Sal: 39 / Hejmar: 468/ Kanûn 2020
Nuda Yoldaş partileşme ilkemizdirGulan 2020
Ronahî Serhat 1971 Van- Başkale doğumlu olan Nuda yoldaş (Nazan Bayram) Wan’da büyür. 1992 Şubatı’nda kız kardeşiyle birlikte partiye katılır. Yolda İran pastarları tarafından yakalanır, kısa bir süre sonra bırakılıp Xakurkê’ye gelerek gerillaya ulaşırlar. Nuda arkadaş yeni savaşçı eğitimini daha yeni bitirip birliklere düzenlendiğinde Güney savaşı başlamıştır. Nuda arkadaş, Şehit Berîtan (Gülnaz Karataş) yoldaşın baktığı takımda yerini alır. Berîtan arkadaşın komutasında savaşta yerini alır. Henüz yeni olduğu için doğrudan saldırı eylemlerine verilmez ama mevzilenmeye dahil olur. O dönemde Rubarok eylemi yapılmış, düşman büyük kayıplar vermiştir. Bu eylemin coşkusu tüm gerilla güçlerinde konuşulan tek konudur. Peşmerge ve Türk ordusunun birlikte 1992 yılında gerilla güçlerine karşı başlattığı imha amaçlı operasyon tüm gerilla güçlerinde ihanet ve işbirlikçiliğe öfkeyi büyütür, her bir arkadaşta en etkili cevabı vermek için sabırsızlık yaratır. Bu arkadaşlardan biri de Nuda arkadaştır. Nuda arkadaş Xakurkê’nin Lelîlkan cephesinde yerini alır. Gerillaların raxt taşımak için beline bağladığı ‘şutik’ az olduğundan Nuda arkadaş başındaki kefiyeyi komutan Berîtan arkadaşa verir. Lelîkan cephesinde cephanesi bittiğinde teslim ol çağrılarına uçurumlardan kanatlanarak özgürlük çığlığı olan kadın özgürlük mücadelesi ve özgürlük hareketi tarihimize ismini altın harflerle yazdıran Berîtan yoldaşın cenazesini çok sonradan bulunduğunda, kefiye ve ağız yapısından tanıyan da Nuda arkadaşın kendisi olmuştur. Hayatı kucaklarcasına bir gülümsemesi vardı Katıldığı bu savaşta çok şey öğrenir. Daha doğrusu, savaşan gerillada ve gerilla yaşamındaki erdemi gördükçe kendi ruhsal ve düşünsel dünyasıyla tam bütünlük oluşturur. Kalbini sonsuza dek verdiği, kendisini adadığı gerillacılık artık onun için vazgeçilmez bir yaşam olur. Dağları çok sever, çok bağlanır. Evdeyken de sürekli gidip geldiği köylerinin zozanlarının kır çiçeklerinin kokusunu sonradan Kürdistan’ın başka dağ başlarında doyasıya yaşar. Seversen, dikeni gül, acısı bal olur, uçurumları kanatlanmak için var olur. İşte öylesine aşkla sever gerillayı, dağların her şeyini. Acısını, zahmetini, kışını, soğuğunu. Bundan olsa gerek yüzünden hiç gülümseme eksik olmazdı. Öyle yarım gülümsemelerden değildi onunkisi; hayatı kucaklarcasına bir gülümsemesi vardı. Moral, bilinçle yüklü ve erdemliydi. Zaten 1992 sert kışında az biraz naylonla üslenmesini yapan gerilla yoldaşlarına ulaştığında, yaşama hiç zorlanmadan katılır. Hiç şikayet etmeden imkanlar neyse tüm sevecenliğiyle karşılar, mütevazice onlardan biri olur. Katılmadan önce dağ yaşamına hazırlık anlamında kız kardeşiyle ev halkından gizli yaptığı imtihanlar kendisi için ne kadar öğretici olmuştur bilemeyiz ama pratik hazırlıklardan ziyade gönül hazırdır, gönül razıdır, aşkla bağlanmaya. Gönülden sevmişti gerillayı, dağları, yoldaşları, kır çiçeklerini, nehirlerini, sarp uçurumları, yücelikleri. Özgürlüğü sevmişti, özgürlüğe bağlanmıştı. Dağ-gerilla bütünlüğü onun için özgürlüğün tanımıydı. Dağ yaşamının en güzel yıllarını 5 yıl boyunca yaşadığı Zağros alanında geçirmişti. Orada çelikten iradeye sahip bir gerilla