü.
Gerçek bir yurtsever
Pelîn arkadaş hem Kürt hem de kadın olmanın tüm çelişkilerini, çelişkilerle bağlantılı özgürlük arayışlarını kendinde bütünledi. Klasik Kürtlüğü ve klasik kadınlığı aşıp özgür Kürtlüğü ve özgür kadınlığı kendisinde bir kimlik haline getirebilmesinin itici gücü de yaşadığı yoğun çelişkiler ve bu çelişkilere çözüm arayışıydı. Kürt soykırım politikalarının, saldırılarının güncel olarak saldırılarına maruz kaldığını, tarihi öğrendikçe aslında bu saldırıların sadece güncelde yaşanmadığını, tarihe yayıldığını gördükçe ülkesini, toplumunu sevme, bağlanma duygusu giderek güçlendi. Ve özgür Kürtlük bilinci geliştikçe özgür kadınlık bilinci, özgür Kürdistan’ın özgür kadın olduğu, özgür toplumun özgür kadın olduğu bilinci her adımda derinleşmeye başladı. Pelîn arkadaş bu anlamda gerçek bir yurtsever, köklerini tarihe salmış ve böylesine derin bir kökten yükselen bir kadın kimliği olarak ifadeye kavuşur. Gençlik çalışmalarından başlayarak PKK mücadelesine attığı ilk adımlar onu giderek daha bilinçlendirdi, donattı, güzelleştirdi, büyük iddia ve güce kavuşturdu.
Bir adalet terazisiydi
Pelîn arkadaş bir kadın ve bir Kürt olarak hayata, insana, mücadeleye büyük bir duygu ve akıl gücüyle bakmasını bilen bir arkadaştı. Ne salt duygu ne de salt akıl; her ikisini anlamlı bir dengeye kavuşturarak, büyük bir incelik ve kapsam ile kendi etrafında büyük bir anlam halesi yarattı. Gözlerinden etrafa saçılan ışık, dilinden yayılan heyecan ve atılganlık, ince ve derin zekâsının, büyük ve çalkantılı duygu dünyasının bir ürünüydü. Hayata dair, insana dair, örgütsel çalışmalara, siyasal sürece dair Pelîn arkadaşın gözünden bir şeyin kaçması mümkün değildi. Öylesine dikkat kesilen, gözden ve dikkatten kaçırmayan bir zekâ inceliği, red ve kabullerinde muazzam bir ölçü kapasitesi; bundan kaynaklı olarak da bir adalet terazisiydi adeta. Küçük bir yanlışı, yetersizliği büyük bir öfke ile görüp kabullenmezken doğruyu, güzeli, gelişeni de aşk ile, güzellik ile karşılamayı, kabullenmeyi de çok iyi bilirdi.
Yılmaz bir anlam arayışçısı
Hayatın anlamı sorusu evrensel bir soru olmakla birlikte, insan türü olarak bizler için de esas soruların başında gelir. İnsan, bir tür olarak bitkilerden ve hayvanlardan farkını en temelde yaşamın anlamını sorarak ve cevaplandırmaya çalışarak ortaya koymuştur. Tarihin başlangıcından günümüze insanlık serüvenini, bir de hayatı anlamlandırma serüveni olarak ifade etmek de mümkündür. Kürdistan’da Kürtlükle sosyalizmin bütünleştiği PKK mücadelesi de, Kürt insanının, kadınının, erkeğinin anlam arayışının cevaplanması mücadelesidir. Elli iki yıllık PKK mücadelesi, özelde de kadın açısından bunu çok görkemli ve güçlü bir biçimde açığa çıkarmıştır. Pelîn arkadaş da hayatın bir kadın açısından anlamını en çarpıcı biçimde sorup en güzel cevapları yaratmanın adıdır. O’nu bir de böyle tanımlayıp özümsemek çok önemli. Sosyalist yaşam biçiminde, insanlarla ilişki biçiminde, bir çocukla, bir yaşlıyla, farklı kimliklere sahip insanlarla, doğayla, canlı ve cansız tüm varlıklarla olan ilişkilerinde hep bir anlam arayışı vardı.
