7 Haziran 2025 Cumartesi
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
YIL:44 / SAYI: 521 / MAYIS 2025
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK
Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
SERXWEBÛN | JI SERXWEBÛN Û AZADIYÊ BI RÛMETTIR TIŞTEK NÎNE
Anasayfa DURAN KALKAN

PKK’NİN YENİLMEZLİĞİNİN SEMBOLÜ ‘ÖZGÜRLÜK YOLDAŞLIĞI’ TEMSİLCİSİ RIZA YOLDAŞ İKİNCİ KEMAL PİR KİŞİLİĞİDİR

Duran Kalkan

PKK’NİN YENİLMEZLİĞİNİN SEMBOLÜ ‘ÖZGÜRLÜK YOLDAŞLIĞI’ TEMSİLCİSİ RIZA YOLDAŞ İKİNCİ KEMAL PİR KİŞİLİĞİDİR

Hareket ve halk olarak yeni bir Mayıs-Şehitler Ayı’nda bulunuyoruz. İlk büyük şehidimiz, Önder Apo’nun gizli ruhu olmayı başaran Haki Karer Yoldaş’ın şehadetinin 48. yıldönümünü yaşıyoruz. Bu vesileyle Haki Karer yoldaş şahsında Tüm mayıs şehitlerimizi, yine bir bütün özgürlük mücadelesi şehitlerimizi derin saygı sevgi ve minnetle anıyorum.

Mayıs gerçekten de şehitler ayı olmayı hak ediyor. Her gününde onlarca büyük devrimcinin şehadeti var. Tarihin en büyük mücadelelerine sahne olmuş bir aydır. 2 Mayıs Mehmet Karasungur ve İbrahim Bigin yoldaşların şehadeti var. 6 Mayıs Deniz Gezmiş, Yusuf Alan, Hüseyin İnan’ın şehadet yıldönümü. 9 Mayıs Şirin Elemhuli ve arkadaşlarının şehadet yıldönümü. 11 Mayıs Ozan Mizgîn yoldaşın şehadet yıldönümüdür. 16 Mayıs Hewlêr katliamı var. Helîn ve Salih yoldaşlar öncülüğünde yetmişin üzerinde özgürlük militanın katledildiği, şehit edildiği bir gündür. 17 Mayıs Ferhat Kurtay ve Dörtler’in şehadet günü oluyor. 18 Mayıs büyük devrimci Haki Karer Yoldaşın yine Türkiye devriminin öncülerinden İbrahim Kaypakkaya’nın şehadet günü oluyor. 19 Mayıs Halil Çavgun Yoldaş’ın şehadet günü oluyor. 25 Mayıs Ahmet Kesip yoldaşın şehadet günü oluyor. 31 Mayıs Sinan Cemgil ve arkadaşların şehadet günü oluyor. Bunlar bir çırpıda ifade edebildiklerimdir. Tabi hem bu günlerde daha adı zikredilmemiş onlarca şehit militan var hem de ifade edilmeyen Mayıs’ın her gününde yaşanmış direnişler ve onların bedeli olarak verilmiş şehitler söz konusudur. Tüm bu şehitleri her zaman anmak gereklidir. Özgürlük Hareketimiz Mayıs ayını boşuna ‘Şehitler Ayı’ olarak ilan etmedi. Önder Apo boşuna Mayıs ayına ‘Şehitler Ayı’ demedi. 18 Mayıs’a boşuna ‘Şehitler Günü’ demedi. Şehitler, geçmişimiz bugünümüz ve geleceğimizdir. Şehitler özgür geleceğimizin zaferimizin garantisidir. Önder Apo “halk örgütlendiği kadar vardır” dedi. Halkı en çok eğiten örgütleyen de Önder Apo ile birlikte kahraman şehitlerimizdir.

Bu 52 yıllık büyük mücadele boyunca hep böyle oldu. Önder Apo, önder devrimcilerin şehadetleri ardından anılarına sahip çıkmak için 1973 Newroz çıkışını yaptı. Ondan sonra da Haki Karer’in 18 Mayıs 1977’de Antep’te şehit edilmesiyle birlikte Özgürlük Mücadelesi’nin öncülüğünü yapan şehitler kervanı yola dizildi, günümüze kadar geldi. Zap’ın, Metîna’nın bütün Medya Savunma Alanları’nın fedai direniş şehitlerine kadar, kahraman kızlarına ve oğullarına kadar bu şehitler ordusu yürüdü, Kürt halkını var etti, Kürt özgürlüğünü kesinleştirdi, çok büyük bir miras bıraktı. Bugün bu miras hiçbir saldırının yok edemeyeceği, her türlü özgürlükçü ve demokratik gelişmeye zemin oluşturacak kadar güçlü bir miras oluyor. Kürt halkı, kadınları, gençleri onun üzerinde yürüyor, özgürlük davası onun üzerinde yürüyor.  Şehitlerimiz her zaman özgürlük mücadelenize önderlik ediyor, öncülük ediyor, yol gösterici oluyor. Her zaman her yerde devrimci yurtseverlerin en temel güç kaynağını oluşturuyor.