haline gelmişti. Her bir yeni yıl, yeni bir pratik, zorluklar özgürlüğe doğru bir keşif, aynı zamanda kendini keşfetmekti. Tarihe yolculuğun adını kadınca yazacaktı, kadınca yaşayacaktı. Geleneğin, cinsiyetçi kültürün hakim olduğu aile yaşamını terk etme kararı aldığında biliyordu tek bir gün geriye dönüp aramayacaktı. Ve öyle de oldu, sadece sevdiklerini hep hatırında tutmanın, sevmenin dışında hiç aile yaşamını aramadı. Hatta bir gün telefonla konuştuğu ailesinden birilerinin ‘Rahat mısın, pişman mısın gittiğine’ diye yönelttiği soruya ‘Hiç olmadığım kadar rahatım’ diye cevap verir. On yedi kardeşli, iki anneli büyüdüğü kalabalık ev ortamında varlığını farkıyla yaratmış, en sevilen, aranılan olmayı başarmış, çalışkan, titiz, herkesi kucaklamayı bilen, adil olmayı her zaman başarmış, insan olana her zaman duyarlı olmuş. Bir gün evin kapısına gelen yoksul birine aile fertlerinin geçiştirmeci yaklaştığını görünce öfkesinden oturup ağlar ‘niye daha fazla yiyecek vermediniz’ diye tepki gösterir. Yüreği insan sevgisiyle dolu, merhamet, sadakat, adil, paylaşımcı özelliğiyle nereye giderse erkenden fark edilir. Fedakarlık, emek ve söze bağlılık, amaca bağlılık, karara bağlılık, kendisinden önce herkes için en güzelini isteme, iyilik isteme, yardımsever karakteri ancak bir meleği çağrıştırabilir. Ekonomik olarak varlıklı bir ailede büyümesine rağmen Nuda yoldaş, maddiyattan uzak en mütevazı bir yaşamın sahibi oldu. Nuda arkadaşın sorumluluk anlayışı emekle yaratmak ve üretmekti Önderlik sahasından sonra Önderlik tarafından düzenlendiği Avrupa’da kaldığı sürece bu mütevazı, sade militan yaşamıyla hem yoldaşlarının hem halkın, kadınların gönlünü fethetmişti. Kapitalizmin, cinsiyetçti toplumun kirine bulaşmamış, ruhunun saflığını korumuş, tertemiz, duru yüreğiyle gittiği her yere coşku, moral ve çözüm olmuştu. Sevgi bağları, yoldaşlık bağları güçlüydü. Nitekim Nuda yoldaş, nerede zorlanan, çeşitli sorunlar yaşayan arkadaş varsa bizzat yakınına alıp ilgilenirdi. Nuda arkadaş için sorunlarla ilgilenmek, çözmeye çalışmak, sevmenin mütevazıca emeğini vermekti. Kadın Hareketimizin yönetiminde yine Özgürlük Hareketimizde hep sorumluluk alan Nuda arkadaşın sorumluluk anlayışı, emekle yaratmak ve üretmekti. Komutanlık, yöneticiliği hiç bir zaman yetkiye dayanarak yapmadı. Sade, mütevazı, coşkulu dinamik katılımıyla gittiği her yerde doğal öncü oldu. Partileşme özgür yaşam ölçü ve ilkelerinin zihniyet ve bedene kavuşmasıysa Nuda arkadaş bunu layıkıyla temsil etti. Bu anlamda Nuda arkadaş kadın partileşmemizin özünü, duruşunu temsil eder. Partileşmeyi özde yaşayanlar, şartlar, durumlar ne olursa olsun hiç bir gerekçe ileri sürmeden her daim partili yaşamayı, tutum almayı, çizgiye göre kararlaşmayı ve pratikleşmeyi öncü düzeyde sağlayabilenlerdir. Nuda arkadaş tam da böyle katıldı. Emeğine karşılık bekleyen, partiden hak talep eden olmadı. Partinin kendisine verdiği görevlerin de ötesine geçerek sürekli devrimci çalışmaları çoğaltıp her günü dolu dolu yaşamayı esas aldı. Partiye üreterek değer katan, değer yaratan, parti içindeki değerini emeğiyle oluşturan, bunun görünür olup olmadığını hesaplamayan, yeter ki devrime, parti çizgisine hizmet eder olsun kıstası dışında başka bir kıstas aramayan gerçek