Heval Pelîn; büyük bir sevgi gücüdür
Elbette ki bu anlam arayışı öyle soyut, hayatın gerçeklerinden kopuk bir arayış değildi. Bilakis, gerçeğin gerçek olup olmadığını milimi milimine sorgulayan; doğruyu-yanlışı, iyiyi-kötüyü, güzeli-çirkini, özgürlüğü-köleliği en açık biçimiyle görüp ayrıştıran çok incelikli bir akıl ve duygu dünyasına sahipti. O’nda anlam arayışı tam da bu gerçeklerin hakiki manalarını ayrıştırıp ortaya koyarak ve aynı zamanda bunun keskin mücadelesini vererek hayat buldu. Bu anlamda; büyük bir sevgi gücü kadar, büyük bir öfke ve kavga gücüdür Heval Pelîn. Geri, geleneksel, yanlış olanı asla kabul etmediği gibi doğru ve iyi olanı da büyük bir yürek gücüyle kapsadı. Çağımızın ahlak rotasını kaybetmiş anlamsızlık dünyasına, kendi cephesinden büyük anlamlar, ahlaki değerler yaratarak cevap oldu.
O neredeyse gözümüz arkada kalmazdı
Yürüttüğü devrim çalışmalarında yakalamış olduğu başarı, kesinlikle bu titiz, akılcı ve ahlaki karakteriyle doğrudan bağlantılıydı. Gençlik çalışmalarından zindana, siyaset alanından kadın çalışmalarına; gerilladan, diplomasiden kadın örgütleme çalışmalarına kadar çok geniş bir yelpazede çalışma yürüttü. Rojhilat dışında Kürdistan’ın tüm parçalarında, bütünlükçü, ulusal ve yüksek bir yurtsever ruhla yerini aldı. Bir kadın olarak tüm kadınlara ayrımsız bir biçimde yüreğini açtı, yüreklerine seslendi, yüreklerine kondu. Hem kadın ulusal birliğinin hem de evrensel kadın birliğinin bir sentezini kendi kimliğinde yarattı. Bu anlamda kadın hareketimizin çekirdekten yetişerek büyük bir sosyalist emekle kendini var eden büyük kadın militanı haline geldi. Görevlerine asla sıradan yaklaşmadı; hangi görevi omuzladıysa, büyük bir özen, dikkat, analiz gücü, planlama ve başarma azmiyle, inat ve umutla yaklaştı. Bu nedenle Pelîn arkadaş, hangi çalışmaya yöneldiyse, orada mutlaka bir başarıyı, bir gelişmeyi yarattı. Pelîn arkadaş neredeyse gözümüz arkada kalmazdı; hepimizin içini rahatlatan, büyük güven duygusunu geliştiren bir teorik ve pratik güce sahipti. İlkeli yaşam anlayışıyla olduğu yerde yanlışlıklara, yetersizliklere, ilkesizliklere asla izin vermez; etrafına, yoldaşlarına, birlikte çalıştığı kadınlara da anlamı, doğruyu, güzelliği, özgürlüğü taşımaya çalışırdı. Bunun büyük kavgasını hiçbir kaygıya girmeden yapardı.
‘Yürürken düşünen, düşünürken yapan’
Pelîn arkadaşımızın çeyrek asrı aşan devrimci hayatı, her şeyden önce büyük emek ve derin anlamla örülmüştür. O, Kürdistan’ın üç parçasında gençlikten zindana; demokratik siyasetten diplomasiye, eğitimden toplumsal inşaya kadar mücadelemizin farklı alanlarında kendini devrimin ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırmayı bilmiş çok yönlü bir yoldaşımızdı. Önderliğimizin belirttiği ‘Yürürken düşünen, düşünürken yapan’ ölçülerde yaşadı. Çizgide net, amaç ve hedeflerinde keskin, ilişkilerinde mütevazı ve alçakgönüllüydü. Bu özellikleriyle temas ettiği herkeste iz bırakan, saygı uyandıran ve sevilen bir devrimci kadın oldu.