Bu şehitler ayımızda yaptığımız PKK 12. Kongresi’nde hareketimiz PKK kurucularından, Önder Apo’nun ilk yol arkadaşlarından iki büyük devrimcinin şehadetini daha ilan etti. Biri, Çubuk Barajı toplantısına da katılan, Apocu Gruplaşmanın ilk üyelerinden olan Fuat yani Ali Haydar Kaytan yoldaş. Diğeri yine 1975’ten itibaren Apocu Grup içerisinde yer alan ve her alanda mücadele yürüterek gelişmelerin öncü yaratıcısı olan Rıza Altun Yoldaş. Öncelikle Fuat ve Rıza yoldaşları Mayıs şehitler ayında derin özlemle, saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Amaçlarını başarmak ve anılarını yaşatma sözümüzü yeniliyorum.

Fuat ve Rıza yoldaşlar faklı tarihlerde şehit düştüler. Fuat arkadaş 3 Temmuz 2018’de Garê’de şehit düştü. Yine Rıza arkadaş bir yıl sonra 25 Eylül 2019’da Qendîl çevresinde şehit düştü. Böylece farklı zamanlarda ve farklı alanlarda şehit düşmüş olsalar da bu yoldaşlar da mayıs şehitler ayında ilan edildiler. Bir anlamda Mayıs şehitleri kervanına katılmış oldular. Şehitler ayının şehidi oldular. Önder Apo, Egîd yoldaş için “şehitler şehidi” demişti. Gerçekten de ‘şehitler şehidi’ kavramı Fuat ve Rıza arkadaşlara da tam uyuyor. Şehitler şehidi olma özelliği taşıyorlar. Mayıs şehitler ayında ilan edilmeleri bu durumu daha da perçinliyor. Dolayısıyla bu Mayıs ayında kadınlar, gençler, tüm halkımız, dostlarımız Haki Karer’in ilk yol arkadaşlarından olan Fuat ve Rıza arkadaşlarla birlikte bu Mayıs ayında şehitleri anacaklar. Zaten her yerde şimdiden büyük anmalar yapılıyor, taziyeler kuruluyor, toplantılar, konuşmalar ve değerlendirmelerde bulunuluyor. Şehitlerimizin sözleri, etkinlikleri topluma sunuluyor. Bunlar çok anlamlı, çok önemli, çok değerli çalışmalardır. İnanıyoruz ki Mayıs ayı boyunca da devam edecektir. Halkımız şehitler çizgisinde bir kere daha kendini bu kritik süreçte gözden geçirecek, yeniden yapılandıracak, eleştirel-özeleştirel sorgulamaya tabi tutacak. Yeni sürecin özelliklerini kavrayacak ve 12. Kongre ardından başlayan yeni sürecin özelliklerini doğru anlayarak bu sürece sağlam devrimciler ve yurtseverler olarak katılmaya kendilerini hazır hale getirecekler. İnancımız bu, çağrımız da bu temeldedir. Bunu yapanlar geçmişi, şehitler gerçeğini doğru anlamış olacaklar ve geleceğe de güçlü bir biçimde hazırlanacaklar. Bu büyük şehitlerin anılarını yaşatıp anılarını başaracaklar ve büyük mücadeleyi ortaya çıkaracaklar. Apocu özgürlük yürüyüşünü zafer çizgisinde yeni adımlarla ve kararlılıkla sürdürecekler. Olması gereken bu, doğru yaklaşım budur. Hakilere, Fuatlara, Rızalara, Saralara, Zilanlara doğru yaklaşım kesinlikle budur. Halkımızın ve dostlarımızın da tamamen bu yaklaşımla hareket edeceğine eminiz.

 

Kabuğuna sığmayan, ele avuca gelmeyen cıva gibi genç Rıza

 