partililiği hep yaşadı. Avrupa’ya gerilla yüreğini ve kadın özgürlük bilincini taşıyacaktı Önderlik, Nuda arkadaşın sade özünün militanlaşıp kadın özgürlük mücadelesinde rol oynaması için büyük bir emek verdi. Nuda yoldaş da Önderliğin emeğini gördükçe Önderliği bilinçle seven, sevgisini yoldaşlarına, partiye hizmetle bütünleştiren oldu. Özü-sözü bir olarak yaşamaya hep özen gösterdi. Nuda yoldaşın Önderlik sahasında geçirdiği ikinci yılında tarih 7 Nisan 1998’i gösterdiğinde Önderlik, ‘YAJK’ın dağ ve gerilla iradesini Avrupa’ya taşırmak için düzenlemesinin Avrupa’ya olduğunu söylemişti. Şaşkınlık ve hayretler içinde kalan Nuda yoldaşın Avrupa’ya gitmeyi hiç mi hiç yüreğine kabul ettiremiyor, buna gerekçeler bulmaya çalışıyordu. Ama kendisi için ‘yeniden yaradılış’ süreci olarak tanımladığı Önderlik eğitiminin ardından pratik saha için söz verme zamanıydı. Baştan aşağı tüm bedeni ve ruhuyla donanımlı hale geldiğini fark etmişti. Önderliğin kendisi için belirttiği ‘Gizli bir gücün var, onu açığa çıkaracaksın’ perspektifinin pratikleştirme alanı oluyordu Avrupa. Önderlik Nuda arkadaşın Avrupa sahası için isteksizliğine, yazdığı raporundaki kendi belirlemeleriyle karşılık verdi. Nuda yoldaş raporunda her yere hazır olduğunu belirtmişti. Ve Parti de Avrupa’yı uygun görmüştü. Dağlara gitmede ne kadar ısrar etse de artık gidilecek yeni görev alanı belirlenmişti. Nuda yoldaş, başarı sözleşmesi yaparak Önderlikle sonsuz bütünleşmenin dolu dizgin sevgisiyle yeni bir mücadele sahasına geçti. Önderlik, Avrupa’ya gerilla yüreğinin taşınması ve orada kadın özürlük bilincinin, mücadelesinin köklü örgütlenmesi gerektiğini belirtir. Nuda yoldaş için bu göreve cevap olamama kaygısı, mahçup olmama duygusu Avrupa’ya gidişinden dönüşüne kadar asla bir gün bile kalbinden, beyninden silinmedi. Fakat Nuda yoldaş, Avrupa’da kadın hareketi yönetiminde öncü militan görevlerini hem kadınlara, halka hem de yoldaşlarına karşı layıkıyla yerine getirdi. Avrupa sahasından ayrıldıktan sonra halk ve yoldaşları kendisini çok aradı, çok özledi. Nuda Yoldaş, Avrupa kapitalist sistem içinde PKK’li, PAJK’lı militan dünyasını hep örgütledi. Sistemin liberal ideolojisine, bireyci, yalnızlaştıran, sevgisiz, maddiyatçı kültürüne karşı kendi kişiliği bir başkaldırıydı. Alternatifti. Daha fazla yurtseverliği, özgürlük bilincini, iradesini kadınlarda, Kürt halkında, gençlerde örgütledi. Sistem içinde sisteme karşı devrimci yaşamın nasıl olması gerektiğini ortaya koydu. Kapitalizmin şerbetini hep elinin tersiyle geri çevirdi, yurdunun toprağının sıcaklığını, yağmurlarını hep avuçlarında hissetti. Şehir yaşamı kendisine aykırıydı. Modernitenin medenileşme adına ehlileştirdiği, evcilleştirdiği ne kadar toplumsal ilişki, duruş varsa ulaşabildiği her yerde sisteme karşı mücadele yürüttü. Söz konusu Önder Apo, Kürt halkı, PKK olunca Avrupa demokrasinin bir demagojiden ibaret olduğunu gördükçe devrimci mücadele azmi daha fazla bilendi. Nihayetinde Önderliğimize karşı geliştirilen Uluslararası Komplo’da rol alan Avrupa devletlerinden ancak devrimci mücadeleyi büyüterek hesap sorulabilirdi. Ve Nuda yoldaş da öncü militan görevlerini büyük kişilik duruşuyla yerine getirerek cevap verdi. Komplocu güçlere karşı öfkesini her zaman