Sal: 40 / Hejmar: 470 / Sibat 2021
Kürdistan’da kahramanlık ve Egîdleşen Mazlumlaşan halk gerçeğiNîsan 2021
Kürdistan’da kahramanlık ve Egîdleşen Mazlumlaşan halk gerçeği Nedim Seven
Devletçi uygarlıklar tarihinde Kürtler ve Kürdistanlılar, mazlumların, direnenlerin kültürel, siyasal ve sosyal olarak yaşama direncini tüm devlet mekanizmalarının baskıcı, zalim, yok edici despotluğuna rağmen korumasını bilmiş, halkların en direngen halini tarihe mal etmeyi başarmış bir gerçekliğe sahiptir. Diyalektik olarak bütün alt-üst oluşlara, değişim, başkalaşım ve dönüşümlere rağmen Kürtler ve Kürdistanlı halklar özünü, gelenek ve kültürlerini devletlerden kaynaklı sömürgeci, soykırımcı, asimilasyonist ve imhacı politikalara rağmen yaşatmayı ve direnmeyi başarmış, varlığını korumayı gönümüze kadar sürdürmüştür. Tarih; geçmiş, şimdi ve gelecek olarak bir bütünlük halinde bulunmaktadır. Önder Apo’nun, “Tarih şimdidir” sözü direnen, yaşama direncini tüm zamanlarda koruyan ve günümüzde de en direngen toplumsal yapıya sahip olan Kürt halk gerçekliği için çok yerinde bir tanım olmaktadır. ‘Tarih’ ve ‘Şimdi’ kavramları Kürt halk gerçekliğine vurulduğunda; tarihsel toplumda yaşayan, Zagros-Toroslar boyu geniş bir coğrafyaya serpilen, yaşamın en temel kaynağı olan Dicle, Firat ve Zap havzaları boyunca suya, toprağa ve enerjiye bağlı doğal yaşamını sürdürmüş Altın Hilal’in en canlı, yerli, dirençli halklarının içinde Kürt halkı yaşamıştır. Günümüzde de tüm sömürgeci, işgalci, faşist politikalara, soykırım ve kültürkırım uygulamalarına rağmen direniş geleneğini korumayı başarmış bir halktır. İşte bu tarihsel direngenlik ve yaratımlar elbette ki toplumsallıkla bağı olduğu kadar, tek tek ‘kahraman’ olarak tanımlanan kişiliklerde somutlaşmış, ete kemiğe bürünmüş ve efsaneye dönüşerek günümüze kadar yaşamıştır. Kürdistan’da direnmenin ve yaşamanın en temel kahramanları olarak efsaneleşen kişilikler de her zaman tarihe yön vermişlerdir. Halkları ve toplumları tarih yüzüne çıkaran kahraman kişilikler olmuş ve bu kişilikler tarihe yön veren, tarihi gerçek tarih yapan özellikleri ve eylemleri yaratanlar olmuşlardır. Kürt ve Kürdistan tarihinin neredeyse her aşamasında halkı için fedaileşen kişiler sayesinde gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Kürt ve Kürdistan halk gerçekliği için bugün de efsaneliğini tüm özellikleri ile koruyan ilk kişi Kawa’yê Hesinkar (Demirci Kawa) olmaktadır. Ortadoğu ve Mezopotamya halklarına adeta kan kusturan Asur kralı zalim Dehaq’a ilk başkaldırıyı yapıp, isyan ateşini yakan Kürt Demirci Kawa olmuştur. Kawa’yê Hesinkar’ın yaktığı isyan ateşi zalim Dehaq şahsında ilk olarak zalimliği , faşizmi ve despotizmi yenilgiye uğratmıştır. 2633. yılına girdiğimiz yeni Newroz yılında isyancı ve direnişçi, özgürlükçü duruşun sahipleri olan PKK’liler şahsında Demirci Kawa’nın ruhu temsil edilmektedir. Nasıl ki Dehaqlara karşın isyancı Kawa tarihte ilk devrimci Kürt kahramanlığını temsil etmiş ise günümüzde de Çağdaş Kawalar isyan ateşini 21 Mart 1982’de Mazlumların zindan direnişi ile yakmış, günümüzde de Mazlumlaşan Kürt halkının evlatları Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasının neredeyse her yerinde direnerek ve savaşarak bugünün efsanesi olan Kürdistan gerillasını yaratmışlardır.