Rıza yoldaş kişiliğini çok iyi tanımak gerekiyor. Büyük çoğunluğumuz Rıza Altun kişiliğini 1992’de zindanlardan çıkıp geldikten sonraki haliyle tanıyoruz. Zindanlar gerçekten de yoldaşları çok değiştirmişti. 1979-1980’de zindanlara düşen yoldaşlar, 1990’larda, 2000’lerde çıktıklarında hepsinde büyük değişiklik gördük. İnsanları zindanlara boşuna koymuyorlar. Kenan Evren “Asmayıp da besleyecek miyiz!” demişti. Demek ki insanları boşuna zindanlara doldurmuyorlar. İnsanları idam etmeseler bile ezmek için, çok büyük değişikliklere uğratmak için yapıyorlar. Hemen her yoldaşta bunun izlerini ileri düzeyde görmek mümkündür. Ama benim gözlemlediğim en çok değişen arkadaşlardan biri Rıza arkadaş olmuştu. Anlaşılıyordu ki çok zorlamışlardı. Tabi faşist sömürgeci-soykırımcı zindanhanelerde yaşadıkları işkenceyi, nelere maruz kaldığını öğrendik. Ölümden daha ağır yaşamı bu yoldaşlara 12 Eylül Faşist Askeri Rejimi’nin yaşattığını çok iyi biliyoruz. O temelde ele avuca sığmayan, gençliğin şirketi Rıza yoldaş; ağır hareket eden, çok itinalı olan, derin düşünen, bilge, derin hesaplar yaparak hareket eden çok olgun bir kişilik haline gelmişti. Tabii bu olgunlaşma bir yanıyla bilinç edinmeyi, tecrübe kazanmayı ifade ediyor ama bir yönüyle de o ağır işkencelerin izlerini ifade ediyordu. Yaşayarak yaşamı anlamıştı. Kürdistan’da yaşam nedir? Sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve siyaset ne yapar? İnsan insana bu dünyada neler yapıyor? Bunları görmüştü. Aslında insanlık denen şeyin, mevcut iktidar ve devlet sisteminin altında hele hele soykırım yaşayan Kürdistan’da bir sözden ibaret olduğu, daha öteye gitmediğini derin tecrübesiyle, yaşadıkları ile görmüştü. Oysa zindana düşmeden önceki Rıza bambaşka bir Rıza’ydı. Genç Rıza, yerinde durmayan ve kabuğuna sağmayan, ele avuca gelmeyen cıva gibi hareketli bir Rıza’ydı. Tuzluçayır adını ‘Şirket’ koymuştu. Ailesi de devrimci ortamdaydı. Rıza arkadaşı mahkemede yargılamalar gelişene kadar ‘Rıza Altun’ olarak kimse bilmiyordu. Hiç kimse söylemezdi de. Çoğu adının da gerçekten ‘Şirket’ olduğunu sanıyordu. Bir yerde Tuzluçayır’ın patronuydu. Devrimci ortamın o denli etkili kişisiydi. Bilinç olarak, karar olarak, irade olarak, pratik olarak, her zaman öncüydü. Gerçekten cıva gibi hareketli, lastik gibi esnek bir kişiliğe sahipti. Anında karar veren bir zeka durumu vardı. Çok düşünmez hızlı karar verir ama çok atik hareket ederdi. Rıza yoldaşın giremeyeceği yer, geçemeyeceği delik, gerçekleştiremeyeceği, yürüyemeyeceği alan kesinlikle söz konusu değildi. Böyle esnek bir kişilikti. Tabii derin bir bilinç, irade, büyük bir cesareti vardı. Sosyalizme, özgürlüğe, Kürt varlığına duyulan derin inanç vardı. Önder Apo ile tanıştıktan sonra Apocu çizginin zafer kazanan gerçeğine duyulan derin inanç Rıza arkadaşı alandan alana koşturan, eylemden eyleme koşturan, dahası zaferden zafere koşturan bir devrimci yapmıştı. Eskiyi yaşamış olanlar bu gerçeği iyi bilirler. Az da olsa birlikte yaşayan, çalışan, bu durumları bilen arkadaşlar vardır. Umuyoruz ve inanıyoruz ki bütün ayrıntılarıyla bu gerçeği anlatacaklar. Bu kişiliği ortaya koyacaklar.

Biz kongre ortamında ‘ikinci Kemal Pir kişiliği’ dedik. Önder Apo köyde kendisine ‘cıva gibi çocuk’ dediklerini hep söyledi. O dönemde de hareketli akışkan bir yapısının olduğunu ifade etti. Kemal Pir kişiliği de öyleydi. Bunu herkes biliyor. Kemal Pir kişiliği epeyce tartışıldı ve topluma mal edildi. Rıza kişiliği de böyleydi. Cıva gibi akışkan, lastik gibi esnek, hiperaktif denecek düzeyde hareketliydi. Yerinde duramayan, kabına sığmayan, eylemden eyleme, oradan oraya koşan, insanlarla ilişki arayan, büyük bir arayışçı, mücadeleci, devrimci militandı.

 

Rıza arkadaşın izinden sadece ailesi değil bütün mahalle yürüdü

 

Rıza yoldaşın yaşamına dair biyografik bilgiler veriliyor. Sarız doğumludur. Oraları biraz tanıyorum. Sürgün edilmiş Ailevi bir Kürt insanı. Rıza arkadaşların evlerinin olduğu dönemde Tuzluçayır daha yeni bir semt oluyordu, birçok yeri bomboştu. 74-75 kışında ya da 75 başında Rıza arkadaş ile tanışmış olabilirim. Çünkü bizim evimiz de Dikimevi’ndeydi, NATO yoluna doğru yakındı. Biraz da Siyasal Bilgiler Fakültesi yakındı, çokça gelip gidiyordu. Büyük ihtimalle Siyasal Bilgiler Fakültesi alanında Cebeci’de tanışmış olabiliriz ya da bir toplantı da olabilir ama 75’ten itibaren Tuzluçayır’ın devrimci gençleriyle tanıştım. Onların başında da adı ‘Şirket’ olan ve bütün devrimcilerin lideri, örgütleyicisi konumunda olan Rıza arkadaş vardı. Rıza arkadaşı tanıdım. Tuzluçayır’a gidip geldim, ailesini de evlerini de gördüm. Annesini, kardeşlerini tanıdım. Bu vesileyle küçük kardeşi Şehit Haydar arkadaşı, yine yeğenleri Doğan ve Cumali yoldaşları saygı ve sevgiyle anmak isterim. Bazıları yoktular, bazıları ise daha çocuktu, büyüdüler mücadeleye katıldılar. Hepsi Rıza arkadaşın izinden yürüdü. Çünkü o kadar etkiliydi. Rıza arkadaşın izinden sadece aile mi yürüdü, hayır bütün mahalle yürüdü.