zihninde canlı tutarak her dakikasını anlamlı yaşayıp mücadelesini verdi. Yönünü tekrardan dağlara verdiğinde çok mutluydu. Ancak, Parti yaşamını içten kemiren tasfiyeciliğin tahribatlarını görüp bir taraftan derinden kahrolurken bir taraftan da daha fazla çalışması gerektiğinin bilincindeydi. Her zamankinden daha fazla Parti çizgisine sahip çıkılması, tüm değerleriyle savunulması gereken çetin bir dönemden geçilmekteydi. Parti ölçülerini, ilkelerinin içini boşaltıp anlamsızlaştırmaya çalışan tasfiyeci çizginin komplonun parti içindeki örgütlenme düzeyini fark ettikçe daha yüksel bir tempoyla çalışarak yoldaşlarla tartışarak geçirdi. Nerede zorlanan, tasfiyecilikten etkilenen, kararsız, moralsiz düşen bir arkadaş varsa büyük bir sevgiyle yaklaşıp suçlamadan kucaklamayı ve ilgilenmeyi bildi. Nuda yoldaşın taburunda bazen arkadaşlar arasında esprisi yapılan durum, böyle zorlanan arkadaşları etrafında toplamasıydı. Hem tasfiyeciliğin bertaraf edilmesi hem de 21. yüzyılın devrimci programını uygulayacak olan partinin yeniden yapılanması gereken bir dönemdi. Düşmana ve düşmandan daha tehlikeli bir düzeye varan hizipçi, bozguncu, revizyonist; kapitalizmin liberal ideolojisinin parti çizgisi olarak örgütlenmesini amaçlayan böylelikle tasfiyeciliği içten örgüte dayatan bu çizgi sahiplerine ve yarattıkları tahribata karşı en tarihi cevap Önderlik çizgisinde PKK’nin ve PAJK’ın yeniden inşasını başarmaktı. Önderlik PKK’nin yeniden inşası olarak örgütün önüne böyle bir görevi koydu. Ve bu görevle yükümlü bir hazırlık komitesinin oluşmasını önerdi. Nuda Yoldaş da oldukça tarihi ve hassas bu çalışmada Vîyan Soran arkadaşla birlikte yer aldı. Komitede yer alan arkadaşların kişilik duruşu belirleyiciydi. Kadro yapısına güven veren, militan duruşu güçlü arkadaşlar olması önemliydi. Nuda yoldaş, PKK’de yeniden yapılanma derken yapılmak istenen nedir sorusuna, duruşuyla, kadın militan kimliğiyle cevap oluşturan öncümüzdü. Aynı zamanda Önderliği anlama ve yorumlama bakımından güçlü, derin, ideolojik-politik netliğiyle de dikkat çekmekte ve ilgi toplamaktaydı. Nuda arkadaş en özlü konuşan, özlü katılan, ahlaki ilkelerde yaşamayı esas alan erdemli bir arkadaştı. Nuda arkadaşta kadın özgürlük bilinci son derece derindi. Onun için kadın özgürlüğünü savunmak yaşamın, devrimciliğin, mücadelenin anlamıydı. Zaten bu anlam ve değerlerle yaşayan her kadın, doğal olarak politik-ideolojik-askeri mücadeleyi güçlü yürütür. Tüm ruhuyla kendisini Kadın Özgürlük Çizgisine yatırmıştı. Bu nedenle mücadele sürecinin zor dönmelerinde geriye çekilen, pasif kalan, rahat dönemlerinde öne atılanlardan olmadı. Nasıl bildiyse öyle yaşadı, katıldı. Tutumu hep ilkesel oldu. İdeolojik özle yaşadı. Nuda yoldaş Partinin ideolojik-politik zihniyet dünyasını kendisinde oluşturmada önemli bir düzey kazanmış aynı zamanda askeri savunmanın gerekliliğine göre de örgütlenmiş bir kişilikti. Kadının geri-geleneksel yaklaşımlarına karşı savaş açtığı gibi egemenlikli, iktidarcı ve parti çizgisiyle çelişen erkek duruşlarına karşı da oldu. PKK İnşa Komite üyesi olduğundan hem genel hareketin hem kadın hareketinin birçok toplantılarına katılıyordu. Her toplantıda sözünü sakınmadan söyleyenlerdendi. Kadın Hareketinin yeniden yapılanma