1973 Newroz’undan 1982 Newroz’una Apocu ruh
İlk olarak 1973 Newroz’unda Apocu ruhla buluşmuş PKK’liler, adeta Mazlumlaşma ruhu ile bir Newroz partisi olarak tarih sahnesine çıkmayı başarmışlardır. Kürdistan halkı, Apocuların tarih sahnesine çıkması ile birlikte Önder Apo şahsında gelişecek olan yeni kahramanlık tarihini adeta tüm zalim Dehaqlara karşı nefes nefese bir mücadele tarihiyle yaratmışlardır. Devrimci sosyalist mücadelenin tarih sahnesine çıkan yeni savaşçıları, komün yaşamının ilk tohumlarını Önder Apo, Haki Karer ve Kemal Pir yoldaşların ortak yaşamı ile oluşturmaya başlarlar. Bu birliktelik yalnızca ortak, birlikte yaşamı örmüyor, aynı zamanda ortak ruhu da Önder Apo etrafında yaratıyordu. Nitekim Önder Apo, Haki Karer’in şehadeti ardından, “Benim gizli ruhumdu, adeta sarsıldım” derken, Kemal Pir Yoldaşın da Önder Apo için, “Arkadaşın ruhu hepimizin ruhudur” demesi PKK’lileşen gerçekliğin ruh bütünlüğü ve komünal yaşamın ilk nüvelerini oluşuyordu. Apocu ruh, devrimci mücadelenin adeta ilk mayası durumundadır. Apocular, Kürdistan Devrimcileri ve son olarak da PKK olarak tarihselleşen devrimci mücadelemiz, Apocu ruh ve Apocu felsefe sayesinde tüm sömürgeci, faşist, soykırımcı politika ve uygulamalara karşın varlığı yok edilmek istenen Kürt halk gerçekliğini yeniden var etmeyi başarmış, büyük fedai kahramanlar ve bedeller verilerek günümüzde Newrozlaşan bir halk gerçekliğine ulaşılmıştır. PKK, tarihinin neredeyse her anı, her sürecine devrimci, yurtsever kahramanların Apocu duruşu damgasını vurmuştur. 1973 Newroz’unda adeta bir Newroz partisi olarak tarih sahnesine çıkan PKK, resmi anlamda da 26-27 Kasım 1978’de Apocu ruh ve Apocu felsefenin ilk devrimci, çağdaş organının oluşmasını gerçekleştirmiştir. Ruh, ilke, amaç, hedef ve program birliğinin oluştuğu PKK gerçekliğinin ilk kadrolarından ve kurucu üyelerinden ikisi Mazlum Doğan ve Sakine Cansız olmaktadır. PKK ilk kuruluşunu ilan ettiğinde öncü müfreze olarak propaganda, eğitim ve ajitasyonun en ön saflarında Mazlum Doğan yer almıştır. Mazlum Doğan Yoldaş Apocu felsefenin ve Apocu ruhun ilk ajitasyon, eğitim ve propaganda militanıdır. 12 Eylül faşist askeri cunta darbesi ile Kürdistan ve Türkiye halklarının en değerli yurtsever ve devrimci gençleri, Diyarbakır başta olmak üzere zindanlarda her türlü insanlık dışı işkence ve baskılara maruz tutulup iradeleri kırılmaya, teslim alınmaya, ihanet dayatılarak onursuzlaştırmaya çalışılınca ilk direnen ve isyan ateşini yakan Çağdaş Kawa Mazlum Doğan olmuştur. Mazlum Doğan, 1982 Newroz’unda, faşizan, insanlık dışı uygulamalara karşı Diyarbakır Zindanında “Berxwedan Jiyane” sloganı çizgisinde onurunu koruyarak ilk çağdaş isyanın ateşini yakarak, ruhunda ve bedeninde adeta 1973 Newroz’unda biraraya gelip partileşen Apocu ruhun ilk direniş ve kahramanlık duruşunu gerçekleştirmiştir. Önder Apo tarafından ‘Çağdaş Kawa’ olarak nitelenen Mazlum Doğan’ın bu isyan ateşi, direnmenin ve kahramanca duruşun ilk temsili olmaktadır. Mazlum Doğan direnişçiliği faşist, Kemalist, sömürgeci TC rejimini derinden sarsmış, cuntacı generallerin korkulu rüyası haline gelmiştir. Mazlum’un bu kahramanca eylemi devrimci iradeyi yeniden bilemiş, ardılları olan Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zenginler şahsında 17-18 Mayıs 1982 günü isyan ateşi yeniden yakılarak gürleştirilmiş ve “Teslimiyet İhanete Direnişi Zafere Götürür” sloganı ile abideleşmişlerdir. Şüphesiz PKK şahsında Kürt halkının kahramanlık gerçeği günümüzde on binleri aşmış, milyonlarca kişinin devrimci duruşu haline gelmiştir.