PKK Belgeseli ‘Kürt Dirilişi’ adıyla yayınlanıyor, o dönemin gençleri anlatıyorlar. Nasıl ki üniversitelerde, yüksek okul alanlarında üniversite gençlerine dayalı olarak ideolojik gençlik grubu oluşmuşsa, bunun ilk mahalle gençlik grubu da Tuzluçayır grubuydu. Başında da ‘Şirket’ vardı, yani Rıza arkadaş vardı. Harekete katılmaları, Önder Apo ile tanıştıktan sonra grupla ilişkilenmeleri Apocu gruba büyük güç kattı. Hem Ankara’da toplumsallaşma zemini yarattı hem de Kürdistan’ın değişik alanlarına gidecek devrimci mücadele yürütecek profesyonel devrimci genç militanlar ortaya çıkardı. İbrahim Bilginlerden, Şahin Kılavuzlara kadar kimler yoktu ki. İlk şehitlerimiz de oradan oldu. Ali Doğan Yıldırım yoldaş bir kazayla şehit düştü. Ben ve Fuat arkadaş ile birlikte Ali Doğan Yıldırım’ın cenaze törenine katılmak üzere Dersim’e gittim. Tam yetişemedik, tören bitmişti ancak ulaşmıştık. Biz de kendi anma törenimizi yaptık. Bu düzeyde bir devrimci üretim alanıydı, kadro üretim alanıydı. O militan yapı hem Ankara’da devrimci gençlik mücadelesine katkı sundu hem de Kürdistan’da gençlik hareketinin gelişmesi ve PKK’nin oluşması çalışmalarına büyük güç kattı. Birçok alanda devrimci çalışmayı yürüterek gelişme sağladılar. Zindanlara düşen yoldaşlar oldu, çok sayıda şehidi var. Hepsini saygı ve minnetle anıyorum.

Rıza arkadaş gerçekten de her alanda çalıştı. Ankara’dan sonra ülkeye dönüşle birlikte ilk dönen Ankaralı gençlerden bir tanesi oldu. Hatırladığım kadarıyla Rıza arkadaş öyle bazı yerlerde sabit çalışan olmadı. Nerede eylem orada Rıza oldu. Antep’ten, Maraş’a, Dersim’e birçok alana gitti ve sürekli hareketli oldu. Kemal Pir çizgisinde hareket eden bir devrimciydi. Hem propaganda da kişilik olarak etkileyicilikte hem de eylemde her zaman öncüydü. Bu temelde birçok alanda devrimci gençlik gruplarının oluşmasına katkı sundu.

Tam tarihini hatırlayamıyorum ama -1978 olabilir- Ankara’dan Amed’e gelirken ağır bir trafik kazası geçirdi. Pirinçliği geçip neredeyse terminale doğru yaklaşırken o düzlük alanda bulundukları otobüs devrildi ve kalça kemiği kırıldı. Ağır bir yaralanma yaşadı, uzun süre tedavide kaldı. O elbette talihsiz bir olaydı. Fakat herkes ısrar etti, güç verdi, moral verdi ve kendisi de ısrarlı oldu o yaralanmayı tümüyle aşan bir duruma geldi. Ondan sonra mücadelesine yine devam etti.

 

Siverek Direnişi’nin öncü komutanı

 

Siverek Direnişi’nin öncü komutanlarındandı. Hilvan Direnişi’ne katılamadı ama 79 Siverek Direnişi’nin hazırlanması ve yürütülmesinde komuta düzeyinde görev ve sorumluluk üstlendi. PKK’nin ilk komitesinin seçtiği Merkez Komite’nin oluşturduğu üç kişilik ilk Merkez Askeri Komite’nin üyesi oldu. Bu komitenin sorumlusu Mehmet Karasungur yoldaştı, aynı zamanda Merkez Komite üyesiydi. Merkez Komite adına, Merkez Askeri Komite’yi örgütlemekle görevli ve sorumlu kılınmıştı. Merkez Komite iki yardımcıdan biri olarak Rıza arkadaşı görevlendirmişti. Düşünelim 1979 Mart’ında ve Nisan’ında Askeri örgüt kurmaya adım atarken PKK, onun komutan yardımcısı olarak Rıza arkadaşı görevlendiriyor. Demek ki bu düzeyde birikimi var, bunu başaracak bir kişiliktir. Bu kadar tecrübe kazanmış, her yönüyle böyle bir görevi yürütmeye açık ki, Siverek’e verilen rol biliniyor, orada amaç bir aşiretçi feodal çeteyi cezalandırmak değildi, amaç gerillayı başlatmaktı, gerilla birimlerini eğitmek ve oradan gerillayı ülkenin diğer alanlarına, Kürdistan’ın her yerine sevk etmekti. Rıza arkadaş böyle bir gerilla komutanlığı, gerilla öncülüğünü resmi olarak ilk üstlenenlerden oldu.