tartışmalarının yoğun yapıldığı dönemde hem KJK sisteminde (dönem itibariyle KJB) yine kadın partisinin yeniden yapılanmasında görüşleriyle etkili bir rol oynadı. Zihni muğlaklaştıran ne denli tartışmalar yapılırsa yapılsın Nuda arkadaşın her zaman düşünceleri duru ve netti. Bu netlik, Önderlik gerçeğiyle bütünleşmesinden, ideolojiye hakimiyetinden ileri gelmekteydi. O dönemler, her yeni bir fikre sorgulamaksızın kapı açanlar, tasfiyeciliği adım adım liberalizm yoluyla geliştirenlerin sözde açılımcı, yenilikçi politik söylemlerin etkisinde kalanlar az değildi. Hatta kendini inkar da denilebilecek denli Partinin ideolojik-politik düşünceleri karşısında ikircikliğe düşenler de vardı. Dogmatik olmayı aşmak isteyenler liberalizme çoktan yelken açmıştı. İlkeli olma adına sekter yaklaşımlar da hayli baskındı. Ancak ağırlıkta yeni özgür yaşam ölçü ve ilkeleri Önderlik çizgisi reforme edilerek yenilik olarak sunuluyordu, savunuluyordu. Bu anlamıyla ideolojik zihniyet bulanıklığı yaratılmıştı. Örgüte bağlı olan kadronun bir kısmı etkisiz duruma gelmişti. Duruma derinlikli bakamayan bir kesim de böylesine karşıt ideolojik argümanlara ya zemin oluyor ya etkileniyor ya da inançsız düşüp kopuyordu. Nicel olarak ağırlıkta örgüte bağlı olan kadro yapısı ise doğru bir öncülük bekliyordu. Nuda yoldaş bu beklentinin ta kendisiydi. Kadın Hareketinin örgütlenmesi için amansız çalıştı. Nuda, kadro yapısında sevilen, sayılan biri olarak önemli bir değere haizdi Önderliği savunmak, Önderliğin Kadın Hareketinin gündemine koyduğu kadın partileşmesinin başarılması ve kadın partileşmesine dayalı kadın konfederal sisteminin bedenleşmesini kararlaştırmak dönemin en temel göreviydi. Aynı zamanda savunma örgütlenmesinin büyütülmesi ve meşru savunmada derinlik kazanılması gereken bir süreçti. Nuda yoldaş, kadınların örgütlü gücünün açığa çıkarılarak militan örgütlülük ve sistemin oluşturularak hareketin yeni sürece girmesini sağlamak için yoğun çalıştı. Bu anlamda Nuda yoldaş, Kadın Hareketi içinde, kadro yapısında sevilen, sayılan biri olarak önemli bir değere haizdi. Belirleyici oldu, örgütleyici, sürükleyici, netleştirici, toparlayıcı oldu. Koma Jinên Bilind-KJB’nin henüz yeni ilan edildiği ve kadın parti yapılanmasını tamamlanmadığı bir süreçte özelde kadın hareketi olarak örgütlenme boşluğunu görerek geçici bir koordinasyonun örgütlenmesini sağlayan arkadaşlardan oldu. Çünkü dönem itibariyle askeri güçler olarak YJA Star, özerk yapılanma olarak Kadın Hareketiyle mesafeli bir ilişki içinde olup aslında tam olarak Kadın Hareketi sistemine dahil değildi. Öte taraftan ağırlıkta kadro yapısının yer aldığı kadın askeri gücü üzerinde egemenlikli zihniyetin ve ayrıca tasfiyeci zihniyetin hesapları vardı. Askeri örgütlenmeyi bu denli Kadın Hareketine karşı özerkleştirmek, Kadın Hareketini marjinalleştirmekti. Kadın partileşmesi de karşı karşıya olduğu ağır sorunlarla boğuşurken bir taraftan da Parti ölçülerinde yapılanma tartışmalarını yürütmekteydi. Koordine olma, sevk-idare olma, Kadın Hareketi adına kolektif ortak karar iradesi ve mekanizması oluşturma ihtiyacı vardı. Aksi halde yaşanan boşluk çeşitli politikaların yürütülmesine zemin sunmaktaydı. Nuda yoldaş, Kadın Hareketinin bir toplantısında kongreye kadar