Egîd’den Sakine’ye yazılan kahramanlık destanı
PKK’lileşme tarihinde, TC faşist ve sömürgeci-oligarşik rejimine karşı milat anlamına gelen Kürdistan gerillasının ilk kurşunu Mahsum Korkmaz-Egîd komutasında 15 Ağustos 1984’te Eruh (Dihe) ve Şemdinli (Şemzînan) eylemleriyle sıkılmış, tarihi yeniden yaratan ‘15 Ağustos Atılımı’ gerçekleşmiştir. Kürt ve Kürdistan tarihinin ilk gerilla savaşının, Kürdistan’ın özgürlüğü ve bağımsızlığı için Egîd komutasında askeri açıdan üstün bir performansla kayıpsız başlatılması, Kürt halk gerçekliğinin en büyük kahramanlık destanının yazılması anlamına da gelmektedir. Önder Apo’nun an be an tüm hücrelerine kadar yarattığı direnişçi duruş Mazlumların ve Egîdlerin şahsında büyük bir toplumsal uyanış, direniş ve örgütlenmeye yol açarak, Kürt halk gerçekliğini değerlerin yoğunlaştığı en zirve odak olmaya götürmüştür. Mahsum Korkmaz Yoldaş’ın 28 Mart 1986’da Gabar dağında çıkan çatışmada şehadete ulaşması Önder Apo ve PKK’yi her açıdan sarssa da, Önder Apo’nun öngörü, düşünce ve adeta ilmik ilmik, nefes nefese yarattığı yurtsever, devrimci ve sosyalist ölçülerin yükseltilmesine yol açmıştır. Değerlerin daha da çelikleşmesine, her şehadetin yeni bir devrimci hamlenin başlatılmasına vesile olarak anılarının yaşatılması yaklaşımı da büyük komutan Egîd şahsında Devrimci Halk Savaşı ve gerilla ordusunu Kürdistan tarihinin ayrılmaz bir parçası haline getirmiştir. Şehadetlere böylesine yaşamsal anlam veren Önder Apo ayrıca Mazlum Doğan’ın şehit düştüğü 21 Mart günü ile Mahsum Korkmaz’ın şehit düştüğü 28 Mart arasındaki bir haftayı, PKK ve Kürdistan tarihine ‘Kahramanlık Haftası’ olarak kaydetmiştir. Son 50 yıllık Kürt halk gerçekliğine damgasını vuran, Mazlumların ve Egîdlerin direnişi olmuştur. Kürt halkı Mazlumlar ve Egîdler şahsında bir kahramanlar kuşağı anlamına gelecek toplumsal gerçekliğin yaratılmasına yol açmıştır. Şüphesiz bu kahramanlaşan Kürt halk gerçekliğinde Kürt kadınının çok önemli rolü vardır. PKK’nin ilk kuruluşunda devrimci saflarda yer alan Sakine Cansız kişiliği günümüz gerçekliğinde Kürtler açısından Besêler, Zarifeler, devrimci sosyalist temsiller açısından Clara Zetkinler, Rosa Luxemburgların kahramanlık çizgisinde adı ve temsili olmaktadır. Mazlumlar, Kemaller ve Hayrilerle birlikte askeri faşist cunta rejimine karşı Diyarbakır Zindanı’nda omuz omuza direnerek mücadele eden Sakine Cansız’ın kendi deyimiyle “Hep Kavgaydı Yaşamım” ruhu ve direnişi faşizme ve sömürgeciliğe diz çöktürmüştür. Yaşamının her anını devrimin direniş taşları ile döşeyen Sakine Cansız Yoldaş Kürt, sosyalist ve özgürlükçü kadının çağdaş kadın kahramanı olmaktadır. Sakine Cansız’ın bu direniş ve duruşu düşmanlara inat günümüzde enternasyonalist kahramanlığın temsili olmuştur. Sakine Cansız şahsında, sadece Kürt halkı değil Ortadoğu, Avrupa, Latin Amerika ve Afrika halklarını da özgürlükçü, direnişçi, sosyalist ve enternasyonalist kadın kimliğinde buluşturan