 

Rıza arkadaş, bir güç kaynağı, moral kaynağıydı

 

Rıza arkadaş cezaevinden çıktıktan sonra bir çoğumuz gördük, büyük bir çoğunluğumuz da öyle tanıyordu. Zindanda yaşadığı ağır işkencelerin yarattığı tahribatla fiziki durumunu görüyorlar ve öyle tanıyorlar. Halbuki zindana girmeden önce 1970’li yıllarda Rıza gerçeği öyle değildi. Siverek direnişini yürüttü. Bucak eyleminden sonra da Rıza arkadaş ile Hilvan’da toplantı yaptık. O günleri de biliyorum. 1980 başında Hilvan-Siverek üzerinde yürütülen yoğun operasyonlar sürecinde Rıza arkadaş da tutuklandı. Bir araçta hareket ederken çevreleri sarıldı ve yakalandılar. 12 Eylül zindanlarında 12 yıl kaldı. Saygon Zindanı’na benzetilen -aslında onu çok çok aşan- Diyarbakır Zindanı’nda en ağır işkenceleri yaşayanlardan oldu. Her zaman direniş içerisinde oldu. Direnişlere katıldı, moral verdi, güç verdi. En ağır işkenceleri gördü ama her zaman yiğitçe direnmeyi bildi. En küçük bir zaafı bir yana bırakalım her zaman yoldaşlarına moral veren, güç veren, güç kaynağı olan bir konumda oldu. Rıza arkadaş, olduğu yerde bir güç kaynağıydı, moral kaynağıydı. Her zaman bir iradeydi. Gençken de öyleydi, zindanda da öyle oldu. Zindandan sonra da öyle oldu. Bir irade duruşudur. Var olan bir ortamı doğru değerlendirebilen ve ona göre tutum geliştirebilen bir düşünce gücüdür.

Zindandan 1992’de çıktı. Zindan herkesi değiştiriyordu ama Rıza arkadaşı çok değiştirmişti. Fakat Rıza arkadaşın değişmeyen yanı o iradeli duruşu, güven veren yapısı, bilge kişiliği ve bir de nüktedanlığıydı. Çok ince espriler yapabilen, yaşamı esprilerle karşılayıp sürdürmeyi bilen ender kişilerdendi. Çevresine bu anlamda hep moral kaynağı oluyor, kendisi de yaşamını onunla yaratıyordu diyebiliriz.

 

Dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında da çalıştı

 

Daha sonra biz de 94 baharında zindandan çıktıktan sonra Şam’da Parti Merkez Okulu’nda Rıza arkadaşla yeniden karşılaştık, görüştük, geçmişi değerlendirdik, tartıştık, kısa bir süre birlikte kaldık. Kendileri göreve hazırlanıyorlardı. Nitekim hazırlıklar bittikten sonra İran sahasına parti görevlerini yürütmek üzere geçti. İran sahasında kaldı, Önderlik Sahası’na geri döndü. Biz ülkeye geldikten sonra zaten hep uzaktan da olsa takip eden ve çoğu zaman da yakın çalışan olduk. 95’te Zagros alanında birlikte çalıştık, 98-99’da o ağır sorunlar yaşayan, Önderlikten uzaklaşmanın yaşandığı 6. Kongre sürecinde gerçekten de kongreyi toparlayan ve yürüten, böyle bir şeye öncülük eden ve güven veren kişi oldu. O karmaşa ortamında Önder Apo’nun da güvendiği, görev verdiği, bütün kadroların da güven duyarak kongrenin yürütülmesine katkı sunduğu bir ortamı Rıza arkadaş yarattı. Kongre divanıydı ve sürükleyici bir divandı. Daha sonra da partinin Merkez Üyesi olarak, zaten kurucu üye olarak da birçok alanda çalıştı.

Başûr’da Irak’ta çalıştı, Rojhilat İran’da çalıştı, Rojava’da çalıştı, Bakur’da çalıştı, zaten zindanda da kalmıştı. 2000’de Avrupa’ya gitti. Uluslararası komploya karşı mücadelenin yürütüldüğü süreçte uzun süre Avrupa çalışmalarının yürütülmesinde bulundu.