bir koordine merkezinin kurulmasında ısrar edenlerdendi. Kararda görüşleri belirleyici olmuştu. Beşinci Kadın Kongresinde kadının sistemi netleştirildi. PAJK’ın yeniden yapılanma süreci kararlaştırıldı. Önderlik adına politik rapor olarak sunulan Bir Halkı Savunmak kitabı temelinde Beşinci Kadın Kongresinde tartışmalar yürütüldü. Kongresinin kararlaşmasını sağladı. Önderlik çizgisine dayatılan tasfiyeciliğe karşı başta Şehit Şilan, Şehit Vîyan, Şehit Nuda ve nice değerli yoldaşlar büyük emek ve çaba sarf etti. Nuda arkadaş, eğitim çalışmalarına da özel önem veren arkadaşlardan biriydi. Kongrede toplumsal faaliyet yürüten arkadaşlar için, merkezi devreler dışında da akademi zemininde eğitim görmeleri ve yoğunlaşmaları için karar alınmasını önerdi. PAJK merkezi eğitim devreleri dışında özgün başka bir şubenin sistemlice yürütülmesi üzerinde durmaktaydı. Yine o dönem Jina Serbilind kadın dergimizin mutlaka çıkarılması gereği üzerinde durmuştu. Nuda arkadaş, aynı süreçte yapılan toplantıda şunu belirtmişti: ‘İhtiyaçlarımıza göre kendimizi örgütleyelim. Marjinalleşme en büyük kaygımız. Fakat önemli olan, kendimizi örgütlülüğe kavuşturmamızdır. Çünkü geçmiş mücadelelerde yaşanan tecrübeler, kadının ne düzeye geldiğini somut ortaya koymuştur. Örgütsüzlük olunca marjinalleşme kaçınılmazdır. Bu noktaya ben de katılıyorum. Kendimizi işlevselleştirelim. Koordinesizliğimiz ortaya çıkıyor. Bunun için somut öneri yapmak istiyorum. Genel kadın arkadaşların yer aldığı sahaların hepsi ortak bir koordinasyona ulaşsın. Genel bir karar mekanizması oluşturulsun. Bunun için de dokuz kişilik bir koordinasyon oluşturulsun. Yeniden inşa sürecine kadar olabilir. PAJK’ta böylesi bir çalışma ortak yürütülebilir. Bu biçimi ile olursa iyi olur. Sistem içinde hangi sahada kadın arkadaşlar varsa özgün tekmil toplantılarını mutlaka yapmalıdırlar. Mesela Qendî’de kadın arkadaşlar var. Ayda bir toplantı sistemleri olur. Yine Kongre Gel çevresinde arkadaşların on beş günde bir tekmil sistemleri olabilir. Örneğin Xinêre için de bu biçimde olur. Hem aylık olur, hem de yakın yerler kendi içinde ortak tekmil sistemi yapabilirler. Hangi alanda olurlarsa olsunlar kadın arkadaşlar kendi içlerinde ortak tekmil sistemi oluşturabilirler. Bu şekilde olursa ortak bir sistem yaratılabilir.” Önderliğin kadın sistemini kurmak için verdiği perspektiflerle yeniden yapılanma süreci yürütülüyordu. Önderliğin savunmalarında dile getirmiş olduğu birçok kavramı kendine göre yorumlama çok fazla gelişmişti. Herkes savunmayı kendisine göre yorumluyordu. Kadın yapısı da bu süreçten etkilenmişti. Savaşta aktif yer alan komuta, savaşçı çok zorlu süreçlerde önemli roller üstlenmişti. Tasfiyeciler, savaş sürecinin bittiğini ve isteyenin farklı şekillerde mücadele yürütebileceğini, yaşayabileceğini, dönemin artık politika dönemi olduğunu salık verdiğinde en sert tepki, savunma güçlerinden geldi. Tasfiyecilerce, meşru savunma örgütlülüğünün daraltılması, marjinalleştirilmesi hesaplanıyordu. Nuda yoldaş, PKK ve öncülük ettiği konfederal sistem olarak dönem ismiyle Koma Komelen Kurdistan Yürütme Konseyi üyesi olarak meşru savunma komitesinde görev yürüttüğü dönemde ısrar ederek askeri alana geçti. Tasfiyeciliği askeri güçlerde geliştiren