çağın kahramanı olmaktadır. Önder Apo’nun büyük çabaları, derin yoğunlaşmaları, sınırsız ve durmak bilmeyen emekleri ile Sakineler şahsında çağın en direnişçi ve özgürlükçü kadınını yaratmıştır. Önder Apo ve PKK öncülüğünde gelişen mücadele ile çelikleşen, Kürt halkının kadınları ve erkekleri günümüzde de Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu, Avrupa ve dünyanın neredeyse her yerinde duruşu ve direnişleriyle büyük bir direniş kültürü yaratmış, evrensel düzeye ulaşan PKK şahsında adeta bir “Newroz Halkı” yaratılmıştır. Sakinelerin ardılları olarak Bêrîtanlar, Zîlanlar, Semalar, Delallerle birlikte Bêrîvanlar, Ronahîler tarihsel duruşlarıyla Kürt halk gerçekliğinin kahramanlaşmış ölümsüz Kürt kadınları olmaktadır. Mazlumlaşan, Egîdleşen, Sara, Rojbîn ve Ronahî ile evrenselleşen gerçek kahramanlar tarihini Kürt erkeği ve Kürt kadını birlikte ve omuz omuza fedaileşerek yaratmışlardır. Günümüzde de Bakur, Başûr, Rojava ve Rojhilatê Kurdistan’da, Ortadoğu ve dünyanın pek çok yerinde, bu kahramanlık tarihinin yaratmış olduğu kültürle, mücadelenin her alanında kadını ve erkeği ile direniş ve özgürleşme devrimi tüm yoğunluğu ile sürmektedir.
Faşizme diz çöktüren zindan direniş destanları
Şüphesiz Önder Apo ve PKK öncülüğünde ilk günden itibaren zindanlar cephesinden de Apocu ruha uygun büyük direnmeler yaşanmıştır. Mazlumlar, Kemaller, Hayriler, Akifler, Ali Çiçeklerle 1982’den 1984 15 Ağustos’una kadar PKK’nin var olma dolayısıyla Kürt halkının varlığını ispatlama ve yaşatma direnişleri tarihe yön vermiştir. Zindan direniş tarihi bir anlamıyla da Kürt halkının var olma tarihi olmuştur. 50 yılı aşkındır yürütülen Kürt halkının özgürlük mücadelesi, zindan direniş cephesinde büyük kahramanlık örneklerine yol açmıştır. “Berxwedan Jiyane!” “Teslimiyet İhanete, Direniş Zafere Götürür” şiarları zindanlar cephesinden milyonların buluştuğu ve direndiği gerçek felsefe ve PKK çizgisi olmuştur. Büyük Ölüm Orucu Direnişi ile tarihselleşen 14 Temmuz direniş ruhu, Amed Zindanı başta olmak üzere Bakurê Kurdistan ve Türkiye zindanlarında yüzlerin hatta binlerin, on binlerin savaşçı ruhu ve direnişi düşmana, sömürgecilere diz çöktürmüştür. Önder Apo’nun Uluslararası Komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesine karşı ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ direnişçileri olan Halit Oral, Sema Yüce, Fikri Baygeldi, İsmet Baycan ve daha nice kahramanların direnişi tarihsel olmuştur. Yine İmralı işkence sisteminin parçalanması ve Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması için zindan direnişçileri farklı zamanlarda gerçekleştirdikleri eylemlerle tarihe damga vurmuşlardır. Son olarak tecride, faşizme, işkenceye karşı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve 200 günü bulan açlık grevleri, ağır bedeller sonucunda Önder Apo ile buluşmanın yolunu açan büyük zindan direnişçiliği olmuştur.
Zindanlardaki özgürlük direnişçilerinin sesi olalım!