Daha sonra da ülkeye geldi ve Savunma Merkezi’nde uzun bir süre birlikte çalıştık. Bilgi birikimi iyiydi. İnsanlarla ilişki kurmak, onları etkileme ve eğitme gücü yüksekti. Dolayısıyla Savunma Merkezi olarak akademilerin savaşçı eğitiminde ister askeri olsun, ister teorik-ideolojik eğitimler olsun önemli katkılar sunan büyük bir çaba içerisinde oldu. Akademiden akademiye koştu, çok farklı konular üzerinde yoğunlaştı, araştırdı, inceledi dersler verdi. Sistemli bir çalışma yürüttü. Onun bazı sonuçları düzenlenip kitap halini getirilmiş, basılarak toplumun hizmetine sunulmuştur. Onlar hep bu 2010’lar sürecindeki Savunma Merkezi olarak akademi eğitimlerinde verilen derslerden oluşuyor. Bu anlamda çok fazla savaşçı eğitimine katkı sundu. Herkesin üzerinde emeği oldu. O dönemin yoğun devrimci militan eğitimlerine katıldı.

Rıza arkadaş her türlü görev ve sorumluluğu yürüttü. PKK Merkez Komite Üyeliğini de yürüttü. Koordinesi de oldu, divanında da yer aldı. KCK Yürütme Konseyi Üyeliği görevini de yürüttü. Dört parça Kürdistan’da ve yurtdışında da çalıştı. İdeolojik çalışmalar da yaptı. Siyasi, diplomatik çalışmalar da yaptı. Örneğin Mexmûr’da toplumsal çalışma da yürüttü. Yine askeri çalışmaları zaten başta da belirttik, PKK’nin ilk resmi komutanlarındandı. PKK merkezinin komutan olarak görevlendirdiği kişilerden biri oldu. Uzun bir süre her türlü görevi üstlenip yapabilen komple devrimcilik denen, bütünlüklü bir devrimciliği her zaman açığa çıkartan bir kadro olmayı başardı. Gerçekten de her alanda öngörüsü, sezgisi, duyarlılığıyla çalışmalar yürüttü. Disipliniyle, çabasıyla etkili oldu. Kadro eğitti, savaşçı eğitti, yurtsever halkı eğitti, toplumu eğitti. Devrimci mücadelenin gelişmesine, Apocu hareketin büyümesine, kitleselleşmesine en büyük katkıları sundu.

 

Direnişçi, komutan, asker, savaşçı olduğu gibi; gün geldi diplomat oldu

 

Zindanda kaldı ağır işkencelerden geçti ama zorluklara dayanamam demedi. Zindandan çıktıktan sonra da her alanda bulundu. Bütün zorluklarına rağmen, onları yenerek, engelleri aşarak dağda kaldı savaş içerisine girdi yeniden komutanlık yaptı, eğitimcilik yaptı, gün geldi kitle çalışması yürüttü, gün geldi diplomat oldu siyasi çalışmalar yürüttü, alan sorumlulukları görevlerinde bulundu, yöneticilik yaptı. Böyle bütünlüklü bir devrimci militanlığı şahsında geliştirdi. Büyük direnişçi, komutan, asker, savaşçı olduğu gibi; büyük siyasetçi, güçlü yönetici, etkili kitle çalışanı, militanı, toplumcu bir kişilik olarak ortaya çıktı.