Dr. Ali gittiği Botan Eyaletinde gerilla güçlerini parti yaşamından uzaklaştırma, örgütlülüğü dağıtma, savaş iradesini ortadan kaldırma, parti ilkeleri yerine küçük burjuva ölçüleri örgütleme, Kadın Özgürlük Çizgisine saldırı faaliyeti yürütmekteydi. Botan’ın mücadelemiz açısından stratejik önemi biliniyordu. Botan’ın bitirilmesi demek Bakur’da tüm gerilla üs alanlarının bitirilmesi olacaktı. Böylelikle savunma gücü, merkezi yerden vurulmuş olacaktı. Botan’ın durumunu Şehit Nuda arkadaş örgüte kapsamlı bir şekilde rapor ettiği gibi Şehit Gülbahar arkadaş ile beraber radikal mücadele yürüttü. Dr. Ali ve Dicle Andok Başûr sahasına çekilerek hesap soruldu. Kendileri de işledikleri suçları hem raporlarında hem parti platformunda kabul etmişlerdi. Düşman, gerilla gücündeki dağınıklığı fark edince kapsamlı saldırılar gerçekleştirdi. Genel Hareket açısından da, Kadın Hareketi açısından da kayıplarımız büyüktü. Nuda arkadaşın şehadeti (1 nisan 2008), Dicle, Sorxwîn, Yıldız, Gülbahar, Nucan, Rozerîn, Delîla arkadaşların şehadetleri bu süreçte gerçekleşti. Hamle sürecinde yani en kritik süreçte rol oynamak isteyen arkadaşlardı. Önderliği zehirlemek isteyenlere karşı ciddi bir kararlaşma sürecini yaşayarak Bakur alanına geçtiler ve kahramanca şehit düştüler. Kadın Hareketi açısından büyük kayıplardı. Botan alanında gelişen kadın ordulaşması nasıl ki o dönem önemliyse bugün de hem kadınların hem halkımızın özgürlük mücadelesi açısından aynı önemi korumaktadır. Nuda arkadaş Hareketimizde kadın gerçeğinin en özlü, sade kimlikleşmesiydi Yedinci PAJK Kongresi’nden sonra Kadın Hareketinde önemli bir toparlanma, gelişme yaşandı. Akademiler sistemi, eğitim sistemi, PAJK Komiteleri oluşturuldu. Askeri savunma güçleri önemli bir örgütlenme düzeyi kazandığı gibi kadın gerillalaşması çelikleşti. Buna dayalı kadın gerillası bugün Kürdistan’ın her alanında, Ortadoğu’da üslenmiş durumdadır. Nuda arkadaş, katıldığı günden şehadetine kadar Kadın Hareketinde, genel Özgürlük Hareketimizde öncü düzeyde militanlaşan kadın gerçeğinin en özlü, sade kimlikleşmesiydi. Şehadeti Hareketimiz açısından büyük bir kayıp olmuştur. Ancak güçlü bir özgürlük bilinci, kadın savunma iradesi, partileşen kadının özgürlük gerçeği, özgürlük duruşu mirası bırakmıştır. Kadın Özgürlük Mücadelemizin sürekliliği açısından kadın partileşme ilkelerimiz Zeynep Kınacı çizgisinde Nuda, Vîyan, Şîlan, Gulbahar ve nice yoldaşlarımızla şekillenmiştir. Nuda arkadaşın anısına Şehit Nuda Akademisi ismiyle eğitim devreleri kesintisiz günümüze kadar sürdürülmektedir. Kadın özgürlük ölçülerimiz, iradeleşmemiz tamamen hayatın, çetin mücadelenin içinden süzülmüş ve mücadeleye damgasını vuran nice değerli yoldaşlarımızın emeğiyle şekillenmiştir. Her daim bu emeğe layık olmayı bileceğiz. Şehitlerle sözleşmemiz, Önderlikle sözleşmemizdir. Kendi amaçlarımızla sözleşme ve onurumuzu, kadın kimliğimizi ve tüm toplumsal değerlerimizi manevi-maddi savunmadır. Günümüzde de çok yönlü kirli, komplovari imha saldırıları özel savaş politikalarıyla kadınlara, halkımıza ve buna öncülük eden Hareketimize ve tüm bunların temsili olan Önderliğimize yöneltilmiş durumdadır. 2020 yılında da Nudalaşan kadın gerçeğiyle savaşacağız, mücadele edeceğiz. | ||
© 2021 Serxwebûn |