O, zorlu görevlerin başarılı militanıydı
Pelîn arkadaşımız, Önderliğimizin ‘Sade insan en seçkin insandır’ sözünü en güzel temsil eden yoldaşlarımızdandı. O, sözü ve özü ile bir olan, bir lokma bir hırka felsefesini özümseyerek yaşayan bir devrimciydi. Yaptıklarıyla asla yetinmeyen, hep daha iyi, güzel ve doğrusunun arayışında olan bir Önderlik yoldaşıydı. Üstlendiği her çalışmanın, yaptığı her işin hakkını vermeyi esas alan; yorulmak, dur durak bilmeden özgürlük devrimimizin başarıya ulaşması için payına düşeni yerine getirme çabasından bir an olsun ödün vermeyen bir militandı. Yüksek sorumluluk bilinci, derinliğine içselleştirdiği parti kültürü, güçlü toplumsal vicdan ve ahlak duyguları ile çevresine daima güven veren bir örgütleyiciydi. En ufak bir çocuktan, ömrü büyük bir bilgeye kadar herkesten öğrenme sevgisine erişen; öğrendiklerini bütün yoldaşları, halkı ve kadınlarla paylaşmayı erdem bilen, bilinçli bir eğitmendi. Özgür ülkede özgür yaşam sevdalısıydı. Önderlik paradigmasının sınırları aşmasından büyük heyecan duyan, Kürdistan ile dünya kadınları arasına Demokratik Konfederal bağlar ören bir kadın devrimi neferiydi. Kadın kurtuluş ideolojisinin ilkelerini kişiliğinde somutlaştıran; erkek egemen zihniyetin dayattığı kölelik kültürüne karşı, özgür yaşam ve demokratik toplum tohumlarını yeşertmek için yılmadan çalışan, fikir üreten, yaratıcı ve pratikçi bir öncüydü. O, zorlu görevlerin başarılı militanıydı.
Hakkını veremesek de anlatmaya çalıştığımız Pelîn arkadaşın kişiliği, Ondaki tüm bu güzelleştirici, özgürleştirici ve anlamlandıran kişilik özellikleri, mücadele çizgisi, Önder Apo ile bütünleşme, Apocu çizgiye katılma, Apocu hakikat ile kaynaşma arayış ve çabası sonucu açığa çıkmıştır. Önder Apo ile doğru yoldaş olmanın arayışı, Pelîn arkadaşın köklü, onurlu, sağlam kişiliğini devrim kökleriyle, tanrıça kökleriyle buluşmasını sağladı. Bizlere bir kez daha, kendi mücadele yürüyüşü şahsında doğru yolu göstermiş oldu. O’na çok şey borçluyuz.
Büyük kayıplara daha büyük mücadele ile layık olabiliriz
Pelîn yoldaşımız gibi, dönemin her türlü öncülük görevlerini başarıyla karşılama gücü, dirayeti ve yeteneğine sahip arkadaşların şehadeti, kadın özgürlük mücadelemiz açısından ağır bir kayıp olmuştur. Bu büyük kayıplara ancak daha büyük mücadele ile layık olabiliriz. Önder Apo, PKK’yi bir ‘Şehitler Partisi’ olarak tanımlamaktadır. Bunun anlamı; şehitlerin izinde iyi, güzel, doğru ve özgür adımların sahibi olmak, onların militan özelliklerini örnek alarak yaşamsallaştırmak, uğruna canlarını verdikleri düşleri gerçekleştirmek için amansız bir mücadeleyi geliştirmektir. Mücadelemiz yeni bir aşamaya evrilmektedir ve bu yeni aşamanın başarısı da Pelîn yoldaş gibi büyük öncülerimizin, şehitlerimizin yaratmış olduğu değerleri sürekli yaşamak ve yaşatmaktan geçmektedir.
KJK olarak, Yürütme Konseyi Üyemiz Pelîn yoldaşımızın şehadetine vereceğimiz en büyük yanıt, bu yeni dönemde de özgür yaşamı inşa mücadelemizi yükselterek, kadın devrimi ile taçlandırmak ve devrimimizi mutlaka başarıya ulaştırmak olacaktır. Bu anlamda Pelîn arkadaşımız şahsında bütün şehitlerimizi bir kez daha sonsuz sevgi ve özlemle anıyor, anılarının ışıklı yolunda özgür Önderlik ile özgür yaşamı gerçekleştirme sözünü veriyoruz.