Bu bakımdan diyoruz ki, bu kişilikleri iyi tanınmak lazım, iyi anlamak gereklidir. Rıza kişiliğini iyi tanımalıyız, iyi anlamalıyız. Bütün bunları nasıl başardı? Bu soruyu sorup cevaplamalıyız. Çok açık ki, hiçbir şey kendiliğinden olmadı, öyle kolay olmadı, rahat olmadı. Her şey çabayla oldu, emekle oldu. Zorlukları yenen ve engelleri aşan cesur ve fedakar mücadeleyle oldu. Yaşamı boydan boya dopdolu mücadeleyle geçti. Büyük bir birikim ortaya çıkardı. Bu anlamda gerçekten de Fuat ve Rıza yoldaşların şehadetleri önemli bir birikimin darbe yemesiydi, böyle görebiliriz. Biz hiçbir zaman şehadetleri kayıp olarak değerlendirmedik. Bazen o tür kavramlar söyleniyor ama doğru değildir, gerçekçi değildir. Öyle dememek lazım. Şehitler kayıp olanlar değildir. Şehitler gerçekleşenlerdir, zafere ulaşanlardır. Devrimin şahidi, zaferin şahidi haline gelenlerdir. Zaferin yolunu döşeyenlerdir. Önderlikle bütünleşenlerdir. Özgürlüğe ulaşanlardır. Bunlara hiç kayıp denilebilinir mi! Kayıp; aslında imkanları, fırsatları değerlendirememek demektir. Kayıp; her zaman sağa sola sapmaya açık yaşama durumudur. Şehitler gerçeği hiçbir zaman böyle değildir. O nedenle kavramları doğru kullanmalıyız. Şehitlerimize hiçbir zaman ‘kayıp’ dememeliyiz. Nasıl ki İslamiyet’te şehitlere ‘öldü demeyin gerçek yaşayan onlardır’ diyorlarsa, bizim açımızdan da gerçekten de şehitlere kayıp denemek lazım. Kayıp değil, gerçek onlardır, hakikat onlardır. Bizi var eden, özgürce yaşatanlar onlardır. Temel güç kaynağımız her zaman her yerde şehitler gerçeğidir. Gerçek olan şehitlerdir. Onun için Önder Apo “Şehitler PKK’lidir, PKK Şehitler partisidir” dedi. Yine Önder Apo şehitler için “şehitler, PKK biçiminde işte yaşıyorlar ve tarihe mal oldular. Kürt halkının, Apocu özgürlük yürüyüşünün PKK döneminin kahramanlık döneminin hakikatleridirler. Hep böyle bir gerçekliği ortaya çıkardılar ve sonuna kadar da böyle yaşayacaklar, böyle anılacaklar ve büyük özgürlük yürüyüşünde her zaman komutan olarak, öncü olarak rollerini oynayacaklardır, öncülük edeceklerdir. Yolu onlar çizdiler, daimi olarak doğru yolun, hakikat yolunun göstericisi haline geldiler. Bizler gerçeği onlardan öğreniyoruz. Nasıl yürünmesi gerektiğini, doğru yolda nasıl ilerlenmesi gerektiğini onlardan öğreniyoruz, böyle yürüyoruz” dedi. Bu bakımdan gerçekten de şehitleri doğru anlamak lazım. Özellikle de bu kadar zorlukları yaşamış her türlü dönemeçten geçmiş yaşamının hepsini ve her türlü zorluğa, engele, baskıya rağmen özgürlük mücadelesine bilinçli olarak, iradeli olarak vermiş, Önder Apo’nun yoldaşı olmayı başarmış, şehitler şehidi olmayı başarmış Fuatların, Rızaların kaybolmadığı, birer hakikat oldukları açık bir gerçektir. O bakımdan da doğru anlamalıyız ve doğru tanımlamalıyız.

Gerçekten de bu yoldaşların hepimizin üzerinde emekleri çoktur. Bunu görebilmemiz lazım. En çok bu yoldaşları tanıma şansını elde etmiş, birlikte çalışmış fırsatını elde etmiş biri olarak ifade ediyorum. Elbette herkesten çok emekleri benim üzerimde var. Benim gibi olan yoldaşlar üzerinde var ve biz bunun gereklerini yerine getirmekle görevli ve sorumluyuz. Ama yürüttükleri mücadele herkesi etkiledi. Sözleri, değerlendirmeleri, yürüyüşleri, direnişleri, Kürt toplumunun kadınını, gencini, işçisini, emekçisini, herkesi etkilediği gibi insanlığı etkiledi. Tüm sosyalist devrimci güçleri etkiledi. Bu etki bir emek demektir. Hepimiz üzerinde emekleri var. Bunun gereklerini yerine getirebilmeliyiz. Nedir bu gerekleri yerine getirmek? Onları doğru anlamak, hakikat yollarının bilincine doğru varmak, Apocu başarı ve zafer tarzıyla, üslubuyla, çizgisiyle yürüyerek o yolda başarıyı elde etmek demektir. Hepimizin büyük görev ve sorunluluğu bunu bilmek, bu temelde hareket etme, yaşamda ve mücadele etme gücüne kavuşmaktır. Böyle bir görev ve sorumluluğu bu yoldaşların bize yüklendikleri açıktır. Elbette onları doğru anlayarak, kendimizi bu temelde doğru eğiterek, yenileyerek, güçlü ve iradeli kılarak üzerimize yüklendikleri görev ve sorumlulukların gereğini pratikte başarı ile yerine getirmek için çalışacağız.

 

Bütün çabamız özlemlerini, amaçlarını gerçekleştirmek üzerine olacaktır

 

12. Kongre’nin şehidi olarak ilan edildiler. 12. Kongre bir tarih yaratma kongresiydi. Kahramanlık dönemini, tarihi yerine oturtma, yeni ve büyük başlangıcın, yeni çıkışların önünü açma kongresiydi. Önünüzdeki süreçte bu tür çıkışlar olacak, gelişecektir, bu çıkışları hiç kimse engelleyemeyecektir. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, ne kadar engel oluşturmaya çalışırlarsa çalışsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar Apocu hareketin yeni güçlü özgürlükçü çıkışlar yapmasını, büyük devrimsel yürüyüşler ortaya çıkartmasını kimse engelleyemeyecek. Bunu herkes iyi bilmeli, halkımız iyi bilmeli, yoldaşlar iyi bilmelidir. Büyük bir umutla, cesaretle böyle bir çıkışa güç veren, destek veren, yeni büyük zaferleri ortaya çıkartacak yeni sürecin başaran militanı olmak üzere kendini hazırlayan olabilmeliyiz. Bunun da yolu Önderlik ve şehitler gerçeğini doğru anlamaktan geçiyoruz. Onların hakikatini doğru, yeterli bilince çıkartmaktan geçiyor. Bu Mayıs ayında, şehitler ayında bunu daha çok yapabilmeliyiz. Haki Karer’den başlayan Fuatlara, Rızalara kadar gelen, Saralara, Zilanlara kadar gelen, Zap ve Metine başta olmak üzere Medya Savunma Alanları’nın kahraman tünel savaşlarının büyük şehitlerine kadar gelen bu şehitler gerçeğini doğru anlamaktan, bu temelde kendini güçlü yeterli eğitip bilinçlendirerek irade kazandırarak görev ve sorunluklara doğru ve başarılı sahip çıkan hale getirmekten geçiyor.