KCK Yürütme Konseyi’nin 12 Eylül 2020’de başlattığı somut ifade ile “Şimdi Özgürlük Zamanı”, “Dem Dema Azadiyê” Hamlesi, günümüzde de en ağır işkence koşullarına, AKP-MHP faşist rejiminin her türlü insanlık dışı tecrit, işkence ve onur kırıcı politikalarına rağmen en fazla zindanlar cephesinde sahiplenmiştir. 20 Mart 2021 itibariyle 113 günü bulan açlık grevi direnişi, öncüleri olan Mazlumlar, Kemaller ve Saraların devrimci ve Apocu ruhunu bugünde yaşatmayı bilen kahramanlık örnekleri oluyor. 21. yüzyılda hala zindanlarda onur ve direniş mücadelesini yükselterek yaşamları uğruna Önder Apo’yu sahiplenen tutsakların direnişi dışarıda her türlü eylem imkanına sahip olup hiçbir şey yapamayanlara büyük eleştiri olmaktadır. Zindanlara bir an önce ses olmak, ses vermek ve direnişlerini her yerde haykırmak, harekete geçmek sadece yurtsever, demokrat, devrimcilerin değil vicdanı olan ve kendisine insanım diyen herkesin görevidir. PKK-PAJK’lı tutsakların 27 Kasım 2020’de başlattığı ve şu an Newroz arifesine ulaşıp 113 günü bulan direniş ve haykırışlarına zaman kaybetmeden sahip çıkalım. Ulusal ve uluslararası platformlara seslerini ulaştıralım. Medya ve basında her türlü yöntemle onbinleri bulan zindan cephesinin sesi olalım. Yaşamın her anında, siyaset, sanat, edebiyat ve mücadelenin tüm alanlarında “Zindanlardan Yansıyanlar” anlamında özgürlük direnişçilerinin sesi olalım. Şüphesiz Kürt ve Kürdistan halk gerçekliğinin oluşmasında Mart ayının ayrı bir yeri, tarihsel önemi vardır. Sömürgeci faşist rejimlerin uygulamaları sonucu 16 Mart 1988’de Halepçe Katliamı’nda binlerce insanımız kimyasal silahla katledilmiştir. Yine 1995’in 12 Mart günü Gazi Katliamı yaşanmıştır. 12 Mart 2004’te Qamişlo’da faşist Baas rejimince onlarca Kürt katledilmiş; şehadetleri sahiplenme eylemi Rojava Devrimi’ne giden yolda kitlesel anlamda bir ilk adım olmuştur. Bu açıdan da Mart ayında yaşanan katlimanlar sonucu yaşamını yitiren, şehadete ulaşan tüm şehitlerimizi, Mazlumlar, Egîdler, Bêrîvan, Ronahî ve Rewşenler şahsında Newrozlaşan tüm Kürdistan devrim şehitleri şahsında saygı ve minnetle anıyoruz. Devrimci Kawalar şahsında tüm şehitlerimize olan borcumuzu devrimi sahiplenerek mücadelenin her alanına Garê Zaferi’nin yarattığı ruhla aktif, hamleci, devrim yaratan, büyük bilinç, irade kadar yüksek bir çalışma temposu ile katılmak, başta her PKK’linin olmak üzere, devrimci, demokrat, yurtsever, ekolojist ve sosyalistin temel görevi olmaktadır. 2633. yılında Ninova direnişinin günümüz temsilcileri, Çağdaş Kawa’nın ardılları, Egîdlerin savaşçıları olarak Garê’de tarih yeniden yaratıldı. Şoreş Beytüşşebap ve Garê’de şehit düşen 15 kahraman yoldaşın destanlaşan direnişi ile AKP-MHP faşist iktidarı yenilgiye uğradı. Garê Zaferi’nin yarattığı ruh ve direnişle 2021 Newroz’unu büyük bir moral ve coşku ile karşılıyoruz. Sakineler, Bêrîtan, Zîlan, Sema ve Delallerin destansı direnişleri 2021 8 Mart’ında zirveye ulaşıp evrensel boyutlara ulaştı. Görkemi kadar renkliliği de adeta özgür Kürt kadınının tarihsel öncülüğünü ispatladı.
Bu duygu ve düşüncelerle Newroz partisi tüm PKK’lilerin, Newroz halkı tüm Kürt halkının ve Newrozlaşan halkların özgürlük bayramı kutlu olsun diyoruz. 2021 yılının direniş, başarı ve özgürleşmenin en fazla geliştiği yıl olacağını belirtmek istiyoruz. | ||
© 2021 Serxwebûn |