Bu süreçte bunu tüm devrimci militanlar olarak yapacağız, halk olarak yapacağız, kadınlar, gençler olarak yapacağız, işçiler, emekçiler olarak yapacağız. Halklar olarak, insanlık olarak yapacağız, özellikle de dostlarımız olarak yapacağız. Çünkü Kürt ulusal özgürlük savaşçısı oldukları kadar bu yoldaşlar derin sosyalizm savaşçılarıydılar. Demokratik sosyalizmin başarısı için her zaman savaştılar. Onları özgürlüğe sosyalist bilinç götürdü. Özgür birey ve demokratik komün çizgisi götürdü. Bu yaşama tutkuyla bağlandılar ve tüm yaşamlarını birer özgürlük militanı olarak sürdürmeyi bildiler ve sonuca götürmeyi bildiler. O halde herkesin şehitlerimizden öğreneceği çok şey var. Hepimiz birçok şey öğrenebiliriz ve de öğrenmeliyiz. Şehitler gerçek öğretmenlerimizdir, yol göstericilerimizdir, eğiticilerimizdir. Bu gerçeği iyi bilmeliyiz. Şehitler gerçeği üzerinde güçlü ve derinlikli durabilmeliyiz. Önder Apo “önümüzdeki büyük çıkışların esin kaynağı olarak her zaman etkide bulunacaklar ve daimi yol göstericiler olacaklar” dedi. İşte kendimizde bu esin kaynağı olma gücünü hep hissedeceğiz. Fuat ve Rıza arkadaşlarımız, yoldaşlığı böyle yaşadılar. Daimi yol göstericiklerinde yürüyeceğiz. Asla onların amaç ve özlemlerini, umutlarını gerçekleştirmekten geri durmayacağız. Oradan sapmayacağız. Bütün gayretimiz, çabamız o özlemleri, amaçları gerçekleştirmek üzere olacaktır.

Bunlar temelinde bir kere daha son kongremizin ilan ettiği Şehit Fuat ve Şehit Rıza yoldaşları derin saygı, sevgi ve minnetle anlıyorum. Tüm sevenlerinin acısını paylaşıyorum. Başta Kürt gençliği olmak üzere tüm halkımızı, kadınları, işçi ve emekçileri, dostlarımızı Ali Haydar Kaytan ve Ali Rıza Altun gerçeğini, dolayısıyla Apocu hakikati doğru anlamaya ve gereklerini yerine getirmeye çağırıyorum.

Diyorum ki;

Şehit Namirin, Şehit Namirin.

 

PaylaşTweet
Önceki Yazı

PKK 12. KONGRESİ KONGRE DELEGELERİNDEN GÖRÜŞLER

Sonraki Yazı

‘ÖNDERLİĞE BAĞLILIK, HAKİKAT VE KUTSAL YAŞAM SEMBOLÜ’ FUAT YOLDAŞ PKK’DE GERÇEKLEŞEN KİŞİLİK DEMEKTİR

Sonraki Yazı
‘ÖNDERLİĞE BAĞLILIK, HAKİKAT VE KUTSAL YAŞAM SEMBOLÜ’ FUAT YOLDAŞ PKK’DE GERÇEKLEŞEN KİŞİLİK DEMEKTİR

‘ÖNDERLİĞE BAĞLILIK, HAKİKAT VE KUTSAL YAŞAM SEMBOLÜ’ FUAT YOLDAŞ PKK’DE GERÇEKLEŞEN KİŞİLİK DEMEKTİR

  • İLETİŞİM
  • HAKKIMIZDA

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!

Sonuç Bulunamadı
Tüm Sonuçları Gör
  • ANASAYFA
  • TÜM YAZILAR
  • ÖNDERLİK
  • SERXWEBÛN
  • SERXWEBÛN KURDÎ
  • BERXWEDAN
  • ÖZEL SAYILAR
    • BERXWEDAN ÖZEL SAYILAR
    • SERXWEBÛN ÖZEL SAYILAR
  • DOSYALAR
    • ŞEHİTLER ALBÜMÜ
    • KİTAPLAR
    • TAKVİMLER
  • FOTO GALERİ
    • ÖNDERLİK
    • GERİLLA
    • HALK

© 2024 Serxwebûn - Tüm Hakları